İHANET(Mİ?)!

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • serbest
    Member
    • 16-01-2006
    • 1105

    İHANET(Mİ?)!

    ATEŞİ VE İHANETİ GÖRDÜK - I


    Padişah Vahdettin, 24 Kasım 1918 tarihinde The Daily Mail muhabiri Ward Price’a şunları söyler: “İngiliz milletine kuvvetli sevgi ve hayranlık duygularımı, babam Sultan Abdülmecit’ten miras aldım. Ermenilerin öldürülmeleri kalbimi yaralamıştır. Adalet çok geçmeden yerini bulacaktır.”

    İstanbul’daki işgal kuvvetleri komutanlarından, Karadeniz Ordusu başkomutanı İngiliz General Milne, 16 Aralık 1918 tarihinde Hariciye Nazırı Mustafa Şerif Paşa ile görüşmüştür. Bu görüşmenin raporu şöyledir: “Kendim, kabinedeki arkadaşlarım, Sultan ve geniş bir halk kitlesi adına katiyet ve ciddiyetle temin ederim ki umumun arzusu Britanya tarafından idare edilmekliğimizdir. Ülkemizin idaresini mümkün olduğu kadar çabuk ele alması için Britanya Hükümetinden istirhamda bulunarak, barışın beklenilmesi halinde geç kalınmış olacağını söyledi. Britanya memurlarının kontrol maksadıyla memlekete gönderilmesini ve Britanya subaylarının idareye yardımda bulunmalarını rica etti. “

    Sadrazam Damat Ferit ile Padişah Vahdettin, İngiliz mandası isteyen bir öneri hazırladılar ve 30 Mart 1919 tarihinde İngilizlere sundular. İngiliz Yüksek Komiser Vekili Amiral Richard Webb, Londra'ya gönderdiği gizli belgede, Vahdettin adına Sadrazamın yaptığı bu ziyarette, “İngilizlerin istedikleri yerleri işgal etmesi, 15 yıl Osmanlıları koruması, Ermenistan'ın bağımsız olacağı, İngilizlerin maliyeyi kontrol etmesi gibi maddelerin yer aldığını ve Osmanlı Devleti'nin İngiltere'ye tamamen boyun eğdiğini” bildirmişti.

    Refii Cevad Ulunay, 21 Mayıs 1919 tarihinde Alemdar gazetesinde şunları yazdı: “Türkler kendi güçleri ile adam olamaz. İngilizler elimizden tutup bizi kurtaracak.” 8 Eylül 1920 tarihinde de yine aynı gazetede şunları yazdı: “Yunanistan kısa zamanda Mustafa Kemal kuvvetleri denen çapulcuları tamamen tepeleyecektir.”

    İngiliz Yüksek Komiseri olarak görev yapan Amiral Arthur Calthorpe, 6 Haziran 1919 tarihli raporunda şunlar yazıyordu: “Sadrazam Tevfik Paşa İngiltere ile gizli bir anlaşmaya varılarak Osmanlı Devleti'nin kalan ülkesinin birliğinin ve İngiltere'ye bağlılığının sağlanmasını istedi."

    Medrese Hocaları Derneği (Cemiyet-i Müderrisin), 26 Eylül 1919 tarihinde İkdam gazetesinde bir bildiri yayımlamıştır. Bildiri şöyledir: “"Nitekim bu defa da Anadolu’da Mustafa Kemal ve Kuvayı Milliye maskaraları Yunan askerlerinin önünden korkak bir şekilde kaçmaktadırlar. Kendinize ne hakla, ne yüzle, ne utanmazlıkla Kuvayı Milliye adını veriyorsunuz? Utanmaz hainler, artık yetişir, yakamızı bırakın; Allah'ın gazap ve laneti sizin üzerinizde olsun.. Şimdi barış imzalandı, Kuvayı Milliye belasının doğurduğu sonuçla galip devletlere karşı yeniden taahhüt altına girdik. Devletler şimdi bize, ‘Eğer Anadolu’da Kuvayı Milliye isyanını devam ettirir ve bastıramazsanız İstanbul’u da elinizden alacağız’ diyorlar. Kuvayı Milliye eşkıyası ise İstanbul’u da elimizden çıkarmak ve memlekete son hizmet şeklinde, son ihanetlerini de yapmak için çalışıyorlar.” Bu dernek Kasım 1919 tarihinde, adını İslamı Yüceltme Derneği olarak değiştirmiştir.
    Başkanlığını şeyhülislam Mustafa Sabri’nin yaptığı İslamı Yüceltme Derneği’nin (Teal-i İslam Cemiyeti) 1920 yılı başlarındaki bildirisi şöyleydi: “Yunan ordusu halifenin ordusu sayılır. Hiç de zararlı bir topluluk değildir. Asıl kafası koparılacak mahlukat Ankara'dadır.”

