Sinir Hücreleri Arasındaki Postacılar

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • Sniper®
    Senior Member
    • 22-06-2005
    • 12987

    Sinir Hücreleri Arasındaki Postacılar

    Haberleşme sistemlerinde teknolojinin bütün imkânları kullanılmasına rağmen, dünyadaki 6-7 milyar insan birbirleriyle sağlıklı şekilde haberleşemezken, yaklaşık 1.200-1.300 gram ağırlığındaki beynimizde 100 milyar sinir hücresi birbirleriyle sağlıklı şekilde haberleşip bilgi alışverişinde bulunabilmektedir.1 Bundan daha da enteresanı, her bir sinir hücresinden diğer hücrelere 1.000-10.000 bağlantı (dendrit) kurulmaktadır. Sinir hücreleri arasında bilgi geçişi nasıl olmaktadır? Nasıl bir mekanizma kullanılıyor ki, gördüğümüz işittiğimize; işittiğimiz kokladığımıza karışmıyor? Vücudumuzun neresinin ağrıdığını nasıl hemen fark edebiliyoruz? Kolumuz incindiğinde neden ayaklarımız değil de, sadece kolumuz ağrıyor? Yüzlerce çeşit his içinden mutluluk, üzüntü, öfke gibi hisleri nasıl ayırt edebiliyoruz? Mutluluk, stres, heyecan ve öfkelerimiz sinir hücrelerine nasıl iletiliyor ve onlarda bazı değişikliklere vesile oluyor? Veya ruhumuzda olan değişiklikler nasıl oluyor da sinir hücrelerimizde bazı değişiklikler yapabiliyor? Çevreye ait değişkenlerin fark edilip yorumlanmasında vazifeli sinir grupları bunlara bir cevap üretilmesinde nasıl vazife alıyor? Biri bize nasihat ettiğinde, ibretlik bir vak’a yaşadığımızda veya bu yazıyı okurken bile zihnimizde farkında olmadığımız müthiş bir sistem çalıştırılmaktadır.

    Sinir hücrelerinin beyin bölgelerine dağıtılmasındaki incelikler
    Sinir hücreleri beyinde temel olarak dört anatomik bölgeye yerleştirilmiştir. Bunlar; kabuk bölge (korteks), talamus ve çekirdekler (bazal ganglionlar) ve orta şakaktır. Talamus bütün gelen bilgilerin (somatik, işitme, duyma) işlendiği ve kabuk bölgeye iletildiği bir istasyondur. Talamustan ve uç organlardan gelen bu bilgileri kabuk bölgedeki ilgili kısım kabul eder. Daha sonra kabuk-altı yapılar ve hafızayla ilgili beyin bölgeleri işbirliği yaparak uygun cevap oluşturulur.
    Orta şakak bölgesi, iki büyük vazife yapar. Bunlardan biri, çok çeşitli duyulara ait bilginin bütünleştirilmesi, depolanması ve hafızadan geri çağrılması; diğeri ise duyulardan gelen bilgilerin duygulara ait sisteme bağlanmasıdır.
    Çekirdek kısmı ise kabuk bölgeden gelen bilgilerin birleştirilmesinde vazifelidir. En büyük bölümünü, motor korteksten gelen bilgiler oluşturur.
    Bu anatomik bölgeler, duyulara ait bilginin alınması, işlenmesi ve uygun cevabın verilmesinde vazife görür. Ayrıca hipotalamus ve beyincik de bu süreçte bazı alanlarda vazife yapar. Bu bilgi akışı ileri derecede hızlıdır. Misâl olarak, acı veren bir şeyi algılamayıp uygun cevabı vermemiz çok kısa bir zaman içinde olup biter. Milisaniyeler içinde cereyan eden bu hâdise, birbirine karışmadan sinirler arasında iletilmektedir. Bu iletme faaliyetinin gerçekleşmesinde sinir hücreleri arasındaki çeşitli postacılar vazife görür. Bunlar farklı kıyafetler giyerek ellerindeki şifreli bilgileri, hücrelere ait alıcılara iletirler. Bu postacılara nörotransmitterler denir.
    Beynimizin faaliyetlerinde müthiş bir denge vardır. Meselâ, haberleşmeye vesile olan postacılardan kimi, hücreyi harekete geçiren; kimi de, sakinliğe davet eden mesajlar getirir. Sinir hücresinin uyarılması gerektiğinde postacı olarak glutamat vazifeli olurken, denge ve baskılayıcı unsur gerektiğinde GABA (gamaaminobutirik asit) postacı olarak kullanılır. Aksi hâlde sürekli uyarılan ve hiç baskılanmayan bir sistem içinde yaşamak mümkün olmayacaktı. Nasıl oluyor da şuursuz diyebileceğimiz bu maddeler müthiş bir düzen içinde hareket etmektedir?

