Hidrojen Bombası
hidrojen bombasından açığa çıkan enerji aynı ağırlıktaki atom bombasına göre yaklaşık 1000 kat daha fazladır. hidrojen bombasının gücünün daha iyi anlaşılması için şu gerçek çok dikkat çekicidir; “bir tek hidrojen bombasının patlama gücü, insanlık tarihindeki bütün savaşlardaki tüm patlamaların gücünden daha fazladır”. ilk hidrojen bombası 1952 yılının sonlarında büyük okyanustaki marshall adalarında abd tarafından denenmiştir. o günden bugüne nükleer bomba denemeleri artarak devam etmiştir. ancak bu denemeler sonucunda açığa çıkan pek çok radyoaktif izotop ve ışınlar atmosferi ve çevreyi olumsuz etkilemiştir. ekolojik dengenin bozulmasında en büyük sebeplerden biri de nükleer bomba denemeleridir.
Hidrojen bombası temelde nükleer füzyon
reaksiyonuna dayanan ve çok yüksek tahrip gücüne
sahip nükleer bir silahtır. Füzyon reaksiyonunda
küçük kütleli atom çekirdekleri birleşerek daha
büyük çekirdekler oluşur ve bu sırada çok büyük
miktarda enerji açığa çıkar. Teorik olarak füzyon
reaksiyonunda bütün elementlerin çekirdekleri
gerekli sıcaklık ve basınç sağlandığında
birleşebilir. Ancak, en kolay füzyon reaksiyonu
verebilen element hidrojen’dir. Hidrojen ve
izotopları (döteryum ve trityum) yaklaşık 100
milyon °C gibi çok yüksek bir sıcaklıkta füzyona
uğrarlar. Bu sıcaklığa ulaşılarak füzyonun
başlatılması için ise atom bombasına ihtiyaç
vardır. Kısacası, hidrojen bombasının
patlatılabilmesi için önce atom bombasının
patlatılması gerekir.Bir hidrojen bombası; ortada
trityum ve döteryumdan oluşan füzyon yakıtı, bunun
çevresinde fisyon patlayıcıları (atom bombası),
onunda çevresinde ise nötron yansıtıcı bir
kabuktan oluşur. Öncelikle atom bombası
patlatılır. Bunun sonucunda oluşan sıcaklık ve
basınç hidrojen bombasının patlamasını sağlar.
Hidrojen bombasından açığa çıkan enerji aynı
ağırlıktaki atom bombasına göre yaklaşık 1000 kat
daha fazladır. Hidrojen bombasının gücünün daha
iyi anlaşılması için şu gerçek çok dikkat
çekicidir; “Bir tek hidrojen bombasının patlama
gücü, insanlık tarihindeki bütün savaşlardaki tüm
patlamaların gücünden daha fazladır”. İlk hidrojen
bombası 1952 yılının sonlarında büyük okyanustaki
Marshall adalarında ABD tarafından denenmiştir. O
günden bugüne nükleer bomba denemeleri artarak
devam etmiştir. Ancak bu denemeler sonucunda açığa
çıkan pek çok radyoaktif izotop ve ışınlar
atmosferi ve çevreyi olumsuz etkilemiştir.
Ekolojik dengenin bozulmasında en büyük
sebeplerden biri de nükleer bomba denemeleridir.
İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru ABD’de yapıldı. Nazi Almanya'sında da aynı konuda araştırmalar yapıldığı için atom bombasının yapımı çok gizli tutulmuştu. Bu çok ayıp ikisi, 1945'te Japonya’nın iki kentine atıldı. 6 Ağustos'ta Hiroşima'ya atılan ilk bomba yaklaşık 75 bin kişinin, 9 Ağustos'ta Nagasaki'ye atılan ikinci bomba da yaklaşık 39 bin kişinin ölümüne yol açtı. Atom bombasının bu yıkıcı gücü, uranyum ve plütonyum atomlarının bölünmesi sırasında açığa çıkan enerjiden kaynaklanıyordu. ABD, 1952'de atom bombasından çok daha etkili ve yıkıcı bir silah olan hidrojen bombasını geliştirdi. Hidrojen bombasının ürkütücü boyutlardaki patlama gücü, hidrojen atomlarının birleşerek helyum atomlarına dönüştüğü termonükleer tepkimeden doğar. Bir başka deyişle, hidrojen bombasının patlaması bir çekirdek kaynaşması ya da birleşmesidir (füzyon). Oysa atom bombasınınki bir çekirdek bölünmesidir (fisyon). Sovyetler Birliği, bu iki bombayı da ABD’den daha sonra geliştirdi. İlk atom bombasını 1949'da, ilk hidrojen bombasını 1953'te yaptı. İngiltere ise ilk atom bombasını 1952'de, ilk hidrojen bombasını 1957'de denedi. Daha sonra Fransa 1960'ta, Çin de 1964'te ilk atom bombalarını patlattılar . Bir tek nükleer bombadan doğan patlama dalgaları ve açığa çıkan ısı, bütün bir kenti yok edebilecek güçtedir.
