Tweet
Rauf Denktaş
04.06.2006 - 01:33 .
Bebek katili Öcalan`ı yıllarca koruyan, teşkilatına yataklık yapan, Ermeni Terör Teşkilatını bağrına basan Yunanistan`a karşı Türkiye`nin bağışlayıcı davranışını bilmeyen yoktur.
Yunanistan`ın Türkiye`ye karşı nasıl davrandığını izleyen var mı?
Hiç sanmıyorum. Halbuki Yunanistan Türkiye`nin AB üyeliğini destekliyor diye övünenler, sevinenler yok değildir. Rahmetli Özal tek yanlı vize gereğini kaldırırken kuşkusuz Yunanistan`ın bir süre sonra benzeri bir karşılık vereceğini ümit etmekteydi. Ne gezer?
Yunanistan`ın Kıbrıs konusunda Papadopullos`la aynı çizgide olduğunu bilen var mı?
Bu ikili, Türkiye`nin AB`ne girmesi için müzakerelerin başlamasından yana oldular. Niçin? Kendileri açıkladı. Türkiye`den alacaklarımızı bu süreç içinde alabileceğiz dediler. Garantör Yunanistan`ın 1960 Antlaşmaları ile Kıbrıs üzerinde kurulmuş olan Türk - Yunan dengesini ortadan kaldırarak Kıbrıs`a sahip çıkma yolunu açmak için "Kıbrıs`ın tümünü temsilen" Rum idaresinin AB üyeliğini sağlamak maksadıyla oynadığı oyun zaten baştanbaşa bir düşmanlık gösterisi değil de neydi? Yunanistan her fırsatta ve her yerde Kıbrıs`tan Türk işgalinin (!) kalkması için uğraşmaktadır. 1963`den bu güne, garantörlüğüne rağmen, Kıbrıs`ı Yunanistan`a ilhak için adaya yığdığı Yunan kuvvetlerini, bunlar kanalı ile gerçekleştirdiği kanlı darbeyi unutturmak için elinden geleni yapmaktadır.
Atina`da Türkiye`nin dört diplomatı Ermeni ve Yunan örgütleri tarafından öldürüldü. Yaralananlar oldu. İkide birde Türk temsilciliklerinin önünde Türkiye aleyhine gösteriler yapılır. Türk bayrağı yakılır. Gazetelerinde Türkiye aleyhtarlığı her gün işlenmektedir. Aldıran mı var?
En çok okunan Katimerini gazetesinde Prof. Yannaros`un "Batı Trakya Türklerine karşı etnik temizlik" öneren yazısına Türk basınında okkalı bir cevap gören oldu mu?
Bu insanların Müftüsünü ve Vakıflar Encümenini tayin eden, bu insanlara Türk olduklarını söyleme hakkı tanımayan Yunanistan Türkiye`deki Fener Patriğine ekümenlik talebinde ısrar etmektedir. Ve bu patrik, Türkiye`nin hoşgörüsü veya umursamazlığı nedeniyle, sanki gerçekten ekümenmiş gibi davranmakta, dış dünyadan diplomatları, kralları kabul etmekte, dış gezilerde ekümenmiş gibi kabul görmektedir. Yunanistan Ruhban Okulunun özerk bir okul olarak açılmasını, Patrikhanenin ve Rum azınlığın addettiği mülkün iadesi gibi konuları gündemde tutmaktadır.
Atina`da 300 bine yakın Müslüman`ın tek bir camisi yoktur.
Bağışlayıcı Türk makamlarının davetlerini kabul etmek için Yunanistan kara sularını 12 mile çıkardığı takdirde Türkiye`nin bunu bir savaş nedeni (casus belli) addedeceğini açıklamış olduğu 8 Haziran 1995 tarihli Meclis kararını kaldırmasını şart koşmaktadır.
24 Şubat 1994`de Pontus Soykırımı; 24 Nisanı Ermeni Soykırımı; 14 Eylül`ü Küçük Asya Elenleri Soykarımı anma günleri ilan eden Meclis Kararları ile Türk düşmanlığını dorukta ve gündemde tutan Yunanistan`a karşı Türkiye`de hiçbir karşı tedbir alınmamıştır ve alınmamaktadır. Biz karşı tedbir alınsın demiyoruz ama, Yunanistan`dan dostluk, anlayış ve destek bekleyen kompradörlerin bu gerçekleri bilmesinde yarar görmekteyiz.
Türkiye`yi suçlu gösteren anıtlara 7 Mayıs 2006`da Selanik`te yeni bir Pontus soykırımı anıtı eklenmiştir. 15 Nisan 2006`da da Türkiye`nin Atina`daki Büyükelçiliği önünde Ermeni Soykırımını lanetleyen gösteri düzenlenmiş, Türk bayrağı yakılmıştır. Atatürk`e karşı düşmanlık devam etmektedir. Soykırımları da Atatürk`e mal edilmektedir.
Türkiye`nin Batı Trakya`daki okullara gönderdiği kitaplardan Atatürk`le ilgili yazılar, resimler çıkarılmaktadır. Atatürk`ü sevmek, övmek, bilmek yasaklanmıştır.
Bize "böyle dost düşman başına" demekten başka ne düşer? (Yeniçağ)
04.06.2006 - 01:33 .
