**KİSTİK FİBROZİS nedir? Tedavisinde yeni yaklaşımlar .. **

Kapat
Önemli Konu
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • drturgut
    Member
    • 16-09-2004
    • 1562

    **KİSTİK FİBROZİS nedir? Tedavisinde yeni yaklaşımlar .. **

    Kistik Fibrozis ve Moleküler-Genetik Yaklaşımlar

    ÖZET

    Kistik fibrozis, yaklaşık 1/25 taşıyıcı sıklığı ve 1/2000-3500 canlı doğum insidansı ile, beyaz ırkta otozomal resesif geçiş gösteren en yaygın ölümcül hastalıktır. Tüm sistemlerdeki egzokrin glandları etkiler. Temel bozukluk ter, tükürük, trakeobronşiyal ağaç, kalın barsak ve pankreas egzokrin glandlarından anormal sekresyonların oluşumudur. Önde gelen klinik belirtiler, kronik obstrüktif akciğer hastalığına ve pankreas yetersizliğine ait bulgulardır.

    Kistik fibrozis hastaları için ortalama yaşam süresi 30-33 yıldır ve bazı hastalar seyrek olarak 40 ve 50 yıl yaşar. Ancak az sayıda hasta 50 yaşından fazla yaşayabilmiştir. Tekrarlayan pulmoner (Akciğer) infeksiyonlar ölümün en sık sebebidir.

    Uzun süredir bilimsel çevrelerde, kistik fibrozis gibi somatik ve kalıtılmış hastalıklara genlerdeki nokta mutasyonların neden olduğu kabul edilmektedir. Kistik fibroziste, etkilenmiş dokulardan cDNA araştırması ve çapraz tür hibridizasyon tekniği ile kistik fibrozis geni (Cystic Fibrosis Transmembrane Conductance Regulator-CFTR-Gene) izole edilmiştir.


    Kistik fibrozisli hastaların akciğer ve pankreas gibi dokularından bağlantı analizi ile elde edilen DNA daraltılarak, bu segmentteki genlerin ekspresyonuna bakılabilir. CFTR geninde 1000’in üzerinde mutasyon tanımlanmıştır. Bunlar, gen kodonunun yanlış okunmasına yol açan delesyon ve inversiyonlar kadar, missens ve nonsens nokta mutasyonlarını da kapsar. Bu mutasyonlar nadir olup, moleküler seviyede dikkati çeken heterojenite toplum araştırma programlarının planlanmasında önemli bir anlama sahiptir. Moleküler-genetik alanındaki umut verici araştırmalarla, hastalığın özgül tedavisine yönelik gen terapisi yöntemlerinin geliştirilmesine çalışılmaktadır.
    Son düzenleme drturgut; 20-02-2007, 00:49.
  • drturgut
    Member
    • 16-09-2004
    • 1562

    #2
    Konu: **KİSTİK FİBROZİS nedir? Tedavisinde yeni yaklaşımlar .. **

    Kistik fibrozis, tüm sistemlerdeki egzokrin glandları (dış salgı bezleri) etkileyen, beyaz ırktaki en yaygın ölümcül kalıtsal hastalıktır. Otozomal resesif olarak kalıtılır. Temel bozukluk, ter ve tükürük bezleri, trakeobronşiyal ağaç, kalın barsak ve pankreasa ait egzokrin glandlardan anormal sekresyonların oluşumudur.

    Mortalite (Ölüm) oranının yüksekliğine ve yaşam kalitesini kötüleştirici özelliğine rağmen, son yıllarda yeni ve etkin tedavi olanakları ile, kistik fibrozisli hastaların yaşam süresi ve kalitesinde belirgin iyileşmeler oluşmuştur. Gerek tipik gerekse hafif veya atipik klinik şekillerde yaşam süresinin uzaması ile kistik fibrozisli vakalarda tanının gecikebilmesi, prognoz ve tedavi etkinliğinde sorunlar oluşturabilmektedir.

    Kistik fibrozis gen (cystic fibrosis transmembrane conductance regulator -CFTR- gene) lokusunun 7 numaralı kromozom üzerinde bulunduğu bilinmektedir. Spesifik DNA probları ile hastalığın antenatal tanı yöntemi de geliştirilmiştir. Moleküler-genetik alanındaki umut verici araştırmalarla, hastalığın moleküler tanı, mutasyonlarının saptanması ve özgül gen terapisine yönelik yöntemlerin geliştirilmesine çalışılmaktadır.



    SIKLIK


    Yaklaşık 1/25 taşıyıcı sıklığı ve 1/2000-3500 canlı doğum
    insidansı ile beyaz ırktaki en yaygın letal otozomal resesif geçiş gösteren bozukluktur. Cinsiyet baskınlığı yoktur.

    Beyaz ırk dışında sık değildir. Ayrıca hastalık Amish’de
    (Ohio) yaklaşık 1/500, Kuzey Amerika yerlileri ve Hawaililerde 1/90 000 oranında görülmektedir. Siyah ırktan Amerikalılarda daha az sıklıkta (1/17 000) ve siyah Afrikalılarda ise hemen hiç görülmez. Vakaların, %80’ine 5 yaşından önce tanı konulmakta; %10’una ergenlik çağına kadar tanı konulamamaktadır. Az sayıdaki ve/veya hafif hastalıklı bazı olgulara
    40-50 yaşına kadar tanı konulmamış olabilir.


    Klinik Bulgular



    Önde gelen klinik belirtiler kronik obstrüktif(tıkayıcı) akciğer hastalığına ait bulgular (hemen bütün vakalarda değişik derecelerde bulunur) ve pankreatik yetersizliktir (hastaların %80-90 ’ında mevcuttur). Ölümün en yaygın sebebi, tekrarlayan pulmoner infeksiyonlardır. Hastaların balgamından izole edilen ve kistik fibrozis için klinik önem taşıyan mikroorganizmaların bulunması (Pseudomonas aeruginosa’nın mukoid formu gibi) ya da obstrüktif pulmoner hastalık varlığı ile birlikte infertil erkek, erişkin dönemde öncelikle tanısı konulmamış kistik fibrozisi düşündürmelidir.


    İnfeksiyon yaşamın 6. haftası kadar erken dönemde başlayabilir veya klinik tanısı akciğer hasarı oluncaya (erişkin yaşlarda) kadar gecikebilir.




    Son yıllarda, kistik fibrozis ile uyumlu tipik klinik semptomları olmayan ve ter testi normal olan, ergenlik çağına kadar tanısı gecikebilen ve bronkodilatatörlere iyi yanıt vermeyen düşük FEV
    1(zorlu nefes verme volümü) değerine sahip astım semptomları gösteren ve astım tanısı alan, daha sonra bilateral nazal polip ve bronşektazi gelişen kistik fibrozis olguları bildirilmiştir. Kistik fibrozis hastaları arasında atopi ve astım sıklığı genel nüfusa göre daha yüksektir. Birçok hasta, çeşitli alerjenlere karşı TipI ve TipIII aşırı duyarlılık reaksiyonları gösterir. Kan IgE ve IgG düzeyleri, periferal eozinofil düzeyleri, bronş aşırı duyarlılığı ve çeşitli alerjenlere karşı deri testi yanıtlarında sağlıklı kontrollere göre anlamlı yükseklik olduğu gösterilmiştir. Bu tür bulgulara sahip hafif derecede kistik fibrozislilerde, tanı gecikmesi ve karışıklığı olabilir.