    Damat Ferit Hükümetinin Maarif ve Dahiliye Nazırı ve bugün medyada birçok torunu olan yazar Ali Kemal, 23 Nisan 1920 tarihinde Peyam-ı Sabah gazetesinde şunları yazmıştı: “Düşmanlar, Kuvayı Milliye'den bin kere daha iyidir.” 7 Ağustos 1920 tarihinde de şunları yazmıştı: “Ankara'dakilerin Yunanlılara hala meydan okumalarına çılgınlıktan başka bir sıfat verilemez. Yunanlılarla aramızda akılca da, ilimce de, kuvvet bakımından ve her açıdan bu kadar fark varken onlarla muhabereye girişilemez.”

    Damat Ferit hükümetinin Adliye Nazırı Ali Rüştü, Yunan ordusunun Bursa ve Uşak’a doğru harekete geçmesi üzerine 12 Temmuz 1920 tarihinde şunları söylemişti: “General Paraskevopulos'un ordusu, şimdi sürat ve şiddetle harekata devam edecek olursa, birkaç haftada Ankara surları önünde bulunacaktır. Yunan ordusunun başarısı için dua ediniz. Bu ordu bizim ordumuzdur..”

    Sevr anlaşmasını imzalayan heyetin içinde yer alan Maarif Nazırı ve Danıştay Başkanı Rıza Tevfik’in 1920 yılının sonlarında söylediği sözler şöyledir: “Anadolu direnişi bir blöftür. Avrupa medeniyeti Anadolu'yu bu zararlı haşereden temizleyecektir. Hüküm galibindir. Medeniyeti temsil eden İngiltere gibi bir devlete itiraz etmek küstahlıktır.”

    Hariciye Nazırı Sefa Bey, 29 Ocak 1921 tarihinde İngiliz Yüksek Komiseri Horace Rumbold ile yaptığı görüşmede şunları söylemiştir: “Hükümet Ermenilere toprak verilmesini kabul ediyor.“

    Bahriye Nazırı ve Sadrazam Salih Hulusi Paşa, 20 Ağustos 1921 tarihinde şunları söylemiştir: “İngiltere'ye direnip durmak gereksiz ve tehlikelidir.“
    Ülkenin içinde bulunduğu bu şartlar altında, tüm ihanetlere ve engellemelere karşın Mustafa Kemal’in önderliğindeki Ulusal Kurtuluş Savaşımız, büyük bir zaferle sonuçlandı. Üç yüz yıldır dünyaya hükmeden emperyalist devletler, ilk kez yenildiler. Genç Türkiye Cumhuriyeti, Kemalist ilke ve devrimlerle kısa sürede gelişerek, her alanda güçlü adımlar attı. Atatürk’ün ölümünden sonra, ülkemizi yönetenlerin bilerek ya da bilmeyerek hataları sonucunda yavaş yavaş emperyalist devletlerin kucağına düşürüldük. Ulusal Kurtuluş Savaşımızdan 90 yıl sonra, Cumhuriyetimizin 86. yılını kutladığımız bu günlerde, ne yazık ki yine benzer ihanet ve engellemelerle karşı karşıyayız.


    Suay Karaman Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri
  • serbest
    Member
    • 16-01-2006
    • 1105

    #2
    Konu: İHANET(Mİ?)!

    Ecdadımıza saygıya evet ama hainlere değil.Eğer bu yazılanlar düzmece değilse ki sanmıyorum durum çok acı.Tarih tekerrürden ibarettir,yine aynı şeyleri yaşamamak dileği ile.

