Vorking yüreklere su serpti

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • zigana
    Senior Member
    • 26-01-2004
    • 3796

    Vorking yüreklere su serpti

    Vorking yüreklere su serpti
    02 Ekim 2008 Perşembe 15:50
    Türkiye küresel fırtınaya yakalanmış değil. Dünya Bankası Türkiye eski Direktörü Andrew Vorkink'in açıklamaları sevindirdi.

    Dünya Bankası Türkiye eski Direktörü Andrew Vorkink, Türkiye'nin, gerçekleştirdiği mali sektör reformu sayesinde dünyadaki birçok ülkeden daha düzenli ve sağlam bir bankacılık sektörüne sahip olduğunu söyledi.

    Vorkink, AA muhabirinin, küresel finansal kriz ve Türkiye'ye muhtemel etkileri konusundaki sorularını yanıtladı.

    Boğaziçi Üniversitesinde ders de veren Vorkink, mevcut piyasa koşullarında tüm dünya piyasalarının önünü göremediğini belirterek, yatırımcıların da nereye ve ne türden yatırım yapacakları konusunda karar vermede zorlandıklarını kaydetti.

    ABD'nin, mali sektörde yeterli düzenleme ve denetleme yapamaması nedeniyle bu krizin ortaya çıktığını vurgulayan Vorkink, hızlı bir şekilde kar elde etmek isteyen mali kurumların da, yanlış yatırım kararlarıyla emlak sektöründeki krizi tetiklediklerini ifade etti.

    TÜRKİYE, BÜYÜK BİR MALİ KRİZE BİR DAHA GİRMEZ

    Türkiye'nin, şu anda ABD ve diğer ülkelerde devam eden benzer bir krizi 2001 yılında yaşadığına dikkati çeken Vorkink, kriz öncesindeki hükümetin, yanlış döviz kuru politikası nedeniyle mali sektörün krize girdiğini hatırlattı.

    2001 krizinden dersler çıkartan Türkiye'nin, mali sektörünü daha düzenli ve denetlenebilir hale getirdiğini anlatan Vorkink, bu sayede, birçok ülkenin bankacılık sektörüne göre daha dayanıklı bir sisteme sahip olduğunu kaydetti.

    Vorkink, Türkiye'nin mali sektörde gerçekleştirdiği reformlar nedeniyle, iç piyasalarda bir karışıklık oluşması ihtimalinin oldukça zayıf olduğunu da belirtti.

    Yatırımcıların önünü görebilmesi ve yatırım kararları açısından, mali sistem ve siyasi istikrarın önemli olduğuna dikkati çeken Vorkink, Türkiye'nin, ''sigorta ve menkul kıymetler piyasaları'' ağırlıklı olarak, mali sistemini geliştirmeye devam ettiği ve siyasi istikrarını koruduğu sürece, küresel piyasalarda da çok büyük bir çöküşün olmaması halinde, bundan böyle büyük bir mali krize girmeyeceğini söyledi.

    BU KÜRESEL ŞARTLARDA IMF İLE ANLAŞMA ÖNEMLİ

    Yerli ve yabancı yatırımcıların, yatırım kararlarında öngörülebilirlik aradıklarına dikkati çeken Vorkink, Türkiye ekonomisi ile uluslararası kuruluşları yakından tanıyan bir kişi olarak, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yapılacak herhangi bir anlaşma modelinin, Türkiye'nin öngörülebilirliğini güçlendireceği görüşünde olduğunu söyledi.

    Vorkink, böylesine çalkantılı bir küresel mali ortamda, IMF ile yapılacak bir anlaşmanın, Türkiye'deki piyasaları ve hükümet politikasını daha öngörülebilir bir hale getireceğini kaydetti.

    Vorkink, IMF ile yapılacak bir anlaşmanın, son anlaşmada olduğu gibi mutlaka mali destek içeren bir anlaşma olmayabileceğinin de altını çizdi.
  • zigana
    Senior Member
    • 26-01-2004
    • 3796

    #2
    Konu: Vorking yüreklere su serpti

    Erdoğan kriz için ne dedi?
    02 Ekim 2008 Perşembe 13:15
    Küresel kriz dünyanın tek gündemi.. Türkiye bu dalgadan nasıl etkilenecek? Erdoğan krizle ilgili neler söyledi?

    Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin küresel finansal krizi en az zayiatla atlatacağını söyledi.

    TBMM'nin 23. Dönem 3. Yasama Yılının başlaması nedeniyle verilen resepsiyona katılan Erdoğan, gazetecilerin küresel finansal krizle ilgili sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''Global krizde, Türkiye'nin tatilde olması büyük şans olarak değerlendiriliyor'' demesi üzerine Erdoğan, konuyla ilgili açıklamalarını 3 Ekim Cuma günü yapacağını belirtti.