    Son düzenleme drturgut; 20-02-2007, 00:35.

    Yorum

    • drturgut
      Member
      • 16-09-2004
      • 1562

      #3
      Konu: **KİSTİK FİBROZİS nedir? Tedavisinde yeni yaklaşımlar .. **

      Kistik fibrozisli kiflilerin %85’inde, pankreatik fonksiyon
      yetersizliği sonucu steatoreye(yağlı ishal) sebep olan yağ ve protein malabsorpsiyonu oluşur. Bu durum yağda çözünen vitamin yetersizlikleri, kalori açığı, büyüme ve gelişme geriliği ve rektal prolapsus gibi belirtilere yol açar.

      Sağlam ya da kısmi egzokrin fonksiyonu olan hastalarda
      tekrarlayıcı akut pankreatitis olabilir. Eksojen insülin gerektiren diabetes mellitus %2-5 oranında gelişir. Diabetes mellitus gelişme insidansı yaş ile artar, orta derecededir, kolay kontrol edilebilir, ketoz, retinopati ve nöropati görülmez.

      Kistik fibrozisli hastaların %10’unda siroza yol açabilen karaciğer hasarı gelişir. Mekonyum ileusu, volvulus, perforasyon ve mekonyum peritonitine yol açabilir. “Clubbing” hemen tüm hastalarda görülür. Ciddi kistik fibrozisli erişkin hastalarda, spesifik sol ventrikül
      anormallikleri bulunmadan sağ ventrikülün önemli sistolik
      ve diyastolik fonksiyon kaybı oluşabilmektedir.

      (NOT: Literatür bilgilerinden alıntılar içeren derlemedir. Kısım kısım verilmektedir.)

      Yorum

      • drturgut
        Member
        • 16-09-2004
        • 1562

        #4
        Konu: **KİSTİK FİBROZİS nedir? Tedavisinde yeni yaklaşımlar .. **

        Patogenez ve Prognoz


        Kistik fibrozis epitelyal bir hastalıktır. Hastalığın özelliği egzokrin salgılarda viskozite artmasıdır. Viskozitesi artmış sekresyonların birikmesi ile kanallarda tıkanma ve yapısal bozukluklar ortaya çıkar. Kistik fibrozisli kiflilerde, sık olarak etkilenen organlar akciğer ve pankreastır. Solunum sisteminin tüm düzeyleri etkilenebilir. Nazal polip, sinüzit ve alt solunum yolları hastalıkları yaygındır. Tekrarlayan infeksiyonlar nedeniyle hemen hemen tüm hastalarda solunum sisteminin kronik ilerleyici obstrüktif hastalığı gelişir. Mekonyum ileusundan ölen infantlarda yapılan otopsi çalışmalarında kistik fibrozisli yenidoğan akciğerinin normal olduğu görülmüştür.


        Kistik fibrozis hastaları için ortalama yaşam süresi 30-33 yıldır (ABD’de 31.3, Kanada’da 31 ve İngiltere’de 31 yıl) ve bazı hastalar nadiren 40-50 yıl yaşar. Ancak az sayıda veya hafif hastalıklı bazı hastalar 50 yaşından fazla yaşayabilir.


        Kistik fibroziste kronik hava yolu infeksiyonları ve nötrofillerin baskın olduğu kronik hava yolu inflamasyonu, ilerleyici akciğer hastalığına yol açar. Kistik fibrozisli hastaların kanında inflamatuar markerların (IL-1B, IL-8, ECP, nötrofil elastaz) konsantrasyonlarında anlamlı yükseklikler olduğu belirlenmiştir. Morbidite ve mortalitenin ana sebebi, ilerleyici bronşiektaziye ve sonuçta solunum yetmezliğine neden olan kronik bronkopulmoner infeksiyon ve inflamasyonlardır. Bakteriyel ve inflamatuar hücrelerden elastaz ve oksidanlar (serbest oksijen radikalleri) gibi inflamatuar, proteolitik ve toksik ajanların serbestleşmesi de tabloda önemli rol oynar. Kistik fibrozisli hastalarda, solunum epitelinin oksidanlara karşı en önemli savunma mekanizması olan glutatyon düzeyleri ile obstrüktif göstergeler (FEV1) arasında ters bir korelasyon bulunmuştur.


        En erken pulmoner değişiklikler küçük hava yolları obstrüksiyonudur. Bronşiyal glandların hipertrofisini izleyerek mukoz tıkaçlar oluşur. İnflamasyon süreci, bronşiyolit ve endobronşiyal hastalığın sentripedal ilerlemesi sonucu kronik bronşit, bronşiektazi ve peribronşiyal inflamasyonla sonuçlanır.


        Kistik fibrozisli hastalarda surfaktan bileşimi ve fonksiyonları önemli ölçüde değişebilir. Üç majör bakteriyel organizma kistik fibrozisli hastanın hava yolunu infekte eder yada kronik olarak kolonize olur. “Staphylococcus aureus” ve “Haemophilus influenzae”, hastaların az bir kısmında balgamdan elde edilir ve “Pseudomonas aeruginosa” (özellikle mukoid formları), kistik fibrozisli hastaların %90’ından fazlasında saptanır. Hastalık ilerledikçe ve yaygın antibiyotik kullanımına bağlı olarak özellikle “P. aeruginosa” etken olmaya başlar ve kistik fibrozis hastaları P. aeruginosa infeksiyonundan
        ciddi olarak etkilenir. Diğer bakteriler (“E. coli”’nin mukoid formu, “Legionella” vs.) ve diğer mikroorganizmalar,virüsler, mycoplasma ve funguslar kistik fibrozisli hastaların balgamında mevcut olabilir. Kistik fibrozisli hastaların aile üyeleri bu organizmalarla kolonize olmaz.

        Akut ve kronik hava yolu ve akciğer parankimindeki inflamatuar ve yapısal değişiklikler, hava yolu obstrüksiyonu, aşırı havalanma, yaygın fibrozis, doku kaybı ve ventilasyon perfüzyon bozukluğuna yol açar. İlerlemiş respiratuar hastalıklı olgularda pulmoner ve bronşiyal vaskülaritede sekonder değişiklikler hemoptiziye yol açar. Ciddi hava yolu obstrüksiyonu ve hipoksemisi olan kistik fibrozis hastalarında sıklıkla pulmoner hipertansiyon gelişerek, ilerleyici sağ ventrikül yetmezliği ile sonuçlanır. Düflük PaO2 düzeyi miyokardın kontraksiyonlarını da etkileyerek geç dönemde sol ventrikül fonksiyonlarını da bozabilir.

