Spirulina’nın Dünyadaki Kullanım Alanları

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • izmirsat
    Member
    • 30-09-2006
    • 1543

    Spirulina’nın Dünyadaki Kullanım Alanları

    Spirulina’nın Dünyadaki Kullanım Alanları

    İnsan Gıdası Olarak Kullanılması:

    İnsan gıdalarına katılmak üzere Spirulina üreten ilk çiftlik, 1982 yılında Amerika’da kurulmuştur. Kaliforniya eyaletinde bulunan ve yılda 400 ton kapasitesi bulunan Earthrise Çiftli uluslararası gıda standartlarına uygun ürünler üretmektedir. Ürünleri Spirulina ve Chlorella algleri olup toz ve tablet şeklinde piyasaya sunulmuştur.

    Kanser ve AIDS’e etkisi: Spirulina’nın içeriğinde bulunan β- karotenin kanser riskini azalttığı bilinmektedir (Fedkovic, 1993). Ayrıca mide ve deri kanserinde de etkili olduğu çalışmalarla kanıtlanmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda AIDS hastaları üzerinde de olumlu etkisi belirlenmiştir.

    Vitamin Eksikliklerine Etkisi: 20 gram Spirulina günlük B12 vitamini ihtiyacının tümünü karşılar. Ayrıca günlük B1 (Tiamin) ihtiyacının %70’ini, B2 (Riboflavin) %50’sini, B3 (Niasin) ihtiyacının %12’sini içerir.

    Besleyici özelliğe sahip düşük kalorili bir gıda olması sebebiyle Spirulina zayıflama diyetleri için ideal bir besindir. Yapılan denemeler sonucunda zayıflatıcı etkisinin de olduğu belirtilmiştir(Fox, 1993). Bunlara ek olarak bazı zehirlenmelere iyi geldiği ve radyasyon düzeyini düşürücü etkisi de olduğu kanıtlanmıştır. Çernobil kazası sonucu yüksek radyasyon almış çocuklar üzerine yapılan bir deneyde Spirulina’nın radyasyonu düşürücü etkisi kanıtlanmıştır (Seshadri ve ark., 1992).

    Kozmetikte ve Yanık Tedavisinde Kullanımı: Spirulina, krem, şampuan, sabun gibi kozmetik ürünlerinin içerisine katılmak suretiyle kullanılmaktadır. Ayrıca Spirulina’nın yanıklar üzerinde tedavi edici etkisi de deneysel olarak kanıtlanmıştır(Becker ve Venkateraman, 1981)

    Kollestrolü Düşürücü Etkisi: Spirulina’da yüksek oranda bulunan gama linoleik asit, postaglandin E1 (PGE1) sentezini stimüle eder. Bu hormon da kandaki kolesterolü etkiler. Bu yolla Spirulina’nın kolestrolü düşürücü etkisi vardır (Richmond, 1992).

    Kansızlığa Etkisi: İçeriğinde bulunan demir ve B12 vitamini sayesinde Spirulina kansızlık tedavisinde kullanılmaktadır (Kapoor ve Mehta, 1992).

    Immun Sisteme (Savunma Mekanizması) Etkisi: Yapılan çalışmalar Spirulina’nın T lenfosit hücrelerinin fonksiyonlarını arttırdığı ve bu yolla vücudun savunma mekanizmasını kuvvetlendirdiğini göstermiştir.

    Spirulina’nın Atık Suların Arıtılmasında Kullanılması

    Algler, besin olarak suda bulunan nitrat, fosfat, amonyum gibi tuzları kullanırlar. Bu nedenle bu organik sulardaki organik kirliliğin giderilmesinde kullanılmaktadır. Fransa’da Meze kentinin artık suyu belediye ve bilim adamlarının işbirliği ile kurulmuş bir platformda arıtılarak doğaya dönmektedir. Bu işlem sonucu çıkan algler ise ilaç ve kozmetik sanayinde kullanılmaktadır. Aynı işlem, akuakültür işletmelerinin atık suyunun alg kültüründe kullanılması şeklinde de yapılmaktadır. Elde edilen algin balık yemlerine katılması veya larvalara verilmesi ile de sistem kendi içinde bir döngü oluşturmaktadır.

    Besin Güvenlik Araştırması

    Doğadaki bir çok sebze ve meyveyi tüketiyoruz ve bunların bazıları mantarlar kadar tehlikeli olabilirler. Mikroskobik algler içinde bu geçerlidir. Spirulina’nın güvenli bir şekilde tüketilebileceği belgelenmiş olmakla birlikte bazı mavi-yeşil algler risk taşımaktadır. Bu mavi-yeşil alglerden bazıları Microcystis, Anabaena ve Aphanizomenon gibi alglerdir ve bunların toksin maddeler ürettikleri bilinmektedir. Spirulina’nın tüketiciler tarafından tercih edilmesinde toksik olmaması büyük önem taşımaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün bildirdiğine göre, insanların beslenme düzeyine bağlı olarak günde 2 mikrogram civarında toksik madde aldığı saptanmıştır. Toksik mavi-yeşil algler, daha çok insan aktivitesi ve zirai ilaçların etkisi ile besleyici element girdisinin fazla olduğu doğal göllerde, havuzlarda ver denizel ortamlarda bulunmaktadır (Belay ve Ota, 1993).

    Spirulina yaklaşık olarak %4 oranında nükleik asit (DNA ve RNA) içerdiği saptanmıştır. Chlorella ve diğer mikroalgler, maya ve mantar ise %6-11 oranında nükleik asit içermektedir. Bununla beraber mikro alglerin yenilmesi nükleik asitlerden dolayı ürik asit seviyesinin yükselmesine sebep olur. Nükleik asit seviyesi düşük olan Spirulina, günde 50 gram yendiğinde dahi ürik asit seviyesini yükseltmediği gözlenmiştir. Bundan dolayı bu besin başlıca protein kaynağı olarak güvenli bir şekilde tüketilmektedir(Jassby, 1988).

    Civa, Kurşun, Kadmiyum, Arsenik gibi elementler, endüstriyel kirlilikten kaynaklanan ve eser miktarları bile insanları zehirleyen maddelerdir. Kurşun gibi ağır metalle bulaşmış besinler uzun süren sağlık problemlerine neden olur. Birkaç şirket besinlerdeki ağır metal seviyelerini açıklamışlardır.

    FDA’ya(Amerika İlaç Teşkilatı) göre sucul organizmalar için ağır metal sınırları;
    Civa<0.05 ppm
    Kadmiyum<0.05 ppm
    Kurşun< 1 ppm
    Arsenik< 1 ppm’dir

    Protein Advisory Group Standartlarına göre tek hücre proteinini için;
    Civa<1 ppm
    Kadmiyum<1 ppm
    Kurşun<5 ppm

    Arsenik< 2 ppm olarak verilmiştir(Earthrise Farms, 1988).


    Spirulina ne kadar tüketilmelidir?

    Spirulina, alımı kolaylaştırabilmek ve dozu standartlaştırmak amacıyla , preslenerek tablet haline getirilmiştir. Spirulina, herhangi bir yan etkisi olmayan doğal bir besindir. Bu sebeple kullanım dozu sınırlı değildir. Bununla beraber , uzmanlarca normal insanlar için önerilen doz günlük 3-6 tablettir. Ağır iş koşullarında , sporcularda , vücut geliştirme sporuyla uğraşanlarda , dağcılarda vb. daha fazla tüketilebilir.
İşlem Yapılıyor
X