Menemen olayının Gerçekleri ile inceleyelim

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • by_stager
    Member
    • 22-04-2004
    • 1085

    Menemen olayının Gerçekleri ile inceleyelim

    Adı Mustafa Fehmi Kubilay. Baba adı Hüseyin, ana adı Zeynep. Giritli bir ailenin çocuğu. 1906 doğumlu. Kubilay bir Cumhuriyet öğretmeni. 1930 yılında 24 yaşında iken, İzmir'in Menemen İlçesinde askerlik görevini yapıyor.

    Bundan tam 74 yıl önce, 23 Aralık 1930 sabahı Menemen'de irticaî bir isyan meydana geliyor. Sabahın erken saatlerinde başlarında Derviş Mehmet isimli bir yobaz olmak üzere dördü silahlı, altı kişi belediye meydanında tekbir getirerek dolaşmaya başlıyorlar. Daha sonra "Biz şeriat ordusuyuz" diye bağırarak Müftü Camii'ne giriyorlar. Camiye giren bu grup üzerinde dini ibareler yazılı bir bayrakla, camide bulunanları ve merakla cami önünde toplananları birlik olmaya davet ediyorlar. Elebaşıları olan Derviş Mehmet adlı salyalı yobaz camiide namaz kılanlara kendini "Mehdi" olarak tanıtıyor ve dini korumaya geldiklerini söylüyor. Arkalarında 70 bin kişilik halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini tebliğ ediyor. Derviş Mehmet halka hitap ederek: "Ey Müslümanlar, ne duruyorsunuz; Halife Abdülmecit hududa geldi, Sancak-ı Şerif çıktı, gelin altında toplanalım, şeriat isteyelim" diye bağırıyor.

    Daha sonra Derviş Mehmet ve arkasına takılan yobazlar, ellerindeki üzerinde dini ibareler bulunan yeşil bayrağı alıp uzunca bir sopaya takıyorlar. Yoldan geçen birine de meydanda bir çukur kazdırıp bayrağı oraya dikiyorlar.

    Yobazlar bayrağın çevresinde dönmeye, hep birlikte tekbir getirip zikrederek bağırıyorlar:

    "Şapka giyen kâfirdir. Yakında yine şeriata dönülecektir... Bize kurşun işlemez..."

    Bunun üzerine yöre ahalisinden de bir alkış kopuyor... Çok geçmeden olup bitenler, ilçedeki Askeri birliğin kulağına gidiyor. Alay komutanı, Cumhuriyet öğretmeni yedeksubay Kubilay'ı bir manga askerle birlikte olay yerine gönderiyor. Kubilay ve emrindeki askerlerin silahlarında mermi yok. Süngülerini takıp olay yerine gidiyorlar.

    Kubilay, kimsenin bu işten zarar görmemesini ve kan akmamasını istiyor. Bunun içinde emrindeki askerlerini meydanın girişinde bırakıyor ve gözlerini kan bürümüş, "Şeriat" çığlıkları atan yobazların karşısına tek başına dikilip, kan dökülmesini istemediğini ve bunun içinde teslim olmalarını istiyor. Daha Kubilay'ın son sözleri dudaklarından ayrılmadan bir silah sesi duyulur. Silahını ateşleyen bir yobazın kurşunu, silahında mermisi bile olmayan yiğit Kubilay'ı yaralayıp yere düşürüyor. Hemen ayağa kalkan Kubilay güç bir hamle ile doğruluyor ve camii avlusuna doğru kaçıyor ama yarası ona daha fazla müsaade etmiyor ve tekrar yere düşüyor...

    Çevredeki kalabalık bu olayı sadece seyrediyor... Derviş Mehmet ve yobaz arkadaşları o sırada Kubilay'ın başına çöküyorlar. Derviş Mehmet çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkarıyor ve yaralı yedeksubay yiğit Kubilay'ın başını orada kesip gövdesinden ayırıyor.

    Kin ve nefret yobazların gözlerini öylesine bürümüş ki, tekbir sesleri ile ke*** baştan akan kanı içiyorlar. Derviş Mehmet yiğit Kubilay'ın ke*** başını saçlarından tutup havaya kaldırıyor... Ve tekbir sesleri çınlatıyor meydanı... Yiğit Kubilay'ın ke*** başını ellerindeki yeşil bayrağın sopasına geçirmeye çalışıyorlar ama bir türlü başaramıyorlar. Bunun üzerine oradan geçen biri kendilerine ip getiriyor ve ke*** başı yeşil bayrağın sopasına ip ile bağlıyorlar...

    Şehit Kubilay'ın ke*** başı meydanda bir sancak gibi dururken... Tekbir sesleri yükseliyor ve "Ey ahali, din elden gidiyor" çığlıkları Menemen'de yankılanıyor.

