Piyasa Koalisyon Fikrine Alışıyor

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • RARELY
    Senior Member
    • 04-11-2004
    • 6810

    Piyasa Koalisyon Fikrine Alışıyor

    Piyasa koalisyon fikrine alışıyor



    Dün sabah NTV ekonomi kuşağında konuğum Sermaye Piyasası Kurulu'nun eski başkanı Doç.Dr. Ali İhsan Karacan’dı. Tam 367 tartışmalarının bittiği ve Anayasa Mahkemesi kararı ile yeni bir sürecin başladığı bir anda Karacan’la söyleşmek istememin nedeni onun bugün yaşananları beş-altı ay öncesinden gören biri olması. Karacan cumhurbaşkanı seçiminde Anayasa’nın 102’inci maddesinden kaynaklanan bir sorun yaşanacağına 1 Aralık tarıhinde dikkat çekmiş.

    Dünya Gazetesi’nin 1 Aralık 2006 tarihindeki nüshasında yer alan köşe yazısında Karacan 102. madde ve 367 konusunda yaşanabilecekleri oldukça detaylı bir şekilde sıraladıktan sonra değerlendirmesinin sonunda “Aklın yolu birdir...” diyerek AK Parti’ye CHP ile uzlaşarak bir cumhurbaşkanı adayı bulmasını tavsiye ediyor ve aksi takdirde Özal’ın seçildiği 1989 yılındakinden çok farklı bir durumla karşılaşabileceği konusunda uyarıyor.

    AK Parti ise Meclis içinde uzlaşma aramak yerine kendi içinde bir uzlaşmayla Gül’ü seçti ve sonrasında olanları biliyorsunuz. Karacan’ın dediği gibi 1989 yılındakinden oldukça farklı bir durumla karşılaştı.

    Anayasa değişikliği riskli

    Bu örnek de gösteriyor ki, Karacan sözüne kulak verilmesi gereken biri. O nedenle Ali İhsan Karacan’a bundan sonra ne olabileceğini sordum. Çünkü onca yasal düzenlemeye rağmen ortada hala ciddi belirsizlikler var. Erken seçim ne zaman yapılacak? Cumhurbaşkanını halk mı seçecek yoksa yeni Meclis mi? Cumhurbaşkanının görev süresi değişecek mi? 25-30 yaş arasındakiler aday olabilecekler mi?

    Karacan da diğer birçok hukukçu gibi son günlerde yapılan Anayasa değişikliklerinin hukuki açıdan riskli olduğunu düşünüyor. Bu durumda elimizde şu anda kesin olduğunu bildiğimiz tek şey var o da 11’inci cumhurbaşkanını bu Meclis'in seçmeyeceği ve erken seçim yapılacağı. Oysa Başbakan Erdoğan’ın aylardır söylediği en önemli şey “yeni cumhurbaşkanının bu Meclis'te seçileceğiydi.” Seçilemedi. Bu arada Erdoğan erken seçim olmayacağını söylüyordu. Ama oluyor. Erdoğan’ın seçimlerde halkın önüne iki sandık konulacağı yolundaki sözleri de gerçekleşmeyecek gibi görünüyor.

    Tek parti olasılığı düşük

    Diğer bir belirsizlik ise seçimlerden ne çıkacağı. Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener “Piyasalar koalisyon istemiyor” diyor ama ben piyasaların neyi isteyip neyi istemediğinden artık çok fazla emin değilim. Piyasaların global ekonomideki havanın bozulmasını istemediğini çok iyi biliyorum ama içeriye ilişkin çok net bir arzu yok.

    Birkaç hafta önce tek partiye oynayan piyasaların birkaç hafta içinde koalisyon hükümetinin “nimetleri” üzerinde ticaret yapmalarının önünde hiçbir engel yok. Ve şu anda da koalisyon fikrine alışma döneminde olduklarını görüyorum. Dün konuştuğum Karacan’a göre “Gözüken odur ki, dört partinin ve bağımsız DTP’lilerin Meclis'e girme olasılığı yüksek. Bu durumda bu seçimden tek parti çıkma olasılığının çok düşük olduğu görülüyor.”

    Koalisyon da istikrar getirebilir

    Piyasalar karar mekanizmalarında istikrarlı ve kararlı bir yapı ister. Bu istikrarı ve kararlılığı tek parti ile yakalamak daha kolay olabilir ama koalisyon hükümetlerinin de bunu yapabildiklerinin birçok örneği var. Yanıbaşımızdaki Avrupa’da başta Almanya olmak üzere koalisyonlar tarafından yönetilen birçok ülke var. Karacan’ın dediği gibi “Koalisyonlar bunu sağladığı sürece piyasalar açısından olumsuz bir etkisi olmaz. Koalisyonlar uzlaşma ve denge demektir. Bu bakımdan orta vadede koalisyonlar daha istikrarlı sonuçlar üretebilir.”

    Ecevit’in başbakanlığındaki koalisyon hükümeti belki kötü bir örnek olarak akıllarda kaldı ama o dönemde atılan Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Birliği (AB) gibi iki önemli çapanın AKP hükümeti döneminde de değiştirilmeden korunduğunu ve bunun ne gibi faydalar ürettiğini hatırlayın.

    REFERANS GAZETESİ
İşlem Yapılıyor
X