Bankacılıkta Yabancı Sermaye Neden Artıyor?

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • Sniper®
    Senior Member
    • 22-06-2005
    • 12987

    Bankacılıkta Yabancı Sermaye Neden Artıyor?

    Uzunca bir süredir Türkiye\'nin gündeminde bulunan yabancı sermaye olgusu üzerinde, önceleri genellikle finans dışındaki sektörler için durulurken; konu, 2001 yılındaki ekonomik bunalımın tetiklemesiyle bankacılık sektöründe açığa çıkan çöküşle birlikte finansal hizmetler sektörünün de gündemine girmiştir. Son dönemin önemli konularından biri Türk bankacılık sisteminde yaşanan devir ve birleşmeler nedeniyle sisteme girmeye başlayan yabancı sermaye miktarındaki artışlardır.

    1990'lı yıllardan itibaren birçok ülkede uygulanan serbestleşme politikaları ile yabancı bankaların şube açmalarına ve banka kurmalarına imkan tanıyan düzenlemeler, gelişmekte olan ülkelerde yaşanan bankacılık krizleri, uluslararası sermaye akımları, teknolojik yenilikler özellikle gelişmekte olan ülkelerde yabancı bankaların sektördeki payının önemli ölçüde artmasına yol açmıştır. Bu gelişmelere bağlı olarak, yakın dönemde bir çok gelişmekte olan ülkede yapısal değişiklikler yaşanmıştır ve yaşanmaktadır.

    Ekonomik ve siyasi istikrarın sağlanmasının ardından Avrupa Birliği'nden müzakere tarihi alınmasıyla birlikte atağa kalkan yabancıların son gözdesi Türkiye olmuştur. Özkaynak ve rekabet konusunda sıkıntı yaşayan Türk bankaları yabancı kaynak transferi ile kârlılıklarını artıracak ve rekabet kalitesi artacaktır. Yabancı bankalar iç borçtan daha fazla faydalanmak ve bu yolla global kârlılıklarını artırmak istemektedir. İç borç stokunun yaklaşık yüzde 10'unu elinde bulunduran yabancı yatırımcıların banka sahibi olarak bu pazardaki paylarını artırmak istemeleri çok uzak bir ihtimal değildir.

    Yabancı bankalar, ölçek ekonomilerinden, farklılaştırma ve riski yayma özelliklerinden ve uluslararası finansman merkezleriyle doğrudan bağlantılarından dolayı, en son kredi araçlarını ve teknolojisini hızla transfer edebilmekte ve diğer yabancı bankaların gelişini teşvik ettiğinden, yoğunlaşma oranını azaltarak fiyat rekabetine neden olmaktadırlar. Bu özelliğe sahip yabancı bankalar, artan rekabet yoluyla ulusal bankacılık sektörünün yapısını değiştirmektedir. Bankacılık sektöründeki rekabetin devamı ya da artışı, teorik olarak marjinal bankaların piyasadan çekilmesine ya da, hizmetlerin daha kaliteli sunulmasına yol açacaktır.

    Türkiye'de bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılmasına yönelik gerçekleştirilen düzenlemeler, etkin gözetim ve denetimin gerçekleştirilmesi, uluslararası düzenlemelere büyük ölçüde uyumun sağlanması ve makro ekonomik istikrarın sağlanması yönündeki çabalar önümüzdeki dönemde daha fazla yabancı bankanın ve sermayenin ülkemize ve sektörümüze olan ilgisi için uygun ortam yaratabilecektir. Bu ortam, Türkiye'deki bankaların da arzu ettiği bir ortamdır. Yabancı bankalardan ve sermayeden beklenen faydanın sağlanması için liberalizasyon sürecinin ve bununla ilgili ihtiyatlı düzenlemelerin doğru zamanda gerçekleştirilmesi, doğru denetim sisteminin oluşturulması büyük önem taşımaktadır. Yabancı bankaların veya içinde yabancı katkısı olan bankaların kârlarını Türkiye\'de tutmayacakları, dışarıya transfer edecekleri ve dolayısıyla ülkenin kaynak kaybına uğrayacağı iddiaları da gerçekçi değildir. İster yerli, ister yabancı olsun, her işletme kaynaklarını en kârlı ve en güvenli ül***e götürecektir. Bu yalnız bankalar için değil, bütün sektörler için doğrudur. Eğer Türkiye istikrarlı, güvenli ve elbette kârlı bir yatırım ortamı yaratabilir ve bunu sürdürebilirse, yabancı sermayeli bir bankanın ül***i terk etmesi zaten beklenemez. Tam aksine bu bankaların sayıları, getirdikleri ek sermaye miktarları ve uluslararası hizmet piyasalarında Türkiye için sağlayacakları pazar payı giderek artacaktır.