        Kistik fibrozisli kişilerde, pankreatik duktusun blokajına bağlı azalmış enzim sekresyonuyla pankreatik fonksiyon yetersizliği sonucu, yağ ve protein malabsorpsiyonu, yağda çözünen vitaminlerin yetersizliği, kalori açığı, büyüme ve gelişme geriliği olur.

        Kistik fibrozisli hastaların %10’u mekonyum ileusu ile doğar. Barsak obstrüksiyonu distal ileumdaki mekonyum tıkacına bağlıdır. Tıkacın embriyonal yaşamın son dönemlerinde oluşması aşağı barsak bölümlerinde atreziye yol açabilir.

        Erkek kistik fibrozis hastalarında epididim, vas deferens ve seminal kanallarda bilateral atrofi vardır. Kadınlarda ise servikal mukusun viskozitesindeki bozukluk nedeniyle fertilite azalmıştır. Kadınlarda s.e.xüel gelişme, menstrüel siklus ve fertilite daha az etkilenir. Kistik fibrozisli kadın gebe kalabilir ve sağlıklı bebek doğurabilir.


        Tanısal Yaklaşım


        Kistik fibrozisli hastaların çoğuna bebeklik ya da çocukluk çağında tanı konulabilir, ancak bazılarının tanısı erişkin döneme kadar gözden kaçabilir. Kistik fibrozisli erkeklerin %98’inden fazlası infertildir ve hastalıklı kadınlarda da fertilite azalır. Ciddi oligo ve azospermili infertil erkeklerde saptanan genetik anormallikler içerisinde CFTR gen mutasyonlarının da olduğu bildirilmiştir.

        Laboratuvar testleri, olası bir kistik fibrozis tanısını dışlayamaz.





        Son düzenleme drturgut; 22-02-2007, 00:24.

        Yorum

        • drturgut
          Member
          • 16-09-2004
          • 1562

          #5
          Konu: **KİSTİK FİBROZİS nedir? Tedavisinde yeni yaklaşımlar .. **

          a. Klasik Tanı Yöntemleri:


          Ekrin ter bezi fonksiyonundaki Na ve Cl iyon emilim anormalliği, kistik fibrozis için yanlış negatif ve yanlış pozitif sonuçlarına rağmen, halen tanımlayıcı bir test (ter testi) olarak kabul edilmektedir. Kistik fibrozis hastalarının terinde Cl konsantrasyonu 70-80 mEq/L ve Na konsantrasyonu ise 45-65 mEq/L’yi geçer (normal değerler Cl için 40mEq/L ve Na için 50 mEq/L’dir). Terde elektrolit değerleri sürrenal yetersizlik, glikojen depo hastalıkları, nefrojen
          diabetes insipitus, glukoz 6 fosfat dehidrogenez eksikliği gibi durumlarda da yüksek bulunabilir. Klinik bulguları ile kistik fibrozisten ayırıcı tanıları yapılabilir. Terde elektrolit içeriğindeki artışa rağmen, ter kanalından elektrolitlerin yetersiz reabsorpsiyonu söz konusudur. Elektrolit kaybı özellikle küçük çocuklarda önemli tuz kaybına yol açabilir. Ter elektrolitleri en güvenilir şekilde pilokarpin iyontoforezi yöntemiyle ölçülür.

          Geçen birkaç yıl içerisinde, kistik fibrozisin klinik spektrumu, düşük ter klorür konsantrasyonlu atipik klinik formları kapsayacak şekilde büyük ölçüde genişlemiştir. Uzun süredir,
          yenidoğanda kistik fibrozis tarama testi olarak kandaki immünoreaktif tripsinojen (IRT) düzeyi baz olarak alınmaktadır. Kandaki IRT düzeyi artışının, pankreas duktusunun blokajı sonucu oluştuğuna inanılmaktadır. Kistik fibrozisli yenidoğanlarda doğumda artmış IRT düzeyi, karakteristik bulgu olarak kabul edilmekle birlikte sağlıklı yenidoğanlarda da yüksek bulunabilir. Bununla birlikte kistik fibrozisli yenidoğanlarda IRT düzeyi birkaç ay süreyle yüksek kalma eğilimindedir.

          Oysa, yanlış pozitiflik durumunda, IRT genellikle yaşamın ilk haftaları içerisinde normale döner. CFTR’nin keşfinden önce, 1980’lerde, yenidoğan bir aylık olduğunda IRT testi tekrarlanarak tarama özgüllüğü artırılmaktaydı. O zamanlar, ter testi bu kuşkuyu gideren yegane kesin tanı
          amaçlı yöntemdi. Normal ter testine sahip yenidoğanların kistik fibrozisli olmadığı kabul edilmekteydi. Oysa, son yıllarda kistik fibrozis ile uyumlu tipik klinik semptomları bulunmayan
          ve ter elektrolit konsantrasyonu ve pankreatik stimülasyon testleri normal olan kistik fibrozis olguları bildirilmiştir.

          Normal ter testine rağmen bazı infantlarda uzamış hipertripsinojenemi, atipik kistik fibrozis varlığı için uyarıcı olmalıdır. Bu vakaların çoğunda kesin kanıt, nazal potansiyel fark ölçümleri (NPD) ve kistik fibrozis mutasyonlarının saptanması ile sağlanabilir. R553X ve D1152H, bu tür vakalarda
          saptanmış iki kistik fibrozis mutasyonudur.

          Kistik fibrozisli hastalarda barsakta bulunan alkalen fosfataz gibi mikrovillus enzimlerin düşük olmasından yola çıkarak 16-18. gebelik haftalarında alınan amniyon sıvısında bu enzimlerin düzeyleri ölçülerek de tanı konulabilir.

          Kistik fibrozis öyküsü olan ailelerde kullanılan yöntemlerden biri de 15. gebelik haftasından itibaren ultrasonografi ile fetusta artmış mekonyum dansitesinin gösterilmesi, genişlemiş
          barsak luplarının ve mekonyum peritonitinin saptanmasıdır.


          b. Moleküler-Genetik Tanı Yöntemleri:


          1989’da CFTR geninin keşfinden beri moleküler genetik laboratuvarlarında, kistik fibrozisli kromozomların popülasyonlarındaki mevcut mutasyonları tanımlamak için hibridizasyon deneyleri ya da restriksiyon enzim analizi gibi moleküler tanı yöntemleri kullanılmaktadır.

          Kistik fibroziste etkilenmiş dokulardan cDNA araştırması ve çapraz hibridizasyon yöntemi ile kistik fibrozis geni izole edilmiştir. Bu gen yaklaşık 250 000 bp ve 27 ekzon içeren bir genomik bölgeden oluşur. Özgül olarak kistik fibrozis geni içeren akciğer ve pankreas gibi dokulardan elde edilen DNA, 500 kb’a kadar daraltılarak bu segmentteki genlerin ekspresyonuna bakılabilir.

