***Akdeniz göl oldu***

Eylül 27 1538 günü sabah seher vakti.....,derin bir sessizlik. Belirli aralıklarla nöbetteki leventlerin 'yekdir Allah' nidaları bölüyor bu sessizliği sadece... Osmanlı denizcilik tarihinin en büyük kumandanı Hızır Hayreddin Paşa, ya da diğer namıyla Barbaros hayreddin Paşa geceki istişarenin ardından büyük güne hazırlık için istirahatte. Ve bir rüya görüyor. Sonraları şöyle anlatır koca reis. Rüyasında:
–"Yattığımız limanın kenarında sanki karada birçok ufacık sardalya balığı çıkmış, amma o ufacık balıkların içinde iki tane karnı yarık iri balık vardı. Bunları seyreder dururken, bir zat al renkli bir ata binmiş dolu dizgin yanıma geldi, atının başını çekip aniden durdu. Bir peştamal dolusu ufacık balığı elime verip:
–"Al bunları ya Hayreddin! Halife–i ruy–i zemin olan şevketlü hünkarımız Sultan Süleyman Han'a takdim et" dedi. Sonra çıkarıp elime bir rik'a vererek kayboldu. Ben de rik'ayı açıp baktım. Gördüm ki beyaz kağıt üzerine yeşil hak ile "Nasrun minallahi ve fethun kariyb ve beşşiri'l–mü'minine" ayeti yazılı idi. (Ey Muhammed müminlere müjdele ki yardım ancak Allah'tandır ve fetih yakındır.) Bunu okuyup yüzüme sürdüm.
–"Ya İlahe'l–Alemin! Sana hamd–u şükürler olsun, diyerek uyandım."

Haçlı ordusu 600’den fazla gemiden oluşuyordu, bunların içinde 2000’den fazla asker taşıyan 20’ye yakın, günümüzün uçak gemilerine emsal, dev gemiler vardı. Osmanlı Donanması ise 122 gemiden oluşmuştu. Bu sûretle 120.000 insan deniz üzerinde karşı karşıya gelmiş bulunuyordu ki bu, o zamana kadar işitilmiş bir şey değildi. Haçlılar zaferden o kadar emindiler ki, hangi eyaletleri ne sûretle aralarında paylaşacaklarını dahi kararlaştırmışlardı.
Barbaros Hayreddin Paşa, donanmasını kıvrık bir hançer şeklinde yanyana dizdirerek ve Turgut Reis’i arkada bırakarak savaş düzeni almıştı. Savaş başlarken rüzgâr Osmanlı Donanmasına muhalif şekilde ve çok sert esiyordu. Barbaros Hazretleri, denize Kur’an-ı kerim’den âyetler yazılı kağıtlar serptirerek, askerinin mânevi gücünü ayakta tutmaya çalıştı. Nitekim az sonra hafifleyen rüzgâr, yön değiştirdi.
Barbaros’un manevrasının sonucu hıristiyan donanması, küçük filolar halinde Türkler tarafından imha edilirken, Turgut Reis düşmanın arkasına düştü ve geri dönmek isteyen haçlı gemilerini top ateşiyle batırdı. Savaş yaklaşık 5 saat sürmüş, Doria bu savaşta yalnız kalyon ve karaka olmak üzere 128 büyük savaş gemisi kaybetmişti ki, bu miktar Türk donanmasının bütün mevcudundan fazlaydı. Ayrıca orta ve küçük gemilerden kayıpları da bulunuyordu. Türkler ise hiç gemi kaybetmemişler sadece birkaç yüz şehit ve yaralı vermişlerdi.
Kumandanları Andrea Doria, karanlıktan faydalanarak kalan gemilerini ve canını kurtarmıştır.
Bu büyük zafer, Akdeniz’i bir Osmanlı gölü haline getirmiştir.
Barbaros Hayreddin Paşa, Turgut Reis, Seydi Ali Reis, Salih Reis, Murat Reis ve tüm leventlerinin ruhları şad olsun.

Korsan kelimesi, 16. yüzyıl türkçesinde, deniz akıncısı demektir; Osmanlı Devleti’nde karada, akıncıların yaptığı işlevi, yani düzenli ordu ile savaşa girilmeden önce, düşman kuvvetlerini vur-kaç takdiği ile zayıflatmayı, denizde korsanlar yerine getirmiştir. Batı dillerindeki karşılığı ‘corsaire’ dir. Deniz haydudu, eşkiyası anlamına ‘pirate’ kelimesinin korsan şeklinde kullanılmaya başlanması, kavram kargaşasına yol açmıştır. Deniz haydudu anlamında, batıda var olan ‘pirate’ ın, osmanlılarda bulunmaması ve modern zamanlarda, ‘pirate’ ve ‘corsaire’ kelimelerinin her ikisini, ‘korsan’ kelimesi ile karşılanmaya çalışılması, bu karışıklığa neden olmuştur.