Hidrolojik Döngü / DOÐADAKİ SU DÖNGÜSÜ

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • izmirsat
    Member
    • 30-09-2006
    • 1543

    Hidrolojik Döngü / DOÐADAKİ SU DÖNGÜSÜ

    DOÐADAKİ SU DÖNGÜSÜ

    Bugün kullandığımız suyun milyonlarca yıldır dünyada bulunduğu ve
    miktarının çok fazla değişmediği doğrudur. Dünyada su hareket eder, formu
    değişir, bitkiler ve hayvanlar tarafından kullanılır, fakat gerçekte asla
    yok olmaz. Buna Hidrolojik Döngü (Su Döngüsü) denir.
    Su döngüsünü oluşturan basamaklar

    Bu döngüde suyun hareket etmesini sağlayan beş değişik olay vardır:
    1- Yoğunlaşma (kondansasyon),
    2- Yağış (precipitation),
    3- Toprağa geçiş (Infiltration) ve yeraltı sularının oluşumu,
    4- Yüzeyel akıntı (Runoff) ve yüzey suları ile yeraltı sularının oluşumu,
    5- Buharlaşma (Evapotranspiration)
    Su buharı yoğunlaşarak bulutları oluşturur, koşullar uygun olduğunda yağış
    meydana gelir. Yağış şeklinde yeryüzüne düşen su, toprağa sızarak yeraltı
    sularına veya yüzeyel akıntı olarak okyanuslara, denizlere karışır. Yüzey
    sularının buharlaşmasıyla su atmosfere geri döner.
    Yoğunlaşma: Suyun buhar formundan sıvı formuna değişim sürecidir. Havadaki
    su buharı konveksiyon yardımıyla artar. Ilık-nemli hava yükselirken soğuk
    hava aşağı doğru hareket eder. Ilık hava yükseldikçe sıcaklığı azalıp
    enerjisini kaybettiğinden gaz halden sıvı veya katı (kar veya dolu) haline
    döner.
    Yoğunlaşmayı buzdolabından soğuk bir su şişesi aldığınızda ve oda ısısında
    bıraktığınızda şişe yüzeyinde açıkça görebilir, su şişesinin oda ısısında
    nasıl “terlediğini” rahatlıkla izleyebilirsiniz.
    Yağış: Yağmur, sulusepken kar, kar veya dolu olarak bulutlardan salınan
    sudur. Atmosferde yoğunlaştığı, atmosferik hava akımında kalmasının
    zorlaştığı durumda su buharından sonra yağış meydana gelir.
    Toprağa geçiş: Dünya yüzeyine erişen yağışların bir kısmı toprağa sızar
    (infiltrasyon) ve yeraltı sularını meydana getirirler.
    Toprağa sızan su miktarı, toprağın eğimi, bitkilerin tipi ve miktarı,
    toprağın su ile doygun olup olmamasına bağlı olarak değişir. Yüzeyde büyük
    yarıklar, delikler bulunması, toprağa su geçişini kolaylaştırır.
    Yüzeyel akıntı: Çok fazla yağış olduğunda, toprak suya doyar ve suyun
    fazlasını alamaz. Kalan su toprağın yüzeyinden akar (Runoff). Suyun
    toprağa emilemeyen kısmı yüzey suları olarak isimlendirilir. Yüzeyel sular
    kar ve buzların erimesiyle de oluşabilir.
    Yüzey suları çaylara, derelere ve nehirlere akar. Yüzey suları daima daha
    alçak noktalara doğru taşınır, dolayısıyla okyanuslara karışır.
    Yeraltı suları: Dünya yüzeyine erişen yağışların bir kısmı toprağa sızar
    (infiltrasyon) ve yeraltı sularını meydana getirir.Yeraltı sularının bir
    bölümü derinde kapalı bir su katmanına ulaşır ve kullanılabilmeleri için
    yeryüzüne özel bir yöntemle çıkarılmaları gerekir.Yeraltı sularının diğer
    bir bölümü ise basınç etkisiyle üst toprak katmanlarına doğru hareket eder
    ve yeryüzüne ulaşır. Bu sulara kaynak suyu denir. Yeraltı suyu toprak
    katmanlarından geçerken temas ettiği yüzeydeki mineral vb maddeleri de
    yapısına alır. Bu maddeler suyun yararlı bileşenlerini (demir, magnezyum
    vb) oluşturabileceği gibi arsenik, nitrat, tarım ilacı kalıntıları gibi
    zehirli maddeler de olabilir. Toprak sarsıntıları, yağmur ve eriyen kar
    suları, bu zehirli maddelerin suya karışma riskini artırır. Bu nedenle
    suyun bileşimindeki değişikliklerin sürekli izlenmesi ve güvenli hale
    getirilmesi için etkin filtrasyon yöntemleriyle arındırılması gereklidir.
    Buharlaşma: Bitkilerin nemlenmesiyle ve toprağın buharlaşmasıyla oluşan
    sudur. Evapotranspiration, atmosfere yeniden giren su buharıdır.
    Evapotranspiration, buhar olarak atmosfer içinde artmaya başlayan su
    moleküllerinin neden olduğu güneş enerjisinin suyu ısıttığı durumda
    oluşur.
    Görüldüğü gibi, gereksinmemiz olan suyun bize ulaşması için birçok oluşum
    gerçekleşmektedir. Ve bu oluşumlar daima iş başındadır. Uç örneklerde ise
    döngü farklı şekillerde gerçekleşir. Örneğin, Antartika donmuş olduğundan
    buharlaşma oluşmaz (buzlar sublimation adı verilen bir oluşumla doğrudan
    su buharına dönüşür). Yine örneğin, Sahra Çölü çok kurak olduğundan yağış
    olmaz (su, yere düşmeden buharlaşma oluşur). Ancak döngü hep sürer.
    İşte bu nedenle her gün içtiğimiz su, dinozorlar dünyayı dolaştığında da
    aynı döngü içerisinde dünyamızda dolaşmaktaydı.