          Şüpheli bir kistik fibrozis vakasında yaygın bulunan mutasyonların kanıtlanamaması durumu, halen potansiyel bir sorun olarak kalmaya devam etmektedir ve bu durum tanıyı dışlatmaz. Farklı moleküler-genetik tanı yöntemlerinin kullanımıyla, bu tür vakalarda moleküler tanı duyarlılığının artırılabileceği bildirilmektedir. İki mutasyon belirlenen kistik fibrozisli hastaların kardeş vakaları hariç, klinisyenlerin bu testleri kesin tanı yöntemi olarak kullanma konusunda fazla cesur olmamaları gerektiği vurgulanmaktadır. Ancak, yenidoğanın klinik olarak anlamlı kistik fibrozis şüphesi taşıması durumunda, sık bulunan kistik fibrozis mutasyonlarını araştırmanın daha uygun olacağı belirtilmektedir. Tek mutasyon belirlenmesi kistik fibrozise yönelik bir bulgu olabilmesine rağmen, kesin tanı desteği sağlayamaz. Bu nedenle, daha fazla kanıt sağlanabilmesi için nadir rastlanan mutasyonların da daha ileri analizleri önerilmektedir.

          Kistik fibroziste genetik analizler PCR’yi temel alarak yapıldığı için, olguların büyük bir çoğunluğunda DNA’ nın küçük bir miktarı yeterli olmaktadır. Geniş analizler planlanmadıkça, ağız yıkama suyu örneği (veya –bebeklerde– yanak mukoza örneği) yeterli olmaktadır. Ağız yıkama suyu örneği, araştırılacak kişinin kendisi tarafından alınabilir (10 ml %4 sukroz solüsyonu kullanılarak) ve posta ile gönderilebilir.

          Multiplex DNA amplifikasyonu PCR ile eşzamanlı olarak farklı DNA sekansını amplifiye eder. Her bir PCR farklı büyüklükte bir fragment üretir ve multiplex amplifikasyon refrakter mutasyon sistemi (ARMS) tekniği ile birlikte kullanıldığında, küçük delesyonların ya da nokta mutasyonların tanımlanmasına olanak verir. Mutasyonların doğrudan saptanması için diğer teknik ise, restriksiyon enzim kesimidir. Bir nokta mutasyonu, önceden var olmayan bir restriksiyon
          enzim yeri oluşturabilir. Bu nokta kistik fibrozisin 11. ekzonundaki 3 ayrı mutasyonun saptanmasında gösterilir.

          Bu ekzondaki 425 bp’lik bir sekans, Dde1 (CTGAG) ve Hinc2 enzimi (GTCAAC) için tanıma sekansı içerir. G1778-A mutasyonu, serini (S) asparagine (A) dönüştürdüğü için S549N olarak bilinir, Dde1 sekansını tanımaz ve kesmez.

          Böylece bu kesim ürünü, normal genden üretilen 174bp+251bp ürününden daha uzun olup 425bp’dir. Hem C1789-T ve hem de G1784-A mutasyonları, Hinc2 ile tanınmaz ve 11. ekzonun bu bölgesinin kesimi normal genden üretilen 186bp+239bp ürününden daha çok tek bir 425bp ürün verir. Bununla birlikte, G1784-A mutasyonunda Mbol enzimi ile kesim sonucu diğer iki mutasyonda gösterilenden farklı olarak ve normal genden üretilmeyen 182bp+243bp ürünü oluşur.

          Kistik fibrozisin prenatal tanısı genellikle, gebeliğin ilk trimesterinde koriyonik villuslardan alınan örneklerle konulur. Moleküler analizler için, amniyosentez örnekleri veya bunların 10-14 günlük kültürlerinden sağlanan amniyositler de kullanılabilir. Bir mutasyonun araştırılmasında PCR veya
          ARMS multiplex testi kullanılabilir. Fakat maliyet ve etkinlik açısından en uygun şekil PCR ve bunu takiben poliakrilamid jel elektroforezinin (PAGE) birlikte kullanılmasıdır.

          Fazla sayıdaki mutasyonların araştırılmasında birçok test tekniği birlikte denenebilir. Allel spesifik PCR (ASP) ve mikroflavmetre (MFL) tekniklerinin birlikte kullanılmasının tek nükleotid polimorfizmi veya bilinen mutasyonların basit, duyarlı ve ekonomik olarak belirlenmesini sağladığı da bildirilmektedir.

          Kistik fibrozisli çocuğun ailesine yukarıdaki prenatal moleküler tanı yöntemleriyle doğrudan mutasyonel DNA analizleri uygulanır. Etkilenmiş çocukta, mutasyonlardan bir yada fazlası kanıtlanamamışsa bağlantı (linkaj) analizi ile ailesel allel geçişinin saptanması amacıyla prenatal tanı önerilir.


          Kistik fibrozis için iki farklı prenatal yaklaşım önerilmektedir.Bir modelde gebe kadına CFTR geni mutasyonunun araştırılması için test önerilir ve negatif bulunursa gebelikte düşük bir riske sahip olunduğu sonucuna varılır. Eğer bir mutasyon tanımlanırsa, kadınların eşleri aynı alleller için test
          edilir. Eşlerin her ikisinde de mutasyon tanımlandığında, etkilenmiş infant riski 1/4 oranındadır. Alternatif model çift taramasında tanımlanmıştır. Risk birimi çiftlerde eşittir ve mutasyon her iki çiftte tanımlandığında yüksek risk durumundan bahsedilir. Her iki çiftin negatif, bir eşin pozitif, diğerinin negatif bulunduğu durumlar düşük risk grubunu oluşturur.

          CFTR geninin ürünü CFTR proteini olarak bilinir. CFTR proteini 168 kDa moleküler ağırlığında ve 1480 aminoasit (aa) uzunluğunda bir integral proteindir. Hücre membranında çapa şeklinde iki transmembran alandan oluşur. ATP bağlanan iki nükleotid bağlanma kıvrımı (NBF) ve bir regülatör(R) alan, birkaç fosforilasyon bölgesine sahip olan bir proteindir. Bafllangıçta CFTR proteinin bir klorür kanal olarak hareket ettiği düşünülmekteyken, bugün hem Cl transportundan hem de müsin sekresyonundan sorumlu olduğu ileri sürülmektedir. Protein açık ya da kapalı olabilir.

          Açlma NBF alanlara ATP’nin bağlanmasını takiben R alanının fosforilasyonu ile başarılır. Şimdiye kadar tanımlanmış, birçoğu kişisel mutasyonlar olan 1000’den fazla CFTR geni mutasyonu vardır.
          Bazı mutasyonlarda daha belirgin olmakla birlikte, mutasyonlardaki dağılım oranları değişik ülke ve bölgelere göre farklılık göstermektedir (Tablo I).

