Önce gayret, sonra dua

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • baymarti
    Member
    • 12-05-2005
    • 944

    Önce gayret, sonra dua

    Önce gayret, sonra dua
    Tunus Evliyâsından “Muhammed bin Ali Mâzerî” hazretlerine, bir gün bir kimse gelerek;
    - Efendim, elim çok dar. Maddî sıkıntı içindeyim. Ne olur, dua edin de Allahü teâlâ bana bol rızk versin, diye yalvardı.
    Cevabı, menfî oldu mübareğin:
    - Hayır kardeşim, bunun için dua edemem.
    Adamcağız şaşırdı.
    - Neden hocam?
    - Allahü teâlâ, “Rızık için çalışın, sebeplere yapışın!” buyuruyor. Sen ise çalışmıyor, oturduğun yerde rızkının ayağına gelmesini istiyorsun. Bu olmaz.
    Üzülmüştü.
    - Yâni dua etmiyecek misiniz efendim?
    - Ederim, ama bir şartla.
    - Tamam, şartınızı kabul ediyorum.
    - Öyleyse sebeplere yapışacaksın. Eğer bunu yapmazsan, o zaman dua etsem bile kabul olmaz.
    Emr-i marufun kıymeti
    Bir gün de sevdiklerine;
    - Bir kimse Peygamber Efendimizin yaptıklarını yaparsa, Onun halifesi olur, buyurdu.
    Anlamadılar.
    - Nasıl yâni efendim?
    - Peygamber Efendimiz ne yapıyordu?
    - İnsanları islâma çağırıyordu.
    - Yâni Allahın kullarına îmanı, helâli, haramı öğretiyordu, öyle değil mi?
    - Evet efendim.
    - İşte bir mümin de, insanlara islâmiyeti öğretir, helâli haramı hatırlatır, yâni emr-i mâruf yaparsa, Peygamber Efendimizin yaptığını yapmış olur ki, Onun vekili, yâni halifesi olmuş demektir.
    Üç türlü insan var
    Bir gün de sohbetinde;
    - Üç türlü insan vardır, buyurdu.
    - Nasıl? dediler.
    - Birinci kısımda olanlar; “Benimki benim, seninki de benim” derler. Bunlar, hayvan sıfatlı insanlardır ki, on para etmezler.
    - İkincileri nasıldır efendim?
    - İkincileri; “Benimki benim, seninki senin” derler.
    - Ya üçüncüleri hocam?
    - Onlar ise; “Seninki senin, benimki de senin” derler ki, müslümanlıkta bu vardır işte.
İşlem Yapılıyor
X