Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

Kapat
Konu Kapalı.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • HIAMOVI
    satélite de expertos
    • 22-12-2004
    • 14236

    #76
    Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

    Yapay akciğere doğru büyük adım

    Kök hücre yardımıyla üretilen yapay akciğerler, nakledildiği fareleri 120 dakika kadar yaşatabildi.



    Yapay akciğer nakli konusunda bir önemli adım daha atıldı. ABD'nin Yale Üniversitesinden bilim adamları hücrelerinden arındırılmış eski bir akciğer üzerine sağlıklı hücrelerin eklenmesiyle organ nakline uygun yapay akciğer, Harvard Üniversitesinden bilim adamları çipli minyatür akciğer geliştirdi.

    Ölü yetişkin farelerin akciğerlerini hücrelerinden arındıran Yale Üniversitesi bilim adamları, bu hücrelerin bulunduğu yapıyı ve bronş, solunum yolları ve dolaşım sistemini korudu.

    Kuluçka makinesinde, yapı üzerinde kök hücre ve akciğer hücreleri geliştiren bilim adamları, yapının sağlıklı hücreler tarafından kaplandığını ve akciğer dokusunun oluştuğunu gördü.


    Daha sonra bu yapay akciğerler farelere nakledildi. Yapay akciğerlerle fareler 45-120 dakika yaşadı.

    Araştırma, insana nakledilebilir yapay akciğer geliştirme konusunda küçük bir adım gibi görülse de akciğerin kendini yenileyemeyen ve çok karmaşık doku yapısına sahip olduğu göz önüne alındığında önemi daha da artıyor.
    Harvard Üniversitesinden bilim adamları da insandan alınan akciğer ve damar hücrelerini kullanarak sakız büyüklüğündeki çip üzerinde minyatür akciğer geliştirmeyi başardı.

    Araştırmanın başındaki Donald Ingber, bu küçük akciğerin, insanlarda bulunan akciğerler üzerinde yeni ilaçların ve etkilerinin test edilmesini sağlayacağını belirtti.
    Araştırmalar "Science" dergisinde yayımlandı.

    "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
    Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






    Yorum

    • HIAMOVI
      satélite de expertos
      • 22-12-2004
      • 14236

      #77
      Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

      Kansere karşı Herpes virüsü

      Uçuklara yol açan Herpes virüsünün genetik olarak modifiye edilmiş bir formu bazı tümörlerin yok edilmesinde kullanıldı.





      Uçuklara yol açan herpes virüsünün genetik olarak üzerinde oynanmış bir formunun, baş ve boğazda görülen kanserin tedavisinde kullanıldığı bildirildi.

      İngiltere'nin başkenti Londra'da bir hastanede, 17 hastaya, kemoterapi ve radyoterapinin yanı sıra herpes virüsüyle tedavi uygulandığı ve virüsün hastaların çoğunda tümörlerin yok edilmesine yardımcı olduğu belirtildi.

      Virüsün, kanserli hücrelerin içine girerek, onları içeriden yok ettiği ve aynı zamanda hastanın bağışıklık sistemini desteklediği tespit edildi.


      Royal Marsden Hastanesi'nde standart tedavinin yanı sıra virüsün enjekte edildiği 17 hastada, kanserli bölgenin ameliyatla alınmasının ardından kanserin izine yüzde 93 oranında rastlanmadı, aradan iki yıldan fazla bir süre geçtikten sonra da hastaların yüzde 82'sinin kansere yenilmediği gözlendi.

      Sonuçları "Clinical Cancer Research" dergisinde yayımlanan araştırmada, yüksek dozda virüs tedavisi uygulanan 13 hastadan sadece 2'sinde hastalığın nüksettiği görüldü.
      Baş ve boyunda görülen kanser türleri arasında ağız, dil ve gırtlak kanseri bulunuyor.

      "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
      Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






      Yorum

      • HIAMOVI
        satélite de expertos
        • 22-12-2004
        • 14236

        #78
        Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

        Uyurgezerliğin nedeni bozuk kromozomlar

        Bilim dünyası, yıllar süren araştırmalar sonunda uyurgezerliğin nedenini bulduğuna inanıyor.




