Çocuk ve Bebek Beslenmesi

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • orbay
    Senior Member
    • 11-02-2005
    • 5871

    Çocuk ve Bebek Beslenmesi

    Çocuk Ek Besinleri : Yumurta ve Et

    Hazırlayan: Dr. Nurten Budak
    Sağlık Bakanlığı AÇSAP Genel Müdürlüğü Beslenme ve Diyet Uzmanı


    Bir civcivin gelişmesi için bütün besin öğelerini içeren yumurta, örnek protein kaynağıdır. Bu da büyümekte olan bir organizma için önemli bir özelliktir. Yumurta proteini, amino asitlerin hepsini yeterli oranda içeren ve kolay sindirilen ve %100 vücut proteinlerine dönüşebilen "üstün kaliteli" proteindir. Bir adet yumurtada 6 gram kadar protein, 5.5 gram kadar yağ ve çok az karbonhidrat vardır. Ayrıca A vitamini ve bazı B vitaminIerinden de zengindir. Yumurtanın sarısı akına oranla daha fazla yağ, protein ve demir içermektedir ve iyi bir çinko kaynağıdır.

    Yumurta sarısı yüksek kolesterol içermesine karşın yağı doymamış olduğundan kolesterolü yükseltici etkisi kırmızı etten daha düşüktür. Yumurta ülkemizdeki en ucuz iyi kaliteli protein kaynağıdır.

    Altı aylık olana kadar sadece anne sütü ile beslenmiş bir bebeğe yoğurt, meyve suyu, sebze çorbasının ardından ek besin yumurta sarısı verilmeye başlanır. 1 çay kaşığı kadar(1/4 yumurta sarısı), iyi haşlanmış yumurta sarısı çorbalarının ya da sütünün içine katılarak verilir ve 3 günde bir miktarı arttırılabilir. Dolayısıyla bebek 15 gün sonra tam yumurta sarısı alır. Daha sonra yumurta, beyazı ile verilmeye başlanır. Yine yumurta beyazı da ¼ tam yumurtanın beyazı olarak sarısıyla beraber verilmeye ve 3 günde bir miktarı arttırılır. Sekiz aydan sonra bebek gün aşırı 1 adet yumurta yemelidir. Yumurta verildiği ilk günden itibaren bebek alerji yönünden izlenmelidir.

    Bebeğe verilen yumurta taze olmalı ve iyi pişirilmelidir. Pişirme ile yumurtanın sindirimi kolaylaşır. Çiğ yumurta B vitaminlerinden biotinin vücut tarafından kullanılmasına engel olduğundan zararlıdır. Sarısının katılaşıncaya kadar pişmesi mikrobiyolojik açıdan da önem taşımaktadır. İyi pişmemiş yumurtadan salmonella gibi mikroorganizmalar insana geçebilmektedir. Ancak, uzun süre pişirildiğinde de lezzeti azalmakta ve sarısının etrafında oluşan yeşil halka kötü görünmesine ve kötü kokmasına daha da önemlisi besin değerinin azalmasına neden olmaktadır.

    Bunları önlemek için, bebeğin tüketeceği yumurta yıkanır, hafif buharlaşmaya başlayan ancak kaynamayan suda, 8-10 dakika kaynatılır ve derhal soğuk suya tutularak soğutulur.

    Yumurta, bebeklere süt, çorba gibi yiyeceklerle karıştırılarak ya da omlet yapılarak ve ıspanak, kabak, domates, patates gibi sebzelerle pişirilerek de çocuğa yedirilebilir. Bunun için önce sebzeler yıkanır, doğranır ve pişirilir. Pişmesine yakın içine yumurta kırılır. Yumurta, çökelek ya da peynirle karıştırılarak pişmiş makarnaya eklenir. Böylece besleyici değeri yüksek ve görece ucuz yemekler elde edilir.

    Etler de biyolojik değeri yüksek, iyi kaliteli protein kaynağıdırlar. Ayrıca yumurta gibi B grubu vitaminler, vücuda iyi kullanılabilen demir ile çinkodan zengindirler, aynı zamanda bir enerji kaynağıdırlar. Ülkemizde genellikle koyun, sığır, kümes hayvanlarının etleri ve balık tüketilmekte ve sucuk, pastırma, salam gibi et ürünleri de yapılmaktadır.