    Yorum

    • hikmet24
      Member
      • 28-11-2005
      • 1724

      #3
      Konu: İHANET(Mİ?)!

      emeğine sağlık
      saygılar

      Yorum

      • sak55
        Banned
        • 30-05-2008
        • 2059

        #4
        Konu: İHANET(Mİ?)!

        inşallah yaşamayız emeğine sağlık

        Yorum

        • *@€f€@*
          Banned
          • 04-06-2006
          • 268

          #5
          Konu: İHANET(Mİ?)!

          Damat Ferit hükümetinin
          Adliye Nazırı Ali Rüştü,
          Yunan ordusunun Bursa ve Uşak’a doğru harekete geçmesi üzerine 12 Temmuz 1920 tarihinde şunları söylemişti:

          “General Paraskevopulos'un ordusu, şimdi sürat ve şiddetle harekata devam edecek olursa, birkaç haftada Ankara surları önünde bulunacaktır.
          Yunan ordusunun başarısı için dua ediniz.
          Bu ordu bizim ordumuzdur..”

          Birileri gelsin diye dualar ederken
          birileride 27 Mayıs !? 1919 da egede
          çiflik burnunda
          yunana karşı cephe oluşturmakta
          karşı durmakta idiler .
          sözde Ermeni mezalimini bayrak yapanlar,
          yunan mezalimini hatırlamaz ve duymak istemez oldular.
          YÖRÜK ALİ'yi duyup ta göremeyenler
          ANITKABİRDE
          büst olarak T.B.M.Meclisi ve
          ATATÜRKÜMÜZÜN layık gördüğü rütbesi ile görebilirler
          tanımak şerefine nail olabilirler.

          İNŞALLAH ogünleri çocuklarımız yaşamazlar.

          sevgi ve saygılarımla.
          Son düzenleme *@€f€@*; 12-11-2009, 16:14.

          Yorum

          • buharaz
            Junior Member
            • 04-02-2009
            • 264

            #6
            Konu: İHANET(Mİ?)!

            sultan Vahdettin'in hain olmadıgını Rahmetli Bülent Ecevit belgeleri ile ortaya koymuştu fakat bakmak ve görmek istemeyen körler ecdadı hain ilan etmiştirler başka birilerini kutsallaştırmak için yazıklar olsun hain diyene yazıklar olsun hain ilan edene ...
            hain ilan etmenin altında başka gerçekleri saklamak amaçlı ve utanç verici duruma düşmemenin planından başka hiç bir şey değildir ........

            Yorum

            • aslangucu_2002
              Junior Member
              • 12-01-2007
              • 61

              #7
              Konu: İHANET(Mİ?)!

              Sultan Vahdettin Osmanlı Devletine ve Türk Milletine Kesinlikle İhanet etmemiştir.Bu Bir Karalamadan İbarettir.İsteyenler Sayın Tarihci Kadir Mısıroğlu'nun Osmanoğluları'nın Dramı Kitabında Gerçekleri Görebilirler..

              Yorum

              • serbest
                Member
                • 16-01-2006
                • 1105

                #8
                Konu: İHANET(Mİ?)!

                Originally posted by aslangucu_2002 View Post
                Sultan Vahdettin Osmanlı Devletine ve Türk Milletine Kesinlikle İhanet etmemiştir.Bu Bir Karalamadan İbarettir.İsteyenler Sayın Tarihci Kadir Mısıroğlu'nun Osmanoğluları'nın Dramı Kitabında Gerçekleri Görebilirler..
                Bulup okuyalım,tekrar döneriz buraya.Bu arada yazarın kimliğide önemli tabii.Önerin için sağol.

                Araştırmacı yazar tarihci Kadir Mısıroğlu'nun konuyla ilgili 13.08.2005 tarihinde bir radyoda yaptığı sohbeti bu linkten dinleyebilirsiniz.
                Son düzenleme serbest; 27-11-2009, 01:50.

                Yorum

                • buharaz
                  Junior Member
                  • 04-02-2009
                  • 264

                  #9
                  Konu: İHANET(Mİ?)!

                  Son padişah Vahdettin hain miydi ?
                  Bülent Ecevit Padişah Vahdettin’le ilgili şok açıklamalarda bulundu.
                  Osmanlı döneminde Anadolu halkının durumunu araştıran Ecevit, Zaman’a önemli tespitlerde bulundu. Eski Başbakan, Padişah Vahdettin’le ilgili tarihî bir yanılgıyı düzeltti: Kurtuluş Savaşı’na açıktan olmasa da belirgin şekilde destek verdi.

                  Osmanlı İmparatorluğu’nun son padişahı Vahdettin... Kimilerine göre, İngiliz gemisiyle ül***i terk eden bir hain, kimilerine göre ise Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışını onaylayan ve vatanın kaderini Atatürk’e teslim eden bir kahraman... Resmî tarih ile muhalif görüşü savununlar arasındaki tartışma 80 yıldır sürüyor. Türk siyasetinin sembol isimlerinden Bülent Ecevit, olaya yeni bir boyut kazandırdı. Osmanlı’nın son sultanı ile uzaktan akraba olan eski Başbakan, Vahdettin’e ‘vatan haini’ denilmesine karşı çıkıyor: “Kurtuluş Savaşı’na açıktan olmasa bile belirgin şekilde destek oldu. İstanbul’dan ayrılacağı zaman devletin elinde külliyetli altın ve para vardı. O, çok az bir miktar aldı. İstese tümünü alabilirdi. Saygıdeğer bir davranışta bulundu.”

                  3 Kasım seçimlerinin ardından aktif siyasete veda eden DSP’nin eski lideri Ecevit, günlerini Or-An Sitesi’ndeki kütüphane evinde geçiriyor. Oluşturduğu ‘Ulusal Uzmanlar Grubu’ aracılığıyla ağırlıklı olarak dış politikayla ilgili çalışmalar yürüten Ecevit, Osmanlı döneminde Anadolu halkının durumunu ele alan bir kitap yazıyor. Zaman’ın sorularını cevaplayan eski Başbakan, Padişah Vahdettin ile uzaktan akraba olduğunu açıklıyor. Vahdettin’in damadı Sadrazam Tevfik Paşa, Ecevit’in annesinin teyzesinin kayınpederi.

                  Ecevit’in anlatımına göre, Sultan Vahdettin, Damat Ferit Paşa’dan sonra Tevfik Paşa’yı sadrazamlık makamına getirir. Atatürk’ün öncülüğündeki Milli Mücadele hareketine destek veren Tevfik Paşa’nın iki oğlu vardır; İsmail Hakkı Oktay ve Ali Oktay. İsmail Hakkı, Vahdettin’in kızı Naciye Sultan ile evlenir. Fakat bu evlilik kısa sürer. Anadolu’ya geçerek Kurtuluş Savaşı’na katılan İsmail Hakkı Bey, İstanbul’daki Naciye Hanım’la ayrılır. İsmail Hakkı Bey’in daha sonra hayatını birleştirdiği Ferhande Hanım ise Ecevit’in akrabasıdır. Eski Başbakan bu durumu şöyle anlatıyor: “Ferhande Hanım annemin teyzesidir. Annemle aynı yaşlarda, kardeş gibiydiler. Beni de oğlu gibi severdi. Aynı zamanda Arabistan’da bulunan büyüğümüzün de akrabasıdır.”

                  Bülent Ecevit, bu sebeple çocukluk döneminde Tevfik Paşa’yı tanıma fırsatı bulur. Tevfik Paşa, Kurtuluş Savaşı’na destek verdiği için saltanatın kaldırılmasından sonra zarar görmez, sürgüne gönderilmez. Erenköy’deki bir konakta hayatını sürdürür. Ecevit, o günleri hâlâ unutmamış: “4-5 yaşlarında idim. Eniştem İsmail Hakkı Bey, babası ile görüşmeye gittiği zaman beni de götürürdü. Tevfik Paşa, benimle ilgilenir, kıvançlandırırdı. Onu ilgi ile izlerdim.”

                  Bülent Ecevit, Osmanlı padişahları için iyi-kötü ayrımı yapmanın doğru olmadığını, hepsinin farklı yönleri olduğunu vurguluyor. Abdülhamit’in ‘demokratikleşmeyi engelleme ve aydınları yurtdışına gönderme’ gibi tavırlarını eleştiren Ecevit, olumlu bulduğu yanlarını ise şöyle özetliyor: “Hem dinine bağlı birisiydi hem de Batı kültürünü ihmal etmedi. Okullar, köprüler, yollar yaptırdı. Eğitim çalışmaları yaptı.”