        BBC Türkçe



        Çok sayıda uyurgezer üyesi olan bir aile üzerinde bir çalışma yapan bilim insanları, sorunun genetik olduğunu saptadı. Uzmanlar, bulguların hastalığa tedavi bulunmasına yardımcı olmasını umuyor.



        Uyurgezerlik, her 100 çocuktan 10'unu, her 100 yetişkinden ise ikisini etkiliyor. Çoğu kişi de bunu küçük bir sıkıntı olarak görüyor. Ancak bazı vakalarda çok tehlikeli de olabiliyor. Uyurgezerlerin cinayet işledikleri vakalar da bulunuyor polis kayıtlarında.
        Şimdi Amerikalı bilimadamları, Nöroloji dergisinde yayımlanan araştırmalarında, uyurgezerliğin genetik nedenlerini bulduklarını söylüyor.



        Araştırma aynı ailenin uyurgezer olan dört kuşak bireyleri üzerinde yapılmış. 22 akraba üzerinde yapılan çalışma kapsamında uyurgezerlik sorunu olanların DNA'ları uyurgezer olmayanlarınkilerle karşılaştırılmış. Sonunda da uyurgezerlerin bir kromozomlarının bozuk olduğu ortaya çıkmış. Uyurgezerlerin 20 nolu kromozomu taşıyan genleri çocuklarına aktarma olasılıkları yüzde 50. Keşfin bütün uyurgezerlik vakalarını açıklamaya yetip yetmeyeceğini anlayabilmek için daha kapsamlı araştırmaların yapılması gerekiyor.



        Birmingham kentinde uyku sorunlarını tedavi etmek üzere faaliyet gösteren kliniğin uzmanlarından Dev Banerjee, bulguların çok önemli olduğuna dikkat çekiyor.
        Banerjee şunları söylüyor:

        "Aile genleriyle ilgili bir bağ olduğundan hep kuşkulanıyorduk zaten. Kliniğime gelen hastaların bazıları,'kardeşimde de vardı, ya da amcam da şöyle davranırdı' gibi ayrıntılar aktarırlardı. Tedavi sürecine nasıl bir etkisi olacağını bilmiyoruz. Çünkü hastaların büyük bölümünde zararsız bir hastalık bu. Tahminde bulunmak için de çok erken... Ama genetik bir bağ saptamak önemli kuşkusuz."

        "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
        Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






        Yorum

        • HIAMOVI
          satélite de expertos
          • 22-12-2004
          • 14236

          #79
          Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

          11 günde kalp hücresi

          Daha önce bu süre 30-40 gün süren kalp hücresi üretme süresi Dr. Cem Efe ve ekibi tarafından 11 güne indirildi.






          Doktor Cem Efe, ekibiyle 11 gün içinde fare deri hücrelerinden kalp hücresi elde etmeyi başardı. Daha önce bu süre 30-40 gün sürüyordu. Efe ve ekibinin geliştirdiği bu yöntem sayesinde ileride insanlar için kalp, beyin ya da pankreas hücresi elde edilebilir.


          Hürriyet'in aktardığı habere göre ABD’nin San Diego kentinde bulunan Scripps Research Enstitüsü’nde Dr. Cem Efe tarafından yapılan araştırma, farelerden alınan sıradan deri hücrelerinin kültür tabaklarında 11 gün zarfında kendiliğinden atan kalp hücreleri haline dönüştürülebileceğini gösterdi.
          Prof. Dr. Sheng Ding’in laboratuvarında 3 yılda tamamlanan projenin baş araştırmacısı ve yazarı bu ülkede master ve doktora eğitimi yapan Cem Efe. İlk defa 2006 yılında Japonya’da uzmanlar erişkin fare hücrelerinin yeniden kök hücrelere dönüştürülebildiğini göstermişti ve bu şekilde geliştirilen kök hücrelerden de zahmetli ve uzun bir metodla kalp hücresi elde edilebiliyordu.



