KALKINMANIN KAYNAÐI TASARRUFTUR.‏

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • ali_ekber
    Member
    • 15-11-2004
    • 2525

    KALKINMANIN KAYNAÐI TASARRUFTUR.‏

    Beş yaşında idim.

    Rahmetli babaannem pirinç ayıklıyordu.
    Bir tane yere düştü.
    Babaannem eğildi,
    aramaya başladı.
    Sağa bakıyor, sola bakıyor, bulmaya çalışıyordu .
    Çocukluk iste,

    -Aman babaanne dedim.
    - Bir pirinç tanesi için bu kadar caba harcamaya, yorulmaya değer mi?
    Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı, öf***le doğruldu.
    -Sen oturduğun yerden ahkâm kesiyorsun, ' dedi.
    - Hiç pirinç üretilirken gördün mü? İnsanlar ne kadar zorluk çekiyorlar. Bir pirinç tanesinde kaç insanin göz nuru, alın teri, emeği, çilesi var biliyor musun?'
    Utancımdan kıpkırmızı olmuştum.


    Aradan yıllar geçti.
    Hukuk Fakültesinde öğrenciyim.
    Alain'in proposlarini okuyorum.
    Birden irkildim.
    Babaannemi hatırladım.
    Alain, bir insan yerde bir iğne görüp de eğilip almazsa, bütün uygarlığa
    karşı ihanet etmiş olur diyordu.
    İlave ediyordu.
    Bir iğnenin üretiminde binlerce insanin alın
    teri, göz nuru, el emeği vardır diyordu.

    On dokuz yıl evveldi.
    Stockholm'e gitmiştim. Bir otele indim.
    Geceydi. Sabahleyin, traş olmak i çin
    lavaboya gittiğimde, aynanın yanında ilginç bir not gördüm.
    'Lütfen traştan sonra jiletinizi çöpe atmayın,
    yanda bir kutu var oraya bırakın, bir tek jiletle dahi olsa, İsveç
    çelik sanayisine yardımcı olun' diyordu.
    Doğrusu hayretler içinde kaldım.
    Çocukluğumdan beri çelik eşya denince akla İsveç çeliği gelir.
    Birçok eşya üzerinde' İsveç çeliğinden yapılmıştır' diye yazardı.
    İste o ülke, kullanılmış bir tek ufacık
    jiletin bile çöpe gitmesini istemiyor, ona sahip çıkıyor,
    gelen turistlere rica yollu uyarıda bulunuyordu.

    İsviçre'de zaman zaman, belli periyotlarda radyolar, televizyonlar bir haberi duyurur.
    'Şu tarihte, su saatte, adamlarımız gelecek.
    Siz lütfen hazırlığınızı yapın. Okumadığınız, ilgilenmediğiniz, kullanmadığınız ne kadar kitap, dergi, gazete varsa,
    kâğıt, ambalaj, kutu varsa, velev ki, bir ilaç prospektüsü dahi olsa,
    kapının önüne koyun. İsviçre'nin kalkınmasına yardımcı olun. Fazla
    ağaç ziyanına engel olun.'

    Japonlar son derece sade, basit, yalın mütevazı yasayan insanlardır.
    Evlerini mobilya ile eşya ile dolduranlar Japonlara göre ruhen tekamül edememiş,
    hayatın manasını anlayamamış, zavallı kimselerdir..
    Böyleleriyle; evini mezat salonuna çevirmiş zavallı, diye eğlenirler.
    Bir insanin gösteriş için eşyanın esiri olması ne kadar acıdır.
    Vaktiyle Japon ekonomisi darboğazdan geçiyor. İç borçlar, dış borçlar gırtlağı aşıyor.
    Zamanın başbakanı meclisi toplar.
    Kürsüye çıkar.
    Durumu olanca açıklığı ve tehlikeleri ile anlatır ve;

    -Şu andan itibaren der,

    -Tanrı şahidim olsun ki, Japonların iç ve dış borçları son kuruşuna kadar ödenmeden,
    pirinçten başka bir şey yemeyeceğim.
    -Şu üstümdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim.
    Dediklerini yapar, en üstten en alta bir israftan kaçınma kampanyası açılır.
    Japonya bütün borçlarını öder. Bu durumun toplumun
    bütün kesimlerini, tek istisna olmadan
    kapsadığını söylemeye gerek yok.
    Geçenlerde Japon imparatorunun sarayını gördüm.
    Yarabbim, ne kadar sade, ne kadar mütevazı, ne kadar gösterişten uzak...


    *Gerekmediği halde elektriği yakmakla, suyu kapamadan bos yere akıtmakta,
    gece çamurlu ayakkabılarımızı temizlemeden yatmakla,
    yemek yediğimiz kapları yıkamadan bırakmakla biz de zalimler sınıfına geçmiyor muyuz?

    *Hayat çok ince, akil almaz incelikte ipliklerle örülmüştür.
    Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki,
    İlk okul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç unutmadım.

    Bir mıh bir nalı kurtarır.
    Bir nal bir atı, bir at bir komutanı,
    Bir komutan bir orduyu,
    Bir ordu bir ül***i kurtarır diyordu..

    Maddi durumumuz ne olursa olsun,
    ister zengin olalım ister fakir, hepimiz çok dikkatli olmak zorundayız.
    Burada parayı da, maddiyatı da aşan büyük bir edep ve incelik vardır.

    Alintidir...
  • zigana
    Senior Member
    • 26-01-2004
    • 3796

    #2
    Konu: KALKINMANIN KAYNAÐI TASARRUFTUR.‏

    tasarruf cok önemlidir.dinimizcede tasarrufun önemi
    ırmak,dere kenarında abdest aldıgımız durumda bile suyu iktisatlı kullanmalıyız diye bize ögütler verilmiş.
    biz ve bizim gibi ülkeler için de tasarruf başka ülkelerden daha onemli bir problemdir.
    bugun bu krizi yaşıyorsak bunun tek sebebi vardır.ürettiğimizden fazla tüketmemiz tüketirkende gerğinden fazla israf etmemiz.
    modeli gecen ve halen kullanılabilecek olan eşyalarımızı borc para ile yenileriyle değiştirmemiz.
    bu dünya içinde aynı şekilde oldu.

    Yorum

    • bosver
      Senior Member
      • 02-07-2004
      • 5012

      #3
      Konu: KALKINMANIN KAYNAÐI TASARRUFTUR.‏

      tasarruf diyorsan önce ordu'yu küçültmek ve giderlerini azaltmak lazım pkk olduğu sürecede bu mümkün olmayacağına göre biz zor adam oluruz elin japon'u isveç'i tasarruf'un t'sini bilmezken bizden osmanlıdan medeniyeti öğrenmişlerdir ama öyle bir salak toplumuz ki birbirmizi yemekten başka bir halt yapamıyoruz, herkez tutturmuş bir açılım evet açılın ama açılmak derken toprağı bölmek değil bu açılmak neyse çenem düştü yine sabah sabah fazla derine inmeden bitiriyorum nokta

      Yorum

      İşlem Yapılıyor
      X