Tweet
ABİLER DİKKAT..!
ÖÐRENCİLERE TUZAK! EV SORUNU OLAN ÜNİVERSİTELİ YA TARİKATA YA FUHUŞA DÜŞÜYOR 
Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necla Pur: "Barınma sorunu olan öğrenciler ya tarikatların ya da kadın satıcılarının eline düşüyor. Güzel dairelere yerleştiriliyor, ceplerine harçlık konuyor. Biz buna karşı öğrencileri ailelerin yanına yerleştireceğiz."
Marmara Üniversitesi'nin yeni rektörü Prof. Dr. Necla Pur, öncelikle öğrencilerin barınma sorununu çözeceğini belirterek, "Barınaksız öğrenci ya tarikatların ya da kadın satıcılarının eline düşüyor" dedi.
Marmara Üniversitesi'nde üçüncü kez katıldığı rektörlük seçimlerini ilk kez kazanan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi ve Kadın İşgücü İstihdam Araştırma ve Uygulama Merkezi kurucusu ve Başkanı Prof. Necla Pur projelerini SABAH'a anlattı. En önemli projesinin, yüzde 70'i İstanbul dışından gelen öğrencilerin barınma sorununu çözmek olduğunu söyleyen Pur, ilk aşamada Göztepe Kampusu'ndaki öğrenciler için kiralık ev veya yerleşecekleri aile bulacaklarını anlattı. Pur, barınma sorunu çözülmediği takdirde öğrencilerin ya tarikatların
ya da kadın satıcıların eline düşeceği tespitini yaptı. Üniversitenin bin yatak kapasiteli iki yurdu olduğunu anlatan Pur, "Öğrencilerin çoğu dar gelirli Anadolu ailelerinin çocukları. Emekli ya da asgari ücretli babalarının onlara ev tutma şansları olmuyor. O zaman da çocuklar tarikatların kucağına düşüyor. Çünkü onlara sıcacık ve güzel daireler sunuyorlar. Ceplerine harçlıklarını koyuyorlar" dedi.
YURTTAN SONRASI TUFAN
Öğrencilerin sınıfta kalması ya da alttan dersi olması halinde yurttan atıldığını hatırlatan Pur, "Sonra bu çocuklar ev bulmaya çalışıyor. Edirnekapı'nın arka mahallesinde gecekonduda üç-beş arkadaş ev tutuyor. Oradan Göztepe'ye okula geliyor. Ne kadar dayanabilir çocuk bu sefilliğe?" diye sordu. Öğrencileri tarikatların kıskacından kurtarmanın mümkün olduğunu söyleyen Pur, şöyle devam etti: "Tak rozeti, al bayrağı, bir de şiir oku Atatürkçüsün. Ama sen bir yurt yap, çocukların barınma parasını ver o zaman Atatürkçü olursun. Hangi parayla hangi evi tutacak bu çocuklar? 100 milyon bile gelmiyor çoğuna ailelerinden. Atatürkçülük karşı devrimciler nasıl örgütleniyorlarsa, öyle davranıp, bu çocuklara sahip çıkmaktır." Tarikatların her üniversitede olduğu gibi Marmara Üniversitesi'nde de özellikle burs, barınma ve harçlık konusunda çok etkili olduklarını belirten Pur, tarikata girmiş öğrencileri tanımakta zorlanmadıklarını şöyle aktardı: "Kızlardaki değişim çok kolay izleniyor. Çünkü hemen türban takıyorlar. Ama erkeklerdeki değişimi fark etmek daha zor. Mesela kravat takmıyorlar, daha bol pantolon giyiyorlar."
MİT VE EMNİYET FİŞLEMESİ
Pur, 3.5 yıl önce rektör yardımcılığı yaparken tarikat ya da örgütlerle ilişkisi olan öğrencilere ait dosyaların MİT ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce üniversiteye ulaştırıldığını ve böylece öğrencilerin takip edilebildiğini de şöyle anlattı: "Ne kadarı Kürtçülük, ne kadarı tarikat işlerine karışmış Milli İstihbarat veriyordu bilgileri. Mesela bir öğrenci olayı oluyor. Onun için de 'şunlar var' diyorlar, siz ona göre onları kolluyorsunuz. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden kampuslardaki polislerden de geliyordu 'kişiye özel' diye öğrenci raporları." Öğretim üyeleri hakkında da polisten rapor gelip gelmediği sorusunu Pur, "Bana gelmiyordu çünkü ben rektör yardımcısıydım, ama rektöre gidiyor muydu bilmiyorum. Zannederim onlar YÖK'e gidiyor" diye yanıtladı.