    Hücreler arası haberleşme ve bilgi akışında postacı nörotransmitterler
    Beyindeki anatomik bölgeler ile sinir hücreleri arasında bilgi akışı ve haberleşmede postacılık vazifesi yapan nörotransmitter sistemleri (glutamaterjik, GABA, asetil-kolin, dopamin, nöradrenalin, serotonin vs) bir düzen içinde çalıştırılır. Beynin her yerinde farklı yoğunlukta bulunan nörotransmitterler, ilgili anatomik bölgelerden yayılan akımlarla beynin değişik bölgelerine taşınarak vazifelerini yaparlar. Bazı bölgelerde bir postacı grubu daha yoğun bulunurken, diğer bölgelerde diğerleri daha fazla bulunur. Vazifeye göre yoğunlukları Yüce Yaratıcı tarafından ayarlanmıştır.
    Herhangi bir uyarı sinir hücresine geldiğinde, bazı değişikliklere vesile olur. Bu değişikliğin bir sonraki sinir hücresine iletilmesi gerektiğinde postacılar yine iş başındadır. Nöronlar arası bölge (snaptik aralık) iki sinir hücresinin ortak haberleşme yaptığı alandır. Uyarı geldiğinde sinir hücresinde protein sentezi başlatılır. Bu sentez neticesinde komşu bölgeye bazı maddeler salınır.2 Bunlar yine postacı olarak vazife yapan nörotransmitterlerdir. Bu postacılar ara bölgeye geçer ve komşu bölgede bir sonraki sinirin alıcılarına bağlanır.3 Daha sonra o hücrede duruma göre hızlı geçiş (iyon kanalları aracılığı ile Ca, Na, K, ve Cl) veya yavaş geçiş (G proteinler) oluşur. Klâsik bilgilere göre geçiş ve tesir yapmadığı zannedilen atipik postacıların (nitrik oksit, karbonmonoksit) ve nöropeptitlerin de bu haberleşmede vazifeli olduğu yeni çalışmalarla anlaşılmıştır. Her geçen gün yeni yeni postacı tipleri keşfedilmektedir. Şu anda tespit edilen postacı sayısı ****eni aşmaktadır, gerçekte bu sayı belki de tahminlerin çok üstündedir.