    Bu gruptan bebeğin 7 aylık olduğunda aldığı ilk ek besin tavuk etidir. Haşlanmış tavuk eti, çorbaların içine katılarak ya da ekmek, pilav ve makarna ile birlikte bebeğe yedirilir.

    Bebeğe et, kıyma şeklinde verilir. Kıyma hafif ateşte kendi verdiği suyu çekene kadar pişirilip(kavrulmaz) çorbaların ya da yemeklerin içine konarak ya da ızgara köfte yapılarak bebeğe yedirilir. Bebeğe köfte hazırlanırken; yağsız iri çekilmiş dana kıyması, ıslatılmış çok az ekmek içi ve yıkanmış, ince doğranmış çok az maydanoz ile yoğrulur, ısıtılmış fırında ya da tavada pişirilir. Ekmek yerine haşlanmış pirinç konularak sulu köfte olarak da pişirilebilir. Bebek için etli sebze yemeği hazırlarken; ıspanak, kabak, domates, patates, biber ve semizotu gibi bir sebze yıkanır ve tencereye doğranır. Bir köfte kadar kıyma, 1 yemek kaşığı pirinç, mercimek ya da bulgur ile 1 tatlı kaşığı sıvı yağ ve az su konulup pişirilir. Sebzenin türüne göre dolma ya da kıymalı sebze yemeği olarak yedirilir. Bebeğe verilen bu besinlerin hiçbirisine tuz konulmaz. Bebek bir yaşına geldikten sonra yemekleri iyotlu tuz kullanılarak pişirilir.

    Bebeğe verilmesi gereken önemli bir besin de balıktır. Balık ve diğer su ürünleri “elzem yağ asitleri” olarak bilinen linoleik ve linolenik asitlerden zengindir. Bu yağ asitlerinin diyette yer alması koroner kalp hastalığının önlenmesi, beyin ve retinanın gelişimi ve sağlığı için gereklidir. On bir aylık olan bebek haftada bir kez taze balık tüketmeye başlar
    Bebeklere verilecek balık, ızgara ya da buğulama olarak ve kılçıkları ayıklanarak yedirilir.

    Bebeklere verilecek tek sakatat karaciğerdir. Karaciğer suda, hafif sıcaklıkta pişirilip, ezilerek verilir. Beyin, börek ve yürek gibi sakatatlar bebeğe yedirilmez.

    Kırmızı et veya kümes hayvanlarının etlerinden yapılan ve katkı maddesi içeren pastırma, sucuk, salam ve sosis bebek ve çocuk beslenmesinde hiçbir şekilde yer almaması gereken besinlerdir. Ayrıca acılı, baharatlı, tuzlu, çiğ veya iyi pişmemiş ve mangalda pişmiş et yemekleri ve köfteler bebek ve çocuklara yedirilmemesi gereken besinlerdir.
  • orbay
    Senior Member
    • 11-02-2005
    • 5871

    #2
    Konu: Çocuk ve Bebek Beslenmesi

    Bebeklik ve Çocukluk Çağı Şişmanlığının Önlenmesi İçin Beslenme Önerileri

    Hazırlayan: Uzman Diyetisyen Şeniz Ilgaz
    Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü


    Bebeklik ve çocukluk çağı şişmanlığından korunmak için, yaşam boyu sürecek sağlığın temelinin atıldığı gebelik döneminden başlayarak yeterli ve dengeli beslenmek gerekir.
    Bebeklik ve çocukluk çağı şişmanlığının %90’ının, fazla enerji alımı ile oluştuğu ve şişman yetişkinliklerin %30’unun bebeklilik ve çocuklukta da şişman olduğu bilinmektedir.

    Bebeklik ve Çocukluk Çağında Şişmanlığın Önlenmesi İçin Neler Yapılabilir:
    Anne karnından okul çağına kadar, çocuğun gereksinimleri ve beslenme şekli, büyüme ile birlikte değişir. Bu farklı dönemlere göre de şişmanlığın önlenmesi için farklı beslenme önerileri verebiliriz.