Bebek katili Öcalan`ı yıllarca koruyan, teşkilatına yataklık yapan, Ermeni Terör Teşkilatını bağrına basan Yunanistan`a karşı Türkiye`nin bağışlayıcı davranışını bilmeyen yoktur.
Yunanistan`ın Türkiye`ye karşı nasıl davrandığını izleyen var mı?
Hiç sanmıyorum. Halbuki Yunanistan Türkiye`nin AB üyeliğini destekliyor diye övünenler, sevinenler yok değildir. Rahmetli Özal tek yanlı vize gereğini kaldırırken kuşkusuz Yunanistan`ın bir süre sonra benzeri bir karşılık vereceğini ümit etmekteydi. Ne gezer?
Yunanistan`ın Kıbrıs konusunda Papadopullos`la aynı çizgide olduğunu bilen var mı?
Bu ikili, Türkiye`nin AB`ne girmesi için müzakerelerin başlamasından yana oldular. Niçin? Kendileri açıkladı. Türkiye`den alacaklarımızı bu süreç içinde alabileceğiz dediler. Garantör Yunanistan`ın 1960 Antlaşmaları ile Kıbrıs üzerinde kurulmuş olan Türk - Yunan dengesini ortadan kaldırarak Kıbrıs`a sahip çıkma yolunu açmak için "Kıbrıs`ın tümünü temsilen" Rum idaresinin AB üyeliğini sağlamak maksadıyla oynadığı oyun zaten baştanbaşa bir düşmanlık gösterisi değil de neydi? Yunanistan her fırsatta ve her yerde Kıbrıs`tan Türk işgalinin (!) kalkması için uğraşmaktadır. 1963`den bu güne, garantörlüğüne rağmen, Kıbrıs`ı Yunanistan`a ilhak için adaya yığdığı Yunan kuvvetlerini, bunlar kanalı ile gerçekleştirdiği kanlı darbeyi unutturmak için elinden geleni yapmaktadır.
Atina`da Türkiye`nin dört diplomatı Ermeni ve Yunan örgütleri tarafından öldürüldü. Yaralananlar oldu. İkide birde Türk temsilciliklerinin önünde Türkiye aleyhine gösteriler yapılır. Türk bayrağı yakılır. Gazetelerinde Türkiye aleyhtarlığı her gün işlenmektedir. Aldıran mı var?
En çok okunan Katimerini gazetesinde Prof. Yannaros`un "Batı Trakya Türklerine karşı etnik temizlik" öneren yazısına Türk basınında okkalı bir cevap gören oldu mu?
Bu insanların Müftüsünü ve Vakıflar Encümenini tayin eden, bu insanlara Türk olduklarını söyleme hakkı tanımayan Yunanistan Türkiye`deki Fener Patriğine ekümenlik talebinde ısrar etmektedir. Ve bu patrik, Türkiye`nin hoşgörüsü veya umursamazlığı nedeniyle, sanki gerçekten ekümenmiş gibi davranmakta, dış dünyadan diplomatları, kralları kabul etmekte, dış gezilerde ekümenmiş gibi kabul görmektedir. Yunanistan Ruhban Okulunun özerk bir okul olarak açılmasını, Patrikhanenin ve Rum azınlığın addettiği mülkün iadesi gibi konuları gündemde tutmaktadır.
Atina`da 300 bine yakın Müslüman`ın tek bir camisi yoktur.
Bağışlayıcı Türk makamlarının davetlerini kabul etmek için Yunanistan kara sularını 12 mile çıkardığı takdirde Türkiye`nin bunu bir savaş nedeni (casus belli) addedeceğini açıklamış olduğu 8 Haziran 1995 tarihli Meclis kararını kaldırmasını şart koşmaktadır.
24 Şubat 1994`de Pontus Soykırımı; 24 Nisanı Ermeni Soykırımı; 14 Eylül`ü Küçük Asya Elenleri Soykarımı anma günleri ilan eden Meclis Kararları ile Türk düşmanlığını dorukta ve gündemde tutan Yunanistan`a karşı Türkiye`de hiçbir karşı tedbir alınmamıştır ve alınmamaktadır. Biz karşı tedbir alınsın demiyoruz ama, Yunanistan`dan dostluk, anlayış ve destek bekleyen kompradörlerin bu gerçekleri bilmesinde yarar görmekteyiz.
Türkiye`yi suçlu gösteren anıtlara 7 Mayıs 2006`da Selanik`te yeni bir Pontus soykırımı anıtı eklenmiştir. 15 Nisan 2006`da da Türkiye`nin Atina`daki Büyükelçiliği önünde Ermeni Soykırımını lanetleyen gösteri düzenlenmiş, Türk bayrağı yakılmıştır. Atatürk`e karşı düşmanlık devam etmektedir. Soykırımları da Atatürk`e mal edilmektedir.
Türkiye`nin Batı Trakya`daki okullara gönderdiği kitaplardan Atatürk`le ilgili yazılar, resimler çıkarılmaktadır. Atatürk`ü sevmek, övmek, bilmek yasaklanmıştır.
Bize "böyle dost düşman başına" demekten başka ne düşer? (Yeniçağ)
Yorum