ÇANAKKALE'nin Dersleri !...

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • kutludað
    Junior Member
    • 07-01-2006
    • 130

    ÇANAKKALE'nin Dersleri !...

    N.Kemal ZEYBEK

    Çanakkale Zaferi´ni Türkistan’da da kutladık. Film gösterileri güzel... Konuşmalar iyi... Şiirler tamam... Üstelik bir de tiyatro gösterisi... Gençler iyi çalışmışlar... Son kapanış konuşmasını yapıyorum. Ve gençlere bu olaydan çıkarılması gereken dersler üzerinde tartışmalarını salık veriyorum.
    Gereken dersleri çıkarmazsak, anma ve kutlama toplantılarının yararı az olur.
    Çanakkale’den çıkarmamız gereken ilk ders, “Biz bu savaşa niye girdik ve nasıl girdik?” sorusuna doğru ve derin bir karşılık bulmak olmalıdır, diyorum.
    “İki Alman zırhlısı subay ve erleri Osmanlı asker giyimi giyerek...” diye başlayan açıklama çok sığ bir anlatım olur.
    Asıl soru şu:
    “Nasıl olmuş da koskoca bir devlet; böylesine ölüm kalım konusu durumuna geleceği belli bir savaşa bu kadar kolayca sokulmuş?”
    Konuya 1838 Türk-İngiliz Ticaret Anlaşması ile başlamazsak ipin ucunu yakalayamayız... Balta Limanı Anlaşması öteki Avrupa ülkeleriyle de gerçekleştiğinden, ekonomimizin beline balta indi. Sonra dış borçlanma, sonra Düyun-u Umumiye... Artık bağımsızlığını yitirmiş bir devlet... “Devlet-i ebed müddet” anlayışından, ötekilere "Düvel-i Muazzama" dediğimiz bir anlayışsızlığa düşüş... Biri olmazsa ötekine teslimiyet...
    Şimdiki gibi...Ya ABD, ya AB, ya ikisi birden...
    Çanakkale Savaşları´nın başkomutanının adını hatırlamak bile konuyu anlamaya yeterli... Liman Von Sanders... O bir Alman...
    Mustafa Kemal’deki pırıl pırıl akıl, bilim ve millet bilinci işi düzeltmeğe yetmiyor. Savaşa girilmemesi ve girildikten sonra da Almanlara güvenilmemesi konusunda uyarı üstüne uyarı yapıyor, ama dinleyen nerde, anlayan kim.
    Osmanlı Orduları Başkomutan Vekili, Almanlara güveniyor. Onlar da Osmanlı Devleti´ne “Enverland” diyorlar.
    Yani?
    Yani Birinci Dünya Savaşı´na biz girmedik... “Dostumuz ve müttefikimiz” Almanlar bizi soktular. Kendi hesapları ve çıkarları için... Peki bu dost ve müttefik halkın bize bakışı nasıldı?

    ÇANLAR NİYE ÇALIYOR?
    Mehmet Akif’in anlattıklarını hatırlamanın tam yerine geldik.
    Akif savaş günlerinde Almanya’dadır. Bulunduğu şehirdeki kiliselerde hep birden zafer çanları çalmağa başlar. Akif hangi cephede zafer kazandığımızı sorar. Hayır zafer yoktur. İnglizler Kudüs’e girmiştir. Hıristiyanların Müslümanların elinden Kudüs’ü alması Alman dost ve müttefiklerimizi sevince boğmuştur.
    Şimdilerde de "Stratejik dost ve müttefikimiz" deyip kendi kendimize gelin güvey olduğumuz bir yeni komşumuz var... Kerkük’ü peşmergeye peşkeş çeken, Telafer´de Türkleri Şii ve Sünni çatışmasına sürükleyip bölmeye uğraşan, askerlerimizin başına çuval geçirip Irak Türklerinin Türkiye’den ümitlerini kesmelerini ve birlik olmalarını önleyen stratejik dost ve müttefikimiz...

    BAŞKA DERSLER?
    Elbette başka dersler de var. Çanakkale Savaşları´nda...
    Almanların verdiği mayınların patlamamasına ve Boğaz´ı geçmek üzere olan zırhlıların Türkiye’de üretilen mayınlarla batırılmış olmasına ne dersiniz?
    Bu dersi anlaması gerekenlerin kulaklarına gitsin diye üç kere söyleyeceğim:
    Savunma sanayii milli olmalıdır!
    Savunma sanayii yerli olmalıdır!
    Savunma sanayii yerli ve milli olmalıdır!
    Şimdi yüzde yirmisi yerli edinme ile sağlanan savunma sanayiimizde yüzde yüz yerli ve millinin hedeflenmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir. Acele ve çabucak...
    Gereklidir, şarttır, farzdır. Tarihin dersi ve Allah’ın emridir...
    Daha nasıl anlatmalıyım?
    Artık şu globalizm, yeni liberalizm, AB giriş süreci masallarından kurtulmanın çağı gelmedi mi?
    Ne zaman gelecek? Ne zaman?
    Bugün değilse ne zaman?
    Çanakkale Savaşları´ndan ve Zaferi´nden çıkarılacak başka dersler de var... Ama yerim dar..
    Şehitlere ve Çanakkale gazilerine rahmet dileyelim.
    Ve Allah’tan milletimize birlik bilinci isteyelim...
İşlem Yapılıyor
X