otomobiller dünyası

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • frantic
    Senior Member
    • 26-01-2004
    • 3696

    otomobiller dünyası

    AB'de taşıt vergileri Türkiye'nin onda biri kadar

    AB'ye geçiş sürecinde, merak edilen konulardan biri de taşıt vergileri ile ilgili... Türkiye’de yaklaşık 10 milyon motorlu taşıt var. Bu sayı bir yandan da artıyor. 11.10.2005Taşıtların alımında, taşıt fiyatının içinde ödenen Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ile Katma Değer Vergisi (KDV)’nin yanısıra, taşıt sahipleri her yıl ayrıca ‘Motorlu Taşıtlar Vergisi’ ödüyorlar. AB ülkelerinde alınan Motorlu Taşıtlar Vergisi Türkiye’de alınanın onda biri kadar. Taşıt alımında ödenen vergilerin toplamı ise, ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, ortalama olarak Türkiye’dekinin beşte biri kadar.

    ALIŞTAKİ VERGİ

    Türkiye’de otomobil ve jip satışlarında alınan vergilerin oranı, Tablo-I’de gösterilmiştir.

    KDV, Özel Tüketim Vergisi’nin de dahil olduğu tutar üzerinden hesaplandığı için, bir anlamda ‘verginin de vergisi’ alınmış oluyor. Tabloda KDV’nin yanındaki oran ÖTV’nin yüzde 18’ini ifade ediyor. Türkiye’de AB dışındaki ülkelerden ithal edilen araçlarda, ayrıca yüzde 10’da gümrük vergisi alınıyor.

    Satış sırasında alınan vergi, bazı AB ülkeleriyle kıyaslamalı olarak, Tablo-II’de gösterilmiştir.

    MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ

    Türkiye’de, otomobillerde model ve silindir hacmini esas alan bir vergi sistemi var. Bu verginin tutarı da; örneğin 1-3 yaş arasındaki otomobillerde 278 YTL 10.008 YTL arasında değişiyor.

    AB ÜLKELERİ

    AB’de genellikle, motor silindir hacmi ve modele göre vergi alınıyor. Bu doğru ama olayda ‘ince bir nokta’ var. O da şu; Türkiye’deki verginin çok altında vergi alınıyor. Türkiye’de, 2005 yılında 6.000 Euroya kadar ulaşabilen motorlu taşıt vergisi, AB ülkelerinde, Türkiye’dekinin çok altında.

    İngiltere’de aracın emisyon hacmine göre; 2005 model otolardan; BMW X5 ve 520i’ye 160 Sterlin, Peugeut 206’ya 125 Sterlin, Opel Corsa 105 Sterlin, Honda Civic 105 Sterlin, Hyundai Accent 1.6’ya 125 Sterlin, Wolswagen Polo 1.4 ve Golf 1.6 145 Sterlin, Cherokee, Porche Cavrera, Range Rover 4x4, Ferrari Modena, Jaguar x tape, Lamborghini ve Rolse Royce Phantom için 160 Sterlin motorlu taşıtlar vergisi ödeniyor.

    Almanya’da 81-272 Euro, Yunanistan’da 13-420 Euro, Portekiz’de 16-198 Euro vergi ödeniyor.

    12 AB ülkesinde uygulanan Motorlu Taşıtlar Vergisi(Circulation Tax) Tablo-III’de gösterilmiştir.

    Görüldüğü gibi, AB ülkelerinde alınan Motorlu Taşıtlar Vergisi Türkiye’de alınanın çok altında... Kişi başına düşen milli geliri Türkiye’nin 5-10 katı olan AB ülkelerinde, ödenen taşıt vergisi Türkiye’dekinin onda biri bilemediniz beşte biri kadar... Hürriyet
    Son düzenleme frantic; 28-10-2005, 23:04.
  • frantic
    Senior Member
    • 26-01-2004
    • 3696

    #2
    Konu: otomobiller dünyası

    LPG sistemi aracın motoruna herhangi bir zarar verir mi?

    Benim araştırmalarıma göre LPG otomobillere zarardan çok fayda veriyor. Ancak halk arasında otomobilimin LPG'li olduğunu söyleyince yaramaz ya da alınmaz veya motora zararı var diye tepki alıyorum. Ben memnunum ama gerçek payı nedir?

    Otomobil ve diğer motorlu araçlarda kullanılan motorların çalışma prensibi ısı enerjisini iş gücüne çevirmektir. Bu temel prensibin de ısı enerjisinin temelinde yakıt olduğuna göre üretilen farklı yapı ve özelliklerdeki motorların bir yakıt türünü kullanarak çalışması gerekiyor. Son yıllarda en etkili yöntem ise çevreye zarar vermeden veya daha az zarar vererek az yakıt tüketmektir. Motorların iç yapısı, yakıtın yanması ve genleşmesi prensibini temel alarak üretildiklerine göre benzin, motorin veya gaz da yakabilmektedir. LPG de bir yakıt türüdür ve uzun yıllardan bu yana Avrupa ve Amerika'nın birçok yöresinde başarı ile kullanılmaktadır. Motorların üretim özelliklerine ve bu özellik farklılıklarına göre uygulanan LPG sistemleri sonucunda ömür açısından da farklılıklar olmasına rağmen genel olarak incelendiğinde sistem doğru uygulanmış ve hava yakıt karışımı da gereken özelliklerde ayarlanabilmiş ise 300-400 bin km yapan birçok aracın varlığından bahsedebiliriz. LPG uygulamalarında bu yakıtın yağlama özelliklerinin az olması ve aracın her gün ilk çalıştırmalarda benzin kullanılıp belirli bir ısı elde edildikten sonra gaz uygulamasına geçilmesi gerekir. Bazı çevrelerde LPG kullanımı sonucunda motor ömrünün çok kısaldığı ve rölantinin de düzensiz olduğu yaygın halde tartışılıyor. Ancak yukarıda da bahsettiğim gibi sistem ve uygulaması kusursuz ise bu olumsuzlukların yaşanması için bir sebep yok. Aracı ikinci el olarak satın almak isteyen şahıslar sistemin zararlı olduğunu düşünüyorlarsa sistemi söktürerek kullanmaları dışında başka bir çözüm yok.