    Silah seslerini ve tekbirleri duyan bir mahalle bekçisi koşarak olay yerine yetişiyor. Bekçi Hasan belindeki silahını ateşleyip yobazlardan birini yaralıyor. Hemen ardından da yobazların açtığı ateş sonucu Kubilay'ın başucunda bekçi Hasan da şehit ediliyor. Arkadaşının yardımına koşan bekçi Şevki de yine yobazların silahından çıkan kurşunlarla şehit ediliyor...

    Menemen meydanında üç şehit kanlar içinde yatıyor ve Kubilay'ın ke*** başı yeşil bayrağın sopasında bir sancak gibi dalgalanıyor... Bu manzara yobazları mutlu ediyor...Bu sırada askerler olay yerine yetişiyorlar. Komutan bu manzaranın karşısında irkiliyor. Ve karşısındaki yobazlara "Teslim olun" diye bağırıyor... Yobazların yanıtı kesin oluyor:

    "Bize kurşun işlemez."

    Bu sözlerinin üzerine askeri birlik ateş eder. Yobazlardan bazıları orada yere serilirken, bazıları kaçar. Daha sonra hepsi birden yakalanır.

    Menemen olayı, genç Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayıdır. Ve yiğit bir Cumhuriyet öğretmeni ile yiğit iki tane mahalle bekçisinin hayatına mal olmuştur...

    Hükümet sıkıyönetim ilan eder. Orgeneral Mustafa Muğlalı başkanlığında bir Harp Divanı kurulur. Olaya doğrudan veya dolaylı katılan bütün sanıklar Menemen'de yargılanır. 18 gün süren yargılama sonucunda karar açıklanır:

    40 kişi sorumsuzluğu nedeniyle salıverilmiş, 27 sanık beraat etmiş, 41 suçlu çeşitli hapis cezaları almıştır.

    36 kişiye idam cezası verilmiştir.

    Ancak bazılarının yaşı küçük olduğundan, onların ölüm cezaları ağır hapse çevrilmiştir.

    Sanıklardan 28 kişi, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen'de idam edildi. Atatürk'ün emri üzerine yobazlardan bazıları Kubilay'ın şehit edilip başının kesildiği yerde asıldı.

    Bir sanık sehpaya ***ürülürken kaçtı. İki hafta sonra yakalandı ve ertesi gün idam edildi.

    Olayın hemen ardından Menemen'de devrim şehitleri bekçi Hasan, bekçi Şevki ve yedeksubay Kubilay adına anıt dikildi. Anıtın üzerinde şöyle yazar:

    "İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz."

    Olaydan hemen sonra Atatürk, Cumhurbaşkanı ve Başkomutan olarak Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi (Çakmak) Paşa'ya 28 Aralık 1930 günü bir taziye telgrafı göndererek, Cumhuriyet'e karşı suikast tertipleyen mütecavizleri lanetlemiş ve yiğit Kubilay'ı görevini yapan şehit olarak takdirle anmıştır. Atatürk; "Hepimizin, dikkatimiz, bu meseledeki vazifelerimizin icabatını hassasiyetle ve hakkıyla yerine getirmeye matuftur. Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin mefkureci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kubilay Beğ, temiz kanı ile Cumhuriyet'in hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır." demiştir.

    Laik Cumhuriyet'in genç öğretmeni, Atatürk'ün askeri Kubilay'ı, şeriatçı yobazlar tarafından şehit edilişinin 74. yıldönümünde bir kez daha saygıyla anıyoruz...

    İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.


    Softcam Forum @Zorbeyak' tan Alıntıdır.
    Teşekkürler
  • yusuf_alp
    Junior Member
    • 28-09-2004
    • 8

    #2
    Konu: Menemen olayının Gerçekleri ile inceleyelim

    çok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık.,Bu Dış güçler yokmu hala yapıyorlar içten çürümüş etki ajanlarına para verip başkenti birbirine katıyorlar. inanın menemen olayında da aynı şeyler .şerefsiz vatan haini sadece adı bilinen bir adam hadi diyor ve milleti galeyana getirmeye çalışıyor.Aman günümüzdede bu hileleri yapmak isteyecekler

    KANMAYALIm...

    Yorum

    • zorbeyak
      Member
      • 06-03-2004
      • 1494

      #3
      Konu: Menemen olayının Gerçekleri ile inceleyelim

      Beğendiğinize sevindim bu yazılarımı aktaran By_stager teşekkür ediyorum.

      Umarım millimiz bu gibi hususlarda bir daha oyuna gelmez birazda bu sebepten bunları işlemek istedik

      Yorum

      • by_stager
        Member
        • 22-04-2004
        • 1085

        #4
        Konu: Menemen olayının Gerçekleri ile inceleyelim

        Ne demek abi Bende Sana Çok Teşekkür Ederim.
        Ellerine Saglık İnşallah Tarih Köşesi Hep Aktif Kalır Gençligimiz Ve Büyüklerimiz Gereken Önemi Bu Bölümede Aktarır

        Yorum

        İşlem Yapılıyor
        X