          Türkiye’de, bilinen 15 mutasyona ilave olarak 3172delAC, P1013L ve M1028I’dan oluşan üç yeni mutasyon saptanmıştır. Tüm ülkeler için yaklaşık %70 sıklıkla en yaygın mutasyon olan F508, CFTR’nin değişmiş glikolizasyonu ve yanlış lokalizasyonu sonucu oluşur. : delesyon için, F: fenilalanin için kullanılan bir simgedir. F508 mutasyonu kistik fibrozis hastalarının %50’sinde homozigottur. F508 mutasyonu iki bitişik kodonu etkilediği için kodonun okunma çerçevesi değişir. 10. ekzondaki CTT’nin delesyonu nedeniyle yeni füzyon kodonu ATT oluşur. Delesyon sonucu fenilalanini kodlayan kodon kalkar yeni füzyon kodonu ATT ile CFTR geninin protein ürünü olan izolösin 508 pozisyonunda kodlanır. Bu F508 mutasyonu olarak adlandırılır. Normal bireylerden 10. ekzonun amplifikasyonu 98 baz çifti (bp)’lik bir fragment üretir. Homozigot etkilenmiş bireylerden 10. ekzonun amplifikasyonu daha küçük ve daha hızlı hareket eden 95 bp fragment üretir. Klasik kistik fibrozis için heterozigot bireylerde F508 olarak bilinen hem 98 bp hem de 95 bp fragmentler karakteristik heteroduplex fragmentlerdir.

          Bir hasta üzerinde uygun testlerin yürütülmesi için bir takım soruların yanıtlanması gerekir:


          1. Ailede kistik fibrozis öyküsü var mıdır?
          2. Ailede kistik fibrozis öyküsü varsa, etkilenmiş kişinin genotipi biliniyor mu?
          3. Test edilen kişinin etnik kökeni nedir?


          Bir örnek üzerinde uygulanan analizin tipi ve kapsamı test edilen kişinin aile öyküsüne bağlıdır. Örneğin, bir ailede kistik fibrozisi doğrulamak için onun iki mutant allelini tanımlamak
          gereklidir. Oysa ailesel kistik fibrozis öyküsü olmayan kişilere daha az kapsamlı testler uygulanmaktadır. Kistik fibrozisteki genotip-fenotip ilişkisi iyi tanımlanmamış olmasına rağmen, belli klinik durumlarla daha sık birliktelik gösteren mutasyonlar vardır. Örneğin ılımlı akciğer hastalığı (uzun yaşam süresi ile ilişkilidir), pankreatik yeterlilik ve normal ter Cl düzeyi, sıklıkla kistik fibrozis sebeplerinden biri olan “splicing” mutasyona –[3849+10kb (C>T)]- sahip bireylerde daha sık bildirilmiştir. Diğer bir örnek mekonyum ileusu ile sık birliktelik gösteren F508 ve G542X mutasyonlarıdır.Gen haritalaması için tek seçenek, polimorfik marker’larla hastalığın ayırım çalışmasına dayanan bağlantı analizi tekniğini kullanmaktır.


          1985’te lokus pozisyonel klonlama tekniği ile kromozom 7q31-7q32’ye haritalandı. Kısa zaman sonra MET ve D7S8 olarak bilinen iki polimorfik DNA lokusunun kistik fibrozis lokusuna yakın bağlı ve yanında olduğu gösterildi. Güçlü linkaj eşitsizliği (yakın odaklara bağlanmş iki veya daha fazla allelin beklenenden daha sık birlikteliği olarak tanımlanır) nedeniyle, toplumdaki çoğu kistik fibrozis mutant kromozomları atasal sekansın büyük bir kısmını paylaşabilir. Fenotipik olarak normal bireylerin %3-4’ünde F508 mutasyonu mevcuttur (onları taşıyıcı –heterozigot– olarak adlandırırız). F508 mutasyonu homozigot olan bireyler daha ciddi olarak etkilenmişlerdir.

          Linkaj eşitsizliğinin güçlü göstergeleri olan XV2.c ve KM19 marker’ları, kistik fibrozis taşıyıcılık riskini tarif etmek için genetik danışmanlıkta kullanılmaktadır. Bir eşin heterozigot olduğu bilinen ve diğerinin durumu bilinmeyen çiftlerde en değerli tekniktir.

          Bir kistik fibrozis hastasında yoğun testlerden sonra tanımlanmamış iki mutasyon saptandığında, prenatal tanı amacıyla kistik fibrozis taşıyan kromozomları tanımlama prosedürü olan intragenik marker’ ların kullanımına başvurmak gerekebilir.

          Hem allel spesifik oligonükleotid problamada hem de farklı restriksiyon enzim kesiminde normal ve mutant alleller arasındaki tam sekans farkını bilmek gereklidir. Bu bilgi, incelenen bölgenin seçilmiş amplifikasyonu için PCR primerlerinin tasarımına olanak sağlar.

          Son düzenleme drturgut; 25-02-2007, 03:30.

          Yorum

          • drturgut
            Member
            • 16-09-2004
            • 1562

            #6
            Konu: **KİSTİK FİBROZİS nedir? Tedavisinde yeni yaklaşımlar .. **

            Tablo 1

            Yorum

            • drturgut
              Member
              • 16-09-2004
              • 1562

              #7
              Konu: **KİSTİK FİBROZİS nedir? Tedavisinde yeni yaklaşımlar .. **

              TEDAVİ


              a. Semptoma yönelik tedavi yaklaşımları:

              Bakteriyel infeksiyonun ve kolonizasyonun kontrolü için
              izole edilen mikroorganizmalara yönelik özgül antibiyotik tedavisi gerekir. Kistik fibrozisli hastalarda pulmoner hastalığın tedavisinde, sekresyonların mekanik drenajı önemli yer tutar.

              İnfeksiyon veya doku dekstrüksiyonu iyi lokalize olmuşsa ve ciddi boyutta ise bazen cerrahi müdahale gerekli olabilir.

              Kistik fibroziste her zaman kolay olmasa bile, genel olarak beslenme sorunları için çözümler üretmek zor olmaz. Proteinden zengin diyet uygulanır. Sindirim ve emilim olabilmesi için hastaların %90’ına pankreas enziminin verilmesi gerekir.

              Çocuğun büyüme ve gelişiminin iyi olması ve düzenli kilo
              alması tedavinin etkinliğini gösterir.

              b. Gen tedavisi:


              Laboratuvarda rutin olarak akciğer hücre kültür yöntemleri olmadığı için
              in vivo gen terapisi yöntemleri benimsenmiştir

              İlk adenovirüs aracılı protokol 1993’te başlamıştır ve
              hazırlayıcı veri in vivo respiratuar epitel içinde gen transferini doğrulamasına rağmen işlemin güvenilirliği hakkında büyük kaygı oluşmuştur. Gen terapisi denemelerinde, adenovirüs vektörler ya da lipozomlar, CFTR minigen transferi için nazal kavite yoluyla ve bronkoskop aracılığıyla kullanıldı.

              CFTR geni ya da CFTR cDNA’sı uygun bir vektör içine
              yerleştirilebilirse (adeno grubu virüslerle) aerosol tekniği
              ile alıcı epitel hücrelerine penetre olur ve uygun bir protein ekspresyonunu başarır.