          KALP, BEYİN, İÇ ORGAN YAPILABİLECEK
          Ancak, Doktor Efe’nin geliştirdiği yeni yöntemle kök hücreye dönüştürme basamağı tamamen atlanarak 30-40 gün yerine 11 günde işlevsel kalp hücreleri elde edilebildi. Bundan daha da önemlisi, Ding laboratuvarında Doktor Cem Efe’nin önderliğinde halen yapılmakta olan araştırmalar bu metodla sadece kalp değil, beyin ya da çeşitli iç organ hücrelerinin de yapılabileceğini işaret etmekte. Doktor Efe’nin geliştirdiği yöntem şu şekilde özetleniyor: Japonların geliştirdiği yöntemde yetişkin fare hücrelere dört gen ilave edilerek bunlar pluripotansiyel (iPS), yani başka hücrelere değişme potansiyeli bulunan kök hücre haline getiriliyordu. Ancak bu epey bir süre alıyordu. Yeni yöntemde aynı genleri yetişkin deri fibroblast hücrelerine enjekte ediyor. Birkaç gün sonra ise iPS aşamasına gelmeden genlerin faaliyeti durduruluyor. Biyokimyasal müdahale ile bunların kalp hücresine dönüşmesi sağlanıyor. Bu sayede aşılanan hücrelerin yüzde 90’ı 11 gün sonra kendiliğinden atan kalp hücresi haline geliyor.



          PARKİNSON İÇİN DE UMUT OLABİLİR

          Bundan sonraki basamağın, aynı yöntemin insan hücrelerine adapte edilmesi olacağını söyleyen Doktor Efe, “Halen üzerinde çalışılan bu adaptasyon, kalp ve sinir sistemi gibi çok sınırlı onarım ve yenilenme kapasitesine sahip insan organlarına hücre transferi yapılabilmesi için şart. Zamanla, kolayca elde edilebilen bir deri örneğinden insanın kendi sağlıklı kalp, beyin ya da pankreas hücrelerini nakil amacıyla üretmek mümkün olabilir” dedi. Bu yöntemden geliştirilebilecek bir tedavi metodunun Alzheimer, Parkinson ve kalp hastalıklarında kullanıbileceği belirtiliyor.

          "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
          Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






          Yorum

          • HIAMOVI
            satélite de expertos
            • 22-12-2004
            • 14236

            #80
            Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

            Güçlü hafıza için uyuyun

            Yeni araştırma, önemli birşeyi hatırlamanın en iyi yolunun, bunu uyurken yapmak olduğunu gösteriyor.






            Basel Üniversitesi’nden Björn Rasch’ın yönetimindeki araştırma ekibi, yeni öğrenilen hatıraların uyku sırasında tekrar aktif hale getirilmesinin, hafızadaki izleri çok daha güçlü hale getirdiğini söylüyor. Rasch, bunun travma sonrası stres bozukluğu gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılabileceğini belirtiyor.
            Deney sırasında denekler karelere ayrılmış bir alandaki cismin yerini hafızalarına kaydederken bir yandan da ortama bir koku verilmiş. Böylece hafızanın kokuyla ilişkilendirilmesine çalışılmış. Bunun ardından deneklerden bir kısmının uykuya dalmaları istenirken diğer grup uyanık tutulmuş.
            20 dakikanın ardından, uyuyan grubun beyin dalgaları henüz yavaş dalga uykusu deseni gösterirken her iki gruba da aynı koku tekrar uygulanmış. Bir 20 dakikanın daha ardından uyuyan grup uyandırılmış ve benzer deney her iki gruba cisim farklı bir noktadayken ve koku olmadan tekrar uygulanmış.


            Aradan geçen yarım saatin ardından, teste katılanlardan cismin deneylerdeki yerlerini hatırlamaları istenmiş. Kokunun yer almadığı deneyde her iki grup yüzde 60 oranında doğru hatırlamış. Buna karşılık koku verilen testte uyuyan grup yüzde 84’lük bir doğruluğa ulaşırken bu oran uyanık kalan grupta yüzde 42 olmuş. Her iki grubun fonksiyonel manyetik rezonans yöntemiyle incelenen beyinleri de, testler sırasında farklı beyin aktivite desenlerinin meydana geldiğini ortaya koymuş.

