Ağlayan Gazi !..

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • kutludað
    Junior Member
    • 07-01-2006
    • 130

    Ağlayan Gazi !..

    Dört nala gelip uzak asyadan
    Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
    Bu memleket bizim....

    -----



    Azman Dede Balıkesir`de son gömdüğümüz
    Çanakkale gazisi
    İvrindi'nin Mallıca köyünden 104 yaşında Azman Dede idi.
    Gençliğinde iki metreyi aşkın boyu,dev görünümüyle insan azmanı sayılmış herkes ona azman demeye başlamış,soyadı kanunu çıkınaca da Azman soyadını almıştı. Esas ismi adeta
    unutulmuştu.Yıllar önce bir yerel araştırma sırasında Mallıca köyü
    kahvesinde kendisiyle görüştüm. Kulakları ağır işitiyordu.
    Köylülerden biri yardımcı oldu. Benim sorduklarımı kulağına bağıra bağıra söyledi.
    Onun sesine alışkın olduğundan anladı. Sordukları mı
    cevapladı . Söz Çanakkale`ye geldiğinde o koca ihtiyar sarsıla sarsıla, hıçkırıklar içinde ağlamaya başladı. Kendi zor duyduğu için kan çanağına dönen gözleriyle bize de duyurmak için bağıra bağıra anlatmaya başladı :

    -"Bir hücum sırasında bölük erimişti. Yüzbaşı telefonla takviye istedi.
    Gece yarısı siperleri takviye için istediğimiz askerler geldi. Hepsi askere
    alınmış gencecik insanlardı. Ama içlerinde daha çocuk denecek yaşta
    üç-dört asker vardı ki hemen dikkatimizi çekti. Bölüğü düzene
    soktum.Yüzbaşı gelenlerle tek tek ilgileniyor, karanlıkta el yordamıyla
    üstlerini başlarını düzeltiyor, sabah yapılacak olan süngü hücumuna
    hazırlıyordu.

    Sıra o çocuklara geldiğinde, o cıvıl cıvıl
    şarkı söylerek gelen çocuklar birden çakı gibi oldular. Yüzbaşı sordu;
    "Yavrum siz kimsiniz?",içlerinden biri;

    "Mektebi Sultanisi talebeleriyiz...Vatan için
    ölmeye geldik!.." diye cevap verdi. Gönlüm akıverdi o çocuklara. Bu
    savaş için çok küçüktüler. Daha süngü tutmasını bile bilmiyorlardı.
    Onlarla ilgilendim. "Mermi böyle basılır. Tüfek şöyle tutulur.
    Süngü böyle takılır. Düşmana şöyle saldırılır!.." diye.

    Onları karşıma alıp bir bir gösterdim.

    Siperlerin arkasında ay ışığında sabaha kadar talim yaptık.Gün ışımadan
    biraz dinlensinler diye siperlere girdik. Ortalık hafif aydınlanır gibi
    olunca hep yaptıkları gibi düşman gemileri gelip siperlerimizi bombalamaya
    başladılar. Yer gök top sesleriyle inliyordu.Her mermi düştüğünde minare
    gibi alevler yükseliyor birgün önce ölenlerin kol,bacak,el,ayak gibi
    parçaları havaya kalkan toprakla siperlere düşüyordu.
    Mermiler üzerimizden ıslık çalarak geçiyordu. Siperler toz duman içinde
    kalmıştı. Bir ara yüzbaşı "Azman yandık!.." diye siperin köşesini işaret
    etti. O şarkı söyleyerek sipere gelen, sanki çiçek toplarmış gibi neşeli
    olan o çocuklar siperin bir köşesinde sanki bir yumak gibi birbirine
    sarılmış tir tir titriyorlardı. Çocuklar harbin gerçeği ile ilk defa
    karşılaşıyorlardı. Ürkmüşlerdi. Yüzbaşı yandık demekte haklıydı.
    Muharebede bir ürküntü panik meydana getirebilirdi. Tam onlara doğru yaklaşırken içlerinden biri avaz avaz bir marş söylemeye başladı!..


    "Annem beni yetiştirdi bu yerlere yolladı
    Al sancağı teslim etti Allah'a ısmarladı
    Boş oturma çalış dedi hizmet eyle vatana
    Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana "

    Baktım hemen biraz
    sonra ona bir arkadaşı daha katıldı. Biraz sonra biri daha... Marş
    bitiyor yeniden başlıyorlar. Bitiyor bir daha söylüyorlar.Avaz avaz!..
    Gözleri çakmak çakmak... Hücum anı geldiğinde hepsi süngü
    takmış, tüfeklerine sımsıkı sarılmış, gözleri yuvalarından fırlamış dişler
    kenetlenmiş bekliyorlardı . O an geldi. Birden yüzbaşı "Hücum!.."diye
    bağırdı.
    Bütün bölük, bütün tabur, bütün alay cephenin her yerinden
    fırladık. İşte tam o anda, tam o anda, o çocuklar kurulmuş gibi siperlerden fırlayıverdiler.
    İşte o an.
    Tam o an bir makinalı yavruları biçiverdi.
    Hepsi sipere geri düştüler. Kucağıma dökülüverdiler.
    Onların o gül gibi
    yüzleri gözümün önünden gitmiyor. Hiç gitmiyor!.. İşte ben ona ağlıyorum, o çocuklara ağlıyorum!.."

    Azman dede ağlıyordu. Ben ağlıyordum.
    Kahvede kim varsa ağlıyordu.Kahveci gözyaşları içinde bize çay getirdi.
    Eğildi;"Azman dede hep ağlar. Niye ağladığını bugün ilk defa anlattı ." dedi.


    Kaynak: C. Bayar Üniversitesi Öğrenci Konseyi'nin hazırladığı "Çanakkale"
    adlı kitapçıktan.
  • KÜRÞAD
    Junior Member
    • 27-12-2005
    • 66

    #2
    Konu: Ağlayan Gazi !..

    Allah Onlardan Razı olsun.. Ruhları şad olsun

    Yorum

    İşlem Yapılıyor
    X