    Yorum

    • frantic
      Senior Member
      • 26-01-2004
      • 3696

      #3
      Konu: otomobiller dünyası

      Trafik ışıksız kent: Sinop

      Karadeniz'in en çok turist çeken kentlerinden Sinop kent merkezinde trafik lambası bulunmuyor. 13.10.20052001 yılında trafik sıkışmasına ve kazalara neden olduğu için kaldırılan lambalardan sonra sürücüler geçiş üstünlüklerine göre araçlarını kullanıyor.

      Bu durumdan hem vatandaş, hem de polis memnun. İl Emniyet Müdürü Süleyman Şahin, “Herkes birbirine saygılı olunca ışıklara gerek kalmadı” diyerek konuya açıklık getirip, “İl genelinde trafiğe kayıtlı toplam 24 bin 551 araç var. Şehir merkezinde ise 12 bin 56 araç bulunuyor” dedi.

      Sinop’ta trafik lambaları şehir içinde yığılmalara ve maddi hasarlı kazalara neden olduğu gerekçesi ile İl Trafik Komisyonu kararıyla 2001 yılında kaldırılmıştı. Aradan geçen 4 yıl süresince ne vatandaştan ne de sürücülerden talep gelmediği için bir daha trafik lambası kent merkezine konulmadı. Denizi ve doğası ile özellikle yerli turistlerin tercih ettiği Sinop’da trafik lambalarının olmaması yabancıların dikkatini çekiyor ve hayretle karşılanıyor.

      İl Emniyet Müdürü Süleyman Şahin, “Herkes birbirine saygılı olunca ışıklara gerek kalmadı” diyerek konuyu açıklayıp, “Maddi hasarlı kazaların sık sık olması ve yığılmalar yaşanması nedeniyle 2001 yılında İl Trafik Komisyonu’nun kararı ile Karayolları 7’nci Bölge Müdürlüğü tarafından trafik lambaları şehir içinden kaldırıldı. Hem yayalar hem de sürücüler birbirlerine saygılı olunca ışıklara da gerek kalmadı.

      Herkes kendi geçiş üstünlüğüne göre hareket ediyor. Bu örnek alınacak bir durum” dedi. Şahin, genel nüfusu 227 bin olan kent genelinde toplam 24 bin 551 araç bulunduğunu, bu araçların da ilçelere ayırdıktan sonra 12 bin 56’sının merkeze kayıtlı olduğunu söyledi.

      LAMBALAR YIĞILMALARA NEDEN OLUYORDU

      Sinop Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Mehmet Yüksel ise, zamanında konulan trafik lambalarının şehiriçi trafini tıkadığını dile getirip, “Genel nüfusumuz 227 bin olmasına karşın kent merkezi nüfusu yaklaşık 40 bin civarındadır. Bu rakam yaz sezonunda ikiye katlanıyor.

      Buna rağmen ışıkların kaldırılması ile şehiriçi trafiği düzene girdi. Trafik lambaları olduğunda araç yığılmalarından ve korna seslerinden şehir merkezinde durulmuyordu. Kaldırıldıktan sonra herkes rahatladı” diye konuştu.

      HOŞGÖRÜ İLE TRAFİK AKIŞI SAĞLANIYOR

      Karayolları 7’nci Bölge Müdürü Bilal Demirtaş da, bu durumun Türkiye’de örnek alınacak bir davranış olduğunu söyledi. Demirtaş, “Sinop’ta insanlar karşılıklı hoşgörü ile ışık olmadan da şehir içinde trafik akışını düzenli bir şekilde sağlıyor. Hem halk hem de emniyet güçleri bu durumdan memnun” dedi. Kenan TURKSEVEN/SİNOP, (DHA)
      Son düzenleme frantic; 28-10-2005, 23:04.

      Yorum

      • frantic
        Senior Member
        • 26-01-2004
        • 3696

        #4
        Konu: otomobiller dünyası

        Akaryakıt pompaları fiş vermeye başlıyor

        Otoyollar, devlet yolları ve büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde bulunan akaryakıt istasyonlarıyla, 2004 yılı satışları 1 trilyon lirayı aşan istasyonların pompalarına bağladıkları yazarkasalardan fiş verme zorunluluğu 1 Kasım’da başlıyor. 13.10.2005Pompalarını yazarkasaya bağlamış bulunan akaryakıt istasyonları isterlerse, 1 Kasım’ı beklemeden müşterilerine bugünden itibaren de söz konusu cihazların düzenlediği fişleri verebilecekler.
        Maliye Bakanlığı’nın Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla İlgili Genel Tebliği Resmi Gazete’de Yayımlandı.
        Tebliğde otoyollar, Devlet yolu olarak belirlenen yollar ve büyükşehir belediye sınırlarıyla mücavir alanları içerisinde faaliyet gösteren akaryakıt istasyonlarıyla, 2004 yılı akaryakıt satışlarının toplamı 1 trilyon lirayı aşanların, akaryakıt pompalarını ödeme kaydedici cihazlara bağlatma zorunluluğuna ilişkin mücbir sebep halinin 1 Temmuz 2005 tarihinde sona erdiği hatırlatıldı. Söz konusu mükelleflerden şimdiye kadar pompalarını ödeme kaydedici cihazlara bağlatmış olanların en geç 1 Kasım 2005 tarihinden itibaren müşterilerine pompalara bağlı ödeme kaydedici cihazlardan çıkan fişleri vermeleri gerektiği belirtildi.
        Pompalarını ödeme kaydedici cihazlara bugünden sonra bağlatacak olan mükellefler zorunluluğun başlayacağı 1 Kasım 2005 tarihinden montajın yapılacağı tarihe kadar fatura veya perakende satış fişi, montajın bittiği tarihten sonra ise pompalara bağlı ödeme kaydedici cihazlardan çıkan fişleri verecekler.