              Retroviral vektörler de, konak hücre genomuna entegre
              olabilme yetenekleri nedeniyle, kistik fibrozisin gen tedavisi için uygun ve çekici vektörlerdir. Bu şekilde, uzun süreli ekspresyonu ve belki de tedaviyi yönlendirebilirler. Bununla birlikte, hava yolu epiteline gen transferi için yapılan retroviral uygulamalar, prolifere olan hücre gerekliliği ve düşük titreler ile sınırlandırılmıştır. Retroviral ürünlerle ilgili anlamlı gelişmeler titre ile ilgili bazı endişeleri gidermiştir. Lentiviral vektörlerin gelişimi de retroviral uygulamalar ile gen tedavisinin, bölünmeyen hücrelerde uygulanabilirlik şansını belirlemede yardımcı olmuştur. Bu gelişmelere rağmen hava yolu epitelinin apikal membranı gen transferi için önemli bir bariyer oluşturmaya devam etmektedir.

              CFTR geni için hedef hücreler olan solunum epiteli ve
              özellikle de submukozal bez hücrelerine postnatal gen transferi çabalarında karşılaşılan güçlükleri aşmada yeni yöntemler denenmektedir. Yeni bir çalışmada, adenovirüs vektörlerle insan fetal trakeal organ kültürlerinde solunum epiteli ve submukozal bez hücrelerine gen transferinin 4 haftalık sürede
              mükemmel şekilde ve yüksek etkinlikle başarıldığı bildirilmiştir.

              Bu sonucun, fiziki bariyerlerin daha az ve hedef
              hücreye ulaşımın daha kolay olmasından kaynaklandığı vurgulanmıştır. Kistik fibrozis gibi doğumsal hava yolu hastalıklarının tedavisi amacıyla, adenovirüs vektörler aracılığıyla fetal trakeal epitele yönelik gen transferi uygulamasının daha etkin gen transferi sağladığı bildirilmektedir.

              Yorum

              • ozkandonmez
                Administrator
                • 30-12-2002
                • 47395

                #8
                Konu: **KİSTİK FİBROZİS nedir? Tedavisinde yeni yaklaşımlar .. **

                Bilgiler için teşekkür ederim, kistik fibrozis li bir evlada sahibim. Tanı 3. ayda iken konuldu. Kistik fibrozisle birlikte hipotriodi teşhiside bulunmakta.

                Aylık kontolleri var, kreon kullanıyoruz enzimler için levotironuda hipotriodi için. Önceleri hipotriodi nin bazı labaratuvar bulgularını bozabileceği sevinci olmasına rağmen, TSH sT4 ve T4 düzeylerinin normale gelmesine rağmen , 2. ter testinde değerlerin yüksek çıkması kistik fibrozis i onaylamış oldu.

                Şimdiye kadar herhangi bir akciğer ile alakalı bir rahatsızlığa yakalanmadı, yoğun izalasyonumuz sayesinde şimdilik yaşamı normal bir bebek gibi devam etmektedir. Kilo alımı normal e döndü ve ayda ortalama 600 gr seviyesinde ilerlemektedir.

                Bununla birlikte diyet maması pepti junior kullanımı devam etmektedir, bu ay artık 6. ayı bitereceğinden dolayıda ek gıdalara başlanılacak. Beta karoten için Carovit, e vitamini için evocap kullanılmakta. Hipotiriodi ile alakalı Levotiron a devam edilecek belkide 3-4 yaşına kadar. Kısacası durum böyle.

                Kistik fibrozis hastalarını akciğer ve karaciğeri ilgilendirdiği ve sorunların temelini bu kısımlar oluşturduğundan Göğüs Hastalıkları takip etmektedir.

                Türkiyede ciddi çalışma yapan üniversite hastanelerinden Hacettepe Tıp Fakültesinde yapılan çalışmalar oldukça başarılı, hasta takip yöntemleri olumlu. Açmış oldukları ama takip etmeme rağmen üy dahi olamadığım bu rahatsızlıkla ilgili forumları var http://www.kistikfibrozis.com . Fakat üzgünüm ki bir kaç aile dışında katılan olmamış ve haberler biraz eski. Buna rağmen forum dışındaki sn. prof. ların hazırlamış olduğu konuya ilişkin bilgilendirmeler oldukça faydalı ziyaret edilmesinde fayda var.

                Sn. Turgut beyle bir takım görüşmelerde bulunduk ve türkiyede bu tür genetik rahatsızlıklarla alakalı fazla bir forum olmamasından ötürü, bu konulara ciddi bir şekilde forumumuzda yer vermeyi planlıyoruz.

                Ayrı bir bölüm oluşturulacak ve genetik rahatsızlıklarla alaklı sorunlar, bilimsel gelişmeler, ailelerin yaşamları, çocukların yaşamları, yaşam kaliteleri, ailelerin birbirlerine destek olmaları, nasıl daha fazla yaşam kalitesi arttırılır gibi konuları işlemeye çalışacağız.

                En önemli faktör aileleri bir araya getirebilirsek sanırım en faydalısı bu olacak , zira her aile gerekli tedavi yi yapamamakta yada yapılan yerler uzak olduğundan maddi sıkıntılar çekebilmektedir.

                İşte ozmena forum bilinci ile sağlık kısmında yada oluşturulacak yeni bir bölümde bu konuları oluşturup işlemeye çalışacağız.

                Görüşmek üzere.
                Üyelere Özel Konuları Görebilmek İçin Lütfen ÜYE GİRİŞİ Yapınız



                HAYDI IPTV YAPALIM

                TBS 6991 Dual Tuner Dual CI Tv kartı linux sürücü yükleme

                LÜTFEN OKUYUN

                Yorum

                • drturgut
                  Member
                  • 16-09-2004
                  • 1562

                  #9
                  Konu: **KİSTİK FİBROZİS nedir? Tedavisinde yeni yaklaşımlar .. **

                  Öncelikle hastalık ateş gibi düştüğü yeri yakar. Size ve eşinize geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim. Yüce Allah tan acil şifalar dilerim.

                  Projeniz kesinlikle çok çok süper. Elimden geldiği kadar ve bilgim dahilinde sonuna kadar destekleyeceğim inşallah.

                  Burada veya başka bir adreste ama OZMENA ruhu ile ..

                  Sağlıcak ile kalınız.

                  Yorum

                  • aaron_1212
                    Senior Member
                    • 03-11-2006
                    • 4376

                    #10
                    Konu: **KİSTİK FİBROZİS nedir? Tedavisinde yeni yaklaşımlar .. **

                    Originally posted by ozkandonmez View Post
                    Bilgiler için teşekkür ederim, kistik fibrozis li bir evlada sahibim. Tanı 3. ayda iken konuldu. Kistik fibrozisle birlikte hipotriodi teşhiside bulunmakta.
                    üzüldüm

                    Allah şifa versin hocam ; umarım kalıcı bir tedavisi vardır...

                    Yorum

                    • anterior
                      Senior Member
                      • 06-11-2006
                      • 6453

                      #11
                      Konu: **KİSTİK FİBROZİS nedir? Tedavisinde yeni yaklaşımlar .. **

                      Geçmiş olsun, başa gelmeyen bilmez. Evde çocuklarımızın ateşi çıktığında dahi panikleriz, elimiz ayağımız dolaşır. Karı koca arasında bile sırf çocuğun hastalığı yüzünden problemler, tartışmalar yaşanır. "Onlara birşey olacağına bize beş katı olsun" deriz...Umarım evladınız kısa zamanda sağlığına kavuşur.