    1. Doğum Öncesi Dönemde
    - Gebeliğin başlangıcından itibaren annenin yanlış beslenme alışkanlıkları düzeltilmeli, gebelik için gerekli besin öğelerini içeren, dengeli bir diyet tüketmesi sağlanmalıdır.
    - Gebelikte annenin fazla ağırlık alması önlenmeli, ağırlık alımı izlenmelidir. Annelerin gebelik süresince 9-14 kg ağırlık artışı normaldir.
    - Eğer anne gebeliğin başında şişman ise fazla ağırlık artışına gerek yoktur.
    - Gebeliğin son üç ayında anne şişman ise, enerji kısıtlanmamalıdır. Bu uygulama anne karnındaki bebeğin büyümesini olumsuz etkileyecektir.
    - Anne diyabetik ise, kan şekerinin kontrolü şişman bebek doğumunu önlemek için gereklidir.

    2. Bebeklik Döneminde (0-1 yaş)
    Bu dönemde bebek için, yaşına uygun alması gereken enerji ve besin öğelerini sağlayacak en ideal besin "anne sütü"dür. Bebeğin yaşına uygun ağırlık kazanması, yeterli büyüme ve gelişmesinin sağlaması için İlk altı ay tek başına, altıncı aydan sonra da uygun ek besinlerle beraber iki yaşına kadar emzirmeye devam edilmesi gereklidir.

    - Yeterli anne sütü alan bebeklerin bebeklik ve çocukluk döneminde ve yaşamının daha sonraki döneminde "şişman" olma riski azdır.
    - Altıncı aydan sonra azar azar ayına uygun ek besinlere başlanmalıdır.
    - İlk ek besin tatlı olmamalıdır. Bu bebeğin sürekli tatlı ve şekerli besinlere istek duymasına, dolayısıyla gereğinden fazla enerji almasına neden olabilir.
    - Ek besin olarak unlu-şekerli (muhallebi, nişastalı mamalar, vb.) yiyecekler verilmemelidir.
    - Muhallebi yerine yoğurt, bisküvi-süt karışımı yerine ekmek-süt karşımı seçilmelidir.
    - Süte; şeker, bal, vb. katılması fazla enerji alımı ile şişmanlığa neden olacağından eklenmemelidir.
    - Daha fazla yemesi için bebek zorlanmamalıdır.
    - Bebek ek besinler ile beslenirken kaşık ve bardak kullanmalıdır. Biberon kullanımı anne sütü alımını olumsuz etkilediği gibi fazla besin alımına neden olabilir.
    - Bebeğin yediği besinlerin miktarı, aynı aydaki başka bebeklerle kıyaslanmamalıdır.
    - Bebeğin büyüme ve gelişmesi izlenmelidir. Bebeğin beslenmesinde yapılacak değişiklikler için bu izlemi yapmak gereklidir.

    3. Okul Öncesi Dönemde
    Çocuğun yaşına ve olması gereken ağırlığa uygun dengeli bir diyetle beslenmesi sağlanmalı, yanlış beslenme alışkanlıkları düzeltilmelidir.
    - Bu yaş grubu çocuklar için "düşük enerjili diyetler" in kullanımı sakıncalıdır.
    - Ailenin diğer üyeleri doğru beslenme alışkanlıkları ile çocuğa örnek olmalıdır.
    - Çocuğun yediği besin miktarı başka çocuklarla karşılaştırılmamalıdır.
    - Her öğünde dört besin grubundan yiyecek bulundurulmalıdır.

    Besin Grupları:
    a. Süt ve Ürünleri
    b. Et, tavuk, balık, yumurta, kurubaklagil, fındık, vb.
    c. Taze sebze ve meyve
    d. Tahıllar (ekmek, pirinç, bulgur, bisküvi vb.)

    - Çocuk oyunla, pazarlıkla, masallarla beslenmemelidir.
    - Tüm aile bireylerinin bir arada sofrada oturarak beslenmesi alışkanlık haline getirilmelidir.
    - Televizyon reklamlarından etkilenerek, enerji yoğunluğu yüksek, şeker ve yağ içeriği fazla olan hazır besinler (çikolata, şeker, cips, vb.) verilmemelidir.
    - Bu tür besinler yerine; ara öğünlerde hem çocuğun iştahını kesmeyecek, hem de sağlıklı beslenmesi için gerekli olan meyve, taze meyve suyu, ayran ya da süt gibi besinler seçilmelidir.
    - Yaşamın ileri dönemlerindeki beslenme alışkanlığının bu dönemde yerleştiği unutulmamalıdır.
    - Oyun oynarken, televizyon izlerken beslemek çocuğun farkında olmadan fazla besin tüketmesine neden olabilir.
    - Yemek öncesi, gelişigüzel besin tüketimi çocuğun öğünlerde yemek yemesini engeller.

