Her Çalışana, Hatta Patrona Bile Tanınması Gereken 10 Ayrıcalık

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • izmirsat
    Member
    • 30-09-2006
    • 1543

    Her Çalışana, Hatta Patrona Bile Tanınması Gereken 10 Ayrıcalık

    Her Çalışana, Hatta Patrona Bile Tanınması Gereken 10 Ayrıcalık
    Yazar: Philip E. Humbert

    İş yapmak ve çalışanların gereksinimlerini karşılamak epey karmaşık bir iştir. Çalışanlar ve yöneticiler, genellikle, yan ödemelerin yer aldığı bir listeyi (“esnek harcama hesabı”) tercih ederler. Böylece, daha fazla sağlık bakımı, çocuk bakımı ya da bireysel tercihlerine uygun olarak daha fazla boş zaman gibi tercihler yapabilirler. Bu özel durumların altında, çoğumuzun işyerlerimizden beklediğimiz temel gereksinimler yatar. Para, mutluluğu satın alamaz ve tek başına (tek kişilik profesyonel bir ofiste ya da küçük aile işinde bile) nadiren sadık ve yüksek motivasyonlu bir ekibe sahip olmanızı sağlar.

    Yaratıcılık

    Her insanın, kendi ofisini dekore etmeye, ona verilmiş bir işi kendine has bir yöntemle yapmaya ve yaratıcılığının başkaları tarafından kabul görmesine ihtiyacı vardır. Hepimizin bir parça tembel olduğu düşünülürse, “yaratıcı tembelliği” hoş görmek ve teşvik etmek, çoğu zaman, yalnızca daha mutlu çalışanlara değil, daha sağlıklı bir bilançoya da sahip olmanızı sağlar.

    Katkı

    Yöneticiler, her çalışanın bilançoya katkısı olması gerektiğini bilirler. Ama gittikçe daha yoğun bir biçimde, her seviyeden çalışan, önerilerinin, çabalarının, enerjisinin ve sadakatinin şirkete pek çok yönden katkıda bulunduğunu bilmek istiyor. Eskinin öneri kutusundan en yeni kalite çemberlerine kadar, her üye, katkıda bulunduğunu ve yaptığı katkılara değer verildiğini görmeyi arzuluyor.

    Topluluk

    İşyeri, gittikçe daha fazla, arkadaşlıklar, egzersiz kulüpleri, günlük bakım, sağlık bakımı ve endişe paylaşımı gibi konularda tek kaynak oluyor. Siz ve ekibiniz, son derece mobil, rekabetçi ve güvensiz bir dünyanın ortasında topluluk ve ekip çalışması duygusu yaratamazsanız, performans anında düşecektir.

    Kişisel Gelişim

    Dış kaynak kullanımı ve mobilite arttıkça, en iyi ve en parlak elemanlar, yaptıkları işin para kazandırmanın ötesinde yaşamlarını güçlendirmesi, zenginleştirmesi ve geliştirmesi gerektiğine daha çok inanıyorlar. Ekip oluşturmaktan ve iletişim becerilerinden yeni teknik becerilere kadar, şirketinizin her üyesi, geliştiğini, daha güçlü ve sağlıklı hale geldiğini bilmelidir; aksi takdirde, çok çabuk huzuru kaçar.

    Profesyonel Gelişim

    Bu, aslında kişisel gelişimden sonra gelir. Geçmişte patronlar, kaynakçıya, şoföre ya da memura gereksinim duyuyorlardı ve çalışanların, bu becerilere sahip olarak işe gelmeleri bekleniyordu. Bugün ise iş dünyası, 3 yıl önce bile var olmayan becerileri talep ediyor! Patrona, geçen yılın raporlama sistemiyle işi yönetmeyi, satış ekibinize geçen yılın Web sitesiyle satmayı ya da muhasebeye Lotus 123’ün ilk versiyonlarıyla işlerini halletmeyi önermek, kötü bilgi, kötü kararlar, kızgınlık, düşük moral ve daha fazla çalışan değişimi anlamına geliyor.

    Mücadele

    İşin canlı ve heyecan verici olması için bizi zorlaması gerekir. Bir satış yarışmasını kazanmaktan uluslararası pazarlama ve finans sorunlarını çözmeye kadar, hepimiz bir şekilde mücadele etmeyi seviyoruz. Sizin ve ekibinizin, “bir sonraki işi” anladığınızdan emin olun ve ekibinize güvendiğinizi, önlerindeki zorlukların üstesinden gelmek için gereksinim duydukları desteği vereceğinizi gösterin.

    Kişisel Tanınma

    Çoğu proje, şirket genelinde ekip çalışması ve işbirliği içerse de sonuçta her birey kendi katkısının tanınmasını, takdir edilmesini ve ödüllendirilmesini ister. Genellikle bağımsız uygulamalardaki sorumlular ve profesyoneller, en kötü suçlulardır! Durun ve kendi başarılarınızın farkına varın. Kendinizi tebrik edin; mümkün olan her yer ve zamanda bu başarıları başkalarıyla paylaşın!

    Finansal Ödüller

    Bu, (yanlış kullanılan ve yanlış anlaşılan) eski bir yedek uygulamadır. İş dünyası, üretkenliği artırmak için, teşvik, ikramiye, rekabet ve ödül gibi yöntemleri kullanagelmiştir. Ne yazık ki, çoğu zaman istenen sonuç alınamıyor! Eski kural şöyleydi: İşgücüne mümkün olan en az parayı öde. Yeni kural şu: En iyi elemanı işe almak, eğitmek ve elde tutmak için elinizden geldiğince çok para harcayın! Kendinizi ve ekibinizi cömertçe ve sık sık ödüllendirin. Bu, para kaybettirmez, kazandırır!

    Net Vizyon

    Tepe yöneticiden yeni stajyere kadar hepimiz, çok fazla bilgi, mesaj ve talebin bombardımanı altındayız. Öyle ki net bir vizyona sahip olmak, “ana mesaj”dan sapmamak, gittikçe zorlaşıyor. Her bir ekip üyesinin bir numaralı önceliği tam olarak nedir? Biliyor musunuz? ONLAR biliyorlar mı? Şirketin ana misyonu nedir? Beklentiler hakkındaki karmaşa, verimliliğin bir numaralı katilidir. Hedefiniz olsun ve herkesin bu hedefe ulaşmak için üzerine düşen sorumluluğu her zaman bildiğinden emin olun!

    Nezaket ve Karşılıklı Saygı

    Geçenlerde bir haber programında, “eşek şakalarının”, önyargının, ayrımcılığın ve “ağır işlere koşmanın” alıp başını gittiği bir ofis gösteriliyordu. Elbette, haklarında dava açılmıştı! Anlaşılıyor ki çok az firma, istihdama ilişkin kural, yasa ve mahkeme kararlarının tamamını teknik anlamda karşılayabiliyor. Şu da bir gerçek ki çoğu durumda çalışanlar, dava açmak, hatta şikayet etmek bile istemiyorlar. Pek çok insan, güvenli, temiz ve destekleyici bir ortamda iyi bir iş yapmak istiyor. Aynı zamanda, kendilerinin ve yaptıkları işin saygı gördüğünü bilmek istiyorlar. Gerçek “bilanço”, görgü kurallarına uymak ve doğru olanı yapmaktır.
İşlem Yapılıyor
X