Anıtkabir hakkında bilgiler

Kapat
Önemli Konu
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • HIAMOVI
    satélite de expertos
    • 22-12-2004
    • 14236

    #16
    Konu: Anıtkabir hakkında bilgiler

    PROJE YARIŞMASI

    5. Mansiyon ödülüne Layık Görülen Eserler :

    Jüri, Anıtkabir proje yanşmasına gönderilen eserlerden beş tanesini de "mansiyon ödülü verilmeye değer" bulmuştu. Bunlar; İsviçre'li mimar Ronald Rohn, İtalyan mimar Giovanni Muzio, İtayan mimarları Giuseppe Vaccaro-Gino Franzi, Türk mimarlan Hamit Kemali Söylemezoğlu -Kemal Ahmet Aru-Recai Akçay ile Feridun Akozan -M.Ali Handan'ın eserleriydi.


    Ayrıca Jüri raporunda bu beş eseri de zayıf ve kuvvetli yönleri ile ayrı ayrı eleştirmiştir. Bu eleştiriler şöyle özetlenebilir :



    42 no.lu projenin yandan görünüşü
    a. 42 Numaralı Proje : Ronald Rohn

    "İsviçreli mimarın projesi, kompozisyon bakımından diğerlerinden farklıdır. Anıt arazisinin icaplarına tamamen uygun bir şekilde tertiplenmiştir. Mozole, müze ve diğer teferruat ayrı ayrı tanzim edilmiş ve bunlar iyi karıştırılmıştır. Fakat eserde bir abideye lazım olan azamet ve anıtsal tesirler yoktur. Buna rağmen fikir kuvvetlidir."


    42 no.lu projenin genel görünüşü

    "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
    Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






    Yorum

    • HIAMOVI
      satélite de expertos
      • 22-12-2004
      • 14236

      #17
      Konu: Anıtkabir hakkında bilgiler

      PROJE YARIŞMASI

      b. 41 Numaralı Proje : Giovanni Muzio

      "Projede dış mimari itibariyle en eski abide ve mezar şekillerinden ilham alınmıştır. Altı köşeli plan üzerindeki piramit, taş inşaata çok uygun görülüyorsa da, mimar bu satıhları o kadar çok pencereler ile doldurmuştur ki, ancak betonarme ve zor bir inşaat sistemine muhtaçtır. Bir piramit olan esas kitle ile diğer ayrıntı arasında uyumsuzluk vardır."




      41 no.lu projenin cepheden görünüşü

      41 no.lu projenin iç görünüşü

      "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
      Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






      Yorum

      • HIAMOVI
        satélite de expertos
        • 22-12-2004
        • 14236

        #18
        Konu: Anıtkabir hakkında bilgiler

        PROJE YARIŞMASI


        c. 45 Numaralı Proje : Giuseppe Vaccaro-Gino Franzi
        "Bu proje ağır ve klasik tesirden ziyade, dekoratif bir iç mimariyi ve hiç lüzum olmadığı halde zor bir inşa tarzını icap ettirmektedir. Sadece dört adet köşe ayağı üzerinde duran anıt, ancak betonarme iskelet olarak inşa edilip, dış yüzü taş plakalarla kaplamak suretiyle yapılabilirdi. Sonsuza kadar kalması düşünülen böyle bir anıt için bu inşa tarzının garanti temin edeceği şüphelidir."

        45 no.lu projenin cepheden görünüşü

        45 no.lu projenin iç görünüşü

        "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
        Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






        Yorum

        • HIAMOVI
          satélite de expertos
          • 22-12-2004
          • 14236

          #19
          Konu: Anıtkabir hakkında bilgiler

          PROJE YARIŞMASI

          d. 24 Numaralı Proje : K.Söylemezoğlu-K.Ahmet Aru-R.Akçay

          "Kare bir plan üzerinde yükselen ve köşe yapılarıyla takviye edilen anıt, kuvvet ifade etmektedir. Dış görünüşünün tesirli olması için köşe yapıları, dar olan esas girişe oranla abartılı düşmüştür. Ancak piramit çatının burada uygun olup olmadığı kuşkuludur. Fazla miktarda konulan küçük pencereler bir mozoleden çok kaleyi andırmaktadır."


          24 no.lu projenin cepheden görünüşü

          24 no.lu projenin iç görünüşü

          "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
          Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






          Yorum

          • HIAMOVI
            satélite de expertos
            • 22-12-2004
            • 14236

            #20
            Konu: Anıtkabir hakkında bilgiler

            PROJE YARIŞMASI


            e. 29 Numaralı Proje : Feridun Akozan-M.Ali Handan

            "Bu proje dört tarafına yapılan eklemelerle genişletilmiş basit küp biçiminden oluşmaktadır. Bu dört ilavenin ancak üçü abide içinde birer yuva teşkil etmekteyse de, ne yazık ki giriş tarafına isabet eden dördüncü duvarla kaplanmıştır. Duvarların içte ve dışta hafif biçimde eğimli oluşu uygun görülür. Ancak tavanın taş levhalarıyla kaplanması inşai bir mesele teşkil eder."



            29 no.lu projenin iç görünüşü

            29 no.lu projenin cepheden görünüşü

            "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
            Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






            Yorum

            • HIAMOVI
              satélite de expertos
              • 22-12-2004
              • 14236

              #21
              Konu: Anıtkabir hakkında bilgiler

              PROJE YARIŞMASI

              ANITKABİR İÇİN UYGULANACAK PROJENİN SEÇİMİ :

              Jüri, "ödül verilmeye değer" bulduğu 3 eserden hiç birini ötekinden üstün tutrnamıştı. "Anıtkabir Proje Yarışması Şartları" içindeki bir maddede; "Jüri Heyetinin en iyi addettiği üç projeden birinin kati olarak intihap ***fiyeti, doğrudan doğruya Türkİye Cumhuriyeti Hükümetine aittir" deniliyordu. Buna göre jürinin ödüle değer bulduğu üç eserden birini seçme yetkisi hükümete aitti.

              Hükümet bu konuda, yetkili birçok kişilerin düşüncelerini dikkate alarak, Prof. Emin Onat ile Doç. Orhan Arda'nın eserini uygulamaya karar verdi. Bu kararın dayandığı düşünceler şunlardı : Yarışmayı kazanan üç proje birçok yönlerden aynı değerdedir. Fakat bunlar içinde, iki Türk'ün yaptığı eser bu milli konuyu daha başarılı olarak ifade etmiştir. Jüri raporunda belirttiği gibi, bu projenin araziye uygunluğu öteki projelerden çok üstündür.