    4. Okul Döneminde
    Çocuk hafif şişman ise;
    - Büyüme ve gelişme sürdüğü için, düşük enerjili zayıflama diyetleri kesinlikle uygulanmamalıdır.
    - Yanlış beslenme alışkanlıklarının düzeltilmesi ve fiziksel aktivitenin artırılması gereklidir.
    - Çocukların öğün atlaması önlenmeli ve her öğünde dört besin grubundan da yiyecek bulunmalıdır.
    - Çocuğun yaşına uygun besin gruplarından tüketmesi sağlanmalıdır.

    Çocuk ileri derecede şişman ise;
    - Yeterli, dengeli yaşına uygun diyet uygulanmalıdır.
    - Yanlış beslenme alışkanlıkları düzeltilmeli, - Büyüme ve gelişme izlenmeli,
    - Fiziksel aktivite arttırılmalı.

    Okul dönemi, çocuklarda spor yapmak ve bunu bir yaşam biçimi olarak yerleştirmek için en uygun yaşlardır.

    Yorum

    • orbay
      Senior Member
      • 11-02-2005
      • 5871

      #3
      Konu: Çocuk ve Bebek Beslenmesi

      Çocuğunuzun Beslenmesinde Karşılaşabileceğiniz
      Sorunlar ve Çözüm Önerileri

      (Besin Hazırlama) Süt İçmek İstemiyor
      # Et Yemek İstemiyor
      # Sebze Yemek İstemiyor
      # Hep Şekerli Şeyler Yemek İstiyor

      Süt İçmek İstemiyor
      Sütü bazıları soğuk, bazıları sıcak ya da ılık sever. Çocuğunuzun nasıl sevdiğini deneyerek bulun.
      Bardağına renkli kamışlar koyun onlarla içmeyi sevebilir.
      Sütlaç, muhallebi gibi tatlılar yapın.
      İçine meyve ezip koyabilirsiniz.
      Peynir ve yoğurt da süt yerine geçer.
      Yemeklerin üzerine yoğurt ya da peynir ekleyebilirsiniz.

      Et Yemek İstemiyor
      Köfte sert geliyor olabilir, dolmalara kıyma eklemeyi deneyin.
      Kırmızı et sevmiyorsa tavuk ya da balık da olabilir.
      Makarna seviyorsa üstüne kıymalı sos yapın.
      Kıymalı börek ya da poğaça sevebilir.
      Mercimek, nohut, kuru fasulyede de et gibi protein ve mineraller vardır. Seviyorsa bunlardan yemek yapın.
      Yumurta sarısının da besin değeri aynıdır, doğrudan ya da terbiye ve kek içinde yumurta verilebilir.
      Fındık, ceviz gibi kuru yemişlerde de etlerdekine benzer maddeler vardır. İki yaşından büyükse kuruyemiş olarak verin, küçükse fındıklı, cevizli kek yapın. Sütlü tatlılara dövülmüş ceviz koyun.

      Sebze Yemek İstemiyor
      Meyveler de sebze yerine geçer, istediği meyveleri ya da meyve sularını verin.
      Salatalık, havuç gibi sebzeleri çiğ olarak çubuk biçiminde hazırlayın, hoşuna gidebilir.
      Evde siz de sebze yemekleri yiyin zamanla görerek alışır.
      Sevdiği yemeklere (çorbalara, köfteye, soslara) rendelenmiş olarak sebze ekleyin farketmeden yer.

      Hep Şekerli Şeyler Yemek İstiyor
      Evde fazla şekerli besin bulundurmayın, kolayca bulup yiyemesin.
      Meyve bulundurun, canı tatlı isteyince meyve yesin.
      Çikolata ve şekeri ödül olarak kullanmayın.
      Kurabiye ve kekleri meyveli yapın daha az şeker kullanmış olursunuz.