    Suyun dünyanın etrafında, içinde, üzerinde sürekli sıvı halden buhar ve buza dönüşerek nasıl devrolduğuna aşina olabilirsiniz. Suyun devrini tasavvur etmenin bir yolu, bir damla suyu yolunda hareket ederken takip etmektir. Bu hikâyeye, dönüşümün herhangi bir yerinden başlayabiliriz. Ancak başlamak için en iyi yer dünyanın suyunun büyük bir bölümü orada olduğu için okyanustur. Eğer damlacık okyanusta kalmak isterse, denizin üzerinde güneşleniyor olmalıydı. Güneşteki ısı onu buldu, ısıttı ve onu su buharına dönüştürdü. O, minik damlacıklar halinde havaya yükseldi, kuvvetli rüzgârlar onu kapana kadar ve onu yüzlerce mil yerden yükseltene kadar gitti. Orada, ısınmış yeryüzünden gelen sıcak hava akımları artık buhar olan damlacıkları daha da yükseklere çıkardı, orada hava soğudu. Buhar soğuyunca tekrar sıvı oldu (sıkışma). Yeterince soğuk olsaydı, minik buz kristallerine dönerdi. Buhar küçük toz, duman ve tuz kristal parçacıklarının üzerinde sıkışır ve bulutun bir parçasını oluşturur.
    Bir zaman sonra damlamız diğer damlalarla daha büyük bir damla oluşturmak için birleşti ve çökelti olarak dünyaya düştü. Dünyanın yerçekimi onun yüzeye düşmesine yardım etti. Bir kez düşmeye başlayınca su damlacıklarının gidecek birçok yeri vardır. Belki bir ağacın yaprağına konar ki, bu durumda belki buharlaşır ve yeniden bulutlara doğru yola çıkar. Eğer bir yaprağı ıskalarsa yine de gidecek birçok yeri vardır. Damla, düz bir tarlada bir parça kurumuş tozun üzerine inebilir. Bu durumda, yeraltı suyu olarak yolculuğuna başlamak üzere yere batabilir. Damla, yeraltı suyu olarak aşağıya doğru yolculuğa devam edecektir fakat yolculuk damla yerin üstüne tekrar yolunu bulana kadar binlerce yıl alarak bitebilir. Sonra yine, yerden bir kuyu kanalıyla damla pompalanır ve ürünlere sıkılır, orada ya buharlaşır, yerden bir çaya akar ya da tekrar yeraltına gider. Ya da kuyu suyu bir bebeğin biberonunda son bulur veya bir kedi veya köpeği yıkamak için yollanır. Buralardan yeniden havaya döner. Kanalizasyonlardan nehirlere gider ve sonunda okyanuslara varır ve yeniden yeraltına gider.
    Ancak damlalarımız yeryüzü aşığı olabilir. Birçok çökelti dünya yüzeyinde, yeryüzü sularının bir parçası olmak için kalır. Eğer damla bir bir banliyö bölgesine düşerse, evinizin çatısına çarpabilir, oluktan akabilir, araba yolunuzdan kaldırım kenarına akabilir. Bir köpek ya da sincap onu kucaklamazsa kaldırım kenarından lağıma gidebilir ve küçük bir çayda son bulur. Çayın büyük bir nehre akma ihtimali büyüktür ve damla okyanusa doğru yolculuğuna tekrar başlar. Hiç kimse karışmazsa, yolculuk hızlı olacaktır okyanusa veya buharlaşmanın yer alacağı bir göle. Fakat, her şey için suya ihtiyacı olan 250 milyondan fazla insanın olduğunu düşünürsek damlamızın yakalanma ihtimalı yada denize ulaşmadan önce kullanılma ihtimali yüksektir.
    Yeryüzü sularının birçoğu sulama için kullanılır. Hatta daha fazlası güç üretimi tarafından elektrik aletlerini soğutmak için kullanılır. Oradan soğutma kulesine buharlaşma için gidebilir. Atmosfere su buharı olarak çabuk bir yolculuktan bahsedin... Bu o işte. Ama belki bir şehir su damlasını nehirden bir su deposuna pompalamıştır. Oradan size tabaklarınızı yıkamada yardım eder, ateşle savaşmanıza, domatesleri sulamanıza ya da sifonu çekmenize yarar. Belki yerel çelik fabrikası damlayı kapar ya da damla şık bir restoranın yerlerini paspaslamaya yarar. Olasılıklar sonsuzdur... Ama damlacık için fark etmez çünkü eninde sonunda yine çevreye ulaşacaktır. Oradan tekrar dönüşümüne, bulutlara girip çıkmaya devam eder. Bu kez belki de su bardağınızda son bulur.
İşlem Yapılıyor
X