            Rasch, böyle bir sonucu beklediklerini ve yavaş dalga uykusu sırasında hafızanın tekrar uyarılmasının, hatıraları daha stabil hale getirdiğini düşündüklerini söylüyor.

            "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
            Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






            Yorum

            • HIAMOVI
              satélite de expertos
              • 22-12-2004
              • 14236

              #81
              Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

              AIDS etkeni HIV virüsünün kılıf yapısı çözüldü

              Araştırmacılar, insan bağışıklık yetmezliği virüsünün (HIV) genetik yapısını sararak taşınmasını sağlayan protein kılıfın yapısını çözdü.






              Virginia Üniversitesi ve Scripps Araştırma Enstitüsü’nden bilimcilerin oluşturduğu ekibin çalışması, bu konuya odaklanan önceki araştırmaların son halkasını meydana getiriyor.
              HIV, insan hücreleri üzerinde bulunan almaçlara tutunarak kılıfını hücre içine yolluyor. Kılıf bir kez hücre içine girdiğinde de taşıdığı değerli kargoyu yani virüsün genetik malzemesini ortama bırakıyor. Sonrasında hücrenin kendi mekanizmasını adeta sabote ederek kendi gen ve proteinlerini çoğaltmasını sağlıyor. Yeni virüsler oluşturuldukça da genetik malzemeler küresel yapılı ve olgunlaşmamış olan yeni kılıflar içine yerleştiriliyor. Genç virüsler, içinde bulundukları hücreyi terk etmelerini takiben koni şekilli, olgun virüslere dönüşüyor ve diğer hücrelere bulaşmaya devam ediyorlar.
              Eğer bu olgun kılıfın oluşması bir şekilde engellenirse virüsün diğer hücrelere bulaşma riskinin de ortadan kalkacağı belirtiliyor. Kılıf oluşumunu engelleyecek ve dolaylı olarak HIV tarafından enfekte olmayı engelleyecek ilaçların üretimi de ancak yapının ne şekilde oluştuğunun tam olarak bilinmesiyle mümkün.


              Araştırma makalesinin yazarlarından Mark Yeager’ın da aralarında bulunduğu araştırmacılar şu sıralar elde ettikleri sonuçları bilgisayar programları yardımıyla geliştirme ve yapının zayıf bir noktasını bulabilmenin planları üzerinde çalışıyorlar. Bunun yanında olgunlaşmamış kılıfların ne şekilde olgun hale geçtiklerini anlamak da öncelikli hedeflerden bir tanesi. Yeager, henüz tüm hikayeyi tamamlamış olmasalar da en azından birinci cildi bitirdiklerini belirtiyor

              "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
              Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






              Yorum

              • HIAMOVI
                satélite de expertos
                • 22-12-2004
                • 14236

                #82
                Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

                Kök hücreden kas

                Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü kök hücreden kas üretmeyi başardıklarını açıkladı. Bu yöntemle kas erimesi hastalığına bağlı olarak felç geçirenlerin tedavisi umuluyor.






                İSTANBUL - Hürriyet gazetesinin haberine göre; Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Günhan Gürman, Prof. Dr. Alp Can ve ekibi Doç. Dr. Çetin Kocaefe, doktora öğrencileri Deniz Balcı ve Burcu Balcı Hayta’nın kök hücreden kas ürettiklerini açıkladı. Gürman, kas hastalıklarının ölümcül olduğunu belirterek, şunları söyledi:

                “Halk arasında adale erimesi olarak bilinen bu hastalığa ümit olacak bir yaklaşım yoktu. Tek çare kök hücreyle yeni kas üretilebilmesi ve insanların yeni üretilen kastan faydalanabilmeleriydi. Enstitümüz öğretim üyelerinden Prof. Dr. Alp Can ve ekibi, göbek kordonundan aldıkları kök hücrelere, gen aktararak eksik kas proteinini sentezlettirerek hastalığa dirençli yeni bir kas hücresi yapmayı başardılar. Bu çalışma kök hücre konusunda en saygın bilimsel dergilerden biri olan Stem Cell Reviews and Reports dergisinin Eylül sayısında yayınlandı.”

