Tarihten ve Günümüzden Diyaloglar

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • yusufocuk
    Banned
    • 06-01-2005
    • 2598

    Tarihten ve Günümüzden Diyaloglar


    Sultan Alparslan 27 bin askeriyle bizans topraklarında ilerlerken,
    keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla:
    - 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.
    Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:
    - Bizde onlara yaklaşıyoruz.
    ——————-
    Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın
    milletvekili, Churchill’ e kızgın kızgın şöyle seslenir:
    - “Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım.”
    Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır:
    - “Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim.”
    —————————————-
    Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün eşi Sokrates’e verip
    veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş. Bakmış kocası hiç bir tepki
    göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış. Sokrates, gayet
    sakin:
    - “Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum” demiş.
    ——————————————–
    Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık
    birbirlerini iğnelermiş. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine, Churchill’
    i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:
    - “Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp
    gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa.” Churchill, hemen cevap
    göndermiş:
    - “Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu
    seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci
    gece de oynarsa.”
    —————————————————–
    Bir gün Eflatun, talebelerinden birini kumar oynarken yakalamış ve şiddetle
    azarlamış. Talebesi:
    - “İyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum” diye itiraz edecek
    olunca Eflatun cevap vermiş:
    - “Ben seni kaybettiğin para için değil, kaybettiğin zaman için azarlıyorum
    ————————————————–
    Sokrat Ölüme mahkum edildiğinde, eşi:
    - Haksız yere öldürülüyorsun, diye ağlamaya başlayınca, Sokrat:
    - Ne yani, demiş. Birde haklı yere mi öldürülseydim!
    ————-
    Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü
    filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka
    hiçbirşeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara
    çekilmedikçe
    geçmek mümkün değildir… Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa: “Ben
    bir serserinin önünden kenara çekilmem” der. Diyojen, kenara çekilerek
    gayet sakin şu karşılığı verir:
    - Ben çekilirim!!
    ————–
    Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirleri incelemesi için
    Sheaksper’ a gönderdiğinde, ünlü yazarın cevabı şu olur:
    - Dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın..
    ————–
    Meşhur bir filozofa:
    - Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar
    fakirsiniz?
    diye sorulduğunda:
    - Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan, demiş.
    ————–
    Dostlarında biri, Fransız kralı 15. Lui’ ye:
    - Majesteleri, demiş. Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü? Hiç kimse
    budalalağı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve
    seve öder.
    Kral, alaylı alaylı gülerek:
    - Hakikatten enteresan bir fikir, cevabını vermiş. Bu buluşunuza
    karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum.
    —————
    Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile’ ye hasımlarınından biri:
    - Efendim, demiş. Kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?
    Galile:
    - Doğru, demiş. Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama,
    seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?
    —————
    Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon’ un bir muharebede tenkide
    kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
    - Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini
    zapdetmeliydiniz, gibi fikirler belirtmeye başlayınca, Napolyon:
    - Evet, demiş. Onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.
    —————-
    Bir toplantıda bir genç M. Akif küçük düşürmek için:
    - Afedersiniz, siz veterinermisiniz? demiş. M. Akif hiç istifini
    bozmadan şu cevabı vermiş:
    - Evet, biryeriniz mi ağrıyordu?
    —————–
    İdam edilmek üzere olan bir mahkuma:
    - Diyeceğin bir şey var mı? diye sorduklarında:
    - Bu bana iyi bir ders oldu!!
    —————–
    Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı
    yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri
    ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
    - Sen sır saklamayı bilir misin? diye sormuş. Vezir:
    - Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış:
    - Bende bilirim.
    —————–
    Bir filozofa sormuşlar: Şansa inanırmısınız?
    Filozof: Evet, yoksa sevmediğim insanların başarısını neyle
    açıklardım
    ——————
    Adamın biri Nazım Hikmet’e sakal bıraktığı için Maymuna Dönmüşsün demiş.O da
    cevaben:
    –İyi o zaman başka tarafa döneyim
    demiş ve başka tarafa dönmüş
    ———————————-
    Köylü, yeni dogan bir sipayi kucagina almis evine dönerken, iki ortaokul
    ögrencisi kendisine takilir ve: Hayrola amca, derler. Oglunu nereye
    götürüyorsun böyle? adam, kendine yapilan bu terbiyesizlige aldirmamis
    görünerek cevap verir:
    – Gittiginiz okula kaydini yaptiracagim.
    ————————————
    Amerikali is adami, Çinliyle alay ederek sormus: Mezarlariniza koydugunuz
    pirinçleri, ölüleriniz ne zaman yiyecek? çinli, basini kaldirmadan cevap
    vermis: :
    – Sizin ölüleriniz, koydugunuz çiçekleri kokladigi zaman.
İşlem Yapılıyor
X