                      Duyarlı projeniz için elimden birşeyler gelirse yapmaya hazırım. Üye olarak değil; büyük çocuğu günlerce hastanede yatmış, iki kez ameliyat olmuş bir baba olarak...

                      Yorum

                      • ozkandonmez
                        Administrator
                        • 30-12-2002
                        • 47395

                        #12
                        Konu: **KİSTİK FİBROZİS nedir? Tedavisinde yeni yaklaşımlar .. **

                        sağolun arkadaşlar, türkiyede o kadar gizli rahatsızlıklar varki. Ailelere bir nebze olsun yardımcı olabileceksek ne mutlu bizlere. Umarım ilgili bölümler açıldığında doktarlarımızda bizlerden yardımlarını esirgemezler.
                        Üyelere Özel Konuları Görebilmek İçin Lütfen ÜYE GİRİŞİ Yapınız



                        HAYDI IPTV YAPALIM

                        TBS 6991 Dual Tuner Dual CI Tv kartı linux sürücü yükleme

                        LÜTFEN OKUYUN

                        Yorum

                        • Leyli
                          Junior Member
                          • 02-07-2007
                          • 16

                          #13
                          Konu: **KİSTİK FİBROZİS nedir? Tedavisinde yeni yaklaşımlar .. **

                          Geçmiş olsun. Kistif fibroz zor bir hastalık. Zamanında kolera salgınlarına karşı koruyucu bir hastalıkmış. Pozitif seleksiyon neticesinde günümüze kadar gelmiş.
                          Bu konuda Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Pediatri Ana Bilim Dalı Beslenme ve Metabolizma Hastalıkları bölümünden Prof. Dr. Ahmet Aydın hocamızın çok güzel çalışmaları var. Özellikle zerdeçal tedavisi ile yüz güldürücü sonuçlar alabiliyor. Hocamın sitesi http://www.beslenme.bulteni.com/
                          Buradan kendisine ulaşabilirsiniz.
                          Ayrıca Enfeksiyon-Aşılar-Solunum Hastalıkları bölümünde zerdeçalla ilgili ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.
                          Tekrar geçmiş olsun dileklerimle...

                          Yorum

                          • Leyli
                            Junior Member
                            • 02-07-2007
                            • 16

                            #14
                            Konu: **KİSTİK FİBROZİS nedir? Tedavisinde yeni yaklaşımlar .. **

                            Bir halk ilacı olan “zerdeçal” kistik fibroz tedavisinde devrim yapabilir mi?

                            Kistik fibroz en sık görülen metabolik hastalıkların başında gelmektedir. Son yıllarda hasta bakımının kalitesinin artması ile bu hastaların yaşama süreleri uzadıysa da hastalığın henüz kesin bir tedavisi yoktur. Gen tedavisi için yapılan çalışmalar henüz olumlu bir sonuca ulaşamamıştır.

                            Bu yıl Dünyanın en saygın dergilerinin başında gelen Science‘de halk ilacı ve baharat olarak bildiğimiz zerdeçalın kistik fibrozlu deney hayvanlarında, kistik fibrozda gen defektinin oluşturduğu fonksiyonel bozukluğu düzelttiği gösterildi (1).

                            Bu heyecan verici araştırmanın özetini ve yorumlarını okumak istiyorsanız Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın hazırladığı bu yazıyı mutlaka okuyunuz. Yazıda ayrıca ayrıca kistik fibroz, zerdeçal ve zerdeçalın tedavide kullanıldığı hastalıklar hakkındaki bilgileri de bulacaksınız.

                            Curcumin, a Major Constituent of Turmeric, Corrects Cystic Fibrosis Defects
                            Science, 2004; 304:600-602
                            Marie E. Egan, Marilyn Pearson, Scott A. Weiner, Vanathy Rajendran, Daniel Rubin, Judith Glöckner-Pagel, Susan Canny, Kai Du, Gergely L. Lukacs, Michael J. Caplan

                            Cystic fibrosis is caused by mutations in the gene encoding the cystic fibrosis transmembrane conductance regulator (CFTR). The most common mutation, F508, results in the production of a misfolded CFTR protein that is retained in the endoplasmic reticulum and targeted for degradation.

                            Curcumin is a nontoxic Ca–adenosine triphosphatase pump inhibitor that can be administered to humans safely. Oral administration of curcumin to homozygous F508 CFTR mice in doses comparable, on a weight-per-weight basis, to those well tolerated by humans corrected these animals' characteristic nasal potential difference defect. These effects were not observed in mice homozygous for a complete knockout of the CFTR gene.

                            Curcumin also induced the functional appearance of F508 CFTR protein in the plasma membranes of transfected baby hamster kidney cells. Thus, curcumin treatment may be able to correct defects associated with the homozygous expression of F508 CFTR.




                            --------------------------------------------------------------------------------
                            Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın yorumu

                            Science’da yayınlanan araştırmada kistik fibrozu olan 10 fareye ağız yolu ile zerdeçal, kontrol grubunu oluşturan 10 fareye ise boş ilaç (plasebo) verilmiş. Verilen zerdeçal miktarı insanlarda kullanılan miktarlara uyuyormuş.

                            10 hafta sonra zerdeçal alan grupta 1 ölüm varken almayan grupta ise 6 ölüm gerçekleşmiş.
                            Kistik fibroz hastlarında görülen nazal potansiyel farkındaki bozukluk düzelmiş. Aynı araştırmada zerdeçalın bebek hamsterlerin böbrek hücrelerinin plazma membranlarında CFTR proteinine tekrar fonksiyon kazandırdığı da gösterilmiş.

                            Normalde bir dış salgı bezi salgısını hücrelerindeki klor kanalları ile yapar. uyarıldıktan sonra klor iç salgı bezinin boşluğuna geçer. CFTR (cystic fibrosis transmembrane conductance regulator ) klor kanalını aktive eden proteindir. Kanal aktive olur→ klor boşluğa (lümen) geçer →klor sodyumu sürükler→ lümende miktarı artan NaCl hücrenin karşı tarafındaki kan damarlarında bulunan suyu buraya sürükler (Bak şekil).

                            Bilindiği gibi kistik fibrozda CFTR proteinini kodlayan gende bir bozukluk vardır. Bu bozukluk ter bezi dışındaki bezlerin koyu bir salgı ile tıkanmasına yol açar. Daha sonra o bezde kistler oluşur ve nedbe dokusu (fibroz) gelişir. Bu nedenle hastalığa kistik fibroz denmiştir.

                            Kistli nedbe dokuları ilgili organları (akciğer, pankreas, karaciğer vb) fonksiyonlarını bozar. Bu bozukluklar iyi bakım görmeyen hastalarda ölümcül olabilirler.