    Sinir hücreleri arasında bu postacılar ne iş yapar?
    Bir sinir hücresinin uyarılması gerektiğinde postacı olarak glutamat kullanılır. Aşırı çalıştığında veya baskılanamadığında epilepsi (sara hastalığı), stroke (felç) gibi rahatsızlıklar olabilir. Bu hastalıkların sebebi, fazla uyarılma ile hücre içine aşırı kalsiyum girmesi ve sinir hücresini zarara uğratılmasıdır. Günlük belli bir miktar kalsiyum alınması gerekiyor; ama görüldüğü gibi sinir hücresinde bunun da dengeli bir miktarda salgılanması gerekir. Aldığımız faydalı gıdaların yine büyük bir düzen içinde dengeli bir şekilde kullanılması söz konusudur. Bu postacılar aynı zamanda hafızaya alma ve hafızanın sağlıklı çalışmasında da vazifelidir.
    Baskılayıcı sistemin postacısı ise GABA’dır. Normal vazife için gerekli olan uyarıcı sistemin baskılanmasında ve beynin kabuk bölgesinden çıkan uyarıların dengelenmesinde vazife alır. İki tane reseptörü (almaç) vardır (A ve B). Bu reseptörler farklı şifreler taşıyan yapıdadır. B alt tipinin şifresi A’da olmadığı için aynı postacı kendi içinde de şekillenmiş olur. Farklı yerlerde, farklı vazifeler yapabilmekte reseptörlerin büyük önemi vardır. Misâl olarak beynin bir bölgesinde A tipi yoğun ise, bu bölgede A tipinin vazifesi daha ağırlıklıdır. Bu şekilde vücudumuzun farklı fonksiyonları yerine getirilmiş olur. Baskılayıcı sistem üzerinden çalışan ilâçlar; sara hastalığı tedavisi, kaygının azaltılması, huzursuzluğun giderilmesi ve uykusuzluk tedavisinde kullanılır. Görüldüğü gibi, uykudan endişeye kadar birçok vazifede farklı reseptör tipleri rol aldığı için, ilâçla tedavi mümkün olabilmektedir.
    Asetil kolin’in postacı olarak kullanıldığı, daha 1920’li yıllarda kalbdeki tesirleri ile fark edilmiştir. Kalbin beyinle irtibatı ortak postacılarla sağlanır. Kalbî marazların davranışlara tesir etmesinde sebepler açısından acaba bu postacılar aracılık ediyor olabilir mi?
    Asetil kolin’in nikotinik ve muskarinik reseptörleri vardır. Muskarinik reseptörlerin beş alt tipi mevcuttur. Bu sistemin, dikkati kullanma ve macera arama davranışlarında tesirli kılındığı ortaya konmuştur; bozulması alzheimer hastalığıyla bağlantılıdır. Parkinson hastalığında bu postacıların faaliyetlerinde artış vardır. Bunlar uyku-uyanıklık devr-i dâiminde de tesirli hâle getirilmiştir.
    Serotonin, beyindeki nörotransmitterlerin (postacıların) % 1-2’si kadarını oluşturur. Bu postacılar beyinle birlikte vücuttaki birçok organda bulunabilir. Yaklaşık 15 serotonin reseptör alt tipi vardır. Bunların her birinin ayrı ayrı vazifeleri mevcuttur. Misâl olarak, depresyon hâlinde beyinde vazifeli nörotransmitter miktarının azaldığı, antidepresan ilâçların ise postacıların miktarını artırdığı biliniyor. Buradan hareketle endişe problemlerinin ve takıntı hastalığının tedavisinde bu ilâçlar kullanılır.
    Nöradrenalin ayrı bir postacı tipidir. Bu postacının alfa ve beta alıcıları vardır. Sempatik (uyarıcı) sistemin çalışmasında büyük rol alır. Kalbin çalışmasında bu reseptörlerin tesirli olduğu görülür. Aynı zamanda bu postacı iştah hissi, uyuma, bilme ve çalışma faaliyetlerinde; dikkati toplama ve sürdürmede de vazifelidir. Alfa ve beta alt tipleri ve bu tiplerin de kendi içinde farklılıkları, vazifelerin çeşitlenmesine vesile olur.
    Dopamin, ismi çok sık duyulan bir başka postacıdır. Bu sistemin beş alt reseptörü vardır, her birinin yoğun şekilde bulunduğu beyin bölgeleri farklıdır. Bu postacı; hareket kabiliyetleri, bilme ve öğrenmeye ait unsurlar, mükâfat sistemi, bağımlılık ve dikkati kullanma konularında vazifelendirilmiştir.
    Netice olarak beynimizdeki haberleşme sistemi bilinenin ötesinde oldukça girift bir yapıya sahiptir. Milyarlarca sinir hücresi arasındaki haberleşmenin bu kadar hızlı, birbirine karışmadan ve mükemmel olması karşısında yaratılış mu’cizesinin büyüklüğünü daha iyi idrak ediyoruz.
    Asetil kolin denen postacının kortekste, serotonin ve dopamin denen postacıların limbik sistemde (haz ve duygu merkezi), nörepinefrin isimli postacının frontal kortekste (ve diğer nörotransmitterlerin vazifeleriyle ilgili beyin bölgelerinde) olmaları, ancak bunları ve vazife alacakları yerleri yaratan açık bir İlim, İrade ve Kudret Sahibi’nin dilemesiyle olabilir.
    Bugün sayılarının ****ene ulaştığı bilinen nörotransmitterlerden her birinin vazifeli olduğu beyin bölgesinde diğer nörotransmitterlere göre daha yoğun bulunduğu görülmektedir ki, bu dağılımın tesadüfen olması mümkün değildir.
İşlem Yapılıyor
X