    Erdoğan, ''Türkiye'nin tatilde olmasıyla, bu işin yakından uzaktan alakası yok. Türkiye, 90'lı yılların krizlerinden ibret alamayanlarla 2000'li yılların krizlerini yaşadı, biliyorsunuz. Ama 2000'li yılların krizlerinden ibret almış bir Türkiye var şu anda, bir AK Parti iktidarı var'' dedi.

    YERE SAÐLAM BASTIK

    Krizleri ciddi olarak ele aldıklarını, ''işi sıkı tutuklarını'' belirten Erdoğan, mali piyasalardaki disiplinin, iktidarları döneminde en önemli ilkesi olduğunu ve bundan asla taviz vermediklerini vurguladı. ''Yere sağlam bastık'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    SIKINTILARIMIZ YOK DEÐİL

    ''Finans sektöründe, özellikle kredilerde geri dönüş, 2000'li yılların geri dönüşüyle mukayese edemeyecek noktadaydı. Bizde (AK Parti iktidarında), yüzde 2, yüzde 3'ler düzeyindeydi. Ama o dönemlerde yüzde 30-35'lere varan geri dönüşü olmayan krediler vardı. Şimdi, bizim hassasiyetimiz aynen devam ediyor. Bu konuda kararlıyız. Bundan asla taviz yok. Bu şekilde de süreci devam ettireceğiz. Ama yatırımlardan da taviz vermeyeceğiz. Gerek küresel yatırım, gerek yerli yatırım... Burada da rakamlar, yatırımlar ciddi manada artıyor. Bunun artışı da Türkiye'nin yine iyi yolda olduğunu gösteriyor.

    Tabii ki sıkıntılarımız yok değil. İşte enflasyonda olan, ki bunda da çok kararlıyız. Faizde olan, büyümede, ki aynı şekilde daralma var. Bütün bunlara rağmen bunu en az zayiatla Türkiye atlatacak. Bunu söyleyebilirim. Cuma günü detaylarına daha da gireceğim. ''

    Yorum

    • zigana
      Senior Member
      • 26-01-2004
      • 3796

      #3
      Konu: Vorking yüreklere su serpti

      Krizin ayak sesleri Türkiye'ye

      Giderek şiddetlenen finansal krizin, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Türkiye'nin ihracat pazarlarında yol açtığı daralma eğilimi Türkiye'yi de olumsuz etkiledi. Son bir yılda reel sektörün mevcut duruma ilişkin değerlendirmeleri ve geleceğe yönelik beklentilerinde hızlı bir bozulma yaşandı. Sanayide, genel gidişat, üretim, satış, maliyetler, rekabet gücü gibi konularda giderek kötümserliğin hakim olduğu belirlendi.

      Bu yıl ve geçen yılın Eylül ayları karşılaştırıldığında, sanayinin üretim hacminin düştüğü, stokların büyüdüğü, iç piyasa ve ihracat siparişlerinin azaldığı, rekabet gücünün yitirildiği, yatırımların kısıldığı, birim maliyetlerin yükseldiği belirlenirken, bu gelişmelerin izleyen dönemde artarak süreceği beklentisinin yaygınlaştığı dikkati çekti. Bu olumsuz gelişmelerde baş etmen olarak talep daralması öne çıktı.

      100 İŞYERİNDEN SADECE 7'Sİ İYİMSER

      ANKA'nın Merkez Bankası'nca imalat sanayii işyerlerinde gerçekleştirilen iktisadi yönelim anketine dayanarak yaptığı belirlemelere göre, faaliyette bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda bir önceki aya göre daha "kötümser" olanların geçen yılın Eylül ayında sadece yüzde 13,3 olan üretim değeri ağırlıklı oranı, izleyen aylarda hızla yükselerek bu yılın Eylül ayında yüzde 42,4'e kadar ulaştı. Genel gidişatın değişmeyeceği görüşünde olanların oranı yüzde 67,8'den yüzde 50,7'ye gerilerken, iyimserlerin oranı da yüzde 18,9'dan yüzde 6,9'a kadar düştü. Buna göre her 100 işyerinden sadece 7'sinin iyimser, neredeyse her iki işyerinden birinin ise gidişattan kaygılı olduğu dikkati çekti.