      Yorum

      • orbay
        Senior Member
        • 11-02-2005
        • 5871

        #4
        Konu: Çocuk ve Bebek Beslenmesi

        Çocuklarda İştahsızlık

        Hazırlayan: Psikolog Yüksel Demirer

        İştah, bir yemeğin zevkle, neşeyle ve arzu edilerek yenmesidir. Lokmayı uzun süre ağzında çeviren, çiğnemek için zaman kazanmaya çalışan, tabağındaki yemeği bir türlü bitiremeyen bir çocuk karşısında önce aklımıza fiziksel bir rahatsızlığın var olup olmadığı gelmelidir. Örneğin; yüksek ateş, kulak ağrısı, boğaz ağrısı, nefes almayı güçleştiren nezle-grip gibi üst solunum yolları enfeksiyonları gibi bir rahatsızlık çocuğun sofrada nazlanmasına neden olur. Böyle durumlarda doktor kontrolünden geçirilen çocuğa, önerilen biçimde yiyecek verirken çocuğun isteklerini de dikkate almak en uygun yoldur. Hastalık sırasında çocuğu yemek yemeye zorlamanın hiçbir yararı yoktur. İştahla ilgili olarak ebeveynlerin bilmeleri gereken en önemli şey çocukların bireysel farklılıklar gösterdikleridir. Bu nedenle de başka çocuklara bakarak, onların yemek yeme davranışı ile kendi çocuğunuzun yemek yemesini kıyaslamak, çocuğunuzun daha az yediğini düşünmenize neden olabilir.

        Neler Yapılabilir?

        Bazı çocukların iştahlı bazı çocukların iştahsız olmaları pek çok nedene bağlı olabilir. Çocuğu iştahlı ya da iştahsız yapan faktörlerin başında onların iç dünyalarında yaşadıkları büyük önem taşır. Çocuğun bilinçaltına yerleşmiş bir endişe, üzüntü, nefret veya kıskançlık gibi bir duygu onun iştahını kesebilir. Bu nedenle iştahsız bir çocuk için öncelikle organik bir rahatsızlığının olup olmadığı araştırılırken diğer yandan ruhsal çatışmalarının olup olmadığı, duygusal bir sorunun bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır. Bu arada çocukların iyi gıda alamadıkları için problemli olabileceklerinin yanısıra problemli oldukları için de iştahsız olabilecekleri düşünülmelidir.

        İştahsız çocuk karşısında neler yapılabilir?

        · Herşeyden önce çocuğa sofrada yemek yemesi için zor kullanılmamalıdır. Her çocuğun kendine özgü yemek yeme kapasitesi olduğundan çocuk daha fazlasını yiyemez. Çocuğun yemesi konusunda ısrarcı olunduğunda çocuk kendisine fazla gelen gıdayı çıkartılabilir.

        · Her çocuğun büyüme oranıyla ilgili olarak yemek yeme miktarı vardır. Örneğin, yıllar ilerledikçe başlangıçta alınan yiyecek miktarı azalabilir. Erinlik ve ergenlik döneminde ise iştah yeniden artabilir.

        · Yemek zamanından önce çocuğa verilen şekerlemeler, çikolatalar, cips vb abur cubur gıdalar da iştahı engelleyebilir. Ancak, çocuk acıktığında yemek zamanını beklemeden ona yemeğini vermek gerekir. Acıkan çocuğa ısrarla yemek zamanını bekletmek onun iştahının kaçmasına neden olabilir. Henüz yemeği hazır olmamış çocuğa, alması gereken gıdalardan bir miktar verilerek iştahının kaçmamasına yardımcı olunabilir.

        · Sofrada çocuğu olabildiğince kendi haline bırakmak ve kendisinin yemek yemesine olanak tanımak, evi kirletmemesi ve çeşitli kurallara uyması yönünde onu zorlamamak çocuğun yemek davranışına karşı daha olumlu tutum geliştirmesini kolaylaştırabilir. Bazen iştahsızlığın altında, çocuğun yemek yeme karşısında yaşadığı zorlamalar ve baskılar geliyor olabilir ve bu müdahaleler nedeniyle çocuk yeme isteğinden uzaklaşmış olabilir.

        · Çocuğun sofrada oyalanması ve yemeğini ağır yemesi karşısında tepki göstermemek en iyisidir. Bu arada çocukla konuşmak, hikayeler anlatmak, şakalar yapmak da onun yemek yemesini zevkli hale getirebilir.

