Hücre

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • Sniper®
    Senior Member
    • 22-06-2005
    • 12987

    Hücre

    Kadir NAMLI

    Maddenin yapıtaşı atom, kâinattaki bütün canlıların yapıtaşı da hücredir. Tek hücreli canlılarda bütün hayati faaliyet bir tek hücre içinde olup biter. Çok hücreli canlılarda farklı yapıda hücrelerin gruplar teşkil etmesiyle dokular, dokuların yan yana gelmesiyle organlar, organların bir araya gelmesiyle sistemler, sistemler topluluğundan da organizma meydana gelir. Böylelikle organizmanın her bir hücresi be lirli bir sistem içinde kesin bir vazife ile tavzif edilmiş olarak yerini almış olur.

    Hücrelerde bir “içtimai hayat” vardır. Hücreler diğer hücre toplulukları ile, her hücre topluluğu da diğer topluluklarla “içtimai münasebet” içinde bulunurlar. Her topluluk içinde yer alan hücreler bağımlıdır, yani öteki topluluklardaki hücrelerle hayati bir denge içinde bulunurlar. Bu “içtimai alaka”ları sayesinde her hücre milyarlarca hücrenin ahengini bozmadan kâinattaki cari kanunlara uygun hareket eder Canlılarda olagelen muhteşem hayati faaliyetler farklı biçim ve vazifesi olan hücrelerin yardımlaşma, dayanışma, birlik ve beraberliği ile sağlanır. Karmakarışık hücre toplulukları arasında itina ile kurulmuş ince düzenli ve programlı bir iş bölümü göze çarpar, her hücre başlı başına bir eyalet gibi çalışır.

    Hücre elektron mikroskopla incelenene kadar, protoplazma (hücre içindeki şekilsiz peltemsi madde) içinde moleküllerin rasgele dolaşıp durdukları bir kürecik sanılırdı. İlmi tetkikler sonunda, hücre çekirdeğine yakın, düzensiz gibi görünen, ağ şeklinde yayılan, sarnıçlardan ibaret bir ağcık keşfedildi, buna E.R. “Endoplazmik Retikulum” yani protoplazma içinde ki ağ, denildi. Bu dolambaçlı ve karışık yapının dünyadaki en güzel mimari eserlerden daha mükemmel bir yapıya sahip olduğu müşahede ediliyordu. Endoplazmik Retikulum keşfi ile protoplazma h4 kındaki “MİXING BOWL” karıştırma çanağı teorisi yıkılmış oluyordu, artık ilim adamları; Moleküller bir hücrede tesadüfen çarpışmamaktadır, bu hayat unsurları incecik tüpleri ve kesecikleri bütün yönlere giden ve bütün kısımları birbirine bağlı yan Labirentte (dolambaçlı yolda) yanlışsız, disiplinli ve koordineli bir şekilde sevk edilmektedirler” (1) diye itiraf ediyorlardı.

    Organizmadaki yeri, şekli ve vazifesi ne olursa olsun bir hücre, yapısı itibariyle stoplazma ve içinde yer alan çekirdekle, stoplazmayı dıştan çevreleyen hücre zarı olmak üzere üç temel yapıdan ibarettir.

    En dışta kalınlığı Angstrom A ° “milimetrenin on milyonda biri” ile ölçülecek kadar ince olan hücre zarı, tatmaya ve koklamaya benzer kimyasal duyuları varmış gibi hareket etmekte ve şimdiye kadar keşfedilememiş bir ‘‘tanıma sistemi” ile çalışmakta, istediğini istediği zaman yutabilmektedir. Bir hücre lüzumlu erzakı alacağı zaman, protein zarının dış kısmı bir parmak şeklinde uzar ve bu su damlacığı veya kimyevi maddeler külçeciğini kavrar, sonra bir çukurcuk hâsıl olur ve bu çukurcuk ileriye doğru uzar, dışarıdan alınan kimyevi maddeler, yağ tabakası arasından süzülür, hücre bu suretle besinini alır. Hücre zarı, hücre içi ve hücre dışı muvazeneyi temin maksadıyla, giren ve çıkan unsurların kontrolünü mükemmel bir tarzda yerine getirir. Hücre zarında, başka hücrelerle ve çekirdekle devamlı irtibatı sağlayan bir “haberleşme sistemi” vardır. Küçücük hücrenin içinde dakikada binlerce kimyevi faaliyet birbiri ardınca meydana gelmektedir, hücre içinde canlılığı ifade eden bütün fizyolojik ve biyokimyevi olaylar, (metabolizma), bir “eyalet valisi” gibi çekirdekte taht kurmuş bulunan DNA’nın (Dezoksiribo nükleik asit) emriyle icra edilmektedir. Her hücre kendi içindeki hayati maddeleri sentez edebilecek, tahripleri tamir edebilecek ve hayatiyetini devam ettirebilecek komutu DNA adlı asit damlacığından almakta ve kendi kuvvetinin çok üstünde vazifeler görmektedir. DNA, hücredeki bütün kimyevi hadiselerde regülatör (ayarlayıcı) bir rol oynamakta, vazifeli bir memur gibi hareket etmektedir.
İşlem Yapılıyor
X