              Hükümet, jürinin öğütlediği değişiklikleri de göz önünde bulundurarak, 7 Mayıs 1942'de Türk sanatçıların eserlerinin uygulanmasına karar verdi. Hükümetin 9 Haziran 1942 tarihinde yayınladığı bu kararını açıklayan tebliğ, özet olarak şu hususlan içeriyordu :

              1. Ebedi Şef Atatürk için Anıtkabir projesini inceleyen jüri heyetince ödüle layık görülen üç projeden;

              a. Prof.Emin Onat ile Doç.Orhan Arda'ya ait projenin birinci olarak seçilmesine,
              b. Alman Profesörü J.Kruger'e, İtalyan Profesörü A.Foschini'ye ait iki projenin de ikinci sayılmasına,

              2. Bu üç projeden hiçbirinin doğrudan doğruya uygulamaya elverişli olmadığına ve değişikliğe ihtiyaç olduğuna, birinci seçilen projenin jüri heyeti raporunda ön görülen değişikliklerin yapıldıktan sonra uygulanmasına,

              3. Öngörülen değişikliğin, Anıtkabir projesi yarışmasında birinciliği kazanan proje sahibinin de dahil olacağı bir uzman heyete yaptırılmasına karar verilmiştir.

              Türk sanatçıların eseri kabul edildikten sonra, jüri heyeti raporunda öngörülen değişikliklerin yapılması için 28 Ekim 1943 tarihinde yeni bir komisyon kuruldu. Komisyon, Milli Eğitim Bakanlığı emrinde çalışan Prof. Paul Bonatz ile Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Başkanı Sırrı Sayarı ve Güzel Sanatlar Akademisi Mimari Şubesi Şefi Prof. Sedat Eldem'den oluşuyordu. Projede yapılacak değişiklikler, sanatçılarla da görüşülerek kararlaştırıldı. Projede, kale ekseni ve Şeref Holü'nün etrafındaki odalar binanın anıtsal niteliğini kaybettirdiğinden eleştiri konusu oluyordu. Projede öngörülen değişiklikler bu bölümlerin iyileştirilmesini içeriyordu. Emin Onat ile Orhan Arda 5 Nisan 1943'de başlattıkları çalışmalarını 7 Ekim 1943 'de tamamlayarak komisyona teslim ettiler. Şartnameye göre yarışmayı kazanan projenin uygulanması ve kontrolü hakları, eser sahibine aitti. Bunun için komisyon, asıl anıt projesi ile anıt sahasına ait park planı ve bu bütünlüğün Ankara Şehri imar planı ile olan ilişkisi hakkındaki düşüncelerini içeren bir karar alarak, bu hakları 18 Kasım 1943 tarihinde Emin Onat'la Orhan Arda'ya verdi. Komisyonun hazırladığı rapor, proje ve maketler Bakanlar Kurulu toplantısında incelenerek projenin uygulanmasına 18 Kasım 1943 tarihinde karar verildi.

              "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
              Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






              Yorum

              • HIAMOVI
                satélite de expertos
                • 22-12-2004
                • 14236

                #22
                Konu: Anıtkabir hakkında bilgiler

                PROJE YARIŞMASI

                Sanatçının Eserini Açıklaması :

                Anıtkabir projesinin nasıl meydana getirildiğini Prof. Emin Onat şöyle açıklamıştır :

                "Atatürk'ün başardığı devrimlerin en önemlilerinden biri, şüphesiz bize, geçmişin gerçek değerini göstermek olmuştur. Osmanlı devri şereflerle dolu bir devir olmakla beraber, itiraf etmek gerekir ki skolastik ruhun hüküm sürdüğü kapalı bir alemden ibaretti. Gerçekte ise tarihimiz, bir zamanlar Ziya Gökalp'in "Ümmet devri" dediği bir içe kapanmış medeniyetten ibaret değildi. Akdeniz milletlerinden birçoğu gibi, tarihimiz binlerce yıl önceye gidiyor. Sümerlerden ve Hititlerden başlıyor ve Orta Asya'dan Avrupa içlerine kadar birçok kavimlerin hayatlarına karışıyor, Akdeniz medeniyetinin klasik geleneğinin en büyük köklerinden birini teşkil ediyordu. Atatürk, bize bu zengin ve verimli tarih zevkini aşılarken, ufuklarımızı genişletti. Bizi ortaçağdan kurtarmak için yapılmış hamlelerden en büyüğünü yaptı. Gerçek geçmişimizin ortaçağ değil, dünya klasiklerinin ortak kaynaklarında olduğunu gösterdi.

                Gerçek milliyetçiliğin, içe kapanmış bir ortaçağ gelenekçiliğinden asla kuvvet almayacağını, onun yalnız ortak ve eski medeniyet köklerine inmekle canlanabileceğini anlattı. Avrupalılaşmakla, medenileşmekle, millileşmenin aynı şey olduğunu, bundan iyi hangi fikir ifade edebilirdi ?

                Bunun içindir ki biz, Türk milletinin skolastikten uyanma, Ortaçağ'dan kurtulma yolunda yaptığı devrimin Büyük Önder için kurmak istediğimiz anıtın, O'nun getirdiği yeni ruhu ifade etmesini istedik. Bu ruh, milletin içinden geçtiği medeniyetlerden birine ait, ölümlü bir ruh olamazdı. Atatürk'ün dehası bize gösterdi ki, dünyanın en büyük medeniyeti olan Sümer medeniyeti, Türkler tarafından yaratılmıştır. 0 önce Akdeniz medeniyetinin temeli olduğu gibi, zamanımızda, dünya medeniyetinin köklerini aynı yerde bulacaklardır. İşte bunun içindir ki batılılaşma yolunda en büyük hamlemizi yapan Ata'nın Anıtkabirini, bir sultan veya veli türbesi ruhundan tamamen ayrı, yedibin yıllık bir medeniyetin, rasyonel çizgilerine dayanan klasik bir ruh içinde kurmak istedik.

                Uzun yıllar dayanabilecek yapılar kurulmak istenilirse tabiatın vergisinden başka bir şeye gitmemek gerekir. Ancak tabiatın taşıdır ki vakar ile ihtiyarlar. Bu itibarla anıtın taştan yapılması düşünülmüştür. Anıtın mimari kuvveti her taraftan görünüşün aynı olması ile husule geleceğinden, bu nokta gözönünde tutulmuş, binanın dışının bir maske halinde olmayıp, içinin bir ifadesi olarak yaratılması önemle dikkate alınmıştır.

