Ağaç, yaşken eğilir
istanbul-Okmeydanı’nda medfun bulunan “İdrîs-i Muhtefî” hazretleri, bir sohbetinde;
- Çocuğunun Müslüman olmasını ve iki cihanda da rahata ve saadete kavuşmasını isteyen ana baba, ona mutlaka Kur’an-ı kerîmi ve İslamiyeti öğretmelidir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Büyüdükten sonra öğrenmesi güç, hattâ imkânsız olur. Zira büyüklerimiz; “Ağaç yaşken eğilir” demişlerdir. Kartlaşınca bükmeye kalkılırsa, kırılır.
Şöyle devam etti:
- İslâm bilgileri verilmeyen çocuk, ya “sapık” veya “îmansız” olur. Ana babanın, sonra âh edip dizlerini dövmeleri fayda etmez. Yâni kendilerini ve çocuklarını Cehennemden kurtarmaz.
Şöyle bitirdi:
- Hadis-i şerifte; (Helekel müsevvifûn!) buyuruldu.
- Bu, ne manaya geliyor? dediler.
- Yâni iyi işleri sonraya bırakanlar, helak oldu, ziyan etti, demektir.
Namaz çok mühim
Bir gün de bâzı sevdikleri;
- Efendim, bize “Namazın önemi”ni anlatır mısınız, dediler.
Cevabında;
- Sevgili Peygamberimizin; (Sizinle aramızda olan ahd, namazdır. Namazı terk eden kâfir olur) hadis-i şerifini nakletti onlara.
Ve ekledi:
- Görülüyor ki, namaz kılanın Müslüman olduğu anlaşılır.
- Ya kılmayan? dediler.
- Kılmayan şüphelidir.
- Şüpheli mi, nasıl yâni?
- Yâni önem vermediği, namazı vazîfe kabul etmediği için kılmıyor, kılmadığı için hiç üzülmüyor, azabından da korkmuyorsa, “îmanı gider”.
- Ama hocam, ibadetler îmandan parça değildir, demiştiniz.
- Evet öyledir. Bir farzı terk etmekle insan îmanını kaybetmez.
- Öyleyse?
- Ama namaz hariç. Birçok büyük âlim, tembellikle değil de, önem vermediği, vazife kabul etmediği için kılmayanın “îmanının gidebileceğini” bildirmişlerdir.
istanbul-Okmeydanı’nda medfun bulunan “İdrîs-i Muhtefî” hazretleri, bir sohbetinde;
- Çocuğunun Müslüman olmasını ve iki cihanda da rahata ve saadete kavuşmasını isteyen ana baba, ona mutlaka Kur’an-ı kerîmi ve İslamiyeti öğretmelidir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Büyüdükten sonra öğrenmesi güç, hattâ imkânsız olur. Zira büyüklerimiz; “Ağaç yaşken eğilir” demişlerdir. Kartlaşınca bükmeye kalkılırsa, kırılır.
Şöyle devam etti:
- İslâm bilgileri verilmeyen çocuk, ya “sapık” veya “îmansız” olur. Ana babanın, sonra âh edip dizlerini dövmeleri fayda etmez. Yâni kendilerini ve çocuklarını Cehennemden kurtarmaz.
Şöyle bitirdi:
- Hadis-i şerifte; (Helekel müsevvifûn!) buyuruldu.
- Bu, ne manaya geliyor? dediler.
- Yâni iyi işleri sonraya bırakanlar, helak oldu, ziyan etti, demektir.
Namaz çok mühim
Bir gün de bâzı sevdikleri;
- Efendim, bize “Namazın önemi”ni anlatır mısınız, dediler.
Cevabında;
- Sevgili Peygamberimizin; (Sizinle aramızda olan ahd, namazdır. Namazı terk eden kâfir olur) hadis-i şerifini nakletti onlara.
Ve ekledi:
- Görülüyor ki, namaz kılanın Müslüman olduğu anlaşılır.
- Ya kılmayan? dediler.
- Kılmayan şüphelidir.
- Şüpheli mi, nasıl yâni?
- Yâni önem vermediği, namazı vazîfe kabul etmediği için kılmıyor, kılmadığı için hiç üzülmüyor, azabından da korkmuyorsa, “îmanı gider”.
- Ama hocam, ibadetler îmandan parça değildir, demiştiniz.
- Evet öyledir. Bir farzı terk etmekle insan îmanını kaybetmez.
- Öyleyse?
- Ama namaz hariç. Birçok büyük âlim, tembellikle değil de, önem vermediği, vazife kabul etmediği için kılmayanın “îmanının gidebileceğini” bildirmişlerdir.