    Birçok bankacılık otoritesine göre yabancı bankaların piyasa paylarının artması bir anlamda ülkede istikrar ve güven olduğunu göstermektedir. Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch yabancı bankaların gelecek ve kârlılık gibi iki temel ögeye odaklandığına dikkat çekmektedir. Diğer taraftan Yabancıların gelmesi sığ durumdaki Türk mali piyasalarının derinleşmesine ve krizlere daha dayanıklı hâle gelmesine imkan tanıyacaktır. Bu durum faizlerin daha da düşmesi ve kredi piyasasının canlanmasını da beraberinde getirecektir. Şeffaflık konusuna büyük önem veren yabancılar bu anlamda da ül***e katkı sağlayacaktır. Yine kredi kartı ve ipoteklere daha uygun faizle kredi verebilen yabancıların bir diğer önemli getirisi yeni hizmetler ve teknolojilerin ül***e transferi olarak öne çıkmaktadır.

    Basel II Kriterleri :
    2007 yılında uygulanmaya başlanacak olan Basel II kriterleri ile birlikte gelişmekte olan ülke bankaları, en azından başlangıçta uzunca bir süre, kredi riski için Standart Yöntemi kullanırken, G-10 ve AB'deki bankalar kredi riski için İçsel Yöntemlerin kullanımına daha öncelikle geçebileceklerdir. Bu durum, sermaye yeterliliği konusunda karşılaştırılmalı üstünlüğe sahip olacak gelişmiş ülke bankalarının, gelişmekte olan ülkelerdeki bankalarla birleşmeleri, onları satın almaları şeklinde yaşanacak bir konsolidasyon sürecini başlatabilecektir. Şu anda bu süreç Türkiye'de başlamış durumdadır.

    Türk bankacılık sektöründe uzun zamandır aktif içindeki payları % 5 dolayında olan yabancı bankaların önümüzdeki dönemde sektör içindeki paylarının büyüyeceği, bunların birtakım satın almalara, ortaklıklara girişeceği aşikardır. Fortis'in Dışbank'ı satınlamasıyla başlayan bu süreçte 2005 yılı sonunda yabancı bankaların payının %20'e ulaşması beklenmektedir. Yabancı sermayeli bankaların Türkiye piyasasında hitap ettikleri alanları ve ürün portföylerini genişletmeleri elbette sektördeki rekabet iklimini değiştirecek bir gelişmedir.Yabancı sermayeli bankaların başlıca avantajlarının sermaye güçleri ve uluslararası piyasalardan daha düşük maliyetli fon temin etme imkânları olacağı düşünülmektedir. Yabancı sermayenin bilgi ve teknolojik yenileşme başta olmak üzere ül***e kazandıracağı çok şey vardır. Ancak yaşanan son finansal krizler karşısında yabancı menşeili bankaların verdiği tepki de dikkate alınmalıdır.Yabancı bankaların bankacılık sektörü içindeki payları %50'lik dilimi aşmadığı sürece sektör açısından faydalı ve olumlu bir gelişmedir.

    Ancak belli bir yaklaşımla milli bankacılık politikasıyla da bağdaştırılması yararlı olacaktır.
İşlem Yapılıyor
X