                Atatürk'ün Lahdi'ni ihtiva eden Şeref Holü, dış mimariden kuvvetle görünecek ve abideye etki verecek şekilde bütün kitle arasından yükseltilmiştir. Bu holün etrafı birinci katta müzelerle Atatürk'ün hatıralarıyla sarılmıştır. Abide, meydandan merdivenler vasıtası ile altı metre kadar yükseltilmiş bir platform üzerine oturtulmuş, zemin kapalı ve küçük pencereli masif bir duvar şeklinde tutularak, bunun üzeri, Ankara'nın güneşli ikliminde büyük ışık ve gölge kontrasları yapacak taş kolonlarla çevrilmiştir. Programda istenen, uzaktan görünüşteki azamet ve kudret ifade edilmiştir. Kolonadın üzerinden taşan ve tabutu andıran kitlenin dış duvarları İstiklal Savaşı ve büyük Türk İnkılabını canlandıran rölyeflerle süslenmiştir.

                Anıtın doğu girişi, Aslanlı Yolun başındadır. Bu yolun başlangıcında iki nöbetçi ile kuvvetlendirilmiş olan giriş kısmına, dört metre yüksekliğinde merdivenle çıkılır. Anıtın doğu girişi burasıdır. İhata duvarlarının anıtın altına alınması sayesinde ona, her taraftan yüksek kaide teşkil edilmiş ve Rasattepe ifadesi kuvvetli olmayan, yumuşak bir tepe olmaktan kurtarılarak, burası bir çeşit yüksek kale haline getirilmiştir.

                Anıtın tepe üzerine yerleştirilmesinde, birbirini dikine kesen iki kuvvetli mihver esas olarak alınmıştır. Bu mihverlerden biri, Ankara Kalesi'nden, diğeri Büyük Millet Meclisinden geçer. Birincisi, kale karekteriyle başlangıçtaki hamleyi temsil ederek şehrin siluetinden kıymetli bir varlık alırken, diğerinin uzandığı istikamet bu inkılabı koruyanların ve sürdürenlerin bulunduklan yeri, Çankaya'yı göstermektedir. Bu iki mihverin birleştiği mahal, Tören Meydanının mimari merkezini teşkil ettiği kadar, başlangıç ile devamın heyecanına sürükleyen bir mevki olarak bu tekatu (kesişme) hal kazandırmaktadır.

                Şeref antresinden girilince, 180 metre uzunluğunda bir platform vardır. Bunun iki tarafına dört sıra kavaklar dikilmiştir. Bu vakarlı methal, herkesi sükünete ve ciddiliğe davet edecektir. Buradaki yürüyüş esnasında, tazim ziyaretine hazırlayan bir atmosfer yaratılması düşünülmüştür. Bu Aslanlı Yolun sonunda döşemeli bir ön avlu vardır. Bu avlunun üç tarafı taş ayaklıklı bir galeri ile çevrilidir. Bu taş avlunun giriş istikametinden Bakanlıklar, Çankaya ve Meclis görülmektedir.

                Avlunun sol tarafında kale istikametinde, Anıtkabir'in platformuna götüren geniş bir merdiven başlamaktadır. Buradan Şeref Holü'ne gidilir. Esas abideye gelmeden önce ziyaretçinin ruhunda uyanmakta olan sabırsızlık ve vecdi meydana getiren hazırlık ve bekleme devresi burada son bulmaktadır. Bu açık merdivenin üstünde çok dik şekilde, büyük taş ayaklı galeri ile çevrilmiş bir Şeref Holü yükselmektedir.

                "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                Yorum

                • HIAMOVI
                  satélite de expertos
                  • 22-12-2004
                  • 14236

                  #23
                  Konu: Anıtkabir hakkında bilgiler

                  PROJE YARIŞMASI
                  ANITKABİR'İN MİMARLARININ BİYOGRAFİLERİ


                  1. Emin Onat (1908-1961)
                  İstanbul'da doğdu, Beyazıd Nümune Mektebi ve Vefa Sultanisi'nde okudu. 1926'da Yüksek Mühendis Mektebi'ne girdi. Üçüncü sınıftan sonra tahsilini tamamlamak ve dönüşünde kendi okulunda öğretim üyesi olmak üzere seçilerek Zürih Yüksek Teknik Okulu'na gönderildi. 1934 yılında Mimarlık Bölümü'nden birincilikle mezun oldu. 1935'te Yüksek Mühendis Okulu Mimari Bölümü'nde Doçent ve 1938' de de Profesör oldu. 1942'de Uluslararası Anıtkabir Proje Yarışması'nda birinci seçildi. 28 Mayıs 1943'te Ordinaryüs Profesör oldu. 1946'da İngiliz Mimarları Kraliyet Enstitüsü fahri üyesi seçildi. 1938'den itibaren Mimarlık Şubesi Şefi olarak Teknik Üniversite'nin kuruluşuna kadar çalıştı. 1944'te Teknik Üniversite kurulunca Mimarlık Fakültesi'nin ilk dekanı seçildi. İki devre dekanlık ve 1951-1953 yılları arasında da rektörlük hizmetlerinde bulundu. 27 Haziran 1951'de fakültenin gelişmesinde gösterdiği büyük hizmetlerden dolayı Profesörler Kurulu tarafından, rektörlük dönemindeki başarılarından dolayı da Senato tarafından çeşitli takdirnamelerle ödüllendirildi.

                  1956'da Ordinaryüs Profesör Emin Onat'a, Hannover Technische Hochschule' nin 125 nci yıldönümü münasebetiyle seçtiği 6 yabancı ilim ve sanat adamı arasından fahri doktorluk payesi verildi.

                  1954'te milletvekili seçildi. 1957 yılına kadar bu hizmeti yaptı. 1957 seçimlerine girmeyerek milletvekilliğinden ayrıldı ve Mimarlık Fakültesi'ndeki görevine döndü.
                  Emin Onat'ın akademik kariyeri dışında, başta Anıtkabir olmak üzere İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakülteleri, İstanbul Adalet Sarayı, İTÜ Merkez Binası (Taşkışla), Uludağ Sanatoryumu, Ankara Emniyet Sarayı gibi birçok eserleri vardır.

                  Emin Onat, 17 Temmuz 1961'de geçirdiği bir kalp krizi sonucu İstanbul'da vefat etmiştir.


                  2. Orhan Arda (1911- )

                  19 Mayıs 1911'de Selanik'de doğdu. İlk, orta, lise öğrenimini İstanbul'da yaptı. 1936'da Yüksek Mühendis Mektebi'nden mezun oldu. 1938'de mezun olduğu yüksek okulun İnşaat Şubesi'ne asistan olarak atandı. 1 Mart 1941'de Anıtkabir için açılmış olan uluslararası yarışmaya Profesör Emin Onat ile birlikte katıldı ve birincilik aldı.