                “Ankara Üniversitesi bünyesinde kuruluş çalışmaları yürütülen Kök Hücre Enstitüsü laboratuvar tesis çalışmaları sonuçlandığında bu konudaki çalışmaların hastaların tedavisinde kullanılma süresi çok kısalacak. Bu altyapı ile üretilen kas insana da uygulanabilecek.”


                “Bizim şu anda Milli Emlak’tan beklediğimiz 100 dönümlük bir alan var. Bu alana Ulusal Mükemmeliyet Merkezi’ni kurmak istiyoruz. Bu merkezde, imkanların da artırılmasıyla çaresi olmayan hastalıklara çare bulmak için çok daha fazla çaba gösterebilecek. Bu merkez beyin göçünü de tersine çevirecek. Şu anda kısıtlı imkanlarla çalışan ama yine de bir başarıya imza atan Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü’nde çalışmak isteyen bilim insanları var. Böylece yurtdışındaki önemli bilim insanlarımız ülkelerine de dönmüş olacaklar.”

                Kök Hücre Enstitüsü meme ve kalın bağırsak kanserlerinin kök hücrelerine karşı aşı geliştirme konusunda büyük gelişme kaydetti. Enstitü, kendini yenileme kabiliyeti olmayan kıkırdak hücrelerini kök hücreden üretmiş, insan üzerinde de uygulama gerçekleştirmişti.

                "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                Yorum

                • HIAMOVI
                  satélite de expertos
                  • 22-12-2004
                  • 14236

                  #83
                  Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

                  Doğum öncesi kök hücre nakli başarılı

                  Anne farenin kan kök hücrelerini fetüse nakletmeyi başaran bilimciler, kalıtsal hastalıkların doğumdan önce tedavisi yolunda önemli bir adım attı.






                  Yeni keşif, kök hücrelerin genetik hastalıkların tedavisi amacıyla doğum öncesinde fetüse naklini mümkün kılacak. Bugüne değin annenin bağışıklık sisteminin fetüse yapılacak bir kök hücre naklini engellediği biliniyordu. Araştırmacılar bu engeli kök hücrelerini doğrudan anneden alma yoluyla aşmayı başardılar.
                  California Üniversitesi'nden Tippi MacKenzie ve ekibi, dişi fareden alınan kan kök hücrelerini, bağışıklık sisteminde ve nakil organ ya da hücrelerin reddedilmesinde önemli rol oynayan lenfosit-T hücrelerinden arındırarak fetüse nakletti.
                  MacKenzie, başka bir dişi fareden alınan lenfosit-T'den arındırılmış kan kök hücrelerinin de fetüs tarafından kabul edildiğini belirterek, bu tür hücre nakillerinde en önemli engelin annenin bağışıklık sistemi olduğunu vurguladı.


                  "Journal of Clinical Investigation" dergisinde yayımlanan araştırmada, bir sonraki adımın bu sonuçları insanda da doğrulamak olduğunu vurgulayan MacKenzie, ''Artık fetüsün anneye yabancı olan kök hücreleri bile kabul edebildiğini biliyoruz. Doğumdan önce sinirsel ya da kasla ilgili genetik hastalıkların tedavisinde başka kök hücre tiplerinin kullanılabilmesi söz konusu'' dedi.

                  "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                  Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                  Yorum

                  • HIAMOVI
                    satélite de expertos
                    • 22-12-2004
                    • 14236

                    #84
                    Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

                    Yapay kan hücrelerine doğru

                    Yeni geliştirilen mikro-parçacıklar, kırmızı kan hücrelerinin esnekliğine sahip.