                            www.beslenme.bulteni.com

                            Yorum

                            • Leyli
                              Junior Member
                              • 02-07-2007
                              • 16

                              #15
                              Konu: **KİSTİK FİBROZİS nedir? Tedavisinde yeni yaklaşımlar .. **

                              Kistik fibroz nasıl bir hastalıktır? (2)

                              Kistik fibroz ter bezi hariç bütün salgı bezlerinin (pankreas, akciğer, karaciğer, yumurtalık, testis vb) salgılarının koyulaşması ve bezleri tıkayarak onların fonksiyonlarını bozan ve kalıtım yolu ile geçen ağır bir hastalık. Batı toplumlarında ve muhtemelen de Türkiye’de 1:2000 sıklığında görülmektedir. Ülkemizde yaklaşık 1,200, 000 doğum/yıl olduğuna göre her yıl 600 çocuk bu hastalıkla doğmaktadır.

                              Klinik bulgular nelerdir?

                              Hastalığın en önemli bulguları sık geçirilen akciğer iltihapları (zatürree, pnömoni), yağ emilimi azalmasına bağlı dışkıdan aşırı yağ atılması, beslenme yetersizliği ve tuz kaybına bağlı susuzluktur. Nadir bulguları arasında bağırsak tıkanması, karaciğer sirozu, kısırlık (erkekte), yumurtalık kisti ve diyabet de vardır.

                              Hastaların %10-15’inde doğuştan bağırsak tıkanması(mekonyum ileusu) vardır.

                              Az gelişmiş ülkelerde kistik fibrozlu hastalar ilk birkaç yıl içinde sık geçirilen akciğer hastalıkları ve beslenme yetersizliğine bağlı olarak ölürler. İyi bir bakım ile yaşam süresini 30-40 yıl üzerine çıkartabilmek mümkündür.

                              Nasıl teşhis konulur?

                              Eğer bir çocukta sık geçirilen akciğer iltihapları, nedeni bilinmeyen beslenme yetersizliği ve yağlı dışkılama gibi bir bulgu varsa kistik fibroz dediğimiz bu hastalığın olup olmadığı araştırmalıdır.

                              Terde tuz miktarının arttığının gösterilmesi teşhisteki en önemli unsurdur. Ayrıca genetik testler de yapılabilir.

                              Gebelik sırasında teşhis mümkün mü?
                              Hastalıkta anne ve baba taşıyıcıdır. Taşıyıcı anne ve babanın çocuklarının dörtte biri hastalıklı olarak doğar. Kistik fibroz teşhisli bir çocuğu olan aile daha sonra doğacak çocuklarında aynı hastalığın olup olmadığını hamilelik sırasındaki testler ile anlayabilirler.

                              Kistik fibrozlu hastalar nasıl tedavi edilir?

                              1) Sık geçirilen akciğer iltihaplarının azaltılması ve tedavisi
                              Korunmak için hastaya bağışıklık sistemini güçlendiren besleyiciler ve vitaminler verilir. Koruyucu aşılar yapılır. Psödomonas mikrobuna (hastalıkta en çok rastlanılan zatürree mikrobu) karşı koruyan aşılar yapılır (Çok pahalı!).

                              Balgam sökücüler ve diğer öksürük şurupları genellikle yararsızdır. Göğüs masajları balgamın boşalmasına yardımcı olabilir.

                              2) Beslenme tedavisi

                              Kistik fibrozlu hastaların tümüne yakın bölümünde beslenme yetersizliği vardır. Beslenme yetersizliğinin temel nedenleri yağ emilim bozukluğu ve sık geçirilen enfeksiyonların oluşturduğu iştahsızlıktır.

                              Enerji kaybına yol açağından kistik fibrozlu hastalarda kesinlikle yağ kısıtlaması yapılmamalı tersine yağdan zengin yiyecekler verilmelidir. Diyet omega-3 yağla-rından zengin olmalıdır; gerekirse 1-3 gram/gün takviye edilmelidir.

                              Sindirim bozukluğunun azaltılması için mide asidine dayanıklı, bağırsakta mikro-kürecikler şeklinde çözünen pankreas enzimleri içeren ilaçlar kullanılmalıdır.

                              Diyetteki yağda eriyen vitaminlerin ( A, E, D, K) miktarı arttırılmalıdır. Ayrıca C vitamini, çinko ve selenyum yetersizliği de gelişebilir.

                              Yüksek miktarda sindirim enzimi, esansiyel yağ asitleri ve mikrop kırıcı madde içerdiğinden kistik fibrozlu hastalarda anne sütü kullanımı son derece yararlıdır. Anne sütünün tek sakıncası sodyum oranının düşük olması nedeni ile çevre sıcaklığının arttığı zamanlarda tuz kaybına ve su kaybınına yol açmasıdır.

                              Tuz kaybı riskini azaltmak için anne sütü ve/veya mama alan bebeklerin diyetlerine tuz ilâve edilmelidir. Çocuğun yaşı arttıkça yemeklerine istediği kadar tuz koyabileceği için tehlike azalır.

                              Zerdeçal nedir

                              Zerdeçal (zerdeçöp , zerdeçal , safran kökü, sarıboya, zerdeçav, hint safranı, CURCUMA LONGA L., Zingiberaceae) polifenolik bir bileşiktir(4).

                              Zerdeçal sarı çiçekli, büyük yapraklı ve rizomlu çok yıllk otsu bir bitkidir. Vatani Başta Pakistan, Hindistan, Çin ve Bangladeş olmak üzere Asya’nın tropik bölgelerde yetişir. Bitkinin toprak altındaki ana rizomları yumurta veya armut seklindedir. Yan rizomları ise parmak şeklindedir. Rizomların üst yüzü sarımsı, iç yüzü ise sarı renklidir. Acımsı bir tadı vardır.

                              Piyasada parmak şeklinde (rizom) ve toz şeklinde bulunur. İçinde onlarca madde bulunur. Fakat aktif maddesi kurkumindir. Zerdeçal tozunun yaklaşık 1:30- 1:100 kadarı curcumindir. 1 silme tatlı kaşığı zerdeçal 3 gramdır; ortalama 30-90 mg curcumin içerir.

                              200 mg/gün’lük dozlarda (yaklaşık 2-4 silme tatlı kaşığı toz) zerdeçalın antienflamatuvar, antikanserojen ve antiaterojenik olduğu gösterilmiştir. Bilinen bir yan etkisi yoktur.
                              Zerdeçal ipek kumaşlar ve ince derilerin boyanmasında ve kına yakmada da renklendirici olarak kullanılmaktadır.
                              Not: Henüz kistik fibrozlu çocuklar üzerinde zerdeçalın etkilerini gösteren bir çalışma tamamlanmamıştır. Zerdeçal çok yaygın kullanıldığı ve minimal yan etkiye sahip olduğu için kullanılmasında bir sakınca yok gibi görünmektedir. Yine de böyle bir uygulamanın hekim kontrolü altında yapılması şarttır.

                              Kliniğimizde kistik fibrozlu birkaç hastada zerdeçalı kullandık. Birkaç gün içinde hastalar çok rahat balgam çıkardıklarını ve rahat ettiklerini ifade ettiler.

                              Yorum

                              İşlem Yapılıyor
                              X