Kur’an okumak Allah’la konuşmaktır...

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • TA2CCC
    Banned
    • 03-06-2004
    • 8304

    Kur’an okumak Allah’la konuşmaktır...


    Peygamber Efendimiz (aleyhi ekmelü’t-tehâyâ) bir hadis-i şeriflerinde altı garipten bahsetmiş ve “Mescid, namaz kılmayanlar arasında; Kur’an-ı Kerim, fâsıkın kalbinde ya da onu okumayan birinin evinde; sâliha bir kadın kötü huylu bir adamın nikahı altında; sâlih bir erkek arsız bir kadının yanında ve âlim, onun ilminden istifade etmeyen bir topluluk arasında gariptir.” demişlerdir.

    Bir başka defa da şöyle buyurmuşlardır: “İnsanlar, öyle bir zamanı idrak edeceklerdir ki, o dönemde Kur’an bir vadide, onlar da başka bir vadide olacaklardır.” Yani, o devrin insanları Kur’an’la aynı vadiyi paylaşamayacak, yeni ifadesiyle, aynı düzlemde buluşamayacak, farklı farklı kulvarlarda bulunacaklardır. Dolayısıyla Kur’an, onu okumayan, onda ne olduğunu bile merak etmeyen ve ondan istifade etmeyi hiç düşünmeyen insanların evlerinde, gönüllerinde garip kalacaktır. Zaten, asıl garip, yurdundan yuvasından uzak kalan, dostundan, ahbabından ayrı düşen değil, yaşadığı dünya içinde, bulunduğu toplum itibariyle hâlinden anlaşılmayan, kıymeti bilinmeyendir.

    Her müminin, Kur’an-ı Kerim’den Fatiha’yla birlikte en az iki kısa sûreyi doğru olarak okumasını öğrenmesi farzdır. Bir insan, bir gün içinde Fatiha, Kevser ve İhlas sûrelerini doğru bir şekilde öğrenebilir. Bu sebeple namazları doğru kılmak için en azından bu üç sûrenin öğrenilmesi bir esastır ve şarttır. Kur’an okurken kelimelerin yanlış telaffuz edilmesi doğru değildir. İnsan, doğru öğrendiği halde sürç-i lisan veya hata ile yanlış okuyabilir. Allah bundan dolayı inşallah kulunu muaheze etmez. Ancak kişinin doğru okuması biraz gayretle mümkünken, bu işe karşı fazla ehemmiyet vermeyip lakayd ve laubali kalması, Kur’an-ı Kerim’e karşı büyük bir saygısızlıktır. Mümin, Allah’ın kelamı olan Kur’an’ı, en saygılı bir eda ile, en saygılı bir tonda, en saygılı nağmelerle ve en saygılı olduğu bir hava içinde Rabbisine takdim etmekle mükelleftir.

    Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Kur’an okuyan bir insan, Allah ile konuştuğunu söylese ve yemin etse yemininde yalancı çıkmaz.” buyurmaktadır. Kur’an okurken Allah ile konuştuğunun şuurunda olan insan, kendine çeki düzen verecektir. İnsanın komutanının karşısında emir tekrarı yapıyor gibi kelimesi kelimesine, üzerlerine basa basa ve onlardan zevk duya duya o kelimeleri içiyor gibi okuması, Kur’ an’a ve Kur’an’ın sahibine karşı saygısının ifadesidir. Kur’an kıraatında eksikleri olan bir mümin, fırsatları değerlendirmeli, en kısa zamanda bir bilenin huzurunda Kur’an’ı doğru telaffuz edebilecek şekilde öğrenmeli ve namazlarını çok Kur’an okuyarak eda etmelidir.

    ÖZETLE
    1- Kur’an, onu okumayan ve ondan istifade etmeyi hiç düşünmeyen insanların evlerinde ve gönüllerinde garip kalır.
    2- Her müminin, Kur’an-ı Kerim’den Fatiha’yla birlikte en az iki kısa sûreyi doğru okumasını öğrenmesi farzdır.
    3- Efendimiz, “Kur’an okuyan bir insan, Allah ile konuştuğunu söylese ve yemin etse yemininde yalancı çıkmaz.” buyurur.

    Kur’an’ı okumuyoruz

    Bir-iki asırdan beri maalesef Türk milleti Kur'an okumamakta ve aynı zamanda Kur'an'ı da bilmemektedir. Bunu söylerken; İkbal'in anlattığı manayı kastediyorum. O, hayatına ait önemli bir hatırasında şöyle demektedir: Ben sık sık Kur'an okurdum. Buna rağmen babam her defasında bana "Oğlum, Kur'an oku!" derdi. Bir gün canıma tak etti ve babama, "Baba, ben hiç elimden bırakmıyorum ki bu mübarek kelimeyi." dedim. Bunun üzerine babam bana şöyle dedi: "Oğlum, Allah'ın şerefli elçisi Hazreti Muhammed'e indirdiği Kur'an'ı, sadece O'na inmiş bir Kur'an olarak okuma! Kur'an'ı, doğrudan doğruya Mütekellim-i Ezelî sana okuyor gibi oku! Sana söylediği şeyi, emri tekrar ediyor mahiyetinde dön, Allah'a karşı tekrar et ve öyle oku!"

    Bugün iç içe iki gurbet yaşanıyor; insanların çoğu pek acı bir gurbet olan, “Kur'ansızlık gurbeti”ni yudumlarken Kur'an da cemaatsizlik gurbeti yaşıyor. Keşke, insanlar Kur'an'ın haremgâhına yürüyüverseler, ona karşı muhabbet izhar ederken kelam-ı ilahiye ve hakikatlerine gerçekten sahip çıksalar.. "Rabbimiz'in kelamı" deyip saygılarını ifade ettikleri aynı anda, o saygının gereğini yerine getirme adına da aşkla ellerinden geleni yapsalar… İşte o zaman insanlar, hem kendi gurbetlerinden sıyrılmış, hem de Kur'an-ı Kerim'in çehresinden o gurbetin tozunu silmiş olacaklardır. Böyle bir vuslatla Kur'an-ı Kerim'in gurbetinin giderilmesi de, zannediyorum, ona her zaman sahip çıkan bu devrin garipleri sayesinde gerçekleşecektir.

    (Fethullah Gülen Hocaefendinin sohbetlerinden derlenen Kürsü köşesinden alıntılanmıştır)

    Zaman
  • baymarti
    Member
    • 12-05-2005
    • 944

    #2
    Konu: Kur’an okumak Allah’la konuşmaktır...

    okumak, anlamak lazım ..
    kur'an insan kullanım el kitabıdır, nasıl elektronik bir cihazın kullanım kitabı varsa, kur'an da biz insanlar için indirilmiştir;

    inmemiştir kur'an bunu hakkıyla bilin,
    ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için..
    m.a.ersoy

    Yorum

    İşlem Yapılıyor
    X