Sonuçlar piyasaları nasıl etkiler?

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • RARELY
    Senior Member
    • 04-11-2004
    • 6810

    Sonuçlar piyasaları nasıl etkiler?

    Sonuçlar piyasaları nasıl etkiler?


    Küresel likiditenin devam edip etmeyeceği seçim sonuçlarından çok daha önemli. Seçime yönelik satın alınmayan sonuçlara göre piyasalar dalgalanacak, önemli olan küresel denklemin bu dalgaları bastıracak durumda olması.

    Yiğit BULUT / REFERANS GAZETESİ

    Yazıya geçmeden bir tespit yapmamda yarar var. Bu yazıyı yazdığım saatte elimde seçim sonuçlarına dair herhangi bir veri yoktu. Sonuçları bu sabaha karşı almaya başladık. Değerli dostlar, herkesin sorduğu ana soruyu bir kez daha tekrar etmek istiyorum: Seçim sonuçlarına göre Türk ekonomisinde daha doğrusu var olan finansal denklemde neler olabilir?

    Soruya gelin birlikte cevap arayalım ve bu yolda ilk adım olarak iki yeni alt soru soralım.

    1- Tam olarak yeni bir sınırda olan küresel likidite şartları, dirençleri geçip yeni kanallara girecekler mi? Örneğin petrol 77-79 dolar bandını kırabilecek mi? Euro-dolar 1.3750-1.40 bandında kalıp, burayı geçebilecek mi?

    2- Seçimlerde anketlere göre beklenen sonuçlar çıkar ve tek başına bir AKP hükümeti kurulursa, böyle bir hükümet kısa vadede olumlu bile olsa, orta-uzun vadede özellikle cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde siyasi risk artar ve yeni kırılmalar olabilir mi?

    Ana unsur global likidite

    Birinci sorudan başlayarak cevaplayalım ve sonrasında sonuçları birlikte oluşturalım. Küresel likidite yeni bir algılama doğuracak şekilde yeni bir genleşme sürecine girer mi? Yoksa sınırları zorlayıp geçemeyen göstergeler, burada ciddi bir şekilde kırılır mı?

    Değerli dostlar, seçim sonuçlarını tamamen sorgulamadan arındırıyor ve Türkiye’deki son 4 yıllık finansal genleşmeyi yaratan ana unsurun küresel şartlar olduğunu düşünen biri olarak, küresel denkleme bakmak istiyorum.

    Ana unsur petrol fiyatı. Peki durum nasıl?

    Cuma günü itibariyle Brent petrol Ağustos 2006 zirvesini geçmiş durumda. Bildiğiniz gibi daha önce gördüğümüz tepe bölgesi 77-79 dolar bandındaydı ve buradan başlayan satış 50 dolar bölgesine kadar devam etmişti. Cuma kapanışta bu bant üstünde kaldık. Euro-dolar 1.3750 üstünde hareketine devam ediyor, hatta kapanış 1.38 üstünde.

    Bu göstergeler, özellikle petrol çok mu önemli?

    2001 Eylül saldırısından bugüne aynı tezi savundum, şimdi de savunuyorum. Dünya genelindeki küresel genleşme devam ettiği sürece, özellikle makro veriler ile finansal dinamikler ayrışıyor noktasında her zaman Türkiye’nin kendine özgü gerçeklerine değil, yurtdışına bakın. Daha net tercümesi, yurtdışında piyasaları sürükleyen yapı net olarak değişmedikçe, seçim sonuçlarının içerideki etkisi sınırlı kalacak.

    Petrol zirveyi zorluyor

    Bu noktada şunu sorabiliriz: 2001 sonrası mantığı oluşan ve 2003 sonrası tamamen şekillenip çalışmaya başlayan finansal sistemi nasıl daha net tarif edebiliriz? Normal şartlarda artan petrol fiyatının piyasaları vurması beklenirken neden özellikle borsalara eşzamanlı para akmaya devam ediyor?

    Tek cümle ile özetlemek gerekirse, gördüğümüz yapının özünde iki temel dinamik ve bir sonuç var:

    1- 1980-2001 arası 39 doların üzerinde kalamamış hatta ortalaması 20 dolar altına sarkmış petrol fiyatları, 78 dolara kadar tırmandı. Son birkaç gündür yeniden zirveyi zorluyor. Burayı geçip geçemeyeceği çok önemli.

    2- Dolar-yen paritesindeki gelişmeler sermaye piyasalarında pozisyon açmak isteyenlere marjinal fayda sağlayacak şekilde ortaya çıktı. Dolar-yen paritesi 122 altına sarkmasına rağmen hâlâ 120 üstünde gücünü koruyor.

    Sonuç 1: “Küresel genleşme II” filmi hayata geçmek üzere. Tam olarak sınır bölgelerindeyiz. Buralarda özellikle sınırlar geçilemeyince sermaye piyasalarında kâr satışları oluyor ama geçme iddiası hâlâ devam ediyor. Peki geçilirse ne olacak? Buraları geçilirse, yeni bir algılama ortaya çıkacak ve yukarıda bahsettiğim Genleşme II” hayata geçecek. Sınırlar geçilemez ise realizasyonlar diğerinden sert olacak.

    Tek parti risk yaratabilir

    Diğer soruya gelince, AKP tek başına çıkarsa kısa vadede olumlu ama orta vadede siyasi açıdan riskli olabilir mi? Cevap çok açık; olabilir.

    Asker ile var olan hükümet arasında, aslında 2006 Mart ayından beri cumhurbaşkanının da dahil olduğu bir süreç içinde ciddi bir gerilim ortaya çıktı.

    Seçim sonrası, milletvekili sayısı ne olursa olsun, kurulacak ve ilk algılama içinde bir süre olumlu algılanacak tek parti hükümeti, bir süre sonra piyasalar açısından en fazla risk yaratan unsur haline gelecektir. Bu noktada bir tespit yapmam gerekli. İçeride siyasi gerilim yaratmayacak başka bir koalisyon kısa vadede piyasa açısından beklenti dışı olduğu için sorunlu algılanıp, olumsuzluk yaratacak, fakat sonrasında özellikle orta vadede daha olumlu bir hava ortaya çıkacaktır.

    Likiditenin devamı önemli

    Sonuç 2: Kısa vadede olumlu algılanacak hükümet oluşumları, orta ve uzun vadede özellikle cumhurbaşkanlığı seçim riski ile olumsuz etki yapar hale gelebilir. Diğer taraftan beklenti dışı sonuçlar piyasada kısa vadede olumsuz algılanabilir fakat sistemik riski düşüreceği için orta vadede olumlu sonuçlar verebilir.

    Son söz: Küresel likiditenin devam edip etmeyeceği veya yeni bir kanala girip girmeyeceği seçim sonuçlarından çok daha önemli. Sizlere tavsiyem, küresel likidite bozulmadıkça seçim sonuçları ne olursa olsun, keyfinize bakın! Seçimlerde ortaya çıkabilecek satın alınmayan sonuçlara göre mutlaka iç piyasalar dalgalanacak, bunun olmaması mümkün değil. Önemli olan küresel denklemin bu dalgaları bastıracak şekilde olumlu durumda olması.

    Not: Cuma günü BOVESPA, DOW ve dolar-yen paritesi yüzde 1’in üstünde değer kaybetti. Bu etki seçim olmasa dahi bize yansıyacaktı. Dolayısıyla bu sabah olacakları sadece seçim sonucu ile analiz etmek doğru olmaz.
    Son düzenleme RARELY; 23-07-2007, 10:58.
İşlem Yapılıyor
X