        Akaryakıt pompalarını ödeme kaydedici cihazlara bağlatma zorunlulukları 1 Ocak 2006 tarihinde başlayacak olan mükellefler ise eğer bu tarihten önce montaj işlemlerini tamamlarlarsa 1 Ocak 2006’yı beklemeden söz konusu sistemle fiş düzenleyebilecekler.
        1 Ocak 2006 tarihinden sonra işe başlayan akaryakıt istasyonları ise işe başlama tarihinden itibaren en geç 60 gün içerisinde pompalarını ödeme kaydedici cihazlara bağlatacaklar
        Son düzenleme frantic; 28-10-2005, 23:05.

        Yorum

        • frantic
          Senior Member
          • 26-01-2004
          • 3696

          #5
          Konu: otomobiller dünyası

          Onu pastan koruyun!

          Üreticiler paslanmaya karşı giriştikleri savaşta teknolojinin tüm nimetlerini kullanıyor. Fakat bu sadece süreyi öteleyebiliyor Paslanma, uzun yıllardır otomobil üreticilerinin başına ağrıtan sorunların başında geliyor.
          Üretim teknolojisindeki gelişmeler sayesinde artık otomobillerin korozyon dirençleri 10-12 yılı bulabiliyor. Fakat bu süre üreticilerin açıkladığı maksimum nokta olarak gösteriliyor. Otomobilinizi kullanırken ve saklarken dikkat edeceğiniz bir kaç püf noktayla bu süreyi yakalamanız mümkün. Aksi takdirde otomobilinizin boyası zayıflayacak ve belirtilen süreden daha kısa sürede paslanma gerçekleşecek. Sizler için bu püf noktalarını araştırdık…

          Tıkanan kanallara dikkat
          Yağmur suyunun sorunsuzca akması için otomobil karoserinde çok sayıda kanal bulunur. Ezik, kapı ve bagajda bulunan delikler veya kanalların tıkanmasıyla pis su otomobilden atılamayabilir. Bu durumda birikmenin olduğu bölümlerin hızlıca paslanması kaçınılmaz.
          Pis suyun sorunsuzca akması için otomobilin boyasına zarar vermeyecek bir tel parçasıyla deliklerin yeniden tamamen temizlenip açılması gerekiyor. Hemen hemen her otomobilin tahliye delikleri aynı yerlerde bulunur. Bunlar kapılar, motor kaputu, bagaj kapağı ve yakıt deposu olarak sıralanabilir.

          Boyayı koruyun
          Türkiye yolları malumunuz… Her yaz özellikle tatil yörelerinde yol çalışmaları sebebiyle mıcır kullanılıyor. Öndeki araçların fırlattığı taşlar veya küçük kazalar sonucu oluşan çizikler otomobilin paslanmaya karşı en önemli zaaflarından birisidir. Bu bölgeler kısa süre içinde rötuşlanarak paslanmanın önüne geçilmeli. Darbe almış bölgenin üzerine sadece biraz boya sürmek geçici olsa da yeterli korumayı sağlayabilir. En doğru yöntemse bu bölgenin zımparalanıp, pas önleyiciler sürülerek tekrar boyanmasıdır.

          Pislik temizleme
          Karoser saçının en büyük düşmanı yollardaki pisliktir. Lastikler yollardaki pislikleri davlumbazların ve çamurlukların en ücra köşelerine kadar sıçratır. Bu köşelerde biriken kirler bir süre sonra suyu sünger gibi emmeye başlar. Bu yüzden bu bölgelerin paslanması diğer bölgelere göre daha hızlı olur. Davlumbazların düzenli olarak yüksek basınçlı suyla temizlenmesi gerekiyor. Eğer böyle bir imkan mevcut değilse, birikim yapan köşelerin bir tel fırçayla temizlenmesi yeterli olacaktır.
          Son düzenleme frantic; 28-10-2005, 23:05.

          Yorum

          • frantic
            Senior Member
            • 26-01-2004
            • 3696

            #6
            Konu: otomobiller dünyası

            Far bakımına dikkat!

            Doğru aydınlatma sürüş güvenliği kadar elektrik sistemlerinin korunması açısından da önem taşıyor

            Farların önemi özellikle gece kullanımlarında daha da ön plana çıkıyor. Hem yolu görebilmek hem de diğer sürücülere görünebilmek için doğru şekilde ayarlanmalı ve belli aralıklarla bakımı yapılmalıdır.
            Ne yazık ki ülkemizde ticari kadar binek araçlar da yük taşıma işleminde kullanılıyor. Bagaj bölümü yüklü olan otomobiller ön kısımlarının havaya kalkması nedeniyle yol yerine daha yüksekleri aydınlatıyor.
            Bu problem günümüz otomobillerinin hemen hemen hepsindeyse bir nebze çözüm bulmuş durumda. Far yüksekliği ayar mekanizması sürücüyü yormayacak kadar yakın bir bölümde bulunuyor.
            Kullanımıysa oldukça pratik… Araç yüklüyken bu buton "yüklü" konumuna, yük boşaltıldıktan sonra far ayar butonu tekrar eski konumuna getirilmeli
            Cam sağlam olmalı
            Cam ışığı yola yönlendiren ekipman olarak karşımıza çıkıyor. Far üretilirken camıyla birlikte tasarlanıyor. Her far camının üzerinde ışığı yönlendiren şekiller bulunuyor. Bu yüzden kırılan camın yerine mutlaka orijinali takılmalı. Aksi taktirde far ya iyi aydınlatmaz ya da sürücünün görüşünde yanılsamalara yol açıyor.
            Türkiye yollarında sıkça rastlanan bir başka yanlışsa otomobillere üretici firmanın onaylamadığı ampullerin takılması… Özellikle ticari araçlarda yaşanan bu olay otomobilin elektrik tesisatına zarar verirken, yangın tehlikesi bile yaratabiliyor. Ayrıca karşıdan gelenlerin gözlerini alarak görüşü de engelliyor.
            Farları maskelemek veya boyamaksa bir o kadar tehlikeli. Bu işlemler görüşü azalttığı gibi kazalara neden olabiliyor.
            Sürücülerin eğitim alması gereken detaylardan birisi de sis lambaları… Özellikle sis ve toz gibi durumlarda görüş mesafesini artırmak için kullanılan bu aydınlatma grubu, normal hava şartlarında karşıdan veya arkadan gelen sürücülerin gözlerini kamaştırıyor. Ayrıca normal havalarda sis farlarını yakmak bir trafik suçudur.

