Atatürk ve torpil

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • fuga
    Senior Member
    • 27-08-2004
    • 6397

    Atatürk ve torpil

    Torpil Nasıl Yapılır ?


    Yıl 1934, o dönemde Milli Eğitim Bakanlığı Ulus'tadır. Bakan ise Niğdeli
    Abidin ÖZMEN'dir.
    Bakan, makamında çalışmaktadır. Kapı çalınır. Bakanın gür sesi:

    'Giriniz!'

    ATATÜRK'ün Yaverlerinden biri, yanında iki çocukla makama girerler.
    Konuklara yer gösterir ve zarfı açar. ATATÜRK'TEN gelen bir mektuptur bu:

    'Bay Abidin ÖZMEN,
    Milli Eğitim Bakanı...'

    Abidin öZMEN zarfı özenle açar ve mektubu dikkatle okur:

    Yaver Bey'le, size iki fakir ve kimsesiz çocuk gönderiyorum. Bu çocukları,
    uygun göreceğiniz, bir liseye (parasız yatılı olarak) kaydını yaptırın...
    'Bu, ATATÜRK'üN bir emridir. Kesinlikle yerine getirilecektir.

    Bakan ÖZMEN, Orta öğretim Genel Müdürü'nü çağırtır ve şu direktifi verir:

    'Yaver Bey'in yanındaki bu iki çocuğun evrakını alınız ve bu çocukların
    Haydarpaşa Lisesi'ne paralı yatılı olarak kaydını yaptırıp her ikisi için de
    üçer yıllık paralı yatılı makbuzlarının 'Veli ve ödeyen hanesine ATATÜRK'üN
    ismini yazdırarak bana getiriniz. ' der. Bakanın emri yerine getirilmiştir.
    Abidin ÖZMEN de kısa bir mektup yazarak Yaver Bey'le ATATÜRK'E yollar.
    Mektubun içeriği şöyle:

    'Muhterem ATATÜRK,

    Yaver bey'le göndermiş olduğunuz iki çocuk hakkında emirlerinizi aldım.
    Ancak, arkasında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve Cumhurbaşkanı ATATÜRK
    gibi biri bulunduğu için; bu iki çocuğu fakir ve kimsesiz olarak kabul
    etmeme, hem yasalarımız, hem de mantığımız izin vermedi. Bu nedenle her iki
    çocuğun da emirleriniz gereği Haydarpaşa Lisesi'ne paralı yatılı olarak
    kayıtlarını yaptırdım. Çocukların üçer yıllık okul taksitlerine ait
    makbuzları ek'te takdim ediyorum... '

    ATATÜRK bu mektup üzerine, devrin Başbakanı İsmet İnönü'ye telefon ederek:

    'Bak Senin Milli Eğitim Bakanın bana ne yaptı ' diyerek olayı anlatmış
    İnönü, Bakan'ı adına özür dilemiş. ATATÜRK:

    'Yok!' demiş özür dileme. Çok memnun oldum. Keşke her devlet adamı bu
    medeni cesarete sahip olabilse ve doğruyu gösterebilse .'

    ' Tarihi değeri olan ve hiçbir yerde yayımlanmayan bu anının unutulup
    gitmesine gönlü razı olmayan Bakanın yeğeni yüksek mimar H.Rahmi ÖZMEN
    15.08.1985 günü bu mektubu gazeteci yazar Vahap Okay'a iletir. O da
    15.09.1985'te gazetesinde yayımlar.

    alıntıdır...
  • M.A.S
    Member
    • 22-10-2006
    • 806

    #2
    Konu: Atatürk ve torpil

    Aklıma Milli eğitim eski bakanlarımızdan Rahmetli Hasan Ali YÜCEL geldi.Onun da böyle bir DÜRÜSTLÜK anısı mevcut.


    İki liseli arkadaş, liseyi bitirdiklerinde yurt dışında
    eğitimlerine devam etmek üzere yıllardır harçlıklarını
    biriktirmişler. Bu birikimlerini yıllarca her şeyden mahrum kalarak,
    fedakarlıklar göstererek yapmışlar.

    Liseyi beraber bitirdiklerinde Milli Eğitim Bakanını ziyarete
    gidip, yurtdışında okumaya gönderilmelerini talep etmişler..

    Ancak Bakan, gençlerden birini dışarı çıkartmış ve içerdekine,
    -Seni gönderebilirim, ama arkadaşını gönderirsem dedikodu olur 'oğlunu
    gönderdi derler' onun için onu gönderemem der.

    Bu durum dışarıdaki öğrenciye de söylendiğinde, durumu
    algılamasının ardından arkadaşına,
    -Madem öyle benim biriktirdiğim parayı da sen al, hiç olmazsa
    biriktirme amacımı kısmen gerçekleştireyim, der ve yıllardır
    fedakarlıklarla biriktirdiği tüm parayı arkadaşına verir.
    Evet, bu Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali YÜCEL dir. Dedikodu olmasın
    diye göndermediği oğlu ise, bugünün unlu şairi Can YÜCEL dir.
    Bu gerçek hikaye henüz bitmedi.

    Arkadaşı, İsviçre’ye gider ve burada tip eğitimi alır. O kadar
    başarılı olur, o kadar başarılı olur ki, dünyada O'nun adını
    duymayan bir tıp adamı kalmamıştır.

    Bu profesör Türk olduğunu her fırsatta haykırmış, kendi icat
    ettiği, tasarladığı ameliyat aletlerine; Ayşe, Ceylan, Leyla,, Eşek
    Semeri gibi Türkçe isimler vermiş ve konusundaki her tıp adamı bu
    isimleri kullanmaya başlamıştır.

    Tahmin edeceğiniz üzere bu kişi Türkiye de bir hastane açmak
    istemiş ama Türk Bürokrasi duvarını aşamamış ve halen bunu
    gerçekleştirememiştir.

    Oysa İsviçre; -ülkede 60 yaşını aşan doktorlara ameliyat izni
    verilmemesine karşılık iki sene üst üste yasalarını değiştirerek
    ona bu hakkı tanımıştır.

    Evet arkadaşlar bu hikayeyi hiç unutmayacağım.
    Bu ünlü cerrah sonunda Türkiye’de tüm üniversitelerimizden takdir
    edildi ve Cumhuriyet tarihinde ilk kez, TBMM tarafından "Onur
    Madalyası" aldı. Bu kişi; Profesörlerin Profesörü, Profesör GAZİ
    YAŞARGiL’ di.

    Hikaye hala bitmedi, ünlü şairimiz Can YÜCEL'in oğlu, Yeni Can
    YÜCEL doktor olarak mezun oldu ve babası onu can arkadaşı Gazi Yaşargil'e
    gönderdi.

    O da onu beyin cerrahı olarak yetiştiriyor. Su an Doç. Dr. Yeni
    Can YÜCEL......

    Yorum

    • hikmet24
      Member
      • 28-11-2005
      • 1724

      #3
      Konu: Atatürk ve torpil

      emeğinize sağlık arkadaşlar
      saygılar

      Yorum

      İşlem Yapılıyor
      X