Kompleman Sistemi

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • Sniper®
    Senior Member
    • 22-06-2005
    • 12987

    Kompleman Sistemi

    M. REŞİD

    Canlılar âlemi, hele hele insan 20. asırda ilerlemiş ilim ve teknik imkânlara rağmen tanıdığımızdan çok daha fazla yönleri ile hâlâ bir sır olmaktan çıkmamıştır. Bu sırlar âleminin içine attığımız her adımda, kat ettiğimiz her merhalede insanı hayrette bırakan harikulade bir yapının mükemmel bir ilim ve kudret eli ile ortaya konulduğunu görürüz. 19. yüzyılın ikinci yansında çözüme kavuşmuş olan sırlardan birisi de "Kompleman sistemi"dir. Bu omurgalıların taze kart plazmasında, vücuda giren yabancı hücreleri eritme özelliğine sahip, bir protein kompleksidir. îmmun sistem (Muafiyet sistemi) içinde mütalaa edilir.

    İmmun sistemin en mühim fonksiyonlarından biri yabancı maddelere karşı organizmanın müdafaasını sağlamaktır. Husule gelen immun cevap çok defa organizmanın faydasına işlemektedir.

    Vücuda giren antijenik (organizmaya yabancı) özellikteki maddeler lenfositlerin (vücudun korunmasında görevli hücreler) yaptığı (bakteri hücresi v.s.) protein yapısındaki antikorlar tarafından tutulurlar. Böylece husule gelen antijen-antikor kompleksi kompleman sistemini harekete geçirir ve sonunda yabancı hücre erir.

    Kompleman, serumda bulunan bir protein topluluğudur, 11 adet değişik protein parçasından oluşmuştur. Sistemdeki proteinler serumda inaktif halde bulunurlar. Uluslararası terminolojide (C) harfi ile gösterilirler. Bilinen 9 komponenti (bileşenleri) C1,C2 ..........C9 olarak gösterilir. Uygun şartlar altında her kompleman komponenti belirli bir düzen içinde aktive olur. Bu aktivasyon sonucu bir sıra biyolojik tesir ortaya çıkar, özellikle bu tesir son 6 komponentin (C3,,......C9 aktivasyonunda görülür. Böylece birçok hücre, bakteri ve virüsler bu faaliyetle yok edilirler. Normal kanda antijen-antikor kompleksi olmadığı sürece kompleman faal değildir.

    Kompleman komponentlerinin herbiri organizmada ayrı ayrı yerlerde sentez edilirler (karaciğer, dalak, kemik iliği, akciğer, lenfoid doku, epitel dokusu, fibroblastlar, v.s..). Yine kandaki miktarları da belirli miktarlar içinde sabit olarak bulunur.

    Yabancı bir madde (başka bir gruba ait kanın eritrositi gibi. . .) kana verildiği zaman ilk olarak, buna karşı oluşmuş antikor gelerek bu eritrosit (alyuvarlar) lere yapışır. Böylece antikor-antijen kompleksi oluşur. Sıra şimdi komplemandadır. Kompleman elemanları belirli bir sıra ile sahneye çıkmaya başlarlar. Her bağlanan kompleman parçası kendinden sonraki gayr-i faal kompleman parçasını aktive ederek (harekete geçirerek) onun da bağlanmasını sağlar. Bu zincirleme reaksiyonlar için kalsiyum ve magnezyum iyonunun kanda bulunması icap eder. Böylece ortaya çıkan antijen-antikor-kompleman kompleksi sistemi mikrop yutan hücreler için hazır bir lokma haline gelmiş olmaktadır. Opsonizasyon denen bu tesir, komplemanın bir diğer komponenti olan C5' in de eklenmesiyle daha da artmaktadır.

    Bütün sistemler normal çalıştığı halde alanda fagositik hücreler yoksa durum ne olacaktır? Sistem plânında buna da yer verilmiştir. Bu defa sisteme komplemanın bazı komponentleri (C3 5 6 7) yapışırlar ve bu durumda fagositik hücreleri olay yerine çağırma alarmını veren maddeler salgılanır. Tabu ki, bu durumda olay yerine bu hücreler derhal gelirler ve yabancı kompleks bu hücrelerce yutulur ve vücuda zarar vermeden ortadan kaldırılır.

    Bir başka tarzda da yabancı hücre yok edilebilir. Bu kompleks sisteme C5 eklendiği zaman hücre duvarında zımba ile delinmiş gibi delikler açılır. Sisteme C8 katılınca deliklerden hücre muhtevası dışarıya sızmaya başlar. C9'un eklenmesi ile de yabancı hücrenin erimesi hızlanır ve neticelenir.

    Kompleman parçalan vücudun dört bir tarafında sentez edilmelerine rağmen belirli miktarlarda bulunurlar. Bu hassas ölçünün oynaması hâlinde bünyede hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Eksikliklerinde bağ dokusu hastalıkları, mikrobik hastalıklar, damar hastalıkları, mikrobik eklem hastalıkları, vs., görülebilir.

    Kompleman sisteminin faaliyeti bu kadarla da kalmaz. Bazen tesir sırasında sahneye giriş sıraları değiştirilerek biyolojik aktivitelerine değişik hususiyetler kazandırılabilir. Klasik yol olarak bilinen birinci yoldan farklı olarak IgE, IgA ve IgG gibi muafiyet maddeleri ile polisakkarit, lipopolisakkarit, bakteri polisakkaritleri ve bazı enzimler ile kompleman sistemi aktive edilebilir. Bu süre ile organizma bazı mikroplara (gram negatif bakteriler) karşı dirençli hale getirilmiş olur.

    Bildiklerimiz yanında, kompleman sistemi faaliyetlerinin bilemediğimiz birçok yönleri olduğu açıktır ve zamanla bilmediğimiz pek ç ok yönünün yanında, kompleman sisteminin, hastalıkların teşhisinde ve hastalık âmilinin ortaya konmasında da kullanıldığını söyleyebiliriz. Kompleman parçalarının bağlanması sırasında daha ne gibi değişiklikler olmaktadır? Bu elemanların kanda sabit seviyelerde tutulmasında ne gibi sistemler çalışmaktadır? Acaba kompleman sistemi daha hangi sıralarla olaylara katılmakta ve ne gibi faaliyetleri başlatmaktadırlar?

    İşte vücudun korunmasında vazife alan mekanizmalardan sadece bildiğimiz biri... Onbir adet değişik protein parçasından oluşmuş bir kompleks... Sayısı az olmakla beraber sadece bilinen yönleri ele alındığı zaman bile mükemmelin ötesinde muamma bir yapı...

    Ünsiyet ve ülfet perdesine san verdiğimiz, çoğu kez kolayca tabiat ve tesadüfün kucağına attığımız; tıp âleminin karşısındaki bu muhteşem yapı, "hayat" bilmem ki ihtişamıyla, hangi ilim ve kudrete işaret ediyor ve bize kimi göstermeye çalışıyor.
İşlem Yapılıyor
X