            Far ayarı nasıl yapılmalı?
            Far ayarları sarsıntıdan dolayı zamanla bozulabilir ya da fabrika çıkışında boşken yapılan ayarlar otomobil yüklüyken kullanılınca yanlış yerleri aydınlatabilir. Böyle durumlarda en doğrusu yetkili servislerde far ayar cihazlarıyla ayar yapmaktır; ancak servise gidecek zamanınız yoksa bu ayarları kendiniz de yapabilirsiniz. Bunun için aracınızı düz ve gölgede olan bir duvarın önüne 10 metre aralık bırakacak şekilde park edin. Kısa huzmeli farlarınızı yakın ve farın içindeki ayar vidasından ışık yüksekliğini 75 cm'ye ayarlayın. Şekilde F ile gösterilen noktalar farın en yüksel aydınlattığı yerden 16 cm aşağıda ve aynı dikey eksende olmalıdır. Eğer farlarınız şekilde gösterilen ve belirtilen yükseklikten farklı bir aydınlatma yapıyorsa ayar düğmesi kullanarak ışık yüksekliğini ayarlayın. Bu işlemden sonra yatay ayarı yapmak için aracınızın genişliğini duvarda işaretleyin; sonra sol fardan aracın izdüşümünün ortasında ışığın 16 cm'ye kadar yükselmesini sağlamak için yatay ayar düğmesini döndürün. Sağ farın aracınızın izdüşümü içindeki ışık yüksekliğinin de 75 cm olması gerekir.

            Yorum

            • frantic
              Senior Member
              • 26-01-2004
              • 3696

              #7
              Konu: otomobiller dünyası

              Bakanlık: Oto kokularına dikkat

              Sağlık Bakanlığı, izin alınmadan üretilen ve satılan oda ve oto kokularının, halk sağlığını riske ettiğini bildirdi. 24.05.2005Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada tüketiciler, “oda ve oto kokuları” konusunda uyarıldı. Açıklamada, “hava aromatize edici ürünler” olarak adlandırılan oda ve oto kokularının bilinçli kullanılması gerektiği belirtilerek, bakanlıktan izin alınmadan üretilen ve satılan oda ve oto kokularının, halk sağlığını riske ettiği vurgulandı.
              Kapalı mekanların ve araç içinin güzel kokması amacıyla kullanılan bu ürünlerin, bilinçli kullanılmadığı durumlarda birçok sağlık sorununu beraberinde getirdiğine dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
              “Bakanlığımızdan izin almadan üretilen ve satılan oda ve oto kokuları, içerdiği yüzlerce zararlı madde nedeniyle, göz yaşarması veya kuruması, çift görme, burun tıkanıklığı, kulak çınlaması ve ağrısı, baş dönmesi, öksürük, nefes darlığı, yutkunmada zorluk, astım krizi, uyumsuzluk, kısa süreli hafıza kaybı, konsantrasyon bozukluğu, mide bulantısı, endişe, çabuk kızma, huzursuzluk, isilik, kurdeşen, egzama gibi birçok sağlık sorununa yol açmaktadır.”
              Bu ürünlerin ithal ve üretim izinlerinin Sağlık Bakanlığı'nca verildiğine dikkat çekilen açıklamada, söz konusu ürünlerin kimyasal analizlerinin, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı laboratuvarında yapıldığı bildirildi.
              Uygun bulunan ithal ürünler için “Türkçe etiket” örnekleri hazırlandığı ifade edilen açıklamada, “İzin alınmadan üretilen ve satılan ürünler, zehirlenme ve sinir sistemi bozukluklarına, alerjik reaksiyonlara yol açmaktadır. Bu ürünlere bakanlığımızca izin verilirken, içeriğinde halk sağlığını tehdit edecek madde taşımamasına dikkat çekilmektedir” denildi.
              Açıklamada, tüketicilerin ürün alırken, etiket bilgilerindeki uyarıları dikkate almaları, Sağlık Bakanlığı'nca verilen izin, tarih ve sayının bulunup bulunmadığını kontrol etmeleri ve izinleri olmayan ürünleri satın almamalarının, sağlıklarının korunması açısından önemli olduğu vurgulandı.(aa)

              Yorum

              • frantic
                Senior Member
                • 26-01-2004
                • 3696

                #8
                Konu: otomobiller dünyası

                Otomobilin çevreye zararı sanıldığından az!

                İngiltere'de gerçekleştirilen bir araştırma çevre koruma örgütlerinin iddialarını çürütecek nitelikte... 29.05.2005Yıllar yılı tüm çevre koruma örgütleri otomobillerin özellikle de arazi araçlarının çevreyi kirlettiği yönünde açıklamalarda bulunmuştu. İngiltere’de gerçekleştirilen bir araştırmaysa bu tezi çürütecek cinsten sonuçlar verdi.
                Daily Telegraph gazetesinin otomobil editörlerinin yaptığı araştırmaya göre evde kullanılan bir bulaşık makinesi bir kullanımda havaya 765 gram oranında karbondioksit gazı bırakıyor. Bu gaz makinenin içerisinde kullanılan deterjandan ve kirlerden kaynaklanıyor. Aynı araştırmaya göreyse turbo dizel motor kullanan bir Range Rover arazi aracı havaya saatte 299 gram karbondioksit gazı bırakıyor. Aynı şekilde bir saat çalıştırılan benzinli bir çim biçme makinesiyse 1000 gram atık gaz çıkarıyor.

