Agoralar

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • Sniper®
    Senior Member
    • 22-06-2005
    • 12987

    Agoralar

    Agora, antik Yunan kentinin merkezi, kalbiydi. Kamusal amaç doğrultusunda kurulmuş en önemli unsurdu ve politika, ticaret, dinsel törenler ve diğer kültürel etkinlikler gibi faaliyetlere fazlasıyla hizmet etmekteydi. Agora ilk olarak içinde bulunduğu kent anlayışında olduğu gibi basit bir biçimde geliştirildi. Amaca uygun şekilde yaşatılması gereken ve üzerinde fazla kafa yorulmamış açık bir alandı. Ana caddelere uygun bir şekilde hazırlandı ve kentin merkezine hakim oldu. Bu durum, aynen Atina kentinin agorasında olduğu gibi tamamen doğal bir neden sonuç ilişkisinin ortaya koyduğu bir platformda kendini göstermiştir.
    Mimarlık açısından çeşitliliğin kendini göstermeye başlaması kentin bir karakter kazandığının garantisi oluyor ve agora da bundan nasibini alıyordu. Kamu yapıları çoğalır hizmet stili sınıflandırılmış olur; stoa ortaya çıkar adı agorayla birlikte anılır olur. Bütün bunlar, yapay olmayan bir zaman silsilesinin ortaya koyduğu mekanik bir düzeneğin birbiriyle bağlantılı parçalarıdır. Stoa, dükkan, bir altar, belki bir çeşme, önemli birine ait bir heykel ve tabii ki bir tapınak bu alanda vücut bulmalıydı. Yunan’da da, Roma’da da bu böyledir. Bu noktada, stoanın ve tapınağın agora içindeki rolü büyüktür.
    Agoranın kent içindeki gelişmesinin (kent de düzenli bir şekilde ortaya çıkmamıştır zaten) düzensiz olduğu doğrudur, ancak düzensizliği insanın yaratıcılığı ile açıklamak doğru değildir, sadece insanın doğayla olan savaşının mecburi bir ürünü olarak kabul etmek gerekir. Çünkü insan doğa içinde gördüğü her bir varlığı ve onun oluşturduğu topluluğu var oluşundan beri bir düzen altına almaya çalışır.
    Agoranın politik açıdan önemli bir yer olduğu aşikardır ve politika da, yasa ile ve teorik olan yasanın pratik varlığıyla, mahkemelerle bir ilişkisi vardır. Sonuçta mahkeme de mekan olarak agorayı seçmiştir. Bu konu için verilecek çok sayıda örnek vardır, bunlardan biri de Smyrna’daki devlet agorasıdır. Burada, mahkeme işleri kuzey kolonadın batı kesimindeki bir exedrada görülürdü.
    Her türlü etkinliğe hizmet eden agoranın, antik dönemde yaşamış ve kendini toplumdan daha yukarıda gören bir kesim tarafından olumsuz bir şekilde eleştirildiğini de belirtmek gerekir. Bir çeşit aristokrat grubu, aydınlar hatta filozoflar bile agoraya iyi gözlerle bakmazlardı. Komik bir benzerlik ama günümüzde, İstanbul-Kadıköy’deki Salı pazarına olan küçümsemeyi hatırlatıyor bana bu durum.
    Sanat da agora içinde varlığını sürdüren alanlardan biridir. Sözlü olarak anlatılan şiirlerden görkemli heykellere, sunakların ve tapınakların üzerindeki kabartmalara kadar sanat burada hayat bulmuştur ve niteliği, hacmi ihtiyaca göre değişmektedir. Yani bir başyapıt da olabilir vasat bir eser de olabilir. Örneğin İzmir agorasındaki duvar resimlerinin sanat açısından değeri nedir ki? Burası agora, burada insan her şeyle karşılaşabilir. İşte bu yüzden şehrin kalbi olarak nitelendirilmiştir.
