Genelkurmay'ın ışıkları...

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • TA2CCC
    Banned
    • 03-06-2004
    • 8304

    Genelkurmay'ın ışıkları...




    Güneri Civaoğlu'nun köşe yazısından bir kesit
    Genelkurmay'ın ışıkları

    Şu süreçte bir kitap yayımlansa, bir film yapılsa en çok tutacak ad "Genelkurmay'ın Işıkları Yanıyordu" olurdu.
    Gerçekten...
    Genelkurmay'ın ışıkları başkentin nabzını yansıtan göstergelerden biridir.
    İç politikada, iktidarla ya da "irtica" veya "bölücülük" eksenli partilerle gerilim tırmandığında Genelkurmay ışıklarına bakmak, başkentli gazetecinin yıllarca yol haritası duraklarından biri olmuştur.
    Ankara gazeteciliğinin duayeni Cüneyt Arcayürek'in böyle bir dönemde, Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Hasan Cemal'i arayarak, "Hadi gel, benim arabamla Ankara'da biraz turlayalım, Genelkurmay ışıklarına bakalım" dediğini Hasan'ın satırlarından okumuştum.
    Tabii...
    Sadece iç politikanın puslu havası başkente çöktüğünde değil, sınırların ötesine dönük bunalımlarda da Genelkurmay'ın ışıkları referanstır.

    Akis'ten akisler
    Kurtul Altuğ'un yaşadıklarını yansıttığı kitaplardan ikincisi de çıktı. Adı, "Genelkurmay'ın Işıkları Yanıyordu..."
    Bu isim satar.
    Ama...
    Ya kapağın içindekiler.
    Burada Kurtul Altuğ'un usta gazeteciliğinden ve zengin birikiminden söz etmek gerekir.
    Yakın siyasi geçmişin kapalı kapılar ardında kalan çok ilginç olaylarını Altuğ'un kaleminden okumak zevk.
    Siyasi tarihi, polisiye roman lezzetinde yazmış.
    Yargıları, gözlemleri, deneyimleri ve felsefe boyutuyla harmanlamış.
    Gerçekten akıyor. Bazılarını birlikte yaşadığımız olayları onun satırlarıyla yeniden hatırladım.
    Gazeteciliğe Akis'te başladım. Kurtul Altuğ o sırada Akis'in Genel Yayın Yönetmeni'ydi. Hukuk öğrencisiydim.
    Gazetecilik okulum Akis'tir. Meslek büyüğüm Kurtul Altuğ ile dostluğumuz bugüne kadar sürer.
    Acı tatlı nice anımız var.
    Kurtul Altuğ, İsmet Paşa, Nihat Erim, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit başta olmak üzere, siyasetin doruklarıyla çok yakın ilişkide oldu.
    Başkentin "Askeri en iyi tanıyan ve diyaloğu olan" çok az sayıda gazetecisinden biridir. Orhan Kabibay, Orhan Erkanlı, Alparslan Türkeş'le başlayan ve çok sayıda özel yazışmalarına da dayanan bu ilişkiler, günümüze kadar komutanlarla da sürdü.
    Kitapta da okuyacaksınız, Genelkurmay'ın yanan ışıklarını çoğu kez gazeteciler dışarıdan seyrederken, Altuğ ışıkların yandığı odalarda olmuştu.
    Filmin sonunu söylemek gibi, kitabın sayfalarını da yansıtmak münasebetsizliğini yapmayayım.
    Ama şu sözümün altını çiziyorum: "Bu kitap mutlaka okunmalı..."
    gunericivaoglu@milliyet.com.tr

    (Milliyet)
    Metne konu olan kitapla ilgili ayrıntılı bilgi ve internet üzerinden satış şartları:
İşlem Yapılıyor
X