Boşluk Sıvıları

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • Sniper®
    Senior Member
    • 22-06-2005
    • 12987

    Boşluk Sıvıları

    Bedenimizde bazı bölgelerde ara boşluklar ve bu boşluklara has sıvılar vardır. Bu boşluklara muhtevaca uygun sıvıları üreten hücreler, ihtiyaç duyulduğunda uyarılarak, salgılama olayını gerçekleştirirler.

    BOŞLUK SIVILARI

    Pleura sıvısı: Akciğeri çevreleyen iki tane zar vardır. Bu iki zar arasındaki sıvıya pleura sıvısı denir. Normalde 5–15 ml arasında değişir. Nefes alıp vermede sürtünmeyi azaltmak için konulmuştur. Hafif kaygan seroz tarzında bir sıvıdır. İçinde hyoluronik asitli protein ve fibrinojenin olması akciğer zarları arasında sürtünmeye ait yıpranmaların tamirine göre ayarlanmıştır.

    Periton sıvısı (karın zarları arasındaki sıvı): Kalp ve akciğer sıvıları gibi seroz kaygan bir sıvıdır. 100 cc’den azdır. Periton zarları, 2 m2 lik bir alana sahiptir. Karın zarının sıvıları emme özelliğinden buraya fazla sıvı koyduğunuz zaman, 100 cc’den fazlası emilime tâbi tutulur. Emilimin fazla olmasının sebebi, karın içi organlarını nemli tutmak içindir. Eğer bu sıvı göz küre sıvısı (vitreus sıvısı) gibi jel kıvamında olsaydı karın içi organları nemli olmazdı. Karın iç organlarında kan dolaşımı fazla olduğundan dış ortamlarının nemli olması gereklidir ki, nemini de karın zarları arasındaki periton sıvısından alır.
    Sakin hâlde otururken bile dakikada 13-14 kere körük gibi şişip sönen akciğerlerimizin göğüs kafesine sürtünerek aşınmaması için hususi bir sıvıyla kayganlaştırılmasına kör ve şuursuz tabiata verebilir miyiz?


    Perikard sıvısı (kalp zarları arası sıvısı): Erişkinde 50 ml civarındadır. Kaygan bir sıvıdır. Özellik olarak akciğer zarları arasındaki sıvıya benzer. Kalp zarlarının alanı, akciğer zarları alanından küçük olmasına rağmen ihtiva ettiği sıvı 3 kat daha fazladır. Bunun sebebi kalp, akciğerden sayı olarak 4 kat daha fazla çalışır. Normal kalp atımı sayısı dakikada 72 olan bir insanda solunum sayısı 13–14 civarındadır. Kalp akciğerden 4 kat daha fazla sürtünmeye uğradığı için kalp zarları arasına konulan sıvı da fazladır. Bol sıvı kalbin kasılma sırasındaki kayganlığını artırır ve kalbin sürtünmeden hareket etmesini sağlar. Bir diğer sebep de, akciğerde kas tabakasının olmaması, bunun yerine hava keselerinin mevcudiyetidir. Kalbin iş gören en önemli kısmı ise kas tabakasıdır. Kas tabakasına fazla sürtünme binerse kas dokusunda hipertrofi kabalaşma ve gücünde azalma olur. Bu yüzden kalp zarları arasındaki sıvı yüzey alanına göre en fazla olanıdır. Kalp ve akciğer zarları arasını hafif kaygan bir sıvı değil de, göz küresi içindeki gibi katı jel kıvamında bir sıvı doldurmuş olsaydı, kalp ve akciğer zarları arasında kayganlık olmayacak, hem nefes almamız zorlaşacak, hem de kalp vücudun ihtiyacı olan kanı pompalamak için bir dirence karşı çalışacak, erken yaşta kalp kası yetersizliğine ve kalbin büyümesine sebep olacaktı ki, böylece ömürler çok kısalacaktı. Her insan belki de çocuk yaşta kalp yetmezliğine yakalanacaktı. Eğer kaygan değil de ön kamera sıvısı gibi berrak bir sıvı olsaydı, yine kayganlık olmadığı için kalp zarı tahribatı ve erken yaşta kalp kası büyümeleri meydana gelecekti.

