sosyal eylem ve tarih

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • asi1227
    Junior Member
    • 11-05-2007
    • 1

    sosyal eylem ve tarih

    bu konu hakkında ban yardım edin sosoyoloji ödevi... yapamazsam kaldım... ne olur... bi de www.odevsitesi.com da bir şey buldum üye olmadığım için indiremiyorum... ebnim için üye olan biri indirirse çok sevinirim.... linki:http://www.odevsitesi.com/default.as...&odevno=168907
    cevaplarınızı bekliyorum
  • orbay
    Senior Member
    • 11-02-2005
    • 5871

    #2
    Konu: sosyal eylem ve tarih

    Originally posted by asi1227 View Post
    bu konu hakkında ban yardım edin sosoyoloji ödevi... yapamazsam kaldım... ne olur... bi de www.odevsitesi.com da bir şey buldum üye olmadığım için indiremiyorum... ebnim için üye olan biri indirirse çok sevinirim.... linki:http://www.odevsitesi.com/default.as...&odevno=168907
    cevaplarınızı bekliyorum
    (@asi1227;burası ozmena'dır.Bilgi'yi en güzel şekilde alabilirsiniz.Diğer foruma(lara) ayın 5 inde vermişsiniz ödevi ama 2 haftadır cevap alamamışsınız,burada ödeviniz veya herhangi bir isteğinize muhakkak cevap verilir)

    istediğiniz ödev verdiğiniz adresten indirilmiştir

    Tarih nedir?
    Bugüne kadar tarihin çeşitli tanımlamaları yapılmıştır. Yalın bir tarifle geçmişin bilimi olarak kabul ve ifade edebileceğimiz tarih, Fransız Annales okulu mensuplarından biri olan marc Bloch tarafından “zaman içinde insanların ilmi” şeklinde tanımlanmıştır. Tarih nedir? Şeklindeki bir sorunun cevabını aramaya gayret gösteren ve tarih hakkındaki düşüncelerini önemli bir eserle ortaya koyan E.H. Carr’da “Tarihçi ile olgular arasında devamlı bir etkileşme işlemi ve geçmişle günümüz arasındaki bitmeyen bir diyalog” olarak tarihin tanımını göstermiştir. Sosyal Tarih akımının büyük temsilcilerinden biri olan, bu görüş açısı ile eserler yazan ve tarihin felsefesine yeni boyutlar getiren Fernand Braudel ise tarihi tanımlamak için şu cümleleri seçmiştir. O’na göre tarih: “Bütün tarihlerin toplamı, geçmiş hal ve gelecekteki mesleki kabiliyet ve bakış açılarının bir araya gelmesidir. Her günlük olay değişik menşeli ve ritimli hareketleri bir araya getirir. Bu günün zamanı, dünden, daha evvelden, çok eskilerden kaynaklanır. Tarihi zaman geri çevrilemez, dünyanın dönüşü ile aynı ritim içinde akar”.
    İnsan problemlerinin kaynağını tarihten alan bir hızla çözüle bileceğini savunan İngiliz tarihçesi ve filozofu Collingwood, tarihin neye yaradığı sorusunu şu şekilde cevaplamaktadır: “ Tarih insanın kedisine bilmesine yarar. Genellikle insanın kendisini bilmesinin çok önemli olduğunu düşünülür. Kendisini bilmesi de, yalnız kişisel özelliklerini, kendisini başka kimselerden ayıran şeyleri değil, insan olarak kendi tabiatını bilmesidir. Kendini bilmek, önce insan olmanın ne demek olduğunu bilmektir; ikincisi olduğunuz türden bir insan olmanın ne demek olduğunu bilmektir. Üçüncüsü, başka bir kimse değil de siz olmanın ne demek olduğunu bilmektir. Kendini bilmek ne yapabileceğini bilmektir. Hiç kimse de ne yapabileceğini denemeden bilemeyeceği için, insanın yapabilecekleri konusunda elindeki tek ipucu yapmış olduklarıdır. Tarihin değeri öyle ise ne yaptığımızı, böylece de ne ve kim olduğumuzu bize öğretmesidir”.
    İnsanın kendisini bilmesi, tanımasına yarayan bir bilim dalı olan tarihin çeşitli tanımları yapılmıştır. Genel olarak “ Geçmişteki olayları yer ve zaman göstererek anlatan bir bilim “ diye Tarihi tanımlayan Fernand Braudel,“ Bütün tarihlerin toplamı, geçmiş, hal ve gelecekteki mesleki kabiliyet ve bakış açılarını bir araya gelmesi’’olarak görür ve bu tanıma şunları ilave eder : “ Her günlük olay değişik menşeli ve ritimli hareketleri bir araya getiri. Bugünün zamanı dünden, daha evvelden, çok eskilerden kaynakların. Tarihi zaman geri çevrilemez ve dünyanın dönüşü ile aynı ritim içinde akar’’.
    “ Tarih’’ kelimesi İbranicede “ ay ’’ anlamında olan “ yarex ’’ kelimesinde gelmedir. Yunanca dan lâtinceye geçen “ historia ’’ kelimesi de Araplara “ âstura ’’ şeklinde geçmiştir. Kurân ı Kerimde geçmiş zaman hikayeleri “ Esatir’ül-Evvelin ’’ şeklindedir.
    Zeki Velidi Togan, “Hâdiselerin seyrinde, hatta madde ve eşyanın geçmiş ve bugünkü durumundan bahseden her yazı ve her hikâye tarihtir’’.dedikten sonra şu görüşlerin savunmaktadır : “Böylece biz tabii hadiselerin tarihini bir ilmin konusu edebiliriz. Fakat burada bizim için tarih, daha çok insaniyetin veyahut milletlerin tarihidir. Bu nedenle “tarih” sosyal yapının üyesi olmak itibariyle insanlığın fiil ve düşüncelerini gelişini takip eden bilgidir. Tarih, insanlığın toplumsal ve siyasi bünyeler teşkil ederek ilerleme ve tekamül etmesinde kişiler ve toplumlar tarafında işlenen fiil ve ortaya çıkmış olayların inceler, tarih bu olayları maddi ve manevi nedenlerini ve sebepleri ile olayların sonuçları arasındaki ilişkileri araştırıp tayin eder. Zaten Yunanca “istoria” kelimesi de aslında “araştırma” anlamındadır’’.
    Tarih kelimesi hem geçmişte kalan insanı ve toplumsal olayları yani yaşanmış geçmişi adlandırmakla kullanılır. Hem de bu kelime ile bu yaşanmış geçmişi konu eden bilim anlamındaki tarih ilimi kastedilir. Bazı filozoflar, eskiden beri bu konuda iki Latince deyimle bu ayrımı yapa gelmişlerdir. Geçmişte kalan insani-toplumsal olaylar olarak tarihte “rest gestae”; bu olayları konu alan disipline yada bilime de “hitoria rerum gestarum” demişlerdir. Ama filozofların bir çoğu da, hem yaşanmış geçmişi adlandırmakta, hem de bu geçmişi konu olarak alan disiplinli anlamadan sadece historia (Tarih) kelimesini kullanmışlardır. Biz bu gün de kelimeyi bu çifte anlamlılığı içinde kullanmaya devam ediyoruz’’.
    İkinci anlamlıyla yani tarih ilmi esas itibariyle vesikaya bağlı ve dayalı olarak beşeri geçmişi inceleyen ve mazideki olaylara neden ve nasıl sorusunu soran ilmi bir deyişle tarihi belgeleri sorguya çekerek konuşturup gerçeğe varmak isteyen bir ilim dalıdır. O halde Tarih ilminin tanıkları vesikalardır’’. Zaten tarih vesikaları yorumlamasıyla anlam kazanan bir bilim dalıdır’’.Sonuç olarak, tarih insan topluluklarının bütün faaliyetleri, geçirdikleri gelişmeleri ve aralarında geçen olayları yer ve zaman göstererek,sebep-sonuç ilişkisi içinde, belgelere dayanmak suretiyle araştıran ve günümüze nakleden sosyal bir ilimdir.