                  Tarihçilerden Ecevit`e destek: Sultan Vahdettin hain değildi

                  Eski Başbakan Bülent Ecevit`in `Sultan Vahdettin vatan haini değildi. Kurtuluş Savaşı`na belirgin şekilde destek verdi.` sözleri tarihçilerden destek buldu. Kuva-yı Milliye hareketinin VahdettinOsmanlı Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Cumhuriyet ve Osmanlı dönemindeki yöneticileri `iyi` ya da `kötü` diye ayırmanın haksızlık olacağını belirtti. Akgündüz, `1922`den sonra Vahdettin hakkında söylenen hiçbir ithamı tarihsel kaynak olarak kabul etmiyorum. Siyasi demeçler belge olmaz. Vahdettin çok iyi yetişmiş bir diplomattır. Vatanı için hayatını, sülalesini feda etmiştir.` şeklinde konuştu. Kuva-yı Milliye başarıya ulaşana kadar Sultan Vahdettin ile Mustafa Kemal`in birbirini desteklediğini anlatan Akgündüz, daha sonra Hakimiyet-i Milliye gazetesinin Vahdettin`e `vatan haini` demeye başladığını kaydetti. Akgündüz, sözlerini şöyle sürdürdü: `Anadolu`da kurtuluş hareketi başlatmak için Osmanlı Genelkurmayı Erenköy`de günler süren toplantı yapıyor. `Kimi bu işle görevlendirelim` tartışması yapılıyor. Burada çıkan isimlerden biri Mustafa Kemal. Neticede karar Mustafa Kemal lehine veriliyor. Bunu 19 Mayıs`tan 3 ay önce söylüyorlar. Heyet Vahdettin`e giderek kararı iletiyor. Mustafa Kemal`in cumhuriyetçi olduğunu, saltanatı yıkıp kendisini devirebileceğini de söylüyorlar. Vahdettin ise `Vatan ve millet tehlikede. Vatanım kurtulsun da kim neyi kurarsa kursun. Getirin Mustafa Kemal`i görüşmek istiyorum.` karşılığını verir.` Bilgi Üniversitesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Belge de fikirleri yüzünden Vahdettin`i vatan haini ilan etmenin yanlış olduğunu belirtti. `Bir padişah kendi devletini, memleketini istemez mi?` sorusunu yönelten Belge, şu görüşleri dile getirdi: `Vahdettin, Damat Ferit ve Ali Kemal`in İttihat Terakki`ye karşı birikmiş nefretleri var. İttihat Terakki, insanları nefret ettirecek çok şey yapmış. Ankara`daki hareketi de İttihat Terakki`nin yeni bir direnişi olarak yorumluyorlar. Bu da çok yanlış. Mustafa Kemal de İttihat Terakki tarafından itilmiştir. Ama çevresindeki adamların yüzde 80`i ittihatçıydı. Bazı tarih kitaplarında Vahdettin ve diğerleri hakkında yanlış bilgiler var. İdeolojimize göre akları karaları tespit ediyoruz. Çocuk o kitabı okuyunca bizim istediğimiz şekilde şunlar iyi şunlar kötü diyecek. II. Abdülhamit de benzer suçlamalara maruz kaldı. Abdülhamit, belki dağılan imparatorluğu kurtarmanın yolunu İslam birliği olarak düşündü. O zamanki düşmanları İngiltere ve Fransa`nın bünyesindeki Müslümanlara ulaşmaya çalıştı. Bunlar gerçek dışı düşünceler değildi. Abdülhamit gerçekçi ve kafası çalışan bir adamdı.` Ders kitaplarımızda Vahdettin`in vatan haini olarak gösterilmesine tepki gösteren Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Hanefi Bostan ise `ciddi bir içerik sorgulaması` gerektiğini ifade etti. Vahdettin`in, Mustafa Kemal`in Anadolu`ya gönderilmesinde büyük emeği olduğunu kaydeden Bostan, kitaplardaki hain suçlamasının kaldırılmasını istedi. Bostan, `Ancak Vahdettin`in hatası yoktu demek de yanlış olur. İngilizlerin İstanbul`u işgali sırasında yaptığı yanlışlar vardır. Bunları bilerek yaptığını söylemek de yanlış olur. Olayları zamanın koşullarında değerlendirmek gerekir. Ancak hiçbir şey bir insanı vatan haini ilan etmemize yetmez.` dedi.

                  http://www.tumgazeteler.com/?a=887319

                  Yorum

                  İşlem Yapılıyor
                  X