Tekirdağ-59

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • orbay
    Senior Member
    • 11-02-2005
    • 5871

    Tekirdağ-59

    GENEL BİLGİLER

    Yüzölçümü: 60218 km²

    Nüfus:728.396 (2007)

    İl Trafik No: 59

    İLÇELER:

    Tekirdağ ilinin ilçeleri; Çerkezköy, Çorlu, Hayrabolu, Malkara, Marmara Ereğlisi, Muratlı, Saray ve Şarköy'dür.

    COÐRAFYA

    Marmara denizi boyunca akarsularca taşınmış alüvyonlarla kaplı kıyı ovaları vardır. Platolar bir aşınma yüzeyi karakterindedir. Güney kesimlerini Tekir Dağı ve Koru Dağı ile Ganos Dağları engebelendirir.

    Akdeniz ikliminin etkileri görülen Tekirdağ sahil şeridinde yazlar sıcak, kışlar ılıktır. Ergene havzasını içine alan kıyı ardı şeridinde, daha ziyade kara iklimi hakimdir. Şarköy - Kumbağ arasındaki kıyı şeridi Akdeniz iklimi karakterindedir.

    TARİHÇE

    Trakların kurduğu Tekirdağ, daha sonra Pers, Roma, Bizans ve Osmanlı egemenliğinde kalmıştır.

    NE YENİR?

    Yörenin kirazı, balığı, karidesi, Tekirdağ köftesi, ayçiçeği, üzüm ve karpuzu, ayrıca Tekirdağ rakısı ve Şarköy şarapları meşhurdur.

    İşletme Belgeli Yeme-İçme-Eğlence Tesisleri

    Turizm Tesisleri Veri Tabanı Güncelleme Projesi çalışmaları devam etmektedir. Proje tamamlandığında Tesis türleri ve bilgilerine ilişkin eksiklikler giderilmiş olacaktır.

    NE ALINIR?

    Terkirdağ el sanatları türünden hediyelik eşya olarak Karacakılavuz ve Sağlam Taşta kilim, heybe, eldiven, seccade gibi el dokuma ürünleri, Çerkezköy ilçesindeki fabrikalarda da makine halıları üretilmektedir.

    YAPMADAN DÖNME

    Tekirdağ, Rakoczy Müzesi ve Namık Kemal Evini görmeden,

    Şarköy ve Kumbağ'da denize girmeden,

    Tekirdağ köftesi yemeden,

    Şarköy şarabı, Tekirdağ rakısı almadan,

    Karacakılavuz el dokumalarından almadan,

    ....Dönmeyin.

    NASIL GİDİLİR?

    Karayolu: Uluslararası transit E-84 ve D-100 Karayolları il sınırları içinden geçmektedir. İlin İstanbul, Ankara ve İzmir gibi önemli merkezler ile bağlantısı bulunmaktadır.

    Otogar Tel : (+90-282) 261 77 48

    Demiryolu: Avrupa'ya giden demiryolları il sınırları içinden geçmektedir. İlden Çerkezköy İlçesinden İstanbul'a elektrikli tren seferleri yapılmaktadır.

    İstasyon Tel : (+90-282) 361 30 36

    Denizyolu: Denizyolları ile Marmara ve Avşa Adalarına seferler yapılmakta olup, ayrıca Akport Limanından İtalya'nın Trieste Limanı'na haftada iki gün Ro Ro seferleri düzenlenmektedir. İl merkezine 39 km. uzaklıkta Marmara Ereğlisi İlçesinde bulunan Martaş Limanında ise çağdaş limancılığın gereği olan tüm hizmetler verilmektedir.

    Liman Tel : (+90-282) 261 08 00

    Havayolu: Çorlu ilçesinde bulunan hava alanından Rusya ve bağımsız ülkeler topluluğuna charter seferleri düzenlenmekte olup, havaalanı uluslararası statüye sahiptir. İl merkezine uzaklığı 37 km. olup, ulaşımı Çorlu minibüsleri ile sağlanmaktadır.

    Havaalanı Tel : (+90-282) 682 40 34 (40 Hat)

    TESCİL EDİLMİŞ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI İLE SİT ALANLARI (AÐUSTOS 2005)

    Sit Alanları

    Arkeolojik Sit Alanı : 101

    Kentsel Sit Alanı : 1

    Doğal Sit Alanı : 4

    Tarihi Sit Alanı : 1

    Diğer Sit Alanları

    Arkeolojik ve Doğal Sit : 3

    Toplam : 110

    Kültür (Tekyapı Ölçeğinde) ve Tabiat Varlıkları: 499

    GENEL TOPLAM : 609

    İLETİŞİM BİLGİLERİ

    İl Kültür Müdürlüğü

    Tel: (2+90-82) 262 60 12

    Faks: (+90-282) 262 80 00

    İl Turizm Müdürlüğü

    (+90-282) 261 43 46 - 261 88 28

    Turizm Danışma Müdürlüğü

    (+90-282) 261 16 98 - 261 20 83

    Liman : (+90-282) 261 08 00

    Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü

    Sarı Köşk TEKİRDAÐ

    Tel: (+90-282) 262 60 12

    Faks: (+90-282) 262 80 00

    Önemli Telefonlar

    Valilik : (+90-282) 262 79 41

    Belediye : (+90-282) 261 23 22 - 261 13 18

    Hastane : (+90-282) 262 53 55 (4 Hat)

    Polis : (+90-282) 261 20 94

    Camiler

    Eski Cami: İl merkezinde Ertuğrul Mahallesindedir. 1830 yılında Zahire Nazırı Ahmet Ağa tarafından yaptırılmıştır.

    Rüstempaşa Cami :
    İl merkezinde Ertuğrul Mahallesinde Mimar Sinan Caddesi üzerindedir. 1553 yılında Sadrazam Damat Rüstem Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mimar Sinan'ın eseridir. 1841 yılında Abdülmecit tarafından tamir ettirilmiş ve 5 sütunlu mermer şadırvan yaptırılmıştır. Giriş kapısı fildişi kakmadır. Doğusundaki hamam ve medrese yıkıktır. Kütüphanesi 1991 yılında restore edilmiştir. Batısında bulunan 6 kubbeli bedesten halen kullanılmaktadır.

    Müzeler

    Malkara Eğitim ve Kültür Vakfı Özel Müzesi

    İlçemizin tarihi çok eski çağlara kadar uzanması nedeni ile zengin bir tabiat ve kültür varlığına sahiptir. İlçemizde, her türlü eğitimsel ve kültürel faaliyetlerin yer aldığı üniteleri içinde bulunduran 1200 m² üzerine kurulu toplam 4500 m² kapalı alanı bulunan, özel projeli bir kültür sarayı yapılarak hizmete hazır duruma getirilmiştir. Kültür sarayı inşaat çalışmaları Malkara Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından yapılmaktadır. Vakıf yönetim Kurulu kültür sarayının bir bölümünde ilçenin arkeolojik ve etnografik eserlerinin yer aldığı bir müzenin kurulmasını kararlaştırmış ve müze 24 Kasım 1992'de hizmete açılmıştır. Bir klasik arkeologun görevli olduğu bu müze, saat 09.00-17.30 saatleri arasında ziyarete açıktır. Kültür sarayı bünyesinde yer alan müzenin teşhir salonu ve deposunda, arkeoloji ve etnografya ana başlıkları adı altında 12.10.1992 tarihi itibariyle 1837 adet eser bulunmaktadır.

    Kültür Sarayı Camiatik Mah. Roterdam Cad. Malkara

    Tel : (0282) 427 00 53

    Hafta içi 09.00-17.30 saatlerinde ziyarete açıktır.

    TEKİRDAÐ MÜZESİ

    Tekirdağ Müzesi 1967 yılında bugün Beden Terbiyesi Müdürlüğü'nün bulunduğu binada hizmete girmiştir. 1977 yılına kadar küçük bir teşhir salonunda hizmetini sürdürmüştür.

    1976 yılında Vali Konağı olarak kullanılan bugünkü müze binası Valilik tarafından, müze olarak kullanılmak üzere Kültür Bakanlığı'na tahsis edilmiştir.

    Tekirdağ Müzesi 28 Aralık 1992'de ziyarete açılmıştır.

    Taş Eserler Salonu

    Perinthos (Marmara Ereğlisi), Heraion (Karaevlialtı), Byzante (Barbaros), Apri (Kermeyan) ve Tekirdağ'ın diğer ilçe sınırları içindeki örenyerlerinde bulunmuş steller, adak stelleri, heykeller, heykelciklerden oluşan taş eserler ile Naip Tümülüsü odası buluntuları sergilenmektedir.

    Arkeolojik Küçük Eserler Salonu

    Tarih öncesi çağlardan Bizans Dönemine kadar olan süre içinde yapılmış olan eserlerden pişmiş toprak ana tanrıça kabı, günlük kullanım kapları, krater ve amphoralar, madeni heykelcikler, kaplar, mızrak uçları, ok uçları, fibulalar, cam ve taş takılar, koku şişeleri, süs eşyaları ile madeni paralar sergilenmektedir.

    Etnografya Salonu

    Osmanlı ve yakın dönemlerde kullanım pişmiş toprak sırlı kaplar, ateşli ve kesici silahlar, gümüş takılar, Tekirdağ yöresi kadın ve erkek kıyafetleri, hamam takımları, el işlemeleri sergilenmektedir. Karacakılavuz dokumaları ile eski Tekirdağ yatak odası da bu bölümde teşhir edilmektedir.

    Tekirdağ Odası

    19. ve 20. yüzyıl başlarını canlandıran bir oda iç fonksiyonlarıyla tasvir edilmiştir.

    Açık Teşhir

    Müzenin beş teraslı geniş bahçesinde Tekirdağ çevresinde bulunan Hellenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait mimari parçalar, lahitler, mezar taşları, yazıtlar, sütunlar, heykeller, mil taşları ve kabartmalar teşhir edilmektedir.

    Ayrıca yazlık oturma mekânlarının çevresinde Osmanlı Dönemine ait Tekirdağ meydan çeşmesi ile bir sebil teşhir edilmektedir. Müze bahçesinde ziyaretçilerin ve halkın oturabileceği çay bahçesi düzenlenmiştir.

    Tekirdağ Tarihi

    Marmara Bölgesi deniz ve kara yolları üzerindeki stratejik konumu, iklimi, tarıma elverişli toprakları, bitki örtüsü, av hayvanlarının zenginliği ile her dönemde yerleşmeye uygun önemli bir bölgedir.

    Yapılan araştırmalarda Tekirdağ'ın tarih öncesi çağlarda iskân edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Paleolitik (Eski Taş) ve Neolitik (İlk toprağa yerleşme) çağlara ait bir yerleşme yeri bulunmayan Tekirdağ'da Saray İlçesi'ndeki Güngörmez ve Güneşkaya mağaraları ile Marmara Ereğlisi'ne 4-5 km. uzaklıktaki Toptepe Höyük'te Kalkolitik Çağ (5000-3000) buluntularına rastlanmıştır. Mağaralarda kazı yapıldığında Paleolitik Çağ kalıntılarının da bulunması olasıdır.

    Tekirdağ sahil şeridinde, yüzeyde yapılan araştırmalara göre yöre İlk Tunç Çağında (İ.Ö. 3000-2000) yoğun olarak iskân edilmiştir. Trakya'da Son Tunç Çağı ile Erken Demir Çağında (İ.Ö. 1400-1000) büyük bir göç dalgası olmuştur. İzlerine Ergene ve Meriç havzasında rastlanan bu göç dalgasından sonra karanlık bir dönem başlamaktadır.

    Bu çağda Anadolu'da kurumlaşmış devletlerin (Hitit) varlığına karşılık, Trakya'da Proto-Thrak olarak tanımlanan ve toplumsal örgütlenme bakımından çok daha geri düzeyde toplulukların var olduğu görülmektedir.

    Tekirdağ sınırları içinde de yaşamış olan Trakya'nın yerlileri Thraklar hakkındaki bilgiler son derece kısıtlıdır. Homeros (İ.Ö. 9. yy.) İlyada adlı destanında at besleyen Thraklar'dan, onların kralları Rhesos'tan, Thrakyalı kahramanlardan ve savaşçı kişiliklerden bahsetmektedir.

    Tarihçi Herodotos (490-435) Thrakların yeryüzünde Hintlilerden sonra en kalabalık kavimler olduğunu ancak hiçbir zaman birlik kuramadıklarını yazmaktadır. Gerçekten Thraklar birleşik bir toplum oluşturmaktan uzak olup birbirine düşman birçok kabileye bölünmüşlerdir. İ.Ö. 5. yüzyılın ikinci yarısında, Trakya'nın Pers işgalinden kurtulmasından sonra en kuvvetli kabile olan Odrys hanedanının yönetimi altında bir Trakya kralığı kurmayı başarabilmişlerdir.

    Trakya İ.Ö. 7. yüzyılda Grek kolonilerinin kurulmasıyla ticarete açılmıştır. Bu dönemde Trakya'nın Marmara kıyılarında Megaralı ve Samoslu kolonistler tarafından kentler kurulmuştur (Selymbria, Bizanthe, Perinthos). Ancak antik kaynaklar (Homeros, Herodotos, Ksenophon) ve arkeolojik bulgular koloni kentler kurulmadan önce de burada kentlerin bulunduğunu ve yerli halkın hem birbirleriyle, hem de yeni gelenlerle sürekli çatışma halinde olduğunu göstermektedir. M.Ö. 514-513 yıllarında Pers Kralı Dareus'un İskit seferinden sonra Trakya Pers egemenliğine girmiştir. Bu egemenlik M.Ö. 478-477'de Atina'nın Pers tehlikesine karşı kurduğu Attika-Delos deniz birliğinin Persler'i Trakya'dan temizlemesine kadar devam etmiştir. M.Ö. 342 yılında Makedonya Kralı II. Philip Trakya'yı topraklarına katarak Odryus krallığını kendisine bağlamış, İskender'in ölümünden sonra Trakya Lysimakhos'un egemenliğine girmiştir. M.S. 19. da Roma İmparatoru Tiberius'un Trakya'ya bir vali göndermesiyle başlayan gelişmeler M.S. 46 yılında İmparator Claudius'un Trakya'da Roma eyaletini kurmasıyla sonuçlanmış ve Trakya uzun yıllar Roma hakimiyetinde kalmıştır. M.S. 395 yılında İmparatorluğun ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) içinde kalan Trakya 1453 yılında İstanbul'un fethinden sonra Osmanlı hakimiyetine girmiştir.

    Tekirdağ'ın en eski adı Bizanthe'dir. Antik Çağda Yunanlılar bu kenti Rhaidestos; Romalılar ise Rhaedestus diye adlandırmışlardır. Kente Ortaçağda Rodosto adı verilmiştir. Kent bugünkü adını güneybatısındaki Tekfur Dağı'ndan almıştır.

    Vali Konağı Caddesi, No: 21

    Tel : (0282) 261 20 82

    Faks : (0282) 261 53 68

    Pazartesi dışında her gün 08.30-12.30/13.30-17.30 saatlerinde ziyarete açıktır.

    Plaj ve Mesire Yerleri

    Atatürk Ormanı:
    Tekirdağ-İstanbul karayolu üzerinde, İl merkezine 7 km. uzaklıktaki Orman Alanı Tekirdağ'ın günübirlik mesire yeridir.

    Barbaros: Uzun kumsalları ve yeşil bağlarıyla kentin mesire ve sayfiye yerlerindendir.

    Kumbağ:
    İlin önemli eğlenme ve dinlenme merkezidir. Turistik tesislerin, pansiyonların ve halk plajlarının yoğun olduğu yerlerdendir. Burada bulunan Orman içi dinlenme yerine yerli ve yabancı turistler fazlasıyla ilgi duymaktadır.

    Şarköy:
    Tekirdağ'a 86 km uzaklığındaki Şarköy, ilin sayfiye yeridir. Zeytinlik ve yeşil bağları ile şirin bir ilçe olan Şarköy'ün üzümü ve şarabı meşhurdur.

    İlçeleri

    Marmara Ereğlisi :
    Merkez ilçenin doğusunda, İl merkezine 39 km uzaklıktadır. Eski adı Perinthos olan ilçe, M.Ö. 600 yıllarında Samos'lu kolonistler tarafından kurulmuştur.

    Muratlı :
    I. Sultan Murat bir sefer dönüşünde yörede otağ kurmuş ve beldeyi çok beğendiğinden beldeyi Murateli olsun diye ferman buyurmuştur.

    Saray : Eski bir yerleşim merkezidir. M.Ö. 400 yıllarında kurulduğu tahmin edilmektedir.

    Çorlu:
    Merkez ilçeye 37 km. uzaklıktadır. Antik kaynaklarda Adı Tzolous'dur. Kent, ortaçağda Bizans'ın İstanbul-Avrupa arasındaki antik yollar üzerindeki kalelerinden biri idi.

    Şarköy : İl merkezinin güneybatısındadır. Turizm mevsiminde ilçe nüfusu iki kat artmaktadır.

    Zeytinlik ve yeşil bağları ile şirin bir ilçedir. Üzümü ve şarabı meşhurdur. Doğal güzelliklerinin yanı sıra otel, motel, pansiyon ve yazlık konutların çok olması sebebiyle tam bir tatil beldesi ve ilin turizm merkezidir.
  • martenzit88
    Member
    • 02-08-2004
    • 1891

    #2
    Konu: Tekirdağ-59

    ÇORLU



    Çorlu
    , Tekirdağ iline bağlı ilçedir.
    Çorlu, elverişli doğal yapısı, güçlü ulaşım bağlantıları ve stratejik önemi ile Tekirdağ'ın en gelişmiş ilçesidir. Kuzeyden Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesiyle, Tekirdağ'ın Saray ve Çerkezköy ilçeleri, doğudan İstanbul'un Silivri ilçesi, batıdan Tekirdağ Merkez ve Muratlı ilçeleri, güneyden Marmara Ereğlisi ilçesi ve Marmara Denizi ile çevrilidir. İl merkezine 37 km. uzaklıkta olan ilçenin yüzölçümü 949 km2'dir.
    Nüfus

    1927'de 8.000 olan nüfus,1965'de 25.000'i,1970'de 45.000'i aşmış,1990'da 75.000'e dayanmıştır.Bu tarihten sonra gelişen sanayie paralel hızla göç almaya başlamış ve 1997'de 120.000'e ulaşan nüfus,2000 yılında yapılan nüfus sayımında 140.000'i aşmıştır.Böylece Edirne(119.000) ve Tekirdağ(107.000) il merkezlerini de geçerek Trakya'nın en büyük kenti olmuştur. Toplam nüfus 2006 da 260 000 di. Türkiye nin en gelişmiş 10 ilçesi arasındadır ve çok hızlı gelişen taksim i geçmesi an meselesi olan inanılmaz ilçedir.

    Tarihi

    Tarih öncesi döneme ait buluntuların elde edilmiş olması, bölge tarihini ilk Tunç çağı'na kadar götürmektedir. Bilinen en eski adı Tzirallum olan Çorlu, MÖ. 1000 yıllarında Trako-Friglerin kurduğu koloni kentlerden biridir. Tarihin çeşitli dönemlerinde Frig-Yunan-İskit--Pers-Makedonya-Roma ve Bizans istilalarına uğramıştır. Zaman zaman Hun, Avar ve Peçenek akınlarına da maruz kalmıştır. Ayrıca İstanbul üzerine çeşitli seferler düzenleyen Arap ordularının istilasına da uğramıştır. Kısaca; Trakya'nın yaşadığı her istiladan etkilenmiştir.
    Ortaçağda burada, Bizans'ı korumak için kullanılan Tzirallum kale kentinin bulunması İstanbul yolu üzerinde yer alan Çorlu'ya askeri bir önem kazandırmıştır.
    Osmanlılar döneminde ise, Anadolu'dan Rumeli sınır boylarına uzanan anayol üzerinde konaklama yeri olmasından dolayı da önemli tarihi olaylara sahne olmuştur.
    Çorlu 1357 tarihinde I. Murat tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına katılmıştır. Süleyman Paşa ve Orhan Gazi'nin ölümleri üzenine tekrar Bizans egemenliğine geçen Çorlu, 1361 tarihinde kesin olarak Osmanlı hakimiyetine girmiştir. 1. Murat'ın emriyle Trakya'daki öteki Bizans şehirlerine ibret olması maksadıyla burayı savunan Bizanslılar ağır şekilde cezalandırılarak kale duvarları yıkılmıştır. Böylece Tzirallum'un askeri önemi de ortadan kaldırılmıştır. Bu sert davranış hemen etkisini göstermiş ve Trakya'nın fethi kolayca tamamlanmıştır.
    Çorlu, imparatorluk döneminde ilk defa II. Beyazıt ile oğlu Şehzade Selim (Yavuz) arasında geçen baba-oğul savaşında yer almıştır. Şehzade Selim ile II. Beyazıt Çorlu yakınlarındaki Uğraşdere'de karşılaşmış ve Şehzade Selim babasının kuvvetleri önünde yenilmiştir.
    1512'de tahtını oğluna bırakan II. Beyazıt Dimetoka Sarayına giderken Çorlu konağında ölmüştür. Daha sonra Yavuz Sultan Selim'de İstanbul'dan Edirne'ye giderken 21 Eylül 1520 tarihinde aynı topraklarda ölmüştür. Bu suretle II. Beyazıt Dimetoka'ya, Yavuz da Edirne'ye varamamıştır.
    Eylül 1676'da son Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Çorlu ile Karıştıran arasındaki Karabiber çiftliğinde vefat etmiştir.
    Çorlu 18. yüzyılda Kırım'dan uzaklaştırılan Hanzadelerin ve Girayların sürgün yerlerinden biri olmuştur.
    1830 yılında Rumeli Beylerbeyliği kaldırılıp Edirne vilayeti kurulunca, Çorlu bu vilayetin Tekirdağ sancağına bağlı bir kazası haline getirildi. 1870'de vilayetler örgütünün ıslahı sırasında durumunu olduğu gibi korudu. 1876'da geçici olarak Rusların eline düştü.
    1912-1913 Balkan savaşları'nın birinci devresinde Osmanlı Doğu Ordusu Kumandanlığı karargahı Çorlu'da idi. 5 - 6 Aralık 1912 savaşlarından sonra Bulgarların eline geçti. Balkan Savaşları'nın ikinci devresinde Edirne'ye doğru ilerleyen Türk Ordusu tarafından 15 Temmuz 1913'de kurtarıldı.
    Kurtuluş Savaşı yıllarında ise Çorlu, 25 Temmuz 1920'de Yunan işgaline uğradı. 1918 yılından beri faaliyet gösteren ve Trakya'nın kurtuluş savaşını yöneten Trakya ve Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin kurduğu çeteler, büyük zafere kadar faaliyetlerine devam ettiler. 15 Ekim 1922'de Türk Jandarma Kuvvetleri tarafından kesin olarak kurtarıldı.
    Çorlu halen, İkinci Dünya Savaşı'ndan beri savunma bakımından önemli bir garnizon olma özelliğini devam ettirmektedir.

    Coğrafi Yapı

    Çorlu, Türkiye'nin kuzeybatı (Trakya) bölgesinde olup, 41 derece 07 dakika 30 saniye doğu boylamı ile 27 derece 45 dakika 00 saniye kuzey enlemi arasındadır.
    Kırklareli, F-19 - c1, 1/25.000 ölçekli pafta üzerinde yer almaktadır. Çorlu'nun, denizden yüksekliği 150-180 m. arasındadır. Çorlu, Ergene havzasında ve Trakya'nın merkezi bir yerinde bulunmaktadır. Doğudan; İstanbul'un Silivri ilçesi, Muratlı ilçesi ve Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçeleri ile çevrilidir. Güney 'de ise; Marmara Denizi ve Marmara Ereğlisi ilçesine komşu olmaktadır. Çorlu, Tekirdağ ilinde kapladığı alan bakımından dördüncü sıradadır. Çorlu'nun yüzölçümü yaklaşık 949 km2'dir İlçe rakımı 183 m.dir. Yıldız Dağları'nın uzantısı halinde sokulan sırtlar, Çorlu'nun en yüksek kesimini oluşturur. Çorlu arazisinin büyük bölümü Ergene havzası içinde yer alır. Burası Yıldız Dağları'ndan taşınan ve akarsulardan sürüklenen tortuların depolandığı bir dolgu bölgesidir. Ayrıca bu bölge, Ergene Havzası ile Marmara kıyıları arasındaki su bölümünün ayrım sınırıdır.

    Bitki Örtüsü

    Çorlu'nun toplam arazisi 950.000 ha.dır. Bu arazinin 702.290 dekarı işlenen arazi, 39.300 dekarı çayır mera arazisi, 8.000 dekarı orman arazisi, 749.590 dekar ziraat ve orman arazileri toplamı, 200.410 dekarı kültür dışı arazilerdir. Sulanabilir saha 43.250 dekar, sulanan saha 6.600 dekar'dır. Çorlu'da en fazla ince elemanlardan meydana gelen orman toprağı ile karışık kırmızı - kahverengi topraklar yaygındır. Kalınlığı yer, yer 30-40 cm.'yi bulan bu topraklar son derece verimlidir. Eski tarihi belgelerde, ormanlarla kaplı olan Ergene Havzası tarih boyunca gelen istilalar sırasında tahrip edilmiş, yakacak ve tarla olarak kullanılmak maksadıyla yok edilmiştir. Günümüzde görülen ağaç topluluklarının çoğu sonradan dikilmiştir.

    İklim
    Çorlu, iç kesimde yer alması nedeniyle Trakya'da en az yağış alan bölgedir. Yıllık yağış miktarı 545 mm. (Kg/m2) dir. Yağışların %20'si ilkbahar, %10'u Yaz, %30'u Sonbahar, %40'ı Kış mevsiminde düşmektedir.
    Ortalama rüzgarın yönü kuzey-kuzeydoğu'dur ve rüzgarın hızı 3.6 m/sn. kadar yükselir. Bu rüzgarlar fazla yağış getirmezler. Nemli hava kütlelerini getiren ve yağışa neden olan rüzgarlar güney - güneybatı yönlü Lodos ve Kıble'dir. Kışın kendisini hissettiren Karayel ise soğuk hava dalgasını getirerek kar yağışına sebep olur.
    Yıllık sıcaklık ortalaması 12.6 C. en yüksek sıcaklık ortalaması 18.2 C. en düşük sıcaklık ortalaması 8.1 C'dir. Çorlu, Karadeniz ile Akdeniz arasında yer aldığı gün bu iklim bölgelerinin etkileri altında kalır. Kuzeyden gelen soğuk hava kütleleri ile güneyden, Akdeniz ve Ege'den gelen nemlilik hava akımları bölge iklim yapısını belirler.

    Akarsular
    Ergene Çayı, Çorlu'nun 12 km. kuzeyinden geçer. Bu çay, Ergene Nehri'nin önemli bir koludur. Ergene Trakya'nın en büyük akarsuyu olan Meriç Nehri'nin kolu olmaktadır. İlçeden geçen Ergene Çayı, Muratlı yakınlarından Çorlu deresini alarak batıdan Meriç Nehri'ne boşalır.
    Çorlu Deresi, Yıldız Dağları'nın doğu yamaçlarından beslenir. Bir çok mevsimlik dereyi kendine bağlar. Gerek Çorlu Deresi, gerekse Ergene Çayı'ndan tarım sahalarının sulanmasında ve sanayide büyük ölçüde yararlanılır. Diğer önemli dereler ise; Pınarbaşı Deresi, Esece Deresi ve Ahımehmet Deresi ve değirmenköy yakınlarındaki volta deresi.

    Yeraltı Zenginlikleri

    Trakya'nın ikinci büyük yeraltı sularına sahip bir bölgededir. Bir çanak gibi üstü kum çakıl olan arazi, bir süzgeç gibi yağan kar ve yağmur sularını yeraltına geçirmektedir. Bu durum kirlilik açısından da tehlike arz etmektedir. Çöp atıklarının, sanayi atıklarının sızıntıları da bu yeraltı sularına karışmaktadır. Bu kirlenmenin acil olarak önlenmesi için gerekli tedbirlerin ele alınması, kaçınılmazdır.
    Yöredeki yeraltı suyu potansiyelinin 274 hm3/yıl'ı, Ergene Havzası'ndan kaynaklanmaktadır. Tekirdağ'ın kullandığı su miktarı toplam suyun %42'sini oluşturmaktadır. Bu miktarın %61'inin (51.72 hm3/yıl) Çorlu ilçesine ait olduğu dikkat çekicidir. Ayrıca Çorlu ilçesinin içme, kullanma ve sanayi amaçlı çektiği su miktarının, sulama suyundan daha fazla olduğu görülmektedir.
    Endüstrilerin günlük toplam su ihtiyacı 90.000m3/gün'ü bulmaktadır. Bu miktar kuyular yardımıyla ve yeraltı suyunun plansız bir şekilde kullanılmasıyla karşılanmaktadır.
    Kum-çakıl açısından da bölgenin zengin yerinde bulunan Çorlu, Karatepe taş ocakları bölgenin yegane beton, beton agregası ve asfalt mucuru üreten sahasıdır. Bütün beton santralleri, belediyeler, karayolları, köy hizmetleri, liman işletmeleri, hava meydanları işletmeleri ihtiyaçlarını Karatepe Taş Ocakları'ndan karşılamaktadır. Hatta İstanbul Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Mecidiyeköy üst geçidi, Haliç Köprüsü aşınma tabakalarını da burası sağlamıştır. Ayrıca, Yulaflı (Karacali) yöresinde TPOAŞ'ın yaptığı sondajlarda yörede doğalgaza da rastlanmıştır

    Gelişimi

    Çorlu'nun coğrafi konumu dolayısıyla (Avrupa ile Asya arasında bir köprü) özellikle sanayinin bu ilçeye akın etmesine yol açmıştır.
    İstanbul, Kocaeli, Bursa ile beraber Türkiye sanayisinde önemli yer almaktadır. Bundan 10 yıl öncesinde sakin bir ilçe olan Çorlu şu an tam anlamıyla bir sanayi kenti görünümünü almıştır. Bunun sonucu olarak göç artmış ve nüfüs yoğunluğu hat safhaya çıkmıştır.

    wikipedia

    Yorum

    • orbay
      Senior Member
      • 11-02-2005
      • 5871

      #3
      Konu: Tekirdağ-59

      YouTube - Tekirdağ

      Yorum

      • orbay
        Senior Member
        • 11-02-2005
        • 5871

        #4
        Konu: Tekirdağ-59

        İlçelere göre şehir ve köy nüfusları

        Yorum

        • ghost_59
          Member
          • 28-04-2005
          • 1528

          #5
          Konu: Tekirdağ-59

          bende bi tekirdağlıyım güzel bilgiler...sağolun....

          Yorum

          İşlem Yapılıyor
          X