                    Yeni geliştirilen teknoloji sayesinde bilimciler, kırmızı kan hücrelerinin büyüklüğünü, şekline ve esnekliğini taklit ederek vücutta uzun süre dolaşabilecek, son derece yumuşak hidrojel parçacıkları üretmeyi başardılar.
                    Söz konusu parçacıkların oksijen veya çeşitli kimyasalları taşıyabilme işlevleri henüz test edilmiş değil. Dolaşım sisteminde kalma süreleriyse farelerde 93.29 saatlik bir yarılanma ömrüne sahip. Bununla birlikte araştırmacılar, parçacıkların özellikle kılcal damarlardan geçmelerine imkan verecek derece esnekliğe sahip olmaları sayesinde kan hücrelerinin görevlerini başarıyla yerine getireceğini düşünüyorlar.
                    120 günlük yaşam süreleri boyunca gerçek kan hücreleri esnekliklerini gittikçe yitiriyor ve sonunda dolaşım sisteminden atılarak yıkılıyorlar. Daha önce gerçek kan hücrelerinin yerini alabilecek bu tip hücreleri yapay olarak elde etme denemeleri, tam olarak esnekliğin sağlanamamasına bağlı olarak hücrelerin hızla dolaşım sisteminden atılmaları nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanmıştı.


                    Son bulgular, yapay kan üretimi yanında kanserin tedavisine ilişkin yeni yaklaşımlar da sunuyor. Kanser hücreleri, sağlıklı hücrelerden çok daha yumuşak bir yapıya sahipler. Bu şekilde vücudun bir çok yerine ulaşabiliyorlar. Kansere karşı ilaçlarla yüklenmiş olan parçacıkların dolaşım sisteminde daha uzun süre kalabilmesi sayesinde daha agresif tedavi yöntemlerinin gündeme geleceği belirtiliyor.

                    Kuzey Carolina Üniversitesi’nden Joseph DeSimone, dolaşım sisteminde daha uzun süre kalabilecek parçacıkların üretiminin, ilaç taşınmasına yönelik olarak başından beri en büyük zorluğu oluşturduğunu ifade ediyor. DeSimone’a göre araştırmacıların en büyük hedeflerinden biri buydu ve son derece verimli sistemlerin esneklikleri ayarlanabilen bu yeni parçacıklar sayesinde geliştirilebilmesi artık oldukça yakın.

                    "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                    Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                    Yorum

                    • HIAMOVI
                      satélite de expertos
                      • 22-12-2004
                      • 14236

                      #85
                      Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

                      Tüp bebekte tek embriyo kullanımı avantajlı

                      Araştırma, tüp bebek uygulamasına başvuran çoğu bayan için, tek bir embriyo transferinin daha verimli ve sağlıklı olduğunu ortaya koyuyor.




                      Tüp bebek yoluyla bebek sahibi olmak durumundaki bayanlar, gebe kalma şanslarını artırmak üzere genellikle birden fazla embriyonun rahim içine yerleştirilmesini onaylar. Yeni çalışma, tek bir embriyo transferi yapılması durumunda, sağlıklı bir gebelik sürecine ve bebeğe sahibi olma şansının, iki embriyo transferine oranla beş kat arttığını gösteriyor.

                      Çift embriyonun ikiz sahibi olma şansını artırması ile birlikte, tek bebeğe hamilelik durumuna oranla daha fazla komplikasyon geliştirme ihtimalini beraberinde getirmesi, bunun en büyük nedeni olarak gösteriliyor.
                      Üstelik ilk seferinde başarılı bir gebeliğin sağlanamadığı tüp bebek uygulamasının daha sonraki denemelerinde, tek bir embriyo ile birden fazlasının yerleştirilmesi arasında gebe kalma şansındaki fark ortadan kalkıyor. Yeni bulgular, işin mali yönünü de bir yana bırakacak olursak, tüp bebek yöntemiyle gebe kalma uygulamasında en verimli ve sağlıklı yöntemin, bir seferde tek bir embriyonun kullanılması olduğunu ortaya koyuyor.


                      İlk tüp bebeğin dünyaya geldiği 1978 yılından bu yana yöntemin en büyük riski, birden fazla bebek sahibi olma ihtimalinin yüksekliği oldu. Bununla bağlantılı olarak gebeliğe ilişkin komplikasyonlar, erken doğum, düşük ağırlığa sahip bebekler, gelişimsel sorunlar ve hatta ölüm, yöntemin her dönem karşılaşılan ve alşılan negatif yönü haline geldi.
                      Aberdeen Üniversitesi’nden halk sağlığı odaklı tıbbi istatistik uzmanı ve araştırma makalesinin yazarlarından David McLernon, özellikle İngiltere ve Kanada’daki bir çok kuruluşun tek embriyo transfer yöntemini onaylayarak kullandığını ve kendi bulgularının da bu durumu desteklediğini söylüyor.

