Kuru kuru maç muhabbetinden sıkıldım biraz da foruma faydamız dokunsun.
Kitaplar pdf formatında olup indirmek için kitap resimlerine tıklayınız.
Sevmesini de gitmesini de bilenler için: Git Kendini Çok Sevdirmeden. Nostalji, aşk kırıklıkları, evlilik, birbirini sonradan anlamanın hüznü ve acılara rağmen hayata tutunma çabaları... Tuna Kiremitçi'nin ilk romanı, bir kazada oğlunu yitirdikten sonra annesinin Eskişehir'deki evine sığınan Arda Akad'ın öyküsünü anlatıyor. Arda'nın ana ocağında genç kızlık yıllarına geri dönüşü ve ilk aşk öyküsünün kahramanı olan erkeğin yirmi üç yıl sonra yeniden ortaya çıkışı...
Sevmek ve gitmek üzerine, "ince düşünülmüş" bir roman.
Yanlış bir aşk, terk edilmişliğin hüznü, müziği eşlik ettiği hayaller, parasızlıkla sarsılan hayatlar ve bitmeyen mutluluk arayışları...
İlk romanı Git Kendini Çok Sevdirmeden'le büyük beğeni toplayan Tuna Kiremiti, bu sefer bir müzisyenin dünyasını anlatıyor. Memet Olcay'ın gücünü ve zayıflığını, pazar günleri buluştuğu kızıyla yeniden keşfettiği İstanbul'u, ortadan kaybolan arkadaşını arkarken bulduğu aşkı ve yaptığı o ilk besteyi... Romanın bir tarafında bütün endamıyla hayat duruyor; öteki tarafında da elinde çalgısıyla tek başına bir adam.
Kitaplar pdf formatında olup indirmek için kitap resimlerine tıklayınız.
Sevmesini de gitmesini de bilenler için: Git Kendini Çok Sevdirmeden. Nostalji, aşk kırıklıkları, evlilik, birbirini sonradan anlamanın hüznü ve acılara rağmen hayata tutunma çabaları... Tuna Kiremitçi'nin ilk romanı, bir kazada oğlunu yitirdikten sonra annesinin Eskişehir'deki evine sığınan Arda Akad'ın öyküsünü anlatıyor. Arda'nın ana ocağında genç kızlık yıllarına geri dönüşü ve ilk aşk öyküsünün kahramanı olan erkeğin yirmi üç yıl sonra yeniden ortaya çıkışı...
Sevmek ve gitmek üzerine, "ince düşünülmüş" bir roman.
Yanlış bir aşk, terk edilmişliğin hüznü, müziği eşlik ettiği hayaller, parasızlıkla sarsılan hayatlar ve bitmeyen mutluluk arayışları...
İlk romanı Git Kendini Çok Sevdirmeden'le büyük beğeni toplayan Tuna Kiremiti, bu sefer bir müzisyenin dünyasını anlatıyor. Memet Olcay'ın gücünü ve zayıflığını, pazar günleri buluştuğu kızıyla yeniden keşfettiği İstanbul'u, ortadan kaybolan arkadaşını arkarken bulduğu aşkı ve yaptığı o ilk besteyi... Romanın bir tarafında bütün endamıyla hayat duruyor; öteki tarafında da elinde çalgısıyla tek başına bir adam.
Yorum