    Beyin-omurilik sıvısı: Toplam 145-150 ml kadardır. Berrak, renksiz, pıhtısız bir sıvıdır. Beyin, sıvı içersinde yüzerek ağırlığı hafifler ve dıştan gelen darbelerin tesiri daha az olur. Beynin sıcaklığını korur. Kafa içi basıncı arttığı zaman, basıncın dokular üzerinde tesirini azaltır. Göz boşluğundaki gibi jelatinöz bir sıvı olsaydı basıncı beyin hücrelerine hemen iletilecekti. Ayrıca beyin omurilik sıvısı ile kan arasındaki madde alışverişi olmayacaktı. Vestibüler ve beyin omurilik sıvılarının diğer sıvılardan ayrı özelliği vardır. Bu içinde bulundurdukları Na, K, CI iyonları vasıtasıyla sinir uyarımını ve iletimini sağlamaktır. Bu iyonlar diğer boşluk sıvılarında yoktur veya çok azdır.

    Kamera sıvısı: Renksiz berrak bir sıvıdır. 125 mikrolitredir. Bu sıvı kamera içinde önden arkaya, öne pervane gibi devridaim içerisindedir. İris dediğimiz göze rengini veren tabaka içerisindeki bezlerde üretilir. Bu sıvı önce kameranın arkasına salgılanarak boşalır, kameranın arkasında ısı fazla olduğu için kameranın önündeki az ısıya doğru hareket eder, kameranın önünde az ısıyla karşılaşınca tekrar kamera tabanına çöker ve bu devridaim sürurken devam eder. Buradaki sıvı 30’a yakın kanaldan toplardamar sistemine karışır. İçindeki elektrolitler serumdaki gibidir. Merceğinin önünde ve arkasındaki sıvı vasıtasıyla kırma gücü ¼ ‘ e iner. Eğer mercek gözden alınıp havaya bırakılırsa kırma gücü altı kat daha büyük olacaktır. Görüntünün normal olması için bu sıvı şarttır. Yoksa bütün cisimleri 6 kat daha büyük görecektik.

    Vestibüler sıvı (kulak dolambaç sıvısı): Sulfomukopalisakkarit yapısında jelatinöz maddedir. Bu sıvının özelliği, pozisyona göre dengeyi sağlamaktır. Kas, sinir, refleksler, beyincik, beyin gibi dengede rol alan organlarla müşterek ve koordinasyon içinde çalışır. Pozisyon değişimlerinde sıvının denge hücrelerini uyarması ile Na, K, CI gibi elementlerin hücredeki değişimleri ile uyarı beyne kadar gider, oradan denge sistemlerine uyarı gelir ve denge sağlanır. Böylece her pozisyonda başımız dönmeden dengede durmayı sağlarız. Sıvının jelatinöz olması pozisyonlarda akışın yavaş olması içindir. Bu sıvı, omurilik sıvısı gibi berrak, şeffaf ve akıcı olsaydı hafif baş titreşiminde bile denge sinirleri uyarılırdı.
    Eklemlerin kolayca çalışması ve aşınmaması için eklem kapsülü içine yerleştirilen hususi yoğunluktaki kaygan sıvı tıpkı kapı menteşelerinin yağlanması gibi eklemlerimizi yağlar.


    Eklem sıvıları: Eklemler içinde bulunan sıvıdır. Eklemin büyüklüğüne göre 0,5–3,5 ml’dir. Berrak soluk sarı renkte bir sıvıdır. Kıvamı yağ gibidir. Sert olan kıkırdak ve kemik yapıların birbiri üzerinden sürtünmeden kaymasına vesile olur. Tıpkı ses yapan menteşelere yağ sürdüğümüz zaman sessiz ve kolay fonksiyon gördüğü gibi, bu sıvı vasıtasıyla eklemlerdeki iki kemik birbiri üzerinde rahat ve hasarsız kayar. Bu sıvı uygun kıvamda konulmuştur. Eklem sıvısına kamera sıvısı veya beyin omurilik sıvısı gibi kaygan olmayan sıvı konulsaydı, ekleri kıkırdakları çok çabuk aşınacak uzun ömürlü olan eklemler çok kısa zamanda paslı menteşeler gibi kireçlenecekti. Yine göz boşluğu sıvısı gibi jelatinöz sıvı olsaydı eklem hareketleri için kaslara daha fazla yük binecek, hızlı ve ani hareketler olmayacaktı. Ayrıca serum-diz sıvısı arasında emilim olayı olmayacaktı.