                  1944'te Yüksek Mühendis Mektebi'nin üniversite haline gelmesiyle Mimarlık Fakültesi Bina Bilgisi Doçenti ünvanını aldı. Bu tarihten itibaren 10 Kasım 1953 tarihine kadar geçen zamanda bir taraftan büro mesaisini yürütürken, gerektiğinde üniversitedeki görevinden de izinli olarak şantiye çalışmalarına katıldı.

                  1960'da İTÜ Mimarlık Fakültesi ikinci Bina Kürsüsü profesörlüğüne atandı. Bir süre sonra aynı kürsünün başkanlığına getirildi. İTÜ Mimarlık Fakültesi Çevre Analizi ve Endüstrileşmiş Bina Tasarımı Kürsüsü profesörlüğü görevinde bulundu.

                  "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                  Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                  Yorum

                  • HIAMOVI
                    satélite de expertos
                    • 22-12-2004
                    • 14236

                    #24
                    Konu: Anıtkabir hakkında bilgiler

                    İNŞASI VE ÖZELLİKLERİ

                    ANITKABİR'İN İNŞASI VE ÖZELLİKLERİ

                    A. ANITKABİR'İN TEMELİNİN ATILIŞI

                    Anıtkabir'in inşaasının başlaması ve kamulaştırılma çalışmaları için ilk aşamada, 1 Haziran 1944 tarihinde Bayındırlık Bakanlığına 1.000.000 TL. ödenek tahsis edildi.
                    Şartnameye göre, yarışmayı kazanan projenin uygulanması ve kontrolü haklarının eser sahibine ait olması nedeniyle, 4 Temmuz 1944 tarihinde Bayındırlık Bakanlığı, Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda ile sözleşme imzaladı. Bu tarihlerde, Rasattepe ve civarının ilk ağaçlandırma çalışmalarına başlandı. Bayındırlık Bakanlığı, 4 Eylül 1944 tarihinde birinci kısım inşaatı ihaleye çıkardı. Birinci kısım inşaat, Rasattepe'nin toprak tesviyesi ile Aslanlı Yolun istinat duvarlarının yapılmasını ihtiva ediyordu. İnşaatın kontrol mühendislik hizmeti Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisliği'ne verildi ve şantiye binası olarak rasathane binası kullanıldı.


                    Mozole altı galeri tonozlarının inşaatı
                    Anıtkabir'in inşaatına 9 Ekim 1944 günü saat 10.00'da görkemli bir temel atma töreni ile başlandı. Törene Başbakan Şükrü Saraçoğlu, bakanlar ve kalabalık bir davetli topluluğu katıldı. Bayındırlık Bakanı Sırrı Day, törende şu konuşmayı yaptı.
                    "Aziz Başbakanım, değerli arkadaşlanm,

                    Türk Milleti 1938 yılında Kasım'ın 10 ncu günü en kıymetli evladı Atatürk'ü kaybetmişti. Bunun acısı milletimizin kalbinde bütün tazeliği ile ebedidir. Ancak bizi teskin eden, kuvvet ve kudretimizi sağlayan iki mazhariyetimiz vardır. Biri Atatürk'ün ebedi varlığının, inkılapçı ruhunun daima içimizde ve aramızda olduğuna inancımız, biri de cumhuriyetimizin, milletimizin ve partimizin başında aziz milli şefimiz İnönü'nün bulunuşudur. Gerçekten, bu iki büyük kuvvet etrafında birleşen milletimiz, yaratılan büyük eseri korumak, büyütmek ve ileri medeniyet seviyesine varmak için hızla ve imanla çalışmakta, inkılabımız daha çok ileri merhalelerine varmaktadır.

                    Hep biliriz ki, Atatürk, kendisini hatırlatmak için bir anıta, bir abideye ihtiyacı olmayanlardandır. Türkiye Cumhuriyeti, maddi manevi bütün varlığı ile Atatürk'ün büyük ve yıkılmaz anıtıdır. Ancak kendi hislerimizi tatmin ve minnettarlığımızı ifade etmek ve en kutsal bir ziyaretgahı kurmak içindir ki Anıtkabir'in inşası o felaket gününden beri kararlaşan bir amacımız olmuştur.

                    Bu ehemmiyetle yapıya başlamak için, lüzumlu hazırlıklar devamlı çalışmalarla ikmal edildi. Bugün ilk kazmanın vurulmasından itibaren inşaat devresine geçmiş olunacaktır. Bu hizmetin kendisine emanet edilmesini büyük bahtiyarlık bilen Bayındırlık teşkilatının bütün dikkat ve gayretini harcayarak ve muhtaç olduğu yardımlarınıza mazhar olarak muvaffak olacağına eminim.

                    Başvekilimizin isabetli rehberliği, kıymetli ve devamlı alaka ve yardımları, işlerimizin başarısı için bize daima cesaret ve emniyet vermektedir. Kendilerine bu vesile ile tekrar şükranlarımı sunmak için müsaadelerini rica ederim. Sözlerime son verirken Atatürk'ün büyük adını bir daha hürmetle anar, milli şefimiz İnönü' nün başımızda daima var ve mesut olmasını candan dilerim."

                    Bayındırlık Bakanının bu konuşmasından sonra Yapı ve İmar İşleri Başkanı Sırrı Sayarı'nın inşaat hakkında teknik bilgileri sunmasını müteakip temele ilk kazmayı Başbakan Saraçoğlu vurdu. Sonra sırası ile bakanlar, generaller ve törene katılan kuruluş temsilcileri de temel kazılmasına sembolik olarak katıldılar.