    Agora, düzenli kent planlaması ortaya çıktığında kent planına makul bir şekilde uydurularak geliştirilmiştir. İonia bölgesi agoraları da kent ve agora ilişkisi açısından önemlidir. İonialılar, dikdörtgen sokak sistemine göre stoaları inşa etmişlerdir. Stoaların, bir dikdörtgen oluşturacak biçimde agorayı dört veya üç yönden sınırlandırdığı genel olarak söylenebilir. Dikdörtgenin üç tarafını stoalar oluşturur diğer tarafındaysa kamu yapıları yer alabilir ya da yine başka bir stoa bulunabilir, agoraya önemli bir cadde ulaşır. Cadde de çok önemlidir. Bu şekilde stoalar da at nalı biçimini oluşturur. Miletos’taki güney agoradaki yapıların at nalı biçiminde olduğunu görürüz. Yapıların görünümü planla karşılaştırıldığında sırıtmaz, aksine göze hoş gelecek, dağınık olmayan bir izlenim bırakır. Bunun nedeni mimarların kent planına göre bir yapı alanı oluşturma çabasından kaynaklanmaktadır.
    Priene agorası dördüncü yüzyılda planlanmıştır. Kuzey kenarında doğu-batı doğrultusunda iki önemli cadde uzanmaktaydı. İki ada alanı üzerine konuşlandırılmış mekanın batı, doğu ve güney yönlerinde stoalar yer alırlar ve at nalı şeklini oluştururlar. Kuzey batıda Athena tapınağı bulunmaktaydı. Agoranın ortasında da bir sunak vardı. Izgara plan sistemi, kent ve agora arasındaki ilişkinin garanti belgesiydi.
    Magnesia agorası da üçüncü yüzyılda şekil bulmuştur. Burada Zeus’a ait bir tapınak bulunur ve küçük boyutludur. İki büyük stoa da agoraya aittir. Yakınında prytaneion yer alır.
    Tapınağın agora içindeki konumu, Anadolu anlayışına göre Roma’da olduğu gibi önemli değildir. Magnesia’daki agora buna açık bir örnektir. Roma forumlarında ise durum farklıdır: mesela Pompeii’de olduğu gibi dikdörtgen alanın tam merkezinde bir tapınak görkemli bir biçimde ortama hakim olmaktadır. Tasarım açısından merkezdeki tapınak ön plana çıkmaktadır. Roma anlayışında güç ve ihtişam çok önemlidir, her şeyden önemlisi, bir imparatorluğun büyüklüğünü işaret edecek belli başlı simgesel değerlerin, halka kendini göstermesidir. İmparatorluk, adının tam tersine, küçük kent devletlerinin oluşturduğu bir birlikten çok daha kolay parçalanabilecek bir yapıya sahiptir esasında. Bu yüzdendir ki propaganda önemli bir yöntem olarak kullanılmıştır. Tabii ki kent içi yapılarının şekillenmesi buna göre olacaktır. Her birimin bir anlamı, bir sistematiği olması gerekir. Yunan kentinden farklı bir özelliği de forumdan geçen yolların oluşturduğu açıklıkların kapılarla kapatılmasıdır. Bu şekilde agora kapıları oluşur.
    Helenistik çağ agorayı geliştirmiş ve pek çok kentin şekillenmesi buna göre oluşmuştur, Hellenizmin etkisi açıktır, yeni yöntemler denenir, geleceğin mimari oluşumunun işaretleri meydana çıkar. Pergamon kenti de bundan etkilenir. Akropolün güney ucundaki agora, kuzeydoğu ve güneybatı yönlerinde birer stoa ile çevrilmekteydi. Sunak alanın batısında kalıyordu. Yine agora meydanının batı kenarında küçük bir tapınak bulunmaktaydı. Kentin yolu agoranın ortasından geçiyordu.
    Bütün bu özellikler agoranın genel özellikleridir ve az çok her kentin agorası oluşturulan sisteme uygun bir şekilde kente adapte edilmiş ve her kentte çok şaşırtıcı olmayan farklarla da kendine has kimlik bulmuştur.
İşlem Yapılıyor
X