        · Küçük çocukların istediği gıdaları ve onların gereksinimleri olan gıdaları bilerek tertiplenen yemek listeleri onları sağlıklı tutacaktır. Çocuğa değişik alternatifler sunmanın yanında alınması gereken gıdaları süsleyerek göze daha hoş hale getirmek, çeşitlendirmek onların istemedikleri gıdalara karşı da olumlu davranmalarına yardımcı olabilir. Amaç çocuğun çok yemek yemesi değil arzu edilen ve onun için gerekli olan gıdaların alınmasıdır.

        · Aile bireylerinin birbirleriyle olan ilişkilerinin de çocuğun iştahı üzerinde önemli etkisi vardır. Evde yaşanan gergin bir hava, tartışma ortamı çocukların iştahlarının kesilmesi için yeterli bir neden oluşturabilir. Yine bu bağlamda çocukların, çok sevdiği büyüklerinin üzüntülerinden de etkilendikleri ve iştahlarının kesildiği unutulmamalıdır. Bu nedenle yaşanan sıkıntı ve üzüntüleri çocuğa hissettirmemeye çalışmak önemlidir.

        · Bazen çocukluk kıskançlıkları da iştahı olumsuz olarak etkileyebilir. İştahsızlık sorununda bu durumun var olup olmadığı da dikkate alınmalıdır. Bazı çocuklar sürekli olarak dikkati üzerlerine çekmek istediklerinden iştahsızlık onlar için bir kazanç halini alabilir. Diğer yandan küçük bir kardeşin varlığı ve annenin onun beslenmesi ile ilgilenmesi de çocuğun yemek yemeye karşı tavır almasına ve yemeğinin anne tarafından verilmesini istemesine yol açabilir.

        · Anneleri ya da babaları tarafından dövülen ve sık azarlanıp eleştirilen çocuklarda da iştahsızlık görülebilir. Çocuk yemek yemeyerek büyüklerini cezalandırmak itiyor olabilir. Yemek yemediğinde anne ya da babasını üzüldüğünü gören çocuk bundan zevk alabilir ve kızdığında ebeveynlerini üzmek için bu yola başvurabilir.
        · Yemek sırasında olumsuz, üzücü ve rahatsız edici olaylardan söz etmek, onların yaramazlıklarını ve hoşlanmadığınız yanlarını dile getirmek, eleştirmek, ayıplamak ya da suçlamak çocukların lokmalarını boğazlarına dizebilir. Yemek sırasında rahatsız edici durum ve konuşmalardan kaçınmak gerekmektedir.

        · Çocuğun tabağına yiyebileceği kadar yemek koymak, bazen de azar azar yemek koyarak tabaktaki yemeğin her bitişinde çocuğu takdir etmek onun yemek yeme davranışının pekişmesine yardımcı olabilir.

        · Çocukların iştahlı olmalarını sağlamada bir yol da onların açık havada zaman geçirmelerini sağlamaktır. Temiz hava ve dışarıda yapılan gezinti ya da oyun çocukların iştahını artırılmasına yardımcı olabilir.

        · Çocuğun süt içiyor olması ve süt ile doymuş olması nedeniyle yemek yemeye fazla istekli olmadığı durumlar iştahsızlıkla karıştırılmamalıdır. Bu durumda verilen süt miktarını biraz azaltmak sorunun çözümüne yardımcı olabilir.

        · Yemeklerin lezzetli ve iyi pişirilmiş olmalarına özen göstermenin yanında soğuk ve aşrı sıcak olmamalarına da dikkat etmek gerekir.

        · Yemek sırasında yemek yeme usul ve kurallarına ilişkin uzun konuşmalar yapmamak,ikazları müşfik ve sempatik bir biçimde yapmak çocuğun yemek yemeye karşı daha olumlu davranmasını sağlayabilir.