                    Anıtkabir inşasının başlaması nedeniyle Bayındırlık Bakanı, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye şu telgrafı gönderdi:

                    "Büyük Reisicumhur,

                    Anıtkabir'in inşasına bugün Başvekilimizin uğurlu eli ile başlandı. Kendisine bu kutsal işin emanet edilmesiyle bahtiyarlık duyan Bayındırlık camiası eserin yüksek ilham ve iradeleri dairesinde en kısa zamanda ve en başarılı şekilde bitmesi için bütün gayretleri ile çalışacağına itimat buyrulmasını en derin tazim hisleri ile arz eder, ellerinizden öperim." "Sırrı Day Bayındırlık Bakanı"

                    Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de başarı dileklerini sunan şu cevabı telgrafı gönderdi:

                    "Sırrı Day, Bayındırlık Bakanı Ankara

                    Anıtkabir'in temeli atılması münasebetiyle yazdığınız tel için çok teşekkür ederim. Anıtkabir'in yüksek mevzuuna layık tarihi bir eser olması için milletimizin gösterdiği dikkat, eserin mümkün olduğu kadar süratle bitirilmesini candan temenni ettirmektedir. Sebatlı ve devamlı çalışma ile Bayındırlığımızın tam bir başarısını tebrik ettiğim gün kendimi bahtiyar sayacağım. "İsmet İnönü Cumhurbaşkanı"
                    Hükümet, inşaat başladıktan bir süre sonra 1 Kasım 1944 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine Anıtkabir inşaatı için ödenek tahsisine yetki isteyen bir kanun tasarısı sundu. Bu tasarıya göre, 1945-1949 yıllarını kapsayan dönem için her yıl 2.500.000 TL. nı aşmamak üzere 10.000.000 TL. na kadar geçici taahhütlere girme yetkisi hükümete veriliyordu. Kanun tasarısının mecliste görüşülmesi esnasında söz alan Bayındırlık Bakanı, "Anitkabir için gerekli arazinin kamulaştırılmasının tamamlandığını, ancak halen incelenmekte olan ve genişletilmesi düşünülen inşaat projesinin kabulü halinde bir kısım arazinin daha kamulaştırılmasına ihtiyaç duyulacağını, bu maksatla ek ödenek talep edilebileceğini" açıkladı. Genel Kurulca, birinci maddesinin daha açık bir şekilde ifade edilmesi için tasarı Bütçe Encümenine sevk edildi. Bütçe Encümeninde gerekli değişiklik yapılarak 22 Kasım 1944 tarihinde Meclis Genel Kurulu'nda tartışmaya açıldı. Genel Kurul'da söz alan Trabzon Milletvekili Mithat Aydın, "Anıtkabir proje yarışmasının, dünyanın bunalımlı bir dönemine rastladığı, bu yanşmaya değerli profesörlerin katılımının sağlanamadığını, fakat bir Türk projesinin kabul edilmiş olmasının övünülecek bir durum olduğunu" belirterek 10.000.000 TL. ödeneğin tahsis edilmesinin yerinde olacağını ifade etti. Kanun, 283 milletvekilinin oyları ile 22 Kasım 1944 tarihinde kabul edildi. Aşağıdaki maddelerden oluşan 4677 no.lu kanun 4 Aralık 1944 tari-hinde yürürlüğe girdi.

                    1. Anıtkabir inşaatı için, senelik ödeme miktarı 2.500.000 TL. yi geçmemek ve her yıl bütçesine konacak parayla ödenmek üzere 10.000.000 TL. ye kadar, 1945-1949 yıllarında geçici taahhütlere girişmeye Bayındırlık Bakanı ve faizleriyle birlikte bu miktarı geçmemek üzere bono ihracına Maliye Bakanı yetkilidir.

                    2. Bu kanun tarihinden geçerlidir.

                    3. Bu kanun hükmünü icraya Bayındırlık ve Maliye Bakanları görevlidir.

                    "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                    Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                    Yorum

                    • HIAMOVI
                      satélite de expertos
                      • 22-12-2004
                      • 14236

                      #25
                      Konu: Anıtkabir hakkında bilgiler

                      İNŞASI VE ÖZELLİKLERİ

                      B. ANITKABİR'İN İNŞAAT EVRELERİ VE PROJEDE YAPILAN DEÐİŞİKLİKLER
                      Anıtkabir'in inşaatının dört aşamada tamamlanması planlandı, yapımına 9 Ekim 1944'de başlandı ve 1 Eylül 1953'de bitirildi.

                      Tandoğan' dan Rasattepe arazisinin görünüşü
                      1. Birinci Kısım inşaat :
                      Toprak tesviyesi ve Aslanlı Yolun istinat duvarlarının yapılmasını kapsayan birinci kısım inşaatın yapımı, 9 Şubat 1944'de müteahhit Yüksek Mühendis Hayri Kayadelen'e ihale edildi 3 Mayıs 1945'de Prof. Emin Onat, Yapı ve İmar İşleri Başkant Sırrı Sayan ve Anıtkabir Kontrol Şefi Ekrem Demirtaş tarafından "Anıtkabir İnşaatı Çalışma Programı" hazırlandı. Buna göre, Aslanlı Yol bölümünün denge ve dayanıklılık araştırmaları Yüksek Mühendis Ali Kranti, temel sistemin belirlenmesi ve zemin gerilimlerinin incelenmesi Prof. Hamdi Peynircioğlu tarafından yapıldı. Birinci kısım inşaata 9 Ekim 1944 tarihinde başlandı ve Ekim 1945'de tamamlandı.

                      Arazide yapılan tesviye çalışması

                      "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                      Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                      Yorum

                      • HIAMOVI
                        satélite de expertos
                        • 22-12-2004
                        • 14236

                        #26
                        Konu: Anıtkabir hakkında bilgiler

                        İNŞASI VE ÖZELLİKLERİ


                        2. İkinci Kısım İnşaat :
                        Mozole ve yardımcı binaların yapılmasını kapsayan ikinci kısım inşaatı, 29 Eylül 1945'de Rar-Türk Limited Sosyetesi'ne ihale edildi.

                        Aslanlı yol istinat duvarının batı cephesi
                        Anıtkabir yapısının temel ve inşa durumunu incelemek üzere 12 Şubat 1946'da Bayındırlık Bakanlığında yapılan toplantıda, Anıtın yapılacağı Rasattepe'nin temel bakımından yapılan incelemesinde, Anıtkabir inşaatı için elverişli olduğu ve mimari projede belirtildiği gibi bu yerde yapılmasına teknik bir engel olmadığı kararlaştınldı. Bunun yanında, üst yapının zemine vereceği basıncın azaltılması, yer sarsıntılarına karşı dayanıklılığın arttırılması, esnekliğin ve yekpareliğin sağlanması maksadı ile "kombine kagir ve betonarme" bir sistemle inşa edilmesinin uygun olacağı, binanın bütün statik hesaplarında, depremin etkilerinin gözönünde tutulacağı bu toplantıda kararlaştırıldı.