                Yorum

                • frantic
                  Senior Member
                  • 26-01-2004
                  • 3696

                  #9
                  Konu: otomobiller dünyası

                  Hava yastıklarında güven problemi!

                  Oregon Tıp Bilimleri Üniversitesi’nin yaptığı son araştırmaya göre daha önce bir kaza anında sadece çocuklara zarar verebileceği teşhis edilen hava yastıklarının gençler için de tehlikeli oluşturabileceği belirlendi. 11.06.2005
                  Avrupa genelindeki 3 bin 790 kazayı inceleyen araştırmacılar kaza sonrası bir aylıktan 18 yaşına kadar pek çok bireyin yaşadığı sorunları takip etmiş. Araştırma sonucuna göre önde oturan 14 yaşından ufak çocuklar ciddi anlamda yaşamsal tehdit altında bulunuyor.
                  Daha büyük bireylerdeyse yaralanma ölüme sebebiyet vermiyor ancak ciddi olarak nitelendiriliyor.
                  Bunun sebebiyse kemiğin içindeki minerallerin çocuklar yetişkin olmaya doğru ilerlerken sürekli olarak gelişim göstermesi olarak açıklanıyor.

                  Yorum

                  • frantic
                    Senior Member
                    • 26-01-2004
                    • 3696

                    #10
                    Konu: otomobiller dünyası

                    Turbo motorları stop etmeden önce bekletmek gerekir mi?

                    Benim 2000 model VW Passat 1.8T otomobilim var. Otomobil dergilerinden birinde turbo sistemleri hakkında bir bilgi okudum. Doğruluğundan emin değilim. Yazıda Passat'larda kullanılan turbonun yüksek devirlerde devreye girdiği, araç durdurulduğu zaman da hemen stop etmeyip bir süre düşük devirde çalıştırılması gerektiği, aksi taktirde turbonun zarar göreceği yazıyordu. Sizden bu bilgilerin doğru olup olmadığım açıkladıktan sonra aracımın turbo sistemi hakkında bilgi vermenizi, turbonun hangi devirlerde devreye girdiğini belirtmenizi rica ediyorum. Ayrıca motoru stop etmeden ne kadar süre çalıştırmamız gerektiği hakkında bilgi verirseniz sevinirim. Turbo sistemlerin 80 bin km'den sonra arıza yaptığı söyleniyor. Siz buna katılıyor musunuz?
                    VW Grubu şemsiyesi altındaki araçların 1.8 litrelik turbo beslemeli motorlarının üretim özellikleri itibariyle turbo basınçları, 1700 d/d civarında devreye girip basınç üretmeye başlar. Bu da turbo ünitesinin dünya genelindeki en düşük devreye girme değerleridir. Yani iddia edildiği gibi turbo sistemleri, yüksek devirde değil, aksine olabilecek en düşük devirlerde görev yapar. Motoru stop etmeden beklemekse tüm turbo motorlu araçlara ait özel bir kuraldır. Turboların yatakları yağ basıncıyla beslenerek işlevini yerine getirir ve genel kullanımda da 120 bin devirlerde devamlı çalışır. Aracı aniden stop ettiğinizde yağ basıncı sıfır olacağından turbo ünitesi, bu yüksek devirlerden duruncaya kadar geçen süre içinde yağsız çalışmak zorunda kalır. Bu da yataklarında ciddi sorunlar yaratır. Bu nedenle stop etmeden önce motorun 5 saniye kadar rölantide çalışması, bu tehlikeleri engelleyecektir. Bu araçların turbo sistemlerinin 80-100 bin km dolaylarında arızalanmaları, hem yukarıda bahsettiğim sebepten, hem de 1998 yılına kadar olan modellerde uygulanmış olan turbo ana yağ besleme borusunun tasarımı nedeniyle egzoz manifoldundan etkilenerek içinde kurumlaşma yaparak yağı kısmasından kaynaklanıyordu. 1998 yılından itibarense bu borunun konumu değiştirilerek bu tip arızaların önüne geçildi. Bunun dışında silindir başına 5 supaplı olan 1.8 litrelik bu motorlar, yıllardır başarıyla kullanılmaktadır

                    Yorum

                    • frantic
                      Senior Member
                      • 26-01-2004
                      • 3696

                      #11
                      Konu: otomobiller dünyası

                      HAVA YASTIÐI (AIRBAG) ÖZELLİKLERİ







                      Günümüzde artık neredeyse tüm arabalarda standart olarak sunulur hale gelen Hava Yastıkları güvenlik açısından çok önemli bir sistemdir. Kazalarda kafa ve göğüs yaralanmalarını büyük ölçüde engelleyen hava yastıkları ilk başlarda sadece sürücü tarafında bulunuyordu. Fakat teknolojinin gelişip de hava yastığı sistemlerinin ucuzlamasıyla birlikte yolcu havayastıkları, ardından yan havayastıkları, kafa havayastıkları gibi güvenliği son derece arttıran sistemler üretildi.
                      Sürücü havayastığı direksiyon ve yolcu havayastığı önden direk çarpmalarda devreye girecek şekilde tasarlanmıştır. Sadece ihtiyaç olan durumlarda açılırlar. Mesela bir araba kaza yapıp takla atabilir, fakat takla atış şekline göre hava yastığı açılmayabilir de, özellikle yan olarak takla atmışsa durum böyledir. Aynı şekilde yandan çarpmalarda da ön havayastıkları açılmaz.

                      Ön havayastıklarının dışında şu anda en yaygın olarak yan havayastıkları vardır. Bunlar yandan alınan darbe durumlarında açılırlar ve havayastığının yapısına göre karın ve göğüs bölgesini hatta kafa bölgesini bile koruyabillirler. Fakat çok üst sınıf arabalarda ayrıca kafa havayastıkları da bulunur, bunlar ayrıdır.

                      Hava Yastığı bulunan arabalarda dikkat edilmesi gereken noktalar:

                      Öncelikle, emniyet kemeri mutlaka takılı olmalıdır! Aksi taktirde hangi hızda olursa olsun, şehir içinde çok yavaş gidiyor bile olsanız, bir kaza durumunda hava yastığının çok hızlı bir şekilde açılmasından ve bu sırada sizin kafanızın da direksiyona doğru öne gideceğinden çok ciddi kafa ve boyun yaralanmalarına sebep olunabilir.