100 öğrenci 'ev'lenecek
PUR, hem ailelerin yanına öğrenci konaklaması hem de öğrencilere kiralık ev bulma konusunda iki seçenekli "Öğrenci Evleri Projesi" nin bu yıl Göztepe'de pilot uygulama olarak yaşama geçirileceğini ve ilk aşamada 100 öğrencinin barınma sorununun çözüleceğini belirterek, projeyi şöyle anlattı:
"HUKUKÇU bir öğretim üyesinin başında olacağı Öğrenci Barınma Ofisi kurulacak. Göztepe civarında oturan ve öğrencileri pansiyoner olarak almak isteyen aileler bulunacak. O ailelere çocuk için biz garanti olacağız. Öğrencilerin kefili üniversite
olacak. Onların tüm davranışları konusunda bizi muhatap göreceklerini bilirlerse öğrencilerimize ciddi talep olacağını düşünüyoruz. Aile ile giriş çıkış saatleri, içki, eve arkadaş hangi saatlerde getirebilir, mutfağı nasıl kullanabilir tüm bunları kontrata dökeceğiz."
PROJENİN bir başka ayağı da Göztepe civarındaki evlerin üniversite tarafından kiralanması. Pur "Ev sahipleri öğrenciye rayicin çok üzerinde kiralıyor daireyi. Çünkü evimi yakıp yıkar diye korkuyor. Ama biz gideceğiz onlara kefil olacağız. Apartmanın kuralları belirlenecek. Ev sahipleri ya da yönetici bizi karşısında görecek. Çocukla öyle bir sözleşme yapacağız ki kurallara uymazsa disiplin cezası vereceğiz. Aile yanında da tutulan apartmanda da yurdumuzda kalıyor gibi olacak. Böylece onlara çok ucuza evler kiralayabileceğiz. Cumhuriyetin emanet edildiği gençler için bir şeyler yapmak gerek" diyor.
'Çok yıpratıldım'
"REKTÖRLÜK seçimlerine girmemen için ellerinden ne gelirse yaptılar. Önce 'solcu kadının', sonra 'partili kadının peşine takılmayın' dediler. Çünkü iki yıl CHP parti meclisi üyeliği yaptım. Öğretim üyelerine yasak kalkmıştı, ben de anayasal hakkımı kullandım. Sonra tarikatçı dediler. Sonra eşimin ailesinin İranlı olduğunu iddia ettiler. Yine de YÖK'ün de Cumhurbaşkanı'nın da istihbaratı iyiymiş ve üniversite kamuoyu kimin ne olduğunu biliyormuş. Ama beni çok üzdü tüm bunlar."
Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necla Pur: "Barınma sorunu olan öğrenciler ya tarikatların ya da kadın satıcılarının eline düşüyor. Güzel dairelere yerleştiriliyor, ceplerine harçlık konuyor. Biz buna karşı öğrencileri ailelerin yanına yerleştireceğiz."
Marmara Üniversitesi'nin yeni rektörü Prof. Dr. Necla Pur, öncelikle öğrencilerin barınma sorununu çözeceğini belirterek, "Barınaksız öğrenci ya tarikatların ya da kadın satıcılarının eline düşüyor" dedi.
Marmara Üniversitesi'nde üçüncü kez katıldığı rektörlük seçimlerini ilk kez kazanan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi ve Kadın İşgücü İstihdam Araştırma ve Uygulama Merkezi kurucusu ve Başkanı Prof. Necla Pur projelerini SABAH'a anlattı. En önemli projesinin, yüzde 70'i İstanbul dışından gelen öğrencilerin barınma sorununu çözmek olduğunu söyleyen Pur, ilk aşamada Göztepe Kampusu'ndaki öğrenciler için kiralık ev veya yerleşecekleri aile bulacaklarını anlattı. Pur, barınma sorunu çözülmediği takdirde öğrencilerin ya tarikatların
ya da kadın satıcıların eline düşeceği tespitini yaptı. Üniversitenin bin yatak kapasiteli iki yurdu olduğunu anlatan Pur, "Öğrencilerin çoğu dar gelirli Anadolu ailelerinin çocukları. Emekli ya da asgari ücretli babalarının onlara ev tutma şansları olmuyor. O zaman da çocuklar tarikatların kucağına düşüyor. Çünkü onlara sıcacık ve güzel daireler sunuyorlar. Ceplerine harçlıklarını koyuyorlar" dedi.
