Malım var diye övünme!
Bağdat Evliyâsından “Muhammed bin Ebû Verd” hazretleri, bir sohbetinde;
- Ey insanoğlu! Bil ki o, “benim...” diye övünüp, sımsıkı sarıldığın mallar var ya, onlar aslında senin değil, sende birer “emanet”tir, buyurdu.
- Emanet mi? dediler.
- Evet. Nitekim o mallar, senden önce başkalarının idi. Senden sonra da başkalarının olacak. O halde nasıl benim diyebiliyorsun?
Ve ekledi:
- Bir gün ölüp, göçersin bu dünyadan. Malların burada kalır. Bir tek “kefen”le gidersin oraya. Bıraktığın mallar mirasçıların olur. Ama hesabını sen verirsin.
- Hesap mı dediniz?
- Evet. Kazandığın mal helal ise hesabı var, haramsa azâbı.
Mümin, cömert olur
Bir gün de sohbetinde;
- Cimrilik, kötü bir huydur, buyurdu. Müslüman, cömert olmalıdır. Cennette bir ağaç vardır ki, ismi “Sehâvet”tir.
Sordular:
- Sehâvet ne demek efendim?
- Cömertlik demektir. Bu ağacın kökü Cennette, dalları dünyaya sarkmıştır. Kim bu ağacın dallarına yapışırsa, o dal onu Cennete çeker.
Ve ekledi:
- Nitekim hadis-i şerifte; “Cennet, cömertlerin yeridir” buyuruldu.
Şöyle devam etti:
- Cehennemde de bir ağaç vardır ki, onun da adı “Buhül”dür.
- Buhül ne demek hocam?
- Buhül de cimrilik demektir. Onun da kökü Cehennemde olup, dalları dünyaya sarkmıştır. Kim de bu dallara yapışırsa, o dallar onu Cehenneme çeker.
Îman kâmil ise...
Bir gün de bazı sevdikleri;
- Efendim, îmanın kâmil olmasının alâmeti nedir? diye sordular.
- Îmanı kâmil alanlarda iki haslet bulunur, buyurdu. Birincisi, eline sevdiği bir şey geçse, onu hemen bir din kardeşine verir.
- İkincisi nedir? dediler.
- İkincisi de verdiği zaman öyle çok sevinir ki, alan kimse bu kadar sevinemez.
Bağdat Evliyâsından “Muhammed bin Ebû Verd” hazretleri, bir sohbetinde;
- Ey insanoğlu! Bil ki o, “benim...” diye övünüp, sımsıkı sarıldığın mallar var ya, onlar aslında senin değil, sende birer “emanet”tir, buyurdu.
- Emanet mi? dediler.
- Evet. Nitekim o mallar, senden önce başkalarının idi. Senden sonra da başkalarının olacak. O halde nasıl benim diyebiliyorsun?
Ve ekledi:
- Bir gün ölüp, göçersin bu dünyadan. Malların burada kalır. Bir tek “kefen”le gidersin oraya. Bıraktığın mallar mirasçıların olur. Ama hesabını sen verirsin.
- Hesap mı dediniz?
- Evet. Kazandığın mal helal ise hesabı var, haramsa azâbı.
Mümin, cömert olur
Bir gün de sohbetinde;
- Cimrilik, kötü bir huydur, buyurdu. Müslüman, cömert olmalıdır. Cennette bir ağaç vardır ki, ismi “Sehâvet”tir.
Sordular:
- Sehâvet ne demek efendim?
- Cömertlik demektir. Bu ağacın kökü Cennette, dalları dünyaya sarkmıştır. Kim bu ağacın dallarına yapışırsa, o dal onu Cennete çeker.
Ve ekledi:
- Nitekim hadis-i şerifte; “Cennet, cömertlerin yeridir” buyuruldu.
Şöyle devam etti:
- Cehennemde de bir ağaç vardır ki, onun da adı “Buhül”dür.
- Buhül ne demek hocam?
- Buhül de cimrilik demektir. Onun da kökü Cehennemde olup, dalları dünyaya sarkmıştır. Kim de bu dallara yapışırsa, o dallar onu Cehenneme çeker.
Îman kâmil ise...
Bir gün de bazı sevdikleri;
- Efendim, îmanın kâmil olmasının alâmeti nedir? diye sordular.
- Îmanı kâmil alanlarda iki haslet bulunur, buyurdu. Birincisi, eline sevdiği bir şey geçse, onu hemen bir din kardeşine verir.
- İkincisi nedir? dediler.
- İkincisi de verdiği zaman öyle çok sevinir ki, alan kimse bu kadar sevinemez.