MİMAR SİNAN

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • çýnar
    Banned
    • 30-05-2004
    • 2231

    MİMAR SİNAN

    Mimar Sinan'in Selimiye Camii'nin kubbesini o
    genisliğe oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi
    matematiğin bilinen 4 ana

    isleminden farkli besinci. bir islem yaratarak
    cozdugu soylenir.
    Ayrica minarelerin serefelerine cikanlarin yolda
    birbirlerini gormemeleri ise buyuk bir bir dehanin
    urunudur.
    Almanlar ayni sistemi meclislerinin onundeki dev
    kurede kullanmislar.
    Mimar Sinan bu sistemi 2 metre capindaki minarelere
    yuzyillar once monte edebilecek bir dehadir.
    Almanlarin dehasi ise, o cirkin metal yiginina
    Selimiye'den fazla turist cekebilmelerindedir..
    *******************************************

    Bir gun Selimiye Camii'ne girenler,
    kubbenin altiında bir Japon'un ayaklarini kibleye
    doğru uzatmis sirtustu yattigini gormusler
    Tabii hemenJapon'u, "Burasi kutsal bir yer. Bu
    sekilde yatmak bizim inanclarimiza gore
    saygisizliktir.
    Lutfen oturun veya ayakta durun" diyerek uyarmislar.
    Ancak, Japon trans vaziyetteymis,
    gozlerini kubbeden ayirmadan soyle sayikliyormus:
    "Bu imkansiz. Ben yillarin muhendisiyim. Bu kubbe
    var olamaz.

    Hayal goruyorum. Bu kubbenin orada o sekilde durmasi
    fizik ve matematik kurallarina aykiri.
    Bu imkansiz, orada hicbir sey yok,orada hicbir sey
    yok..."
    *********************************
    Selimiye camisisinin zemini gevsek toprakmis.
    Bu nedenle minarelerinin yakin zamanda yikilacagi
    farkedilimis.
    Uluslararasi bir grup bilimadami toplanmislar.
    Nasil kurtaririz bu tarihi minareleri diye kafa
    kafaya vermisler.
    Sonucta en son teknoloji olan metal kelepcelerle
    minarelerin temellerini sabitlemenin en iyi cozum
    olduğuna karar vermişler.
    Minarelerin temellerini acinca, koymayi dusundukleri
    kelepcelerin aynisiyla karsilasmislar.
    Mimar Sinan bilmem kaç yüzyil once ayni seyi
    dusunmus megerse....?
    *********************************************
    1950-60 arasi bir tarihte insaat muhendisi, mimar ve
    jeofizikçilerden olusan bir Japon heyeti Turkiye'ye
    gelmis.

    Heyet Imar ve Iskan Bakanligi'ndan izin alarak
    ulkemizdeki tarihi yapilari incelemeye baslamis.
    Ayasofyayi, Yerebatan Sarnicini filan gezdikten
    sonra sira Sinan' in kalfalik eseri Suleymaniye
    Camisi'yle Sinan'in ogrencisi Mimar Davut
    Aga'nin eseri Sultanahmet Camisi'ne gelmis.

    Japonlar bu camiler uzerinde gunlerce inceleme
    yapmislar.
    Her geçen gun saskinliklari daha da artiyormus.
    Cunkü Japonlar daha ilk incelemede camilerin gevsek
    bir zemin uzerine insa edildiğini anlamislar.
    Ama bunca yil, bu camilerde bir catlak dahi
    olmamasina akil sir erdirememisler.
    Bunun uzerine Tuürkiye programinin gerisini tamamen
    iptal edip, bu iki cami üzerine yogunlasmislar.
    Arastirmalarinin sonucunda herhangi bir sarsinti
    sirasinda bu iki caminin sabitlenmediğini aksine
    yerinde oynayarak yikilmaktan kurtulabildiği ortaya
    çikmis. Minareleri incelediklerinde ise dumurlari
    ikiye katlanmis.

    Minarelerin cok daha gelismis bir rayli sistem
    mekanizmasi uzerine oturtulduğunu ve her yone
    yaklasik 5 derece yatabildiğini gormusler.

    Daha derin arastirma yapmak için Edirne'ye,

    Sinan'in ustalik eseri Selimiye Camisi'ne gitmisler.
    Ordaki olaganustu sistemleri gorunce iyice dumur
    olmuslar.
    Selimiye'nin tüm sirlarini aylarini harcayarak
    cozmüsler.
    Japonya'ya donduklerinde ise Sinan'in sirlarini
    uygulamaya sokarak sehirlerini Sinan'in kullandigi
    sistemlerle kurup muazzam gokdelenler dikmisler.
    Yani su an gelismis ulkelerin gokdelen yapiminda
    kullanildiklari cogu sistem,
    yuzyillar önce Sinan'in gelistirdigi
    mekanizmalarmis.
    Saygilarr...
    Tac mahalın mımarı mehmet efendı mımar sınanın
    ogrencısıymıs

    Arkadaşlar...yolunuz edirneye düşerse mutlaka selimiye camiini ziyaret
    edin...muhteşem kelimesinin bile yetersiz kaldığını göreceksiniz..ve bir
    tavsiye sizlere...muhteşem akustiği duymak ve hücrelerinizde bile
    hissedebilmek için,selimiyedeki din görevlilerinden rica edin size
    ezandan
    ilk kelimeyi sade sesiyle mikrofonsuz bir denesin....tüyleriniz diken
    diken olurken,gözlerinizden kendiliğinden akan yaşlara da hakim
    olamadığınızı göreceksiniz......
İşlem Yapılıyor
X