LCD ve Plazma Televizyon Alırken Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

Plazma mı, LCD mi?

LCD ile başlayalım....

LCD sıvı kristallerden oluşan bir ekrana sahip görüntü teknolojisidir.
TFT LCD iki cam tabaka arasında likit kristal ile doldurulmuş sandviç benzeri bir yapıya sahiptir.
Bir tarafta rengi oluşturan renk filtreleme camı, diğer tarafta ise TFT camı mevcuttur. Renk filtreleme camı arasındaki voltaj farkına göre likit kristaller hareket ederler. Bu hareket şekline göre arkadan verilen ışığın şiddeti ve kutuplaşma yönü değişir. Bunun sonucunda farklı oranda ve parlaklıkta renkler gözümüze ulaşır.

Fizikler boyutlar küçük vede hafiftir. LCD lerde görüntü net ve parlaktır. Titreşim ve radyason yapmaz. Bunlar lcd lerin iyi yönleri birde eksilerini görelim.

LCD ekranları sıvı kristalden oluşmaktadır. Sıvı kristallerin tepki süreleri CRT ekranlara göre düşüktür. Buda hareketli görüntülerde fluluk yaratır. Netlik hareket fazla olduğu zamanlarda azalır bunu gözle görebilirsiniz. Görüntü sabitleştiği anda netleşir. İkinci bir eksi yönleri ise görüş açılarının düşük olması. Yani lcd ekranlara yandan baktığınızda görüntüyü net bir şekilde göremezsiniz. Yüksek kalite lcd ekran kullanan monitor veya tvlerde bu oran yani görüş açısı 130-140 derecelere kadar çıkabilmektedir ama 150-180 dereceden görüntü alabilmek lcd lerde imkansızdır. Son olarak lcd ekran boyları en fazla 82cm e kadar çıkabilmektedir. Daha büyük bir ekran için plazmayı tercih etmelisiniz.

Kısaca LCD artıları ve eksileri ile;
+ Az güç harcar.
+ Titreşim yapmaz gözü yormaz.
+ Az yer kaplar hafiftir.
+ Görüntü net ve parlaktır.
- Tepki süresi düşük.
- Ekran pikselleri çabuk bozuluyor.
- Kontras seviyeleri düşük.
- Görüş açısı düşük.

Şimdi birazda plazmalar hakkında bilgi edinelim,

Plazma, birbirine eşit sayıda bağımsız elektron ve pozitif iyonlardan oluşan elektriksel anlamda Nötr, yüksek iyonize edilmiş gaz karışımının farklı bir hale dönüştüğünde kendisine verilen isimdir. Bu açıdan bakıldığında maddenin katı, sıvı ve gaz dediğimiz üç halinden farklı bir haldir.

Cihaza elektrik verildiğinde bu bölmelerin içindeki özel karışım gaz, maddenin üç halinden farklı olan plazma haline dönüşür ve görünmeyen UV ışını yayar. Bu ışın kırmızı, mavi ve yeşil fosfor tabakasına çarparak görünür ışığı ve renkleri oluşturma yöntemi ile diğer televizyon teknolojilerinden farklılaşır.

Plazma teknolojisinde her pikselde içleri özel bir gaz karışımı ile dolu düşük basınçlı kapalı cam bölmecikleri vardır. Bu ufak plazma bölmelerinin ardında kırmızı, mavi ve yeşilden oluşan renkli fosforlar bulunur.

Plazma Artıları ve eksileri

+ 161cm e kadar plazma ekranlar bulunabilir.
+ Az yer kaplar hafiftir.
+ Yenilerde HD uyumu ile mükemmel görüntü kalitesine ulaşılabilir.
- Görüntü kalitesi LCD lere nazaran daha düşüktür
- Güç tüketimi fazladır.
- Ekranda uzun süre kalabilecek sabit bir görüntü ekran yüzeyine yapışır ve silinmez.
- Fiyatları pahalıdır.




kalamