Fenerbahçenin rakibi Chelsea

Konu: Nefesler tutuldu

Hayırlısı neyse o olsun iyi şanslar dilerim.

Konu: Nefesler tutuldu

Tarihinde ilk kez Devler Ligi'nde çeyrek finale çıkma başarısını gösteren F.Bahçe'nin rakibi bugün belli oluyor. Temsilcimize kurada kim çıksın? İşte rakiplerin geniş analizi:

Sarı-lacivertli takım önce İtalya’nın Fenerbahçesi Inter’i, ardından da İspanya’nın Fenerbahçesi Sevilla’yı şoke etti. Nyon’daki kurada talih yüzümüze gülmez de, rakip Schalke olmazsa, en uygun eşleşme, bugünlerde İngiltere’nin Fenerbahçesi görünümündeki Liverpool..

Fenerbahçe, ağustosta Şampiyonlar Ligi üçüncü ön eleme turu kurasında Anderlecht’i çektiğinde, rakibin teknik direktörü Vercauteren kendilerine denk, hatta önceki yıl Şampiyonlar Ligi gruplarında oynadıkları AEK ve Lille’e de benzeyen bir takımla eşleştiklerini söylemişti.

O günün şartlarında seri başı tarafın Anderlecht olduğu, o torbada Arsenal’le Liverpool’un da bulunduğu göz önüne alındığında Fenerbahçe için iyi bir kura olduğu kesindi. Üstelik yeniden yapılanma süreci devam eden Gökhan Gönül’süz-Uğur Boral’sız Fenerbahçe’nin rakibinin kendileriyle benzer bütçeye/hedeflere sahip, benzer düzeyde bir ligden -Belçika’dan- katılan, kendileri gibi G.Amerika esintili, hücum futboluna yatkın, savunması da kısa ve ağır bir ekip olmasının da faydası olduğunun altını çizmek gerek...

G.Amerikalı ile Inter

Fenerbahçe, eylülde Şampiyonlar Ligi grupları kura çekimine de en dezavantajlı takım olarak 4’üncü torbadan katıldı. Bu kurada da birinci torbadan çekilen takımın 4 İngilizden biri veya Barcelona değil de Inter olması, önemli bir detay...



Inter, Mancini öncesi 11 yılda 11 teknik adam değiştirmiş, her sezon yaz transfer şampiyonu olmasına rağmen bu yatırımlarının karşılığını alamamış bir takım... Gerçi Mancini ile (İtalya’daki şike skandalının yardımıyla) şampiyonluk kupaları kazandılar, ama daha üç gün önce Liverpool’a yenilen İtalyan hocanın görevi bırakmak istemesi, Inter’de suların hâlâ durulmadığının sıcak göstergesi.

Üstelik Brezilyalı bir hoca, Brezilyalı bir kaptan ve onun arkadaşları ağırlıklı bir takımla Şampiyonlar Ligi siftahı için Kadıköy’e çıkan Fenerbahçe’nin karşısında 8 Güney Amerikalıya sahip, teknik özellikleri ağır basan ama fizik kalitesi düşük bir Inter’in olması harika bir başlangıcın nedenleri arasındaydı. Yani 14 Mart’ta Nyon’daki kuraya Fenerbahçe’yi getiren yola bir anlamda “İtalya’nın Fenerbahçesi”ne karşı alınan galibiyetle çıkılmıştı.

CSKA ve PSV’den aldığı 4’er puana bir de çok kıymetli Inter galibiyeti ekleyerek gruptan ikinci olarak çıkan Fenerbahçe’nin 7 lider arasından bir kez daha kendilerine çok benzeyen bir rakip çektiğini söyleyebiliriz.
Nyon’daki ikinci tur kurasına gelen 8 grup birincisinden 7’si daha geçtiğimiz sezon oradalardı ve bu eliminasyon turlarına alışık olmayan tek muhtemel rakip İspanya’nın yükselen yıldızı Sevilla idi. İki takımın da kaleci istikrarı çeşitli sebeplerle sağlanamamış, yine her iki tarafın da savunmaları hücumcu yönleriyle öne çıkıyordu. Hücum aksiyonları sağ beklerinden; Alves ve Gökhan’dan başlıyor, turu belirleyecek adamları ise kanatlardaydı: Capel, Navas, Uğur ve Deivid... İki takım da kolay gol atıp, kolay gol yiyorlardı ve 180 dakikası 5-5 biten benzerlerin mücadelesinin galibini de ancak penaltılar belirleyebildi.

Bu düello, Şampiyonlar Ligi tarihinde penaltılara giden en gollü eşleşme olarak tarihe geçti. Neticede kazanan Türkiye’nin, kaybeden İspanya’nın Fenerbahçesi oldu.

Sıradaki Fenerbahçe

Tabii ki muhtemel 7 rakip içinde en uygunu, Fenerbahçe gibi Şampiyonlar Ligi çeyrek final tecrübesini ilk kez yaşayan Schalke; ama eğer eşleşilen Alman temsilcisi olmazsa, kalan 6 takım içinde sarı-lacivertlilere en çok benzeyeni Liverpool...

Öncelikle Liverpool’un tarihinin en heyecanlı dakikalarını İstanbul’da 2005 Şampiyonlar Ligi finalinde yaşamış olmaları ve bu sezon aynı şehirden şok bir mağlubiyetle dönmeleri, soğukkanlı duruşlarını etkileyecek bir detay... Üstelik Liverpool’un yeni patronlarıyla sıcak ilişkiler geliştiremeyen, 4 yıllık görev süresinin en kritik zamanlarını yaşayan Rafael Benitez’in de, Fenerbahçe’ye elenmesi yolun sonu anlamına gelir. Bu da, kaybetmesi halinde kendisinden hesap sorulamayacak Zico’nun çok daha rahat olması demek..



Savunmanın göbeğindeki Skrtel denemesi, kanatlarda Benayoun-Babel’e karşılık Gökhan-Uğur kontr duruşu, Mascherano-Babel’le birbirlerini kilitleyecek Aurelio-Selçuk göbeği... İkisi de tek santrforla gol arayan, oyunlarını santrfor arkasındaki Gerrard ve Alex üstüne kuran iki takım. Kazanan kim olur bilinmez, ama Liverpool’un Fenerbahçe’ye tarihinde bu kadar benzediği (veya benzeyebileceği) bir gün daha olmadı, olmayacak belki de.

Messi’siz yarış yok

İspanya’da Real Madrid’in, Barcelona’yı 8 puan geride bırakmasının ardından El Mundo Deportivo, “Messi’siz yarış filan yok” manşetiyle çıktı. Arjantinli yıldızın sakatlanmasının ardından Barcelona, yeni bir krizin içine girmiş gözüküyor. Uzun süre kulübede oturan Ronaldinho, eski formunu bulamıyor, üstelik milli takıma çağırılmaması duygusal oyuncuyu olumsuz etkileyebilir.



Rijkaard’ın 4-3-3 düzeni içinde son dönemde sol açık işlevi yapan Henry de sıkıntılı. Fransız oyuncuysa problemlerini sahadaki pozisyonuna değil, eşinden ayrıldıktan sonra geçen 8 ayda sadece 5 kez görebildiği küçük kızına bağlıyor.

Messi’nin 1-8 Nisan’a yetişme ihtimali var ve bu takımın kulübesinde halen Giovani ve Krkic gibi skor değiştirici etkenler de mevcut. Barcelona, yıldız farkıyla bu turun favorilerinden.

BARCELONA

8 maçta sadece 2 gol yediler ve daha önce iki kez yarı finalde kaybettikleri kupayı bu kez Premier Lig’den daha fazla istiyorlar. İngiliz basınının “*yürüyen ölü adam” olarak tanımladığı Avram Grant da kurtuluşun, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğundan geçtiğinin farkında.



Görevdeki 38 resmi maçında sadece 4 mağlubiyet aldı, ama bu iki kupaya (FA Cup ve Lig Kupası’na) mâl oldu. Taraftar ligde Arsenal ve Manchester United’ın yakalanacağından da umutsuz. İsrailli ölü adamın canlanması için yarı final biletine çok ihtiyacı var. Derby önünde attığı 4 golle form durumunda zirveye ulaşan Lampard’ın varlığı bile Chelsea’yi Fenerbahçe için tercih edilmez rakip kılıyor.

CHELSEA

Korner tehdidi

Manchester United, Chelsea’nin Premier Lig’e hükmettiği iki seneyi çok verimli geçirerek, Rooney ve Ronaldo’nun ihtiyaç duyduğu sükuneti sağlayarak bugünün temellerini atmış, çok tehlikeli bir rakip. Üstelik Şampiyonlar Ligi’nde hakemler, İngiltere Ligi’nden çok daha acımasızlar ve Cristiano Ronaldo Ada’da bulamadığı geniş alanı Avrupa’da daha fazla bulabiliyor. Bu durum da Manchester’a daha fazla duran top kazandırıyor.



Manchester, bu sayede Şampiyonlar Ligi’nde hem frikikleri hem de kornerleri çok sayıda buluyor ve çok etkili atıyor. Duran top konusunda ciddi zâfiyet yaşayan sarı-lacivertlilerin en son eşleşmesini isteyeceğimiz takımların başında da Manchester United geliyor.

MANCHESTER UNITED

Üçüncü nesil



Gerçi onlardan bir hafta sonra San Siro’dan Liverpool da başı dik çıktı ama İngilizler, Arsenal’in, Milan karşısındaki geri dönüşüne çok saygı duyuyorlar. 11 yıllık görev süresinde Wenger üçüncü ve çoğuna göre en iyi nesili yakaladı. Son iki Şampiyonlar Ligi macerasında tecrübe eksikliğinin sıkıntısını yaşayan üçüncü nesil, Milano zaferiyle büyük özgüven kazandı.

Barcelona’nın en büyük pişmanlığı Fabregas, bu nesilin sadece aklı olmakla kalmıyor, artık skoreri olarak da kayıtlara geçiyor. Bugüne kadar rakiplerine karşı fiziksel olarak üstünlük kuran Fenerbahçe’ye çok ters gelecek bir enerjileri var. Her oyuncu anatomik olarak çok kuvvetli ve ikili mücadelede de yumuşak Brezilyalıları çok zorlarlar.

ARSENAL

Santrforsuz çağdaş futbol

Herkes futbolda 21’inci yüzyılın devrimcisinin Arsene Wenger olduğunu düşünüyor, ama hiç umulmadık birisi, hiç umulmadık bir yerde, hiç umulmadık bir takımla karşı devrim çabası veriyor. Santrforsuz düzeni, 10 kişiyle savunma ve 10 kişiyle hücum anlayışıyla Spalletti, Roma’yla küllerinden doğuyor.

Manchester United’dan yedikleri 7 gol, Bremen’in Lyon’dan yediği 7 gol gibi güven artırıcı etki yaptı. Spalletti, takımın enerjisine hiç uymayan Totti durağanlığını, kulübün sembol ismini santrfor yaparak çözdü. Real Madrid önünde 180 dakikanın neredeyse tamamına hükmettiler. Ortadan hücum etmeyi seviyorlar ve oyunu çok iyi okuyup kuran bir kaleciye, Doni’ye sahipler.

ROMA

B planı benzer



Fenerbahçe’nin bu sezonki en önemli özelliği, maçlara iyi başlayıp erken skor bulması olarak göze çarpıyor ve buldukları skoru korumaları için oyuna sürekli hükmetmeleri gerekiyor. Liverpool, erken gol yediğinde geri dönmekte zorlanan bir ekip.

Benitez’in gol bulmak için birinci planı Fernando Torres ve İspanyol oyuncu, Fenerbahçe’nin kontrolsüz savunmacılarına çok ters gelecek yumuşaklıkta. Ama Zico bir yolunu bulup Torres kanalını kapatırsa, Benitez’in B planı, Fenerbahçe benzeri, Sevilla benzeri bir düzen.B planıyla, kanatlarda Benayoun’un, Babel’in, Pennant’ın atakları Fenerbahçe’yi kolay düşüremeyeceği gibi, Uğur’a Deivid’e açık da verebilir.

LIVERPOOL

Poulsen ruhu korunuyor

Şampiyonlar Ligi’nde son sekize kalmış bir takımın tesadüfen burada olduğunu söylemek saçma olur evet ama, Slomka’nın talebelerinin 16 yıllık kupa tarihinde son 8’i en az hak eden takımlardan biri olduğunu söylersek yanlış olmaz.



Valencia’nın kriz döneminde dipte kalmasıyla, Schalke’nin gruptan ikinci çıkmasına, ligdeki 32 takım içinde kuraya 32’nci sırada giren Rosenborg’u 2 kez yenmesi yetti. 16 takım içinde 8 puanla terfi eden tek ekip de onlardı.
İkinci turun 4’üncü dakikasında buldukları golü, Barcelona’nın gözdesi kaleci Neuer mucizesi ile 172 dakika koruyarak Porto’yu saf dışı bıraktılar. En dikkat çekici özellikleri arasında, son sekiz takım içinde Fenerbahçe’yle birlikte en çok faul yapan ekip olmaları var. Poulsen gitti, ama orta sahada Jones ve Ernst onu aratmayacak kadar yıldıran bir futbol anlayışı içindeler.
8 maçta sadece 6 gol atıp 5 gol yediler ki bu Fenerbahçe için çok tercih edilen bir durum değil. Porto karşısındaki direnci Fenerbahçe’ye karşı da göstermemeleri için, ilk skoru yapanın Fenerbahçe olması gerek.

SCHALKE 04

SEKİZ MAÇTA NE YAPTILAR?

Çeyrek finale kalan 8 takımın içinde Barcelona, maç başına 39 dakika ve yüzde 60 üstünlükle topla oynayarak açık ara rakiplerinden ayrılıyor. 115 şutla Chelsea, bu alanda lider. Liverpool 21 golle en skorer, Fenerbahçe 21 sarı, 1 kırmızı kartla en hırçın...



SON 3 SEZON BİRBİRLERİYLE MAÇLARI

Şampiyonlar Ligi tarihinde ilk kez çeyrek finalde bir ülkenin 4 temsilcisi var ve bu 4 takım bu düzeyde müsabaka yapmaya son derece alışıklar. Chelsea, bugünkü kuradaki 7 muhtemel rakibiyle son 3 yıl içinde tam 32 maç yaparken, Fenerbahçe aynı dönemde sadece Schalke ile oynamış. Roma’nın da son 3 sezonda yalnızca iki kez Manchester United eşleşmesi var.



Milliyet

Konu: Nefesler tutuldu

artık kim gelirse gelsin kolay diye bir şey yok fenerbahçemize başarılar.....

Konu: Nefesler tutuldu

zor iş bu sefer insallah schalke

Konu: Nefesler tutuldu

hadi schalke kurayı çekecek adam inşallah iyi bir rakip çeker roma yada schalke diyorum

Konu: Nefesler tutuldu

Hadi hayırlısı...İnşallah bu turdada başarılı oluruz..

Konu: Nefesler tutuldu

Arsenal-Liverpool ile eşleşti.

Konu: Nefesler tutuldu

Roma-Manchester United ile eşleşti.

Konu: Nefesler tutuldu

Schalke-Barcolena ve

Fenerbahçe-Chelsea ile eşleşti.İlk maç Kadıköyde.

Konu: Nefesler tutuldu

Chelsea-Fenerbahçe..
Hayırlı olsun..

Konu: Nefesler tutuldu

Başarılar fenerbahçe hayırlı olsun .

Konu: Nefesler tutuldu

Yarı Finale çıkarsak Arsenal-Liverpool maçının galibi ile deplasmanda oynayacağız ilk maçı.

Konu: Nefesler tutuldu

Fenerbahçe'ye başarılar...

Konu: Nefesler tutuldu

Anelka bize karşı oynayacak.