hidrojen bombasından açığa çıkan enerji aynı ağırlıktaki atom bombasına göre yaklaşık 1000 kat daha fazladır. hidrojen bombasının gücünün daha iyi anlaşılması için şu gerçek çok dikkat çekicidir; “bir tek hidrojen bombasının patlama gücü, insanlık tarihindeki bütün savaşlardaki tüm patlamaların gücünden daha fazladır”. ilk hidrojen bombası 1952 yılının sonlarında büyük okyanustaki marshall adalarında abd tarafından denenmiştir. o günden bugüne nükleer bomba denemeleri artarak devam etmiştir. ancak bu denemeler sonucunda açığa çıkan pek çok radyoaktif izotop ve ışınlar atmosferi ve çevreyi olumsuz etkilemiştir. ekolojik dengenin bozulmasında en büyük sebeplerden biri de nükleer bomba denemeleridir.
Hidrojen bombası temelde nükleer füzyon
reaksiyonuna dayanan ve çok yüksek tahrip gücüne
sahip nükleer bir silahtır. Füzyon reaksiyonunda
küçük kütleli atom çekirdekleri birleşerek daha
büyük çekirdekler oluşur ve bu sırada çok büyük
miktarda enerji açığa çıkar. Teorik olarak füzyon
reaksiyonunda bütün elementlerin çekirdekleri
gerekli sıcaklık ve basınç sağlandığında
birleşebilir. Ancak, en kolay füzyon reaksiyonu
verebilen element hidrojen’dir. Hidrojen ve
izotopları (döteryum ve trityum) yaklaşık 100
milyon °C gibi çok yüksek bir sıcaklıkta füzyona
uğrarlar. Bu sıcaklığa ulaşılarak füzyonun
başlatılması için ise atom bombasına ihtiyaç
vardır. Kısacası, hidrojen bombasının
patlatılabilmesi için önce atom bombasının
patlatılması gerekir.Bir hidrojen bombası; ortada
trityum ve döteryumdan oluşan füzyon yakıtı, bunun
çevresinde fisyon patlayıcıları (atom bombası),
onunda çevresinde ise nötron yansıtıcı bir
kabuktan oluşur. Öncelikle atom bombası
patlatılır. Bunun sonucunda oluşan sıcaklık ve
basınç hidrojen bombasının patlamasını sağlar.
Hidrojen bombasından açığa çıkan enerji aynı
ağırlıktaki atom bombasına göre yaklaşık 1000 kat
daha fazladır. Hidrojen bombasının gücünün daha
iyi anlaşılması için şu gerçek çok dikkat
çekicidir; “Bir tek hidrojen bombasının patlama
gücü, insanlık tarihindeki bütün savaşlardaki tüm
patlamaların gücünden daha fazladır”. İlk hidrojen
bombası 1952 yılının sonlarında büyük okyanustaki
Marshall adalarında ABD tarafından denenmiştir. O
günden bugüne nükleer bomba denemeleri artarak
devam etmiştir. Ancak bu denemeler sonucunda açığa
çıkan pek çok radyoaktif izotop ve ışınlar
atmosferi ve çevreyi olumsuz etkilemiştir.
Ekolojik dengenin bozulmasında en büyük
sebeplerden biri de nükleer bomba denemeleridir.
İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru ABD’de yapıldı. Nazi Almanya'sında da aynı konuda araştırmalar yapıldığı için atom bombasının yapımı çok gizli tutulmuştu. Bu çok ayıp ikisi, 1945'te Japonya’nın iki kentine atıldı. 6 Ağustos'ta Hiroşima'ya atılan ilk bomba yaklaşık 75 bin kişinin, 9 Ağustos'ta Nagasaki'ye atılan ikinci bomba da yaklaşık 39 bin kişinin ölümüne yol açtı. Atom bombasının bu yıkıcı gücü, uranyum ve plütonyum atomlarının bölünmesi sırasında açığa çıkan enerjiden kaynaklanıyordu. ABD, 1952'de atom bombasından çok daha etkili ve yıkıcı bir silah olan hidrojen bombasını geliştirdi. Hidrojen bombasının ürkütücü boyutlardaki patlama gücü, hidrojen atomlarının birleşerek helyum atomlarına dönüştüğü termonükleer tepkimeden doğar. Bir başka deyişle, hidrojen bombasının patlaması bir çekirdek kaynaşması ya da birleşmesidir (füzyon). Oysa atom bombasınınki bir çekirdek bölünmesidir (fisyon). Sovyetler Birliği, bu iki bombayı da ABD’den daha sonra geliştirdi. İlk atom bombasını 1949'da, ilk hidrojen bombasını 1953'te yaptı. İngiltere ise ilk atom bombasını 1952'de, ilk hidrojen bombasını 1957'de denedi. Daha sonra Fransa 1960'ta, Çin de 1964'te ilk atom bombalarını patlattılar . Bir tek nükleer bombadan doğan patlama dalgaları ve açığa çıkan ısı, bütün bir kenti yok edebilecek güçtedir.