                      Sürücü açısından bir uyarı da, sürücünün direksiyon simidine çok yakın oturmaması gerektiğidir. Açılabilecek yastık, eğer sürücü de direksiyona çok yakınsa, bir sakatlanmaya sebep olabilir. (Uygun mesafe, kolların öne uzatıldığında bileklerin direksiyon simidinin üstüne değiyor olduğu mesafedir.)

                      Hava Yastığı nasıl çalışır?

                      Fazla ayrıntıya gerek yok... Hava Yastığı'nın içinde sıkıştırılmış bir gaz bulunur ve bir darbe anında, (gerekli ise) o gaz birdenbire serbest bırakılır ve saniyenin bilmem kaçta birinde o yastık, daha sizin kafanız darbenin etkisiyle öne doğru yönlenmeye başlarken, şişiverir, ve siz de kafanızı direksiyon yerine yastığa yaslarsınız

                      Bir Hava Yastığı'nın sağlıklı bir şekilde çalışma süresi ortalama 10 yıldır. 10 yıldan sonra hava yastığı sistemi iptal edilir. Ayrıca hava yastıklarında, servis tarafından kontrol edilmesi gereken, zamanı gelince değiştirilen piller de bulunur.

                      Yorum

                      • frantic
                        Senior Member
                        • 26-01-2004
                        • 3696

                        #12
                        Konu: otomobiller dünyası

                        KULLANILMIŞ OTO SATMA İNCELİKLERİ




                        Genelde otomobilinizi satabileceğiniz yer, aynı zamanda otomobil alabileceğiniz yerdir: Bayi, servis veya şahıs.

                        İnsanların sizin arabanızı almaları için iki nedeni olabilir: Kullanmak ya da alıp satarak kâr etmek. Arabanızı almak isteyen ikinci kategoriye giriyorsa sizin için en iyi fiyatı vereceğine güvenmeyin.

                        Eğer otomobilinizi kendiniz satarsanız en iyi fiyatı alırsınız. Diğer yandan bir servise satarsanız en az uğraşıyı vermiş olursunuz. Her gün ikinci el oto alanlar hem ne kadar vereceklerini bilirler, hem işlemleri en hızlı şekilde yaparlar. Eğer kendiniz satarsanız ilan vermek ya da "satılık" diye yazıp bir yerlerde sergilemek, gelen telefonlara cevap vermek, arabanızı tanımadığınız insanlara göstermek hatta belki evinize davet etmek durumunda kalabilirsiniz. Bunlara şimdiden hazırlıklı olun. Ama bu zahmetin karşılığında muhtemelen daha fazla kazanacağınızı da unutmayın.

                        ARABANIZI İYİ SUNUN Arabanızı satmak için hangi yolu seçerseniz seçin, içini ve dışını olabildiğince iyi temizleyin. Bagaj ve motor bölümü dahil, erişebildiğiniz her yeri silin ve süpürgeyle alın.Yağ değişim vakti gelmişse değiştirin. Elinizdeki bütün servis kayıtları ve faturalarını götürün ki arabaya iyi baktığınız anlaşılsın.

                        Eğer aracın bozuk veya trafikte sorun yaratabilecek bir durumu - örneğin kabak lastikler, delik egzoz, eksik farlar- varsa ya tamir ettirin/değiştirin ya da alıcıya bunları eksiksiz bildirin. Her zaman doğruyu söyleyin ama size sorulmayan soruların cevabını vermenizi gerektirecek bir kanun da yok.

                        FİYATI BELİRLEYİN Sitemizdeki ikinci el fiyatları, otomobilinizin ikinci eldeki fiyat düzeyi hakkında bir fikir verebilir. Ayrıca otomobil bayilerinin, özellikle sizin kullandığınız marka araçları alıp satan bir tanesinin ikinci el otoyla ilgilenen bölümlerine gidip aracınıza fiyat biçmelerini isteyebilirsiniz. Söyleyecekleri rakam da sonuçta pazarlığa tabidir, siz de istediğiniz fiyatı söyleyebilirsiniz. Böylece birkaç bayi dolaşırsanız bayilerin arabanıza ne kadar verebileceği konusunda daha sağlam bir bilginiz olur. Belki de hemen, sorunsuz bir şekilde otomobili onlara satmaya karar vereceksiniz.

                        TAKAS İÇİN TAKTİKLER Eskisini verip yenisini alıyorsanız ikisi için de en iyi fiyatı almaya bakın. Yapacağınız önce en iyi koşulları sağlamak, sonra yeni arabaya razı olmaktır. Eğer yeni otomobil için kararlı olduğunuzu belli ederseniz, bayi muhtemelen eski aracınıza en düşük fiyatı verecektir. Yeni otomobil için onca konuştuktan ve "alacağım" dedikten sonra geri adım atmanız kolay olmayabilir.

                        Eğer bayi arabanıza fiyat biçmeye çekiniyor veya çok düşük bir fiyat veriyorsa başka bayileri deneyin. İstediğiniz fiyatı aldıysanız şimdi de yeni otomobil için anlaşmaya çalışın. Pazarlığa, sanki takas olmamış gibi sıfırdan başlayın. Maliyet fiyatından başlayın ve mümkün olan en az kar marjıyla bu otomobilin size satılmasını istediğinizi açık olarak belirtin.

                        Eski arabanızı size iyilik olsun diye değil, tekrar satıp kar etmek için aldıklarını unutmayın.

                        ŞAHISA SATARKEN Çok çaba sarf edeceksiniz ama en iyi fiyatı alacaksınız. İnternet sitelerine ve tirajı yüksek olan gazetelere ilan verin. Tedbirli davranmayı düşünürseniz muhtemel bir alıcıyla evinizin dışında, mesela bir otoparkta buluşabilirsiniz.