    TARİH İLE SOSYAL BİLİMLER ARASINDAKİ İLİŞKİLER

    Fransız Annales Ekolü tarihçilerden F.Braudel sosyal bililerin genel bir kriz içinde olduğunu, bilgi birikimden ve disiplinler arası iş birliği olmayışından dolayı bir sıkıntının var olduğunu belirtir. Sosyal bilimler içindeki çeşitli bilim dalları bir birlerinden mutlaka etkilenmektedir. Ekonomistler, fiziki ve sosyal antropologlar, sosyologlar, psikologlar,dil bilimcileri, demograflar ve coğrafyacılar bir tarihçi için önem taşıyan çalışmalar yaparlar. Braudel, onların deney ve araştırmalarını dikkatle izlediğini belirterek şunları söylemektedir: “onlarla kurulan ilişkinin tarihe yeni bir ışık getirdiği kanısındayız. Belki bunun karşılığında bizimde onlara vere bileceğimiz şeyler vardır.”
    Sosyal bilimlerin diğer dalları tarihi çalışmanın bütün boyutlarını genelde ele almaktadır. Sosyal bilimler tarihi açıklamaları çalışmaları da çoğu zaman bir kenara bırakmak eğiliminde olup, bunu iki yöntemle gerçekleştirirler. Birin çisi o andaki verileri önemser, diğeri de zamanın ötesine geçer. Yani iletişim bilimi başlığı altında gerçekten zamansal olmayan yapıların matematiksel formülasyonunu ortaya atarlar’’.
    Olaycık da böyle bir ihtilafı ortaya çıkarır. Sosyal bilimler sahasını uzmanları, tarihçileri olaycılığı ön plana çıkarmakla suçlamaktadırlar. Halbuki sosyal bilimlerin çoğu olaycılığa kendileri de önem vermektedirler’’.
    Tarihçilerle toplumsal bilimler arasında değişiklikler üzerinde durma, ölü belgelerle fazlası ile yanlı deliler, uzak geçmişle gereğinde yakın şimdiki zaman hakkında tartışmalar sürmektedir. Tarihsel zaman boyutu eklenmedikçe her hangi bir kentin incelenmesinin gerçekten sosyolojik bir araştırmanın konusunu teşkil edebileceği şüphelidir. Sosyal bilimcilerin iddialarına karşı, lucien febvr “tarih, geçmişin ve bu günün incelenmesidir” der. Braudel, “tarihçi için her şeyin başı ve sonu zamandır”. demekte ve febvre’nin görüşünü desteklemektedir.
    Son düzenleme orbay; 20-05-2007, 13:07.

    Yorum

    İşlem Yapılıyor
    X