Kimi mütedeyyin insanlar, kızlarını başörtüsüz de olsa okutabilmek için tesettür ile namaz ibadetini karşılaştırarak fasit bir kıyasa gitmektedir. Şöyle bir mantık, daha doğrusu çarpık bir mantık yürütülür:
Başörtüsü de Allah’ın emri, ama, namaz dinin direğidir. Namaz konusunda gerekli tahşidatı yapmıyoruz, illa başörtüsü, illa başörtüsü. Oysa namaz hakkında onlarca âyet, başörtüsü hakkında ise iki âyet vardır!
Bu, nefsin bir hilesi, şeytanın bir desisesi mi acaba? Namazla ilgili bütün âyetlerde Zekât da geçmektedir. Zekât hakkında da tahşidat yapmıyoruz! Kaldı ki, başörtüsü Zekât ve Namaz’a göre, daha açık bir şeâir/bir hüküm, bir tebliğ vesîlesidir. Diğer taraftan tesettürle ilgili âyetlerin tümü, başörtüsü için de geçerlidir:
“Ey Adem oğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık. Takvâ elbisesi... İşte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah’ın âyetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar diye onları indirdi.
“Ey Âdem oğulları! Şeytan, ana-babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanları,
inanmayanların dostları kıldık.
“ Ey Adem oğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yeyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (A’râf, 26-27, 31.)
“Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı. Dağlarda da sizin için barınaklar yarattı. Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşta sizi koruyacak zırhlar yarattı. İşte böylece Allah, Müslüman olmanız için üzerinize nimetini tamamlıyor.” (Nahl, 81.)
Görüldüğü gibi, bu âyetlerde, umumî hayat kaidesi olarak tesettürden, elbiseden bahsedilmektedir. Müslümanlığın dış görünüş itibariyle, göze çarpan en önemli alâmetlerinden birisi örtüdür. Bu, kadın-erkek için fark etmez.
Bir başka âyette de, tesettüre şöyle bir uygulama getiriliyor:
“Bir nikâh ümidi beslemeyen, çocuktan kesilmiş, yaşlı kadınların zinetleri yabancı erkeklere teşhir etmeksizin bâzı elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir vebal yoktur. İffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır.” (Kur’ân, Nûr, 60)
Öte yandan, ibâdet ve farzlara uyma, takva üzere olma, Allah’tan korkma ile ilgili bütün âyetler, aynı zamanda farz olan başörtüsüne destek verir.
Kezâ, “Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.” (Haşir, 7.) gibi pek çok başka âyet de yine başörtüsüne bakabilir. Dolayısıyla, ibâdetleri, farzları biribiri ile kıyaslama yapmadan, Kur’ân hangisine ne kadar önem vermişse onları nazara alarak ve hangisine ne kadar ittiba edebilirsek onu ortaya koymak durumundayız...
04.08.2005
Başörtüsü de Allah’ın emri, ama, namaz dinin direğidir. Namaz konusunda gerekli tahşidatı yapmıyoruz, illa başörtüsü, illa başörtüsü. Oysa namaz hakkında onlarca âyet, başörtüsü hakkında ise iki âyet vardır!
Bu, nefsin bir hilesi, şeytanın bir desisesi mi acaba? Namazla ilgili bütün âyetlerde Zekât da geçmektedir. Zekât hakkında da tahşidat yapmıyoruz! Kaldı ki, başörtüsü Zekât ve Namaz’a göre, daha açık bir şeâir/bir hüküm, bir tebliğ vesîlesidir. Diğer taraftan tesettürle ilgili âyetlerin tümü, başörtüsü için de geçerlidir:
“Ey Adem oğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık. Takvâ elbisesi... İşte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah’ın âyetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar diye onları indirdi.
“Ey Âdem oğulları! Şeytan, ana-babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanları,
inanmayanların dostları kıldık.
“ Ey Adem oğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yeyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (A’râf, 26-27, 31.)
“Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı. Dağlarda da sizin için barınaklar yarattı. Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşta sizi koruyacak zırhlar yarattı. İşte böylece Allah, Müslüman olmanız için üzerinize nimetini tamamlıyor.” (Nahl, 81.)
Görüldüğü gibi, bu âyetlerde, umumî hayat kaidesi olarak tesettürden, elbiseden bahsedilmektedir. Müslümanlığın dış görünüş itibariyle, göze çarpan en önemli alâmetlerinden birisi örtüdür. Bu, kadın-erkek için fark etmez.
Bir başka âyette de, tesettüre şöyle bir uygulama getiriliyor:
“Bir nikâh ümidi beslemeyen, çocuktan kesilmiş, yaşlı kadınların zinetleri yabancı erkeklere teşhir etmeksizin bâzı elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir vebal yoktur. İffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır.” (Kur’ân, Nûr, 60)
Öte yandan, ibâdet ve farzlara uyma, takva üzere olma, Allah’tan korkma ile ilgili bütün âyetler, aynı zamanda farz olan başörtüsüne destek verir.
Kezâ, “Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir.” (Haşir, 7.) gibi pek çok başka âyet de yine başörtüsüne bakabilir. Dolayısıyla, ibâdetleri, farzları biribiri ile kıyaslama yapmadan, Kur’ân hangisine ne kadar önem vermişse onları nazara alarak ve hangisine ne kadar ittiba edebilirsek onu ortaya koymak durumundayız...
04.08.2005
Yorum