İslâmiyete uymamanın sebebi
Basra Evliyasından “Malik bin Dinar” hazretleri, bir gün; - İslâmiyete iyi uymamanın sebebi, kalbin hasta olmasıdır, buyurdu. Kalbin çok hastalıkları vardır ve hasta olan kalbi tedavi etmek gerekir.
- Kalbin tedavisi nasıl olur? dediler.
- Kalbin şifası ilimdir, ibadettir, ihlâstır, buyurdu.
- İlim’den maksat nedir efendim?
- İslamiyeti, yâni Allahü tealanın emir ve yasaklarını öğrenmektir. Nasıl ki her gün yemek yiyerek vücudumuzu besliyorsak, bunlar da kalbin gıdasıdır işte.
Şöyle devam etti:
- Önce islâmiyeti öğrenmeliyiz. Çünkü bilmeden Müslümanlık olmaz. Dînimizi öğrenip ona göre yaşayacağız. Fakaat...
- Fakatı ne hocam?
- İhlas da mühimdir.
- İhlas nedir?
- İhlas, her işi Allah için yapmaktır. Biz de ne yaparsak, Allah için yapmalıyız. Kalbimizde “Allah rızası” dışında bir gaye olmamalı.
Şöyle bitirdi:
- Allah için konuşan, Allah için dinleyen, Allah için çalışanın mükâfatını Allahü teâlâ elbette verir.
Para sevgisi
Bir gün de cemaatine;
- “Para sevgisi”, bütün kötülüklerin başıdır, buyurdu. Felaketler oradan başlıyor çünkü.
Sonra şunu anlattı:
Asr-ı saadette “Sa’lebe” adında bir kimse vardı. O kadar çok namaz kılardı ki, yaptığı secdeler, iz bırakmıştı alnında. Amaaa...
- Aması ne? dediler.
- Paraya düşkünlüğü sebebiyle mürted oldu. Yâni dinden çıktı. Bir Müslüman için en büyük iki tehlike nedir, biliyor musunuz?
- Nedir efendim?
- Birincisi, “Dünya sevgisi”dir.
- İkincisi hocam?
- İkincisi de “Kibir”, yâni kendini beğenmektir.
Şöyle bitirdi:
- Peygamber Efendimiz; “Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse, Cennete giremez” buyuruyor.
Basra Evliyasından “Malik bin Dinar” hazretleri, bir gün; - İslâmiyete iyi uymamanın sebebi, kalbin hasta olmasıdır, buyurdu. Kalbin çok hastalıkları vardır ve hasta olan kalbi tedavi etmek gerekir.
- Kalbin tedavisi nasıl olur? dediler.
- Kalbin şifası ilimdir, ibadettir, ihlâstır, buyurdu.
- İlim’den maksat nedir efendim?
- İslamiyeti, yâni Allahü tealanın emir ve yasaklarını öğrenmektir. Nasıl ki her gün yemek yiyerek vücudumuzu besliyorsak, bunlar da kalbin gıdasıdır işte.
Şöyle devam etti:
- Önce islâmiyeti öğrenmeliyiz. Çünkü bilmeden Müslümanlık olmaz. Dînimizi öğrenip ona göre yaşayacağız. Fakaat...
- Fakatı ne hocam?
- İhlas da mühimdir.
- İhlas nedir?
- İhlas, her işi Allah için yapmaktır. Biz de ne yaparsak, Allah için yapmalıyız. Kalbimizde “Allah rızası” dışında bir gaye olmamalı.
Şöyle bitirdi:
- Allah için konuşan, Allah için dinleyen, Allah için çalışanın mükâfatını Allahü teâlâ elbette verir.
Para sevgisi
Bir gün de cemaatine;
- “Para sevgisi”, bütün kötülüklerin başıdır, buyurdu. Felaketler oradan başlıyor çünkü.
Sonra şunu anlattı:
Asr-ı saadette “Sa’lebe” adında bir kimse vardı. O kadar çok namaz kılardı ki, yaptığı secdeler, iz bırakmıştı alnında. Amaaa...
- Aması ne? dediler.
- Paraya düşkünlüğü sebebiyle mürted oldu. Yâni dinden çıktı. Bir Müslüman için en büyük iki tehlike nedir, biliyor musunuz?
- Nedir efendim?
- Birincisi, “Dünya sevgisi”dir.
- İkincisi hocam?
- İkincisi de “Kibir”, yâni kendini beğenmektir.
Şöyle bitirdi:
- Peygamber Efendimiz; “Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse, Cennete giremez” buyuruyor.