                      McLernon ve ekibi, dünya çapında kabul görmeye başlayan tek embriyo transfer yönteminin ne derece verimli olduğunu saptayabilmek için, Avrupa’daki sekiz tüp bebek merkeziyle ortaklaşa çalışma yürütmüş. Deneye katılan gönüllüler işlem sürecinde bir veya iki embriyo transferini kabul etmişler.

                      1300 kadın deneği içeren veriler büyük bir havuzda toplanarak değerlendirilmiş. Bulgulara göre ilk denemede bebek sahibi olma sürecinde iki embriyo transfer edilen bayanlar daha başarılı olmuşlar. İki embriyo yerleştirilen bayanlardan yüzde 42’si başarıyla doğum yaparken bu oran tek embriyo yerleştirilenlerde yüzde 27’ye düşmüş.
                      Fakat ilk denemede gebe kalınamaması durumunun ardından yapılan ikinci denemede doğum oranları eşitlenmiş. Ancak doğum sayısının yaklaşık olarak aynı olmasına karşın, iki embriyo yerleştirilen anne adaylarının gebelik sürecinde, doğumda ve dünyaya gelen bebekte görülen sorunlar, tek embriyo grubuna göre beş kat fazla olmuş.

                      Araştırmacılar stratejiyi tüm kadınlar için genellemenin doğru olmayabileceğini de ekliyorlar. Örneğin 35 yaş üstü ve en az bir kere tüp bebek uygulamasını denemiş ve başarısız olmuş bayanlarda birden fazla embriyo yerleştirilmesinin daha iyi sonuç vereceği konusunda hemfikirler.

                      "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                      Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                      Yorum

                      • HIAMOVI
                        satélite de expertos
                        • 22-12-2004
                        • 14236

                        #86
                        Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

                        Kök hücreden üretilen retina umut oldu

                        Araştırmacılar, kök hücreleri kullanarak insanlar üzerinde bir göz hastalığını tedavi etmek amacıyla yapılan ilk deneyden olumlu sonuç aldıklarını söylüyor.

                        Elde edilen verilerin, yöntemin güvenilir olduğuna işaret ettiği açıklandı.

                        BBC Türkçe





                        İSTANBUL - 1990'ların sonunda, embriyoda bulunan kök hücrelerin insan bedeninde herhangi bir dokuya dönüşme potansiyeline sahip olduğu ve yeni tedavi olanakları sunabileceği keşfedilmişti. Bu zaman zarfında, embriyolardan alındıkları için etik açıdan tartışma yaratmasına karşın, kök hücrelere büyük umutlar bağlandı. Şimdi, Advanced Cell Technology (İleri Hücre Teknolojisi) adlı bir Amerikan şirketi, görme bozukluğu olan iki kadının gözlerine kök hücreden ürettikleri retina dokusu yerleştirdiklerini açıkladı.
                        Körlük derecesinde göremeyen her iki kadının da aradan geçen dört ay içerisinde olumsuz herhangi bir yan etkiye maruz kalmadığı ve bir miktar daha iyi görmeye başladıkları belirtildi. Ancak uzmanlar, kök hücrelerden üretilen insan dokusunun tamamen tehlikesiz ve etkin bir tedavi sunup sunmadığını kesinleştirmenin daha yıllarca deney ve araştırma gerektirdiğine dikkat çekiyor.
                        TEPKİLERİ AZALTMASI BEKLENMİYOR
                        ABD'den gelen bu görece başarı haberinin kök hücrelere etik nedenlerle karşı çıkanları ikna etmesi beklenmiyor.

                        "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                        Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                        Yorum

                        • HIAMOVI
                          satélite de expertos
                          • 22-12-2004
                          • 14236

                          #87
                          Konu: Tıp Dünyasından Güncel Haberler ( genetik,kök hücre vs )

                          yeni başlık burada


                          "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                          Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                          Yorum

                          İşlem Yapılıyor
                          X