RÖNESANS YAPI ANLAYIŞI

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • izmirsat
    Member
    • 30-09-2006
    • 1543

    RÖNESANS YAPI ANLAYIŞI

    RÖNESANS YAPI ANLAYIŞI

    Rönesans yeni bir dünya görüşüdür. Bu oluşuma, toplumsal yapı içinde gelişen olayların ve düşüncelerin önemli yardımı olmuştur. Yeni dünya görüşünün özelliği, insanın kendi dünyevi güçlerini anlamasıdır. Biz bu dönemde Ortaçağ’dan farklı bir görüşün de ortaya çıktığını anlıyoruz. Bilindiği gibi bu dönemde halk, sanatçı, bilim ve din adamı aynı kilise inancına paralel bir Tanrı görüşüne sahipti. Halbuki Ortaçağı, özellikle de Gotik çağı incelersek mistik inançların, kilisenin birliğini bile bozduğu gözlemlenir.
    Geç Gotik, Orta Avrupa’da 15. Yüzyılda eserlerini vermeye başladığında İtalya’da Floransa’da erken Rönesans’ın ürünleri görülmeye başlamıştı. İtalyanlar Gotiği bir barbar sanatı olarak kabul ettikleri için önce Floransa’da bir karşı sanat hareketi başlamış ve Roma 1500’li yıllardan başlayarak bu yeni anlayışı en üst düzeye çıkarmıştı.
    Bu yeni görüş, Ortaçağ’ın Gotik Katedrali karşısında, Rönesans’ın merkezi yapısıyla da biçimlenmiş olmaktadır. 1400 yıllarında Regensburg’ta yapılan ve kulesi adeta sonsuzluğa yükselir gibi inşaa edilmek istenen Dom ile, bundan 100 yıl sonra 1502 yılında Montorio’da inşaa edilen S. Pietro Kilisesi’nin orta gemisi, bir yarım küre ile örtülüyordu. Böylece yapı düzeninde hareketlilikten, kendi içine dönük bir yapı anlayışına dönülüyordu.
    Gotik’te her yöneliş derine ve yukarı doğru hareket halinde olduğu halde, burada mekan hareketi, yerinde duran bir etkide idi. Gotik’te duvarlar, ayaklar, ve tonozlar silme ve kaburgalarla hareket eden ve bir yöne yönelen etki içersinde düzenlenmişlerdi. Rönesans, kaburgayı ve kaburgalı haç tonozu, dinamik etkileri nedeniyle reddediyordu. Bunun yerine klasik tonoz ile kubbeyi ele alıyordu. Çünkü bu unsurlarda hareket özelliği bulunmuyordu. Çatı örtüsü için eski Roma’nın saray ve hamamları örnek alınmıştı. Buradaki formlar Rönesans sanatçısına daha ağır başlı sakin ve ölçülü geliyordu. Bu yapılarda insan yeniden ana ölçü birimi olmuştur. Ve bu şekilde sanatçı gotikte mantıklı olmayan oranlar ve dini düşünce ile ilişkisini tamamen keser.



    Rönesans yapılarında plan örnekleri
    Bu yapı uzun bir salon ve iki yanda birbirlerinden ayrılmış şapelle nişlerin yer aldığı bölmelerden ibaretti. Rönesans’ta tekrardan görmeye başladığımız merkezi yapı heyecanını Bizans’tan alıyordu. Gotik sanata olan düşmanlık Bizans sanatına yakınlık sağlıyordu.




    Flippo Brunelleschi, Capelle Pazzi'nin içi, 1430 dolayları

    Çapraz geminin kesiştiği yeri de bir kubbe kapatıyordu. Uzun salonu ise taştan bir tonoz örtüyordu. Bu yapı Gotik’den ayrılıyordu.
    Rönesans yapı anlayışının kısa bir zaman içinde son bulması ve bizzat klasik dönem sanatçılarından Michelangelo tarafından Barok’a yöneltilmesi dikkat çekicidir.
    Rönesans mimarisi 16. Yüzyıla gelindiğinde yerini Barok mimariye bırakmıştır. Bu dönemden sonra Avrupa’da yapılarda görülen Rönesans etkisi bir süslemeden öteye gitmemiştir.

    Kaynakça:

    Dünya Sanat Tarihi, Adnan Turani, Remzi Kitabevi
    Sanatın Öyküsü, E.H Gombrich, Remzi Kitabevi
    Art in Renaissance Italy, J.T.Paoletti& G.M.Radke Laurence King Publiishing
    www.denizce.com
İşlem Yapılıyor
X