Sivas Kongresi / KONGRENİN ÖNEMİ

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • izmirsat
    Member
    • 30-09-2006
    • 1543

    Sivas Kongresi / KONGRENİN ÖNEMİ

    Sivas Kongresi
    --------------------------------------------------------------------------------

    Sivas Kongresi 4 Eylül 1919'da Mustafa Kemal Paşa'nın davet sahibi sıfatıyla başkanlık kürsüsünden yaptığı konuşmayla açıldı. Daha sonra yapılan oylamayla Mustafa Kemal Paşa kongre başkanlığına seçildi. Kongre gündemini Erzurum Kongresi'nin tüzük ve bildirisiyle 25 temsilcinini aralarında hazırladıkları bir muhtıra oluşturmaktaydı. İlk üç gün daha çok usul tartışmaları ile geçmişti. Mesela tartışılan konular arasında kongrenin siyasetle meşgul olup olmayacağı hususu da yer almıştı ki, esasen bütün bu faaliyetler siyasî mücadeleden başka bir şey değildi. Sivas Kongresi'ni en çok uğraştıran bir sorun da manda konusu olmuştu. Sivas Kongresi, Erzurum Kongresi kararlarını aynen benimseyerek kendine mal etmiş ve böylece genelleştirmişti. Kongrenin aldıgı başlıca kararlar kongre beyannamesinde özetle şöyle ifade edilmişti: 1. Mondros ateşkes Antlaşmasıyla belirlenen sınırlarımız içinde kalan topraklar, ayrılık kabul etmez bir bütündür. Bu topraklar üzerinde yaşayan bütün Müslüman unsurlar öz kardeştirler.
    2. Millî gücü etken, millî iradeyi egemen kılmak esastır.
    3. Her türlü işgal ve müdahaleye, özellikle Rumluk ve Ermenilik teşkilini amaçlayan hareketlere karşı birlikte savunma ve direnme esası kabul edilmiştir.
    4. Gayrimüslimler her türlü vatandaşlık hakları saklı kalacağından siyasi egemenliğmizi ve sosyal dengemizi bozucu ayrıcalıklar verilmesi kabul edilmeyecektir.
    5. Osmanlı Hükümeti bir dış baskı karşısında vatanın herhangi bir parçasını terk ve ihmal etmek zorunda kalırsa hilafet ve saltanatın (devletin), vatan ve milletin korunmasını ve bütünlüğünü sağlayacak her türlü tedbir ve karar alınmıştır.
    6. İtilaf devletlerinden ülkemizin bölünmesi düşüncesinden tamamen vazgeçerek bu topraklar üzerindeki haklarımıza saygı gösteren haklı ve adaletli bir karara varmalarını bekleriz.
    7. Devletimizin ve milletimizin bağımsızlığı, vatanımımzın bütünlüğü saklı kalmak şartıyla herhangi bir devletin fenni, sinaî ve ekonomik yardımını memnuniyetle karşılarız.
    8. Merkezî hükümetin millî meclisi derhal toplaması ve bu suretle milletin ve ülkenin mukadderatı hakkında alacağı bütün kararları milletin meclisin denetimine sunması zorunludur.
    9. Millî vicdanda doğan bütün vatanı ve millî cemiyetler Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adıyla birleştirilmiştir.
    10. Mukaddes gayeyi takip ve genel teşkilatı yönetmek için bir temsil heyeti seçilmiştir.
    Sivas Kongresi başkanlığına Mustafa Kemal Paşa'nın seçildiği Temsil Heyeti'ne vatanın tümünü temsil etme yetkisi tanımış, üye sayısını da altı kişi eklemek suretiyle on beşe çıkarmıştı. Kongrede uzun bir süre tarşılan manda fikrini savunanlar, 400-500 milyon borcumuzun olduğunu. gelirlerimizin buhnun faizine bile yetmeyeceğini, bağımsız yaşamaya malî durumumuzun elverişli olmadığını, yanıbaşımızda bizi paylaşmayı amaç edinmiş devletlerin bulunduğunu ileri sürmüşlerdi. Yine parasız ve ordusuz bir şey yapamayacağımız, onların uçakla uçmalarına, zırhlı yapmalarına karşılık bizim kağnıdan kurtulamadığımız, yelkenli bile yapamadığımız vb. gerekçeleri görüşlerine dayanak yapmışlardı. Sonuçta manda fikri bir kez daha reddedilmiş, Rauf Bey'in önerisiyle Amerika'da yıllardır aleyhimizde yapılan propagandaların giderilmesi için Amerikan Kongresi'nden bir heyetin davet edilmesi kararlaştırılmıştı. Sivas Kongresi ayrıca kendini bir yürütme organı olarak kabul ettiğini gösteren bir karar almış, Ali Fuat Paşa'ya, "Batı anadolu Kuva-yi Milliye Komutanı" ünvanını vermişti.
    Sivas Kongresi 11 Eylül'de sona erdi. 12 Eylül'de Sivas halkının da katıldığı açık bir oturum yapıldı. Aynı tarihte milliyetçi hareketin sarayın iktidarını tehdit etmeye başlaması üzerine Osmanlı-İngiliz gizli anlaşması imzalandı. Bu anlaşmaya göre İngiltere'nin Türkiye'nin bütünlüğünü ve bağımsızlığını üstlenmesine, İstanbul'un başkent olarak kalmasına karşılık Boğazlar ve İstanbul İngiltere'nin denetiminde bulunacaktı. 14 Eylülde milleti Sivas kongresi'nce kararlaştırılan program ve Temsil Heyeti etrafında toplama amacıyla İrade-i Milliye Gazetesi'nin çıkarılmasına başlandı. İlk yazıları Mustafa Kemal Paşa tarafından dikte ettirilen gazete, başlangıçta haftada bir ve iki kez, sonraları günlük olarak yayınlandı.
    Sivas Kongresi'nin önemi
    --------------------------------------------------------------------------------