                        Bayındırlık Bakanlığında 13 Şubat 1946 tarihinde yapılan ikinci bir toplantıda, inşaatın kagir ve betonarme yapı sistemine göre, temel basıncının azaltılması gözönünde tutularak, statik hesapları yapacak olan mühendis ve Bayındırlık Bakanlığı yetkililerinin görüşleri de alınarak, esas kitlenin ileride büyük değişikliklere uğramayacağı düşüncesi ile bir temel projesi hazırlanması kararlaştırıldı. 1947 yılı sonuna kadar, mozolenin temel kazısı ve izolasyonu bitirilmiş, her türlü çöküntüleri engelleyecek olan 11 metre yüksekliğinde betonarme temel sisteminin demir montajı bitirilme aşamasına gelmişti. Aynca, yardımcı binalardan bir bölümü ile giriş kuleleri de bitirilmek üzereydi. Yollann toprak düzenlemesinin önemli bir kısmı yapılmış, bir kısım yollann kaplamaları, fidanlık tesisi, arazi tesviyesi, park içi yollar, ağaçlandırma çalışmaları ve arazinin sulama sisteminin büyük bir bölümü tamamlandı. Bütün bu işler için 4.000.000 TL. harcandı.
                        İkinci kısım inşaatı yüklenen müteahhit firma, yapılacak işlerin ihale bedelinin % 20' sini aştığını ve bunun iş programındaki süre içinde planlanan işlerin bitirilmesinin mümkün olmadığını belirtmişse de Bayındırlık Bakanlığınca bu iddia yersiz bulundu.

                        Arazide sondaj çalışmaları
                        Müteahhit firma, projenin 1 Şubat 1946'da tadil edilmesi nedeniyle kullandıkları beton ve demir miktarının ilk keşiflere göre daha fazla olduğunu, bunun sonucu olarak zarar ettiğini ileri sürerek Bayındırlık Bakanlığından fiat farkı talep etti. Bakanlıkça bu talep başlangıçta uygun görülerek 240.000 TL. fiat farkı ödenmesi düşünüldü ve konu iki kez Danıştay Başkanlığına incelettirildi. Ancak, Danıştay 7 Temmuz 1947 tarihlİ sözleşmeye göre idarenin proje üzerinde her türlü tadilatı yapmaya yetkili olmasından dolayı müteahhit tarafından talep edilen fiat farkının ödenmesine imkan olmadığına karar verdi ve durum müteahhite bildirildi.


                        Mozolede kalıp ve beton çalışmaları

                        Müteahhit firma, bir yandan sözleşme hükümlerine göre işe devam etmekle birlikte söz konusu anlaşmazlık nedeniyle 1949 yılında Bayındırlık Bakanlığı aleyhine 2.000.000 TL. lık bir tazminat davası açtı. Dava, Bayındırlık Bakanlığı lehine sonuçlandı. Karar müteahhit firmaya bildirilirken, iddiasının devam etmesi halinde sözleşmenİn iptal edileceği ve yeni bir ihale açılacağı da ifade edildi. Müteahhit ile olan anlaşmazlığı duyan Yüksek Öğretim gençliği büyük bir coşku ile gönüllü olarak Anitkabır inşaatında çalışmaya başladı.

                        1944 yılında kabul edilen 4677 sayılı kanunla Anıtkabir inşaatına tahsis edilen 10.000.000 TL. lık ödeneğin, 1 Mart 1950 gün ve 5581 sayılı kanunla 24.000.000 TL. na yükseltilmesinden sonra ikinci kısım inşaat hızlandırıldı.

                        Başbakanlıkça, 1 Şubat 1950 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ek ödenek talebi ile ilgili kanun tasansının gerekçeleri şu şekilde özetlenebilir:

                        Mezar odasının beton zemini
                        "Asırlara intikal edecek anıtın, 4677 sayılı kanunla verilen 10.000.000 TL. lık ödeneğe istinaden keşif bedeli üzerinden ihalesi yapılmıştır. İnşaatın 31 Aralık 1949 tarihinde bitirilmesi kaydı ile 29 Eylül 1945'de sözleşme yapılarak işe başlanmıştır. Anıt projeleri kagir olması esasma göre hazırlanmışken, yapılan sondajlar sonucunda çok ağır olan bu kitle için temel zeminin yeter derecede uygun bulunmayışı, statik hesaplann düzenlenmesinde son zamanlarda memleketimizde sık sık meydana gelen deprem etkilerinin daha emniyetli bir şekilde dikkate alınmasını zorunlu kılmıştır. İstanbul Teknik Üniversitesi profesörlerinin de katıldığı bir komisyon tarafından yapılan incelemeler sonucunda, kitlenin hafifletilmesi ve bağlantılı olabilmesi için son kagir sistemi yerine, betonarme iskeleti ve içi dışı taştan olan bir sisteme göre inşa edilmesine karar verilmiştir.
                        Gerek bu sistem değişikliği gerek anlaşmanın yapılması sırasında fiatların düşmeye doğru gösterdiği eğilim dolayısıyla diğer büyük işler gibi, Anıtkabir de değişen fiat esası üzerinden ihale edilmiş ise de, bu zaman içinde fiatlarda tahminlerin üzerinde yükselmeler olması, diğer taraftan yeniden bir bölüm arazinin daha kamulaştırılmasına gerek görülmesi nedeniyle, bu yapının bütün ayrıntılan ile bitirilmesi için 14.000.000 TL ek ödeneğe ihtiyaç olduğu tespit edilmiştir. 1950 yılı sonuna kadar, Anıtkabir'in ara kati, yardımcı binalar çatıya kadar, müze ve kabul kısımlannın birinci kata kadar olan kaba işleri, Aslanlı Yol ve giriş kuleleri inşaati bitirilecektir. Bundan sonra ise;
                        1. 65.000 metrekarelik sahanın kamulaştınlması.

                        2. Mozole'de ara kattan yukarı kısmın inşaatı.

                        3. Yardımcı binaların kaba kısımlarının bitirilmesi.

                        4. Binaların her türlü kaplama, doğrama, tesisat ve süsleme işleri ile döşemelerinin yapılması.

                        5. Parkın toprak işleri, istinat duvarların, yolların ağaçlandırılması ve her çeşit tesisatin ikmali yapılacaktır."

                        Dönemin Bayındırlık Bakanı Şevket Adalan 3 Mart 1950'de, Anıtkabir ikinci kısım inşaatının kaba işlerinin yıl içinde tamamlanacağını Başbakanlığa bildirdi. Ek ödenek tahsis edilmesi sonucunda, devam eden diğer inşaat işleri ile birlikte kabartma, heykel ve Şeref Holü'nde yapılacak işlerin de tespit edilmesi gerekiyordu. Bunun için; Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara Üniversitesi ve Türk Tarih Kurumu üyeleri ile Bayındırlık Bakanlığı temsilcisi ve proje mimarlarından oluşacak bir komisyonun görevlendirilmesi kararlaştırıldı. İkinci kısım inşaat 8 Ağustos 1950'de tamamlandı.