      ÜRETİM VE SİPARİŞLER AZALDI, STOK ARTTI

      Son üç ayda üretim hacminin arttığını bildiren işyerlerinin geçen yıl Eylül ayında yüzde 35,5 olan üretimdeki payı, bu yıl aynı ayda yüzde 24,8'e kadar düştü. Üretim hacminin azaldığını bildiren işyerlerinin oranı ise yüzde 24,7'den yüzde 30,4'e çıktı. Gelecek üç aylık dönemde üretim artışı öngören işyerlerinin üretim değeri ağırlıklı oranı yüzde 45,5'ten yüzde 28,5'e geriledi; üretiminin azalacağını bildirenlerin oranı yüzde 15,8'den yüzde 25,9'a çıktı.

      Kayıtlı toplam sipariş miktarının normal altı olduğunu bildiren işyerlerinin oranı yüzde 16,3'ten yüzde 38,8'e, ihracat sipariş miktarının normal altı olduğunu bildirenlerin oranı da yüzde 18,7'den yüzde 34,5'e yükseldi.

      Son üç ayda alınan toplam sipariş miktarının arttığını bildiren işyerlerinin ağırlığı yüzde 37,3'ten yüzde 21,5'e düşerken, azaldığını bildirenlerin oranı yüzde 21,3'ten yüzde 37'ye çıktı. Son üç ayda ihracat siparişi miktarının arttığını açıklayan işyerlerinin oranı yüzde 28,1'den yüzde 19,9'a geriledi, azaldığını bildirenler yüzde 22,6'dan yüzde 33,5'e yükseldi.

      Eylül aylarına göre gelecek üç ayda iç piyasa siparişlerinin artacağını düşünen işyerleri yüzde 34.7'den yüzde 24.1'e gerilerken, azalacağını öngörenlerin oranı yüzde 16.6'dan yüzde 28.5'e yükseldi. Bu dönemde ihracat siparişlerinde artış bekleyenlerin oranı yüzde 35,8'den yüzde 28,7'ye geriledi, azalış bekleyenlerin oranı yüzde 14,4'ten yüzde 24,4'e çıktı.

      Toplam sipariş miktarında düşüş bekleyenler yüzde 15'ten yüzde 30,8'e yükselirken, artış bekleyenler yüzde 40,4'ten yüzde 29,7'ye indi
      Üretim hacmindeki düşmeye rağmen mevcut mamul mal stokunun normal üstü olduğunu bildiren işyerlerinin oranı yüzde 15,3'ten yüzde 27,4'e çıktı.

      SATIŞ FİYATLARI

      Gelecek üç ayda satış fiyatlarında artış öngörenler yüzde 19,9'dan yüzde 20,2'ye, indirim öngörenlerin oranı da yüzde 7'den yüzde 15,5'e çıkarken, fiyatların değişmeyeceğini bildirenlerin oranı yüzde 73,1'den yüzde 64,3'e geriledi.

      Son üç ayda ortalama birim maliyetlerin yükseldiğini bildiren işyerlerinin üretim değeri ağırlıklı oranı Eylül aylarına göre yüzde 48,3'ten yüzde 61,9'a, gelecek üç ayda maliyetlerde artış bekleyenlerin oranı da yüzde 42,4'ten yüzde 46,5'e yükseldi.

      TEMEL FAKTÖR TALEP YETERSİZLİÐİ

      Üretimi kısan faktör olan talep yetersizliğini dile getiren işyerlerinin toplam üretimdeki payının yüzde 43,1 olduğu belirlendi. Talep daralmasının üretimi kısıcı etkisinin son bir yılda giderek arttığı gözlendi. Bu oran geçen yılın aynı ayında yüzde 37,2 çıkmıştı.
      Üretimi kısan faktörlerden hammadde-ekipman yetersizliğinin payı yüzde 10,2, mali olanaksızlıkların payı yüzde 8,7, iş gücü yetersizliğinin payı yüzde 8, diğer nedenler de yüzde 9,9 olarak belirlendi.

      Üretimi kısan faktör bulunmadığını bildiren işyerlerinin geçen yıl Eylül'de yüzde 29,5 olan oranı, bu yıl aynı ayda yüzde 20,1'e düştü.

      YATIRIM EÐİLİMİ KIRILIYOR

      Yaşanan olumsuz sürecin, sanayicilerin yatırım eğilimine de olumsuz yansıdığı gözlendi. Gelecek bir yıl içinde önceki bir yıla göre yatırım harcamalarını artırmayı planlayan işyerlerinin geçen yıl Eylül ayında yüzde 27,2 olan üretim değeri ağırlıklı oranı bu yıl aynı ayda yüzde 19,6'ya indi. Yatırım harcamalarını kısacağını bildirenlerin oranı ise yüzde 21,7'den yüzde 28,9'a çıktı.

      Kaynak :

      Yorum

      İşlem Yapılıyor
      X