Dört çeşit edeb...
Bursa’da medfun bulunan “Lâmiî Çelebi” hazretlerine, bir gün sevdikleri;
- Edeb nedir? diye sordular.
- Dört çeşit edeb vardır, buyurdu. Allahü teâlâya, Peygamber Efendimize, âlim ve evliyâya, dost ve arkadaşlara.
- Allahü teâlâya karşı edeb nedir efendim?
- O’nu sevmek ve her işini O’nun emir ve yasaklarına göre yapmaya çalışmaktır.
- Peygamberimize karşı edeb nedir?
- Onun ahlâkıyla ahlâklanmak ve Onun sünnetine tâbi olmaktır.
- Âlim ve evliyâya karşı edeb?
- Onları sevmek ve her sözlerini beğenip itaat etmektir.
- Ya dost ve arkadaşlara hocam?
- Onlara karşı edeb ise, yanlarında daima güler yüzlü olup, kalblerini incitmemektir .
İlmihal okuyun!
Bir gün de bâzı gençler “Zikir”den sordular bu zâta.
- Siz önce İslâmiyeti öğrenin! buyurdu. Bunun için her gün, mutlaka bir iki sayfa ilmihal kitabı okuyun!
Ve ekledi:
- Çünkü dînini, ilmihalini öğrenmek, kadın erkek her Müslümana farzdır.
- Pekii, hangi ilmihali okuyalım hocam?
- Herhangi bir “Ehl-i sünnet âlimi”nin kitabı olabilir. Ama cahil ve bid’at ehlinin kitaplarını sakın okumayın! Zira çok tehlikelidir.
- Ne tehlikesi hocam?
- Rastgele kitap okuyan, “dînimi öğreneyim” derken “dinden çıkar” da haberi bile olmaz.
İmkân ellerinde
Bir gün de;
- Kardeşlerim, bu dünyanın “bir dakika”sı, âhiretin “bin sene”sinden, hattâ sonsuz senelerinden daha hayırlıdır, buyurdu.
- Neden? dediler.
- Çünkü âhirette Cehenneme giren kâfirleri, bir dakikalığına tekrar dünyaya yollasalar, o kısacık zamanda yapacakları tek iş vardır. O da, hemen Kelime-i şehâdeti söyleyip “îman etmek”tir, öyle değil mi?
- Elbette efendim.
- Ama bu, mümkün olmayacak. Halbuki bu imkân şimdi ellerinde.
Bursa’da medfun bulunan “Lâmiî Çelebi” hazretlerine, bir gün sevdikleri;
- Edeb nedir? diye sordular.
- Dört çeşit edeb vardır, buyurdu. Allahü teâlâya, Peygamber Efendimize, âlim ve evliyâya, dost ve arkadaşlara.
- Allahü teâlâya karşı edeb nedir efendim?
- O’nu sevmek ve her işini O’nun emir ve yasaklarına göre yapmaya çalışmaktır.
- Peygamberimize karşı edeb nedir?
- Onun ahlâkıyla ahlâklanmak ve Onun sünnetine tâbi olmaktır.
- Âlim ve evliyâya karşı edeb?
- Onları sevmek ve her sözlerini beğenip itaat etmektir.
- Ya dost ve arkadaşlara hocam?
- Onlara karşı edeb ise, yanlarında daima güler yüzlü olup, kalblerini incitmemektir .
İlmihal okuyun!
Bir gün de bâzı gençler “Zikir”den sordular bu zâta.
- Siz önce İslâmiyeti öğrenin! buyurdu. Bunun için her gün, mutlaka bir iki sayfa ilmihal kitabı okuyun!
Ve ekledi:
- Çünkü dînini, ilmihalini öğrenmek, kadın erkek her Müslümana farzdır.
- Pekii, hangi ilmihali okuyalım hocam?
- Herhangi bir “Ehl-i sünnet âlimi”nin kitabı olabilir. Ama cahil ve bid’at ehlinin kitaplarını sakın okumayın! Zira çok tehlikelidir.
- Ne tehlikesi hocam?
- Rastgele kitap okuyan, “dînimi öğreneyim” derken “dinden çıkar” da haberi bile olmaz.
İmkân ellerinde
Bir gün de;
- Kardeşlerim, bu dünyanın “bir dakika”sı, âhiretin “bin sene”sinden, hattâ sonsuz senelerinden daha hayırlıdır, buyurdu.
- Neden? dediler.
- Çünkü âhirette Cehenneme giren kâfirleri, bir dakikalığına tekrar dünyaya yollasalar, o kısacık zamanda yapacakları tek iş vardır. O da, hemen Kelime-i şehâdeti söyleyip “îman etmek”tir, öyle değil mi?
- Elbette efendim.
- Ama bu, mümkün olmayacak. Halbuki bu imkân şimdi ellerinde.