                        "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                        Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                        Yorum

                        • HIAMOVI
                          satélite de expertos
                          • 22-12-2004
                          • 14236

                          #27
                          Konu: Anıtkabir hakkında bilgiler

                          İNŞASI VE ÖZELLİKLERİ


                          3. Kısım İnşaat
                          Anıtkabir üçüncü kısım inşaatı; anıta çıkan yollar, Aslanlı yol ve Tören meydanının taş kaplama işleri, mozole üst döşemesinin taş kaplanması, merdiven basamaklarının yapılması, lahit taşının yerine konması ve tesisat işlerinin yapılmasını kapsıyordu. Üçüncü kısım inşaatı, 12 Eylül 1950' de Amaç Ticaret A.Ş. ne ihale edildi. İhale bedeli 2.800.000 TL. idi.

                          Giriş Merdivenlerinin Yapımı



                          Aslanlı yoldan, Tören meydanındaki çalışmaların görünüşü

                          Tören meydanının traverten kaplama çalışmaları

                          "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                          Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                          Yorum

                          • HIAMOVI
                            satélite de expertos
                            • 22-12-2004
                            • 14236

                            #28
                            Konu: Anıtkabir hakkında bilgiler

                            İNŞASI VE ÖZELLİKLERİ

                            4. Dördüncü Kısım İnşaat :

                            Anıtkabir dördüncü kısım inşaatı; Şeref Holü'nün döşemesi, tonozlar alt döşemeleri ve Şeref Holü çevresi taş profilleri ile saçak süslemelerinin yapılmasını kapsıyordu. Dördüncü kısım inşaat müteahhit Muzaffer Budak'a ihale edildi.


                            Mozole içi betonarme karkası
                            Anıtkabir inşaarının daha ucuz maliyetle ve süratle bitirilebilmesinin mümkün olup olmadığını araştınp sonuçlarını bir raporla hükümete arz etmek üzere, Bayındırlık Bakanlığı Müsteşarı Muammer Çavuşoğlu başkanlığında, Prof. Paul Bonatz, Prof. Sedat Eldem, Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda'dan oluşan komisyon 20 Kasım 1950 tarihinde toplandı. Komisyonda oluşan görüşler şu şekilde özetlenebilir :

                            Mozole önü merdivenleri kazısı
                            1. En büyük tadil şekli, bugünlerde bitmek üzere olan Şeref Holü'ndeki platformu, taşla kaplayarak üzerine konacak lahitle (sarkofaj) yetinmektir. Bu kış inşaatı yapıp, yan binaları bitirdikten ve meydanları düzenledikten sonra, asıl mozole kısmının kaldırılması düşünülse de ortak kanaatimizce bu durum Ulu Önderin kişiliğine uygun düşmez ve lahitin bu muazzam saha üzerinde yalnız başına konulması ile hiçbir zaman yüce bir etki sağlanamaz.
                            2. İkinci düşünce, esas platform üzerindeki lahitten başka, sadece dış kolonlar sırasının ve bunları bağlayan kornişlerin inşasıyla yetinmektir. Bu durumda da anıtta beklenen ağırlık ve asalet sağlanamayacaktır. Haliyle, gelecekte abideyi eski plan ve projelere göre tamamlama imkanı vardır. Fakat komisyon yarım kalmış veya geçici bir eser yaratak fikrinde olmayıp, planın basitleşmesine rağmen, elde edilecek sonucun kesin sonuç olması kanaatindedir.


                            Güney-Batıdan Anıtkabir inşaatının genel görünüşü
                            3. Üçüncü düşünce, Mozole'nin kolonat üstünde yükselen kısmının kaldırılması meselesidir. Bu düşünce iki noktada incelenebilir.
                            a. Bu kısmın kaldırılmasından sonra, binanın dış görünüşü nasıl olacaktır?
                            b. İç etkisi ne durum alacaktır?

                            1/100 ölçekli maket üzerinde yapılan incelemeler, yapı mahallinin incelenmesi ve şehrin çeşitli noktalarından bu görünüşün kontrol edilmesiyle komisyonumuz, dış görünüş itibariyle kolonat üstündeki kitlenin yükselişinin muhakkak lüzumlu olmadığı neticesine oy birliği ile varmıştir. Hatta bu şekilde anıt daha asil bir karakter kazanabilir. Bu itibarla kolonat üzerindeki kitlenin kaldınlması anıtın güzelliğini bozacak bir değişiklik değildir.
                            İç görünüş itibariyle esaslı bir değişiklik icap etmektedir. Şeref Holü'nün alçak bir tavanla örtülmesi, mevcut projedeki yüksek hacmin verdiği ulvi etki yanında çok zayıf kalırdı. Bu nedenle iç mimarinin değişmesi gerekmektedir. Bu durum, üstü açık bir şekilde mimari unsurlarla çevrelenmiş bir tarzda teşkil edilecek olursa bunun neticesinde eski yüksek hacme ihtiyaç duyulmayacaktır. Eğer hükümet bu şekli uygun görür, programdaki kapalı bir Şeref Salonundan vazgeçerek lahidin açıkta ve etrafı duvarla çevrili mezar odası içinde bulunması fikrini kabul ederse, anıt çok daha sadeleşmiş bir vaziyet alacaktır. Asıl mezar, platformun bir kat aşağısında bir mahalde ve topraktadır. Büyük granit lahdin ciddiyeti ve asaleti her mevsimde ve her türlü hava tesirlerine maruz, gece gündüz gök kubbenin altında bulunmasıyla azalmayacaktır. Komisyon üyeleri, anıt mimarları da dahil olduğu halde, bu şekilde değişik tesir ve güzellikte bir anıt yaratılacağı kanaatindedirler.
                            Planlann bu şekilde tadiliyle inşa edilecek hacmin azalması ve inşaatın sadeleşmesi zamandan ve maliyetten önemli tasarruflar sağlayacaktır.

                            Komisyon raporu Bakanlar Kurulunda incelenerek kabul edildi. Bayındırlık Bakanı, bu tadil şekli ile Anitkabir'in Kasım 1952'de bitirilebileceğini ve böylece iki sene kazanılmış olacağını, ayrıca da inşa ve kamulaştırma bedelinden de 7.000.000 TL. na yakın bir para tasarruf edileceğini 30 Aralık 1950 tarihinde yaptığı basın toplantısında açıkladı.

                            Prof. Emin Onat bir makalesinde inşaatta yapılan dördüncü tadil şeklini şöyle açıklamıştır.