                        Yorum

                        • frantic
                          Senior Member
                          • 26-01-2004
                          • 3696

                          #13
                          Konu: otomobiller dünyası

                          EKONOMİK YAKIT TÜKETİM KURALLARI






                          Eskiler yakıt tasarrufu yapmanın altın kuralının "gaz pedalına ayağın altında yumurta varmış gibi basmak" olduğunu söylerler. Otomobil sadece dur-kalklarda ya da yüksek hızlarda değil, gaz pedalına gereksiz yere fazla basıldığında da aşırı yakıt tüketir. Kullanım ve teknik bakımlara ilişkin önerilerimize uyarak yakıt tüketiminizi önemli oranda azaltabilirsiniz.
                          Gaz pedalına sonuna kadar basmadanda hızlı gidilebilir.Bunun için otomobili fazla zorlamadan da hızlandırmak ve hızı korumaya çalışmak yeterlidir.Otomobiliniz enjeksiyonluysa yokuş aşağı inerken gaza basmayın .Bu sistemler motor çalışır durumda ve araç viteste iken ayak gazdan çekildiğinde yakıt akışını kestiği için hiç yakıt tüketmez.Ancak yokuş aşağı inerken kesinlikle vitesi boşa atmayın ve kontağı kapatmayın .Kontak kapatıldığında fren sistemi çalışmadığı için yapılacak birkaç santilitrelik benzin tasarrufuna karşılık ciddi kazalarla karşı karşıya kalınabilir.
                          Yokuş çıkarken az yakıt tüketmek için yüksek viteste tam gaz yapmaktansa daha düşük viteste yarım, hatta çeyrek gaz yapmak daha doğru olur. 90km'den sonraki her 1 km artış yakıt tüketimini %1 oranında arttırır. Saatte 120 km hızla giden bir araç 80 km hızla giden bir araca göre %25 daha fazla yakıt tüketir.Yakıt tüketimini arttıran 'saldırgan' sürüşten kaçınınız ; ancak az yakıt tüketmek için çok düşük devirlerde kullanılan bir otomobilin motoru daha çabuk yıpranır. Bu da yakıt tüketimini azaltarak yapılan tasarrufun tamir ve yedek parçaya verilmesine neden olur.

                          MOTORU ISITMAK

                          Motoru rölantide ısıtmak yakıt tüketimini arttırır .Motoru çalıştırıp hemen yola çıktığınızda yaptığınız 1. Km sonunda otomobilin yaktığı benzin 3 dakika rölantide çalışarak yaktığı kadardır. Yani otomobili 3 dakika ısıtmak için harcanan benzinle 1 km yol yapılabilir.Ayrıca motor normal çalışma sıcaklığına 4 km yol katedildikten sonra ulaşır ve en çok bu zamanda aşınır. Bu nedenle kısa mesafelerde otomobil kullanmak yerine yürümek daha ekonomiktir.
                          Doğru zamanda doğru vitesi kullanın
                          Birinci vitesi yalnızca otomobili hareket ettirmek için kullanın ve hemen ikinci ve daha üst viteslere geçin. Vites değiştirirken motorun üst devirlere çıkmasından ya da motoru bağırtmaktan kaçının. Motor devri krank milinin bir dakikada yaptığı devir sayısıdır. Motor devir göstergesinde kırmızı bölgenin başındaki devir sayısı motorun çevirebildiği maksimum devri gösterir. Örneğin kırmızı bölgenin başında 6000 d/d görünüyorsa krank mili saniyede 100 devir gerçekleştiriyor demektir. Her motorun maksimum devir sayısı ve en verimli çalıştığı devir aralığı vardır. Bu devir otomobilden otomobile değiştiği için teknik verilerine bakarak ya da servislere danışılarak öğrenilebilir. Teknik verilerde "maksimum tork" adı altında görülen değer genellikle motorun en verimli çalıştığı ve az yakıt tükettiği devirdir. Otomobilden otomobile değişmekle birlikte genellikle 2000-4500 d/d aralığında olan maksimum tork devrinde kalacak biçimde vitesler değiştirildiğinde benzin savurganlığı önemli ölçüde azalacaktır. Örneğin yapılan bir testte 100 km uzunluğundaki düz bir yolda 4'üncü vitesle 60 km/s sabit hızda gidildiğinde 5.8 litre yakıt tüketilmiş. Aynı koşullarda 3'üncü viteste 9 litre tüketim saptanmış. Görüldüğü gibi aynı uzunluktaki bir mesafeyi bir vites küçülterek katetmek 3.2 litre, yani yüzde 55 daha fazla tüketime yol açabiliyor. Aynı otomobille 30 km/s sabit hızla 3'üncü viteste 7 lt/100 km, ikinci viteste aynı hızda yaklaşık 10 litre tüketim saptanıyor. Görüldüğü gibi hangi hızda hangi viteste gidilmesi gerektiğini iyi bilmek gerekiyor. Otomobili yol ve trafik koşullarına uygun kullanın Ne kadar kararlı ve sakin otomobil kullanırsanız o kadar az benzin tüketirsiniz ve otomobiliniz de o kadar az yıpranır. Daha az sinirlenmeniz ve strese girmemeniz de cabası. Otomobili akan trafiğin hızına uygun kullanın ve sadece önünüze değil, daha ileriye bakarak trafik akışını izleyin. daki gelişmeleri izleyin. Akan trafiğin hızına uyulmadığı için sürücünün mecbur kaldığı ani frenaj ve ani hızlanmalar yakıt tüketimini artırır. Önünüzdeki araçla yeterli takip mesafesi bırakın. Sık sık şerit ve hız değiştirmekten kaçının. Yavaşlamak gerektiğinde, örneğin kırmızı ışığa yaklaşırken hızı koruyup ani frenle durmak yerine ayağınızı gazdan çekerek otomobili motor kompresyonuyla yavaşlatıp hafif frenle durmak yüzde 15-20 oranında daha az benzin tüketmenizi sağlar. Ayrıca bu sayede hem balatalarınız, hem de sinirleriniz daha az yıpranır. Önünüzde akan trafiği izlemek yakıt tasarrufu sağlamanın yanında olası bir kazaya karışmanızı da önleyebilir
                          Teknik dizayn ile herşey ekle edilemez Otomobilinizin yakıt tüketimi daha çok sizin kontrolünüz altmdadıır. Bunun iyi bir şekilde başarılması için kullanım tavsiyelerimize uyunuz.