        Yorum

        • orbay
          Senior Member
          • 11-02-2005
          • 5871

          #5
          Konu: Çocuk ve Bebek Beslenmesi

          İshalli Çocuğun Beslenmesi

          Çocuğunuz Altı Aydan Küçük ve Henüz Ek Gıda Almıyorsa
          Emzirmeyi sıklaştırın.
          Her kaka yapışta çaydanlığın altındaki kaynamış ve soğumuş sudan olabildiği kadar çok içirin. Çocuğunuz Ek Gıda Alıyorsa
          Çocuğunuzu yemeye teşvik edin ve ona, günde en az 6 kez yiyecek sunun.
          Kısa aralıklarla enerji ve proteinden zengin, yumuşak, taze hazırlanmış, püre şeklindeki yiyeceklerden (beyaz peynir, haşlanmış yumurta, patates, yoğurt, yoğurt ile yapılmış az yağlı pirinç çorbası, tarhana çorbası, pirinç lapası, haşlanmış et, ızgara köfte, az yağlı pirinç pilavı, makarna gibi) verin.
          Potasyumdan zengin besin olarak muz püresi veya taze sıkılmış meyve suları içirin.
          Şekerli ve yağlı yiyecekler ishali artırır. Çocuklara böyle gıdalar (çikolata, bisküvi, gofret, kuruyemiş, pastalar, meşrubatlar, yağ, bol, reçel, pekmez) vermeyin.
          Hazır meyve suları ve kolalı içeceklerin ishalli çocuğunuza hiçbir yararı yoktur.


          Çocuğunuzu İshalden Korumak İçin
          Ona ilk altı ay sadece anne sütü verin.
          Dokuz aylık olunca kızamık aşısını yaptırın.
          Çocuğunuza yiyecek hazırlamadan ve beslemeden önce, çocuğunuzun altını değiştirdikten sonra, kendiniz tuvaletten çıktıktan sonra mutlaka ellerinizi yıkayın. Ellerinizi yıkarken sabunu elinizde dört defa çevirmeniz yeterli olacaktır.
          İshal olma riskini azaltmak için çocuğunuzu beslerken biberon kullanmayın. Bebeğinizin yiyeceklerini kolay temizlenen cam veya porselen kaplarda hazırlayın ve kaşık ile yedirin.
          Temizliğinden emin olmadığınız yiyecek ve içecekleri asla kullanmayın.
          Çiğ sebze ve meyveleri temiz su ile yıkamadan yedirmeyin.
          Yiyecekleri ağzı kapalı olarak buzdolabında saklayın.
          Pişirilmiş yiyeceklerinizi oda sıcaklığında iki saatten fazla bırakmayın ve bunları çocuğunuza yedirmeyin.
          Temizliğinden emin olmadığınız suları kaynatıp soğutarak çocuğunuza içirin.
          İçme ve kullanma sularınızı temiz kaynaktan temin edip, temiz kaplarda ağzı kapalı olarak saklayın.

          İshalli Çocuğun Anne ve Babasına Öneriler
          İshal su kaybı nedeniyle öldürücü olabilen bir hastalıktır. İshali olan çocuğunuzda su kaybını önlemek için su ve sulu gıdaları (kaynatılmış çorbalar) her zamankinden daha fazla verin.
          Her kakadan sonra, iki yaşından küçük çocuklara bir çay bardağı, iki yaşından büyüklere ise bir su bardağı, yukarıda sayılan içeceklerden mutlaka içirin.
          İshali olan çocuğu aç bırakmayın, beslenmesine devam edin. İshalli çocuğu sık sık ve az az besleyin. Emiyorsa anne sütünü kesmeyin. Daha sık emzirin. Çocuğunuza, ishali geçtikten sonra, iki hafta süre ile ek bir öğün verin.
          Çocuğunuzu, ağız ve dilin kuruması, bıngıldak ve gözlerin çökmesi, göz yaşının olmaması, karın derisinin çekilip bırakıldığında yavaş geri dönmesi gibi su kaybı belirtileri yönünden yakından izleyin.
          İshalli çocuğunuza, doktor önerisi dışında antibiyotik vermeyin. İshal kesici ilaçların çocukluk çağı ishal tedavisinde asla yeri yoktur.

          Aşağıdaki durumlarda çocuğunuzu hemen bir sağlık kuruluşuna götürün;

          Belirgin susaması veya su kaybı belirtileri varsa çocuğunuzun ishali üç gün içinde düzelmiyorsa çok sık veya fazla miktarda kaka yapıyorsa, tekrarlayan kusmaları oluyorsa, yeme içmesi bozulduysa, kakasında kan varsa, ateşi yüksek ise.

          Yorum

          İşlem Yapılıyor
          X