    Boşluk sıvılarından göz boşluğu sıvısı hariç diğerlerinin kan serumu alışverişi vardır. Bu bazı hastalıklarla tersine döner, sıvı üretimi absorbsiyon (emilim)’dan olduğu zaman (bazı hastalıklarda) sıvı birikimi üzerine çıkar.Dizde hidroartoz, kulakta menier, kalpte kalp tamponantı, akciğerde plörözi, gözde göz tansiyonu, beyinde kafa içi basınç artımı olur.

    Boşluk sıvılarının hepsinin protein vardır. Protein, osmotik basıncı temin ettiği gibi boşluktaki artık ve normal maddelerin taşınmasında da görev alır. Yine hepsinde pH 6,8-7,6 arasında değerler alır ki, ortam ister asitik, ister bazik olsun her ortamda sıvılar görevini tam yapar.

    Boşluk sıvıları organların anatomik yapısına göre görevlerini eksiksiz yapabilmeleri ve korunmaları için, her organın ideal çalışma şartlarına göre miktarları, renkleri, kıvamı, muhteviyatları uygun biyokimyevi özelliklere sahip olarak ayarlanmıştır. Tıpkı ağır makinelere kalın gres yağı, kapı menteşelerine daha ince yağ, saat gibi hassas cihazlara ise çok ince yağların sürülmesi gibi, yapılacak işe göre uygun yağı nasıl biz ayarlıyorsak, vücudumuzun neresinde, hangi özellikte sıvıya ihtiyaç olacağını sonsuz ilmiyle bilen Yaratıcımız, ona göre bütün sıvılarımızı ayarlayıp yerleştirmiş. Bize ise sadece tefekkür ve şükretmek düşüyor.
    Gözümüzün ön ve arka odalarını dolduran sıvıların miktarı ve yoğunluğu uygun vasıflarda olmadığı taktirde, görme bozukluklarından baş ağrılarına kadar birçok kötü netice meydana gelebilir.


    Göz küresi sıvısı (vitreus sıvısı): Göz, içi boş küre şeklindedir. Göz küresi boşluğu iris ve mercekle iki bölüme ayrılmış ve ikisine de zıt yapıda sıvılar konulmuştur. Öndekine kamera sıvısı, arkadakine ise göz küresi sıvısı denir. Göz küresi sıvısının görevi gözü dolgun tutmaktır. Göz küresi hacminin 2/3’ünü işgal eder. Ortalama 2-4 ml’dir. Yapısı camsı, berrak jelatinimsi (pelte gibi) bir maddedir. Pelte gibi kıvamıyla gözün dolgun ve sert yapısını oluşturur. Aynı zamanda komşu dokudan göz boşluğuna dökülecek hücrelerin dökülmesini önler. Eğer pelte sertliğinde olmasaydı da ön kamera sıvısı veya beyin omurilik sıvısı gibi olsaydı, komşu dokudan hücreler dökülecek ve gözümüzün önünde hep yüzen cisimler görecektik.Mesela, bir hastanın göz yaralanması neticesi gözü delinmiş ve göz küresi sıvısı dışarı akmıştır. Kürenin içine serum fizyolojik koyarak delinen yer tamir edilmiş ve birkaç gün sonra göz önünde yüzen cisimler görülmeye başlanmış, bu cisimlerin sayısı gittikçe artmış ve sonunda göz görmez olmuştur. Göz küresi sıvısının pelte (jel) kıvamında oluşu bu dökülmeyi önlemektedir. Cam gibi berrak olmasının sebebi ise, görüntüleri orijinalinin aynısı gibi görmek içindir. Sıvı berrak değil de eklem sıvısı gibi renkli olsa idi, bütün cisimleri sarıya boyanmış gibi görecektik ve beyaz rengin varlığından bile haberimiz olmayacaktı.
İşlem Yapılıyor
X