Amorium

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • Sniper®
    Senior Member
    • 22-06-2005
    • 12987

    Amorium

    Afyonkarahisar ilinin sınırları içinde, Emirdağ ilçe merkezine 13 km. uzaklıkta bir antik kenttir. Eski Yunanca ve Ortaçağ Yunancasında 'Amorion' şeklinde anılagelmiştir. Arap/İslam kaynaklarında "Ammuriye" şeklinde geçer. Amorium höyüğünün yamacında bugün Hisarköy köyü bulunmaktadır. Arkeolojik alanda (Hisarköy höyüğünde yer alan ve Bizanslılarca 5'inci yüzyılda tahkim edilmiş Üst Kent) New York Metropolitan Sanat Müzesi'nden The Metropolitan Museum of Art Dr. Chris Lightfoot başkanlığında uluslararası bir ekip tarafından 1988'den bu yana düzenli kazılar yürütülmektedir.

    Her ne kadar cazip bir düşünce olsa da, kentin ismi, muhtemelen, 'amor' (aşk) kelime kökünden kaynaklanmamakta, daha ziyade ilkçağ Hint-Avrupa kavimlerinin dilinde 'anne' anlamına gelen (ve varlığını bugüne kadar sürdürmüş) 'ma' kelime kökü ile bağlantılandırılmaktadır. Bu da bizi, kentin daha başlangıcından itibaren, Anadolu Ana Tanrıça kültü ile ilişkili olduğuna sonucuna götürmektedir.

    Kahramanları hayvanlar olan masallarıyla büyük ün kazanmış olan Ezop'un Amorium kentinde yaşadığını da gözardı etmemek gerekir.Her ne kadar Ezop'un doğum yeri tartışmalı olsa da en yüksek olasılıkla Ezop Amoriumlu'dur.Bildiğimiz gibi kendisi İÖ VI yüzyılda yaşamıştır.

    Amorium kentinin M.Ö. 1'inci yüzyıldan itibaren (M.Ö. 133 ila 27 arasında bir tarihten M.S. 217'ye kadar) kendi sikkelerini döktürmüş olması, o dönemde olgun ve büyük bir kent haline gelmiş bulunduğunun kanıtıdır. Kentin refah ve prestij düzeyi Romalılar döneminde de artmaya devam etmiş ve standart Roma kamu yapıları ile donatılmış olmalıdır. Ancak Helenistik ve Roma dönemlerinden günümüze pek az bulgu kalmıştır. Kente ilişkin tarihi kayıtlar da Strabon Coğrafyası nda çok kısa bir atıftan ibarettir. Son dönem kazılarında bölgedeki diğer arkeolojik alanlarda keşfedilen yazıtlar antik çağ Amorium'una ilişkin kayıtların sayısını artırmıştır ve yeni keşiflere de muhtemelen ulaşılacaktır.

    İslam tarihi bakımından kentin önem arz etmesinin temel nedeni, sahabe Selman-ı Farisi'nin Amorium'da şu an bulunan kilisede çalışması ve emrinde çalıştığı, talebesi olduğu rahip tarafından İslam dininin hak din olduğunun söylenmesi üzerine Müslüman olmak için Medine'ye gitmesi vakıasıdır. Yani şehir Hristiyanlık kadar olmasada İslamiyet açısındanda önemli bir kenttir. Kent Anadolu coğrafyasında merkezi bir önemi Bizans İmparatorluğu döneminde kazanmıştır. Dönemin Arap kaynakları Amorium'un Anadolu'nun en büyük kenti olduğundan bahsetmektedirler. Kazılar da Bizans kalıntıları üzerinde yoğunlaşmıştır. Kazı bulgularının Antik Çağ ve sonrasında Bizans'ın güçlü ilk dönemleri ile Anadolu Selçuklu Devleti arasında kalan yüzyıllarda (kabaca 750-1100 yılları arası) Anadolu içlerinin kentsel, idari ve kültürel gelişimine ilişkin bilgilerimizde mevcut boşluğu doldurmakta büyük katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Şimdiden, Amorium Üst Kenti'nin evvelce zannedildiği gibi 11. yüzyıl sonunda terkedilmediği, Selçuklularca ve ayrıca Osmanlı'nın son dönemlerinde de kale olarak kullanıldığı, Hisarcık (sonradan Hisarköy) köyünün isminin buradan geldiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla Amorium'da beş ayrı medeniyetin (antik Helen, antik Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı) izleri bir aradadır. Amorium Alt Kenti'nin de ikinci bir tahkimat duvarıyla çevrelenmiş olduğu görülmekte, bu surları korumak için gerekecek askeri güce ilişkin hesaplamalar kentin Bizans İmparatorluğu açısından taşıdığı önemi doğrulamaktadır. Ancak, sitin koruma altına alınmasından önceki yıllarda define avcılarınca yoğun surette kazılmış ve yağmalanmış olması maalesef önemli ölçüde tahribata sebebiyet vermiştir.

    Bizans döneminde İstanbul yolu üzerindeki en önemli İç Anadolu kalesi kimliğinden ve Marmara bölgesinden önceki son büyük savunma mevzii oluşundan ötürü tahribat Amorium'un kaderi olmuştur. Arapların Anadolu'ya ilk akınlarının kaydedildiği 641 yılından sonra birkaç yıl geçmeden Amorium bir Arap saldırısına maruz kalmıştır. Amorium'a ardarda Arap saldırıları yaklaşık iki yüz yıl boyunca sürmüş, 668'de kalenin Araplarca fethine rağmen kısa süre sonra Bizanslılarca geri alınmış, 716 ve 796'daki büyük saldırılar ise püskürtülmüştür.

    9. yüzyıla girildiğinde Amorium bir yandan Bizans'a bir imparatorlar hanedanı verirken (Amorian veya Frigyalı hanedan, bu hanedan 820-867 yılları arasında 3 imparatordan ibaret kalmış ve Bizans tarihi açısından başarılı icraatlar yapamamıştır. hanedana mensup 3 imparator 'Kekeme' 2'nci Mihail, oğlu Teofilos ve torunu 'Sarhoş' 3'üncü Mihail'dir), bir yandan da 838'de Halife El Mu'tasim'in Arap ordularınca tarihinin en büyük yıkımına uğratılmış ve bir daha eski canlılığını ve önemini geri kazanamamıştır (Abbasi Halifelerinin ordularında giderek artan sayıda Türk unsur bulunduğu bilindiğinden, bölgeye, ve dolayısıyla Anadolu'ya, ilk Türk varlığı Arap orduları bünyesinde gelmiş olmalıdır. Bizans ordularında da azımsanamayacak miktarda Türk unsurları bulunmaktaydı).

    838 savaşının Amorium'a verdiği zarar dışında Ortodoks Hristiyan tarihi açısından önemi kentten esir olarak alınmış ilerigelen 42 Bizanslının Irak'ın Samarra kentinde 845 tarihinde idam edilmiş olmalarıdır. O çağlarda esirlerin fidye pazarlığına tabi tutularak geri verilmeleri, sanıldığının aksine, idam edilmelerinden daha yaygın bir uygulamaydı. Fidye müzakereleri tamamlanmış bu 42 Bizanslının Halife tarafından idam edilmesi dini gerekçelere bağlanmış ve 'Amorium'un 42 şehidi' Rum Ortodoks Hristiyan literatürüne geçmiştir. Aziz mertebesine yükseltilen bu Bizanslılar hala dini törenlerde anılmaktadır.
İşlem Yapılıyor
X