                          Bakım

                          Diagnostik bakımında yer alan kontrol ve ayarlamalann yakıt tüketimi üzerinde direkt etkisi vardır.

                          Motor ayarları
                          • Rolanti devri: Öngörülen değerde olmalıdır Rolantı devri yüksek olduğu zaman yakıt tüketimi de artar.
                          • Hava filtresi: Tıkanmış filtreler yakıt sarfiyatını artırır. Değiştirilmelidir.

                          Lastikler
                          • Hava basıncının tavsiye edilenden düşük olması yakıt tüketimini artırır
                          • Tavsiye edilenin dışında kullanılan jnt ve lastiklerde yakıt tüketimini artırır.
                          • Motoru dururken ısıtmak yerine, ölçülü kullanarak yolda ısıtın
                          • Jikle kullanıyorsanız motor jiklesiz gidecek duruma gelir gelmez jikleyi yerine itin.
                          • Sağ ayağınızı engel ve virajları yeterince önceden kestirip,gazdan çekerek yavaşlamak için kullanın,frene basmak için değil
                          • Agresif kullanmayın . Yumuşak kullanın .
                          • Düşük viteste çok fazla devir yapmayn .Mümkün olan en yüksek vitesi motoru fazla yormamak kaydıyla kullanın.
                          • Yokuş çıkarken aynı hzı korumaya çalışmayın . Düz yolda da fazla gaz vermeyin (gaz pedalında ayağınızı aynı pozisyonda tutun )
                          • Hız pahalıdır.
                          • Yeşil ışıkta aniden hızlanmayın.
                          • Yakıt deposunu ağzına kadar doldurmayın
                          Hız Pahalıdır
                          Camları açmak yerine havalandırmayı kullanın
                          Boş Port bagaj taşımayın

                          Hacimli Yükleri port bagaj yerine römorkla taşıyın
                          Karaan çekerken bir rüzgar saptırıcı taktırın ve doğru olarak ayarlayın

                          Yorum

                          • frantic
                            Senior Member
                            • 26-01-2004
                            • 3696

                            #14
                            Konu: otomobiller dünyası

                            OTOMATİK VİTES NASIL KULLANILIR








                            Otomatik şanzımanlı bir araçta en iyi performansı elde etmek için şu kurallara uyulması gerekiyor.
                            1.Gaz pedalına basılıyken vites kolu P ve N konumundan başka bir konuma getirilmemelidir.2.Araç hareket halindeyken P konumuna alınmamalıdır.Aksi taktirde ciddi hasarlar ortaya çıkacaktır.3.R konumuna geçmeden önce aracın tamamen durması beklenmelidir.4.Yokuş aşağı inişlerde araç kesinlikle boşa yani N konumuna alınmamalıdır.5.Otomatik şanzımalı araçlarda,motor çalışmadığı taktirde kesinlikle vurdurmak olarak bilinen uygulama yapılmamalıdır.6.Araç bozulduğunda yada kaza halinde çekilmesi gerektiğinde çekişin gerçekleştiği tekerlekler askıya alınmalıdır.(ben bu kurala katılmıyorum)7.Otomatik şanzıman yağ değişimi zamanlarına mutlaka uyulmalıdır.aksi taktirde yağ bozulacak ve bozulan yağ şanzımanın performansında düşüşe ve bazı arızalara neden olacaktır.8.Araç hızı 95 KM den fazlaysa vites kolu asla manuel olarak 2 veya L konumuna alınmamalıdır.9.L konumundaki sürüşlerde 50 KM nin üstündeki hızlara çıkılmamalıdır.

                            Yorum

                            • frantic
                              Senior Member
                              • 26-01-2004
                              • 3696

                              #15
                              Konu: otomobiller dünyası

                              ABS FREN SİSTEMİ








                              ABS'li frenlerin en kısa durma mesafesini sağlayabilmesi için frene ilk andan itibaren tam güçle basılması gerekmektedir.
                              ABS'li frende fren pedalı titreme yaptığı zaman asla ayak frenden çekilmemelidir. Bu gayet normaldir, sistemin düzgün bir şekilde çalıştığını gösterir. Tam güçle yapılan frenlerde fren pedalına ne kadar çok kuvvet uygularsanız aracın durma mesafesi de daha kısa olur. İnsana biraz garip geliyor, ama demek ki fren mesafesi bir yerde de bacak kasına bakıyor Bu olay belki çok küçük bir oranda etkiliyor duruş mesafesini, ama etkiliyor. Hatta panik frenlerde maksimum fren basıncını otomatik şekilde verecek sistemler bile geliştirilmiş. Örneğin Mercedes'in CLK 320 modelinde bu sistem var. (Zaten 37m'lik fren mesafesiyle de kendini belli ediyor ) Emergency Braking Assistant (Acil fren yardımcısı) olarak adlandırılan bu sistemin bir açıklamasını da aşağıdaki resimde görebilirsiniz. Not: Frene basıldığı anda debriyaja da basılmalı (her iki pedala birden tam güçle basılmalı). bu yapılmadığı zaman fren gücünün büyük bir bölümü motoru yavaşlatmak için kullanılacak ve boşa gidecektir. ayrıca frenle birlikte debriyaja basılmadığında motor stop edeceğinden ikinci bir manevra için otomobil hareket ettirilemez. ayrıca tek tarafı kaygan yolda ve virajlarda ABS'li otomobillerde tam güçle fren yapılabilir.(fakat bu kaygan yollarda ve virajlarda hızlı otomobil kullanmak anlamına gelmez.)

                              Yorum

                              İşlem Yapılıyor
                              X