YURTTAN SONRASI TUFAN
Öğrencilerin sınıfta kalması ya da alttan dersi olması halinde yurttan atıldığını hatırlatan Pur, "Sonra bu çocuklar ev bulmaya çalışıyor. Edirnekapı'nın arka mahallesinde gecekonduda üç-beş arkadaş ev tutuyor. Oradan Göztepe'ye okula geliyor. Ne kadar dayanabilir çocuk bu sefilliğe?" diye sordu. Öğrencileri tarikatların kıskacından kurtarmanın mümkün olduğunu söyleyen Pur, şöyle devam etti: "Tak rozeti, al bayrağı, bir de şiir oku Atatürkçüsün. Ama sen bir yurt yap, çocukların barınma parasını ver o zaman Atatürkçü olursun. Hangi parayla hangi evi tutacak bu çocuklar? 100 milyon bile gelmiyor çoğuna ailelerinden. Atatürkçülük karşı devrimciler nasıl örgütleniyorlarsa, öyle davranıp, bu çocuklara sahip çıkmaktır." Tarikatların her üniversitede olduğu gibi Marmara Üniversitesi'nde de özellikle burs, barınma ve harçlık konusunda çok etkili olduklarını belirten Pur, tarikata girmiş öğrencileri tanımakta zorlanmadıklarını şöyle aktardı: "Kızlardaki değişim çok kolay izleniyor. Çünkü hemen türban takıyorlar. Ama erkeklerdeki değişimi fark etmek daha zor. Mesela kravat takmıyorlar, daha bol pantolon giyiyorlar."
MİT VE EMNİYET FİŞLEMESİ
Pur, 3.5 yıl önce rektör yardımcılığı yaparken tarikat ya da örgütlerle ilişkisi olan öğrencilere ait dosyaların MİT ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce üniversiteye ulaştırıldığını ve böylece öğrencilerin takip edilebildiğini de şöyle anlattı: "Ne kadarı Kürtçülük, ne kadarı tarikat işlerine karışmış Milli İstihbarat veriyordu bilgileri. Mesela bir öğrenci olayı oluyor. Onun için de 'şunlar var' diyorlar, siz ona göre onları kolluyorsunuz. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden kampuslardaki polislerden de geliyordu 'kişiye özel' diye öğrenci raporları." Öğretim üyeleri hakkında da polisten rapor gelip gelmediği sorusunu Pur, "Bana gelmiyordu çünkü ben rektör yardımcısıydım, ama rektöre gidiyor muydu bilmiyorum. Zannederim onlar YÖK'e gidiyor" diye yanıtladı.
100 öğrenci 'ev'lenecek
PUR, hem ailelerin yanına öğrenci konaklaması hem de öğrencilere kiralık ev bulma konusunda iki seçenekli "Öğrenci Evleri Projesi" nin bu yıl Göztepe'de pilot uygulama olarak yaşama geçirileceğini ve ilk aşamada 100 öğrencinin barınma sorununun çözüleceğini belirterek, projeyi şöyle anlattı:
"HUKUKÇU bir öğretim üyesinin başında olacağı Öğrenci Barınma Ofisi kurulacak. Göztepe civarında oturan ve öğrencileri pansiyoner olarak almak isteyen aileler bulunacak. O ailelere çocuk için biz garanti olacağız. Öğrencilerin kefili üniversite
olacak. Onların tüm davranışları konusunda bizi muhatap göreceklerini bilirlerse öğrencilerimize ciddi talep olacağını düşünüyoruz. Aile ile giriş çıkış saatleri, içki, eve arkadaş hangi saatlerde getirebilir, mutfağı nasıl kullanabilir tüm bunları kontrata dökeceğiz."
PROJENİN bir başka ayağı da Göztepe civarındaki evlerin üniversite tarafından kiralanması. Pur "Ev sahipleri öğrenciye rayicin çok üzerinde kiralıyor daireyi. Çünkü evimi yakıp yıkar diye korkuyor. Ama biz gideceğiz onlara kefil olacağız. Apartmanın kuralları belirlenecek. Ev sahipleri ya da yönetici bizi karşısında görecek. Çocukla öyle bir sözleşme yapacağız ki kurallara uymazsa disiplin cezası vereceğiz. Aile yanında da tutulan apartmanda da yurdumuzda kalıyor gibi olacak. Böylece onlara çok ucuza evler kiralayabileceğiz. Cumhuriyetin emanet edildiği gençler için bir şeyler yapmak gerek" diyor.
'Çok yıpratıldım'
"REKTÖRLÜK seçimlerine girmemen için ellerinden ne gelirse yaptılar. Önce 'solcu kadının', sonra 'partili kadının peşine takılmayın' dediler. Çünkü iki yıl CHP parti meclisi üyeliği yaptım. Öğretim üyelerine yasak kalkmıştı, ben de anayasal hakkımı kullandım. Sonra tarikatçı dediler. Sonra eşimin ailesinin İranlı olduğunu iddia ettiler. Yine de YÖK'ün de Cumhurbaşkanı'nın da istihbaratı iyiymiş ve üniversite kamuoyu kimin ne olduğunu biliyormuş. Ama beni çok üzdü tüm bunlar."