                            "4 Aralık 1951 tarihinde hükümet, Şeref Holü'nün ikinci projedeki 28 metrelik yüksekliğini azaltarak, yapı müddetinden bir tasarruf temin etmek imkanının mevcut olup olmadığını mimarlara sordu. Yaptığımız çeşitli maketler ve etütler sonucunda bu yüksekliğin, kolonatı yükselterek azaltılabileceği sonucuna vardık ve Şeref Holü'nü taş bir tonoz yerine, bir betonarme tavan ile örterek bunu temin etmenin mümkün olduğunu gördük. Bu hal tarzı esasen deprem bakımından büyük zorluklarla karşılaştığımız taştan tonoz yapının teknik mahzurlarını da ortadan kaldırıyordu."

                            Hükümet, mimarların bu görüşüne katılarak mozolenin üzerinde Milli Mücadele ve Türk inkılabını canlandıran kabartmaların yer alacağı çepeçevre dört duvardan oluşan ikinci kattan vazgeçerek, projeyi bugünkü şekli ile uygulamıştır.

                            "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                            Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                            Yorum

                            • HIAMOVI
                              satélite de expertos
                              • 22-12-2004
                              • 14236

                              #29
                              Konu: Anıtkabir hakkında bilgiler

                              TRAVERTENLER
                              Polatlı ve Malıköy'den getirilen beyaz travertenler kulelerin iç duvarlarında, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesine bağlı Kumarlı mevkiinden getirilen beyaz travertenler, heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonatlarında kullanılmıştır.Kayseri'nin Boğazköprü mevkiinden getirilen siyah ve kırmızı travertenler ise toplantı alanı ve kulelerin zemin döşemelerinde kullanılmıştır. Çankırı'ya bağlı Eskipazar'dan getirilen sarı travertenler, Şeref Holü'ne çıkan merdivenlerin sağında ve solundaki zafer kabartmaları, bütün Şeref Holü dış duvarları, Tören Meydanını çevreleyen kolonatlar ve arkadlı bölüm kolonatlarında kullanılmıştır. İkinci kısım inşaatın müteahhit firması Rar-Türk Limited Sosyetesine, san travertenleri Eskipazar îstasyonu'na yaklaşık 5 Km. uzaklıktaki Budaklar Köyü civarındaki taş ocaklarından çıkartabilmesi için Çankırı Valiliğinden 2 Eylül 1944 tarihinde yazı gönderilmiştir. 31 Ekim 1945 tarihinde de müteahhit firmaya bu taş ocaklarından gerekli miktarda taş çıkarılması için, Çankırı ilinden alınan ruhsat verilmiştir. (Belge:16) înşaat müteahhitliği, Bayındırhk Bakanlığı Yapı ve îmar Başkanlığı'na traverten taşlannın teşekkülleri itibariyle içlerinde delikler olduğunu, örnek olarak şantiyeye getirilen yüzey üzerinde delik gözükmeyen travertenlerde, işlenmeye başlandıktan sonra delikler çıktığını ve bazılarında da yüzey dışında gözüken deliklerin yontulma sırasında kaybolduklarını 3 Kasım 1948 tarihinde bildirmiştir. Traverten taşına ait şartnamede açıklanan deliksiz olma şartı, gerek taşın yapısını, gerekse gösteriş bozacak şekilde bulunanları kapsamaktadır. Bunun üzerine başkanlık, durumu yerinde incelemek için Jeolog Doktor Erwin Lahn'i Eskipazar'a göndermiştir. Dr. Lahn görüşlerini belirttiği raporda, travertenin tabiati gereği delikli olacağını ve bu taşın normal bir traverten olduğunu açıklamıştır. (Belge:17) Haymana'dan getirilen beyaz travertenle bütün merdivenler ve Aslanlı Yol ile Tören Meydanı döşemeleri inşa edilmiştir. Kayseri'den getirilen bej travertenler ise Mozole kolonatlan üzerinde lento (kiriş) taşı olarak kullanılmıştır.


                              "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                              Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                              Yorum

                              • HIAMOVI
                                satélite de expertos
                                • 22-12-2004
                                • 14236

                                #30
                                Konu: Anıtkabir hakkında bilgiler

                                MERMERLER
                                Çanakkale'den getirilen krem, Hatay'dan getirilen kırmızı ve Adana'dan getirilen siyah renkte mermer ile Şeref Holü'nün zemini inşa edilmiştir. Afyon'dan getirilen kaplan postu mermer, Bilecik'ten getirilen yeşil renkte mermer ile Mozole Şeref Holü'nün iç yan duvarları kaplanmıştır. Şeref Holü'ne konulacak lahit taşı için Adana'nın Osmaniye ilçesindeki Gavur dağlarından kesilen iki adet yekpare taş Ankara'ya getirilmiştir. Bu taşlar, Kayserili Hacı Mustafa Kuranel'in taş ocağında 25.000 TL. ye yaptınlmıştır. Her bir taşın ağırlığı 40 tondur. (41) Afyon'dan getirilen beyaz mermer ile lahit mekanının yan duvarları inşa edilmiştir. Şeref Holü iç duvarlannda kullarnlan yeşil mermer, Bilecik'in 23 Km. uzağında Hasandere köyü civarında bulunan, bir şahsa ait taş ocağından elde edilmiştir. (Belge : 19) Dördüncü kısım inşaatın müteahhiti Muzaffer Budak'tan alınan 2 Ağustos 1952 tarihli dilekçede, Bilecik yeşil mermeri ile yapılacak olan Şeref Holü iç kaplamalarının projede belirtildiği gibi ortalama 24 cm. kalınlığında yapılmasında, dayanıklılık bakımından bir zorunluluk görülmemesi, ocağın verimsizliği ve uzun zamana ihtiyaç göstermesi göz önüne alınarak bir sıra 20-25 cm., bir sıra 5 cm. olmak üzere inşası istenmiştir. (Belge : 20) Rar-Türk Limitet Sosyetesi inşaatta kullanılması gerekli olan traverten ve mermerlerin; su emme, basınç, donma ve diğer deneylerini îstanbul Teknik Üniversitesi laboratuvarlarında 25 Nisan 1947'de yaptırmıştır. Bu deneyler sonucunda, taş ve mermerlerin basınç ve suya dayanıklı, donma ve sıcak su deneylerinde ise çatlaklık ve döküntü olmadığı sonucuna varılmıştır.

                                "Ben Dostlarımı Ne Kalbimle Ne de Aklımla Severim.Olur ya Kalp Durur Akıl Unutur.
                                Ben Dostlarımı Ruhumla Severim.O ne durur,ne de unutur"...Hz.Mevlana






                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor
                                X