    Sivas Kongresi Türk Milleti'nin karşılaştığı iç dış tehlikelerin yarattığı millî uyanıştan doğmuştur. Amasya Genelgesi'yle toplanması kararlaştırılan kongrenin çalışmalarını kesintisiz bir şekilde sürdürebilmesi ve sonuçlandırabilmesi büyük bir başarıydı. Yine kuşku duymamak gerekir ki, bu başarıda en büyük pay sahibi Mustafa Kemal Paşa'ydı. Sivas yolculuğu sırasında pusu kurulduğu haberi üzerine soğukkanlılığını korumayıp kuvvet almak üzere geri dönmeye kalkışması veya telaş göstermesi durumunda kongrenin toplanamaması tehlikesi doğabilirdi. Ali Galip'in faaliyetlerini büyük bir sabır ve titizlikle izleyip karşı tedbirler almamış olsaydı kongre muhtemelen sonuçlanmadan dağılabilirdi. Yine Mustafa Kemal Paşa gibi bir lider olmasaydı pek çok tarafının bile tam olarak hangi anlama geldiğini bilmediği manda fikri kabul edilebilirdi. Sivas Kongresi az sayılabilecek temsilci sayısına rağmen (38 kişi) Mebuslar Meclisi'nin kapalı olduğu bir dönemde milleti temsil eden tek kurul oldu. Bununla birlikte İstanbul'daki hükümetin açık muhalefetine rağmen toplanmış olması, tutuklanması için emirler verilmiş, Mustafa Kemal Paşa'yı başkan seçmesi nedeniyle Erzurum Kongresi gibi ihtilalci bir karakter taşıyordu. Sivas Kongresi, daha önce Erzurum'da kararlaştırıldığı üzere vatanın bütünlüğünü ve bölünmezliğini, milletin düşmana karşı birlikte savunma ve direnme kararını ilan etti. Tam bağımsızlık ve millî egemenlik ilkelerini bir kez daha vurgulayarak temel prensipler haline getirdi.
    Böylece Erzurum Kongresiyle birlikte Misak-i Millî Esaslarını ortaya koydu. Kongrenin bütün millî cemiyetleri birleştirmesi birlik ve beraberliğin sağlanmasında çok büyük bir aşamaydı. Batı Cephesi'nin başına komutan ataması, hükümete ait olan yürütme yetkisini kullanması anlamına gelmekteydi. Millî kurtuluş hareketi Sivas Kongresiyle bir öndere, kendisini yönetecek bir teşkilata kavuştu. Artık bu mücadeleye Mustafa Kemal Paşa'nın önderlik edeceği açık bir şekilde görüldü. Temsil Heyeti Ankara'da TBMM açılıncaya kadar adeka bir hükümet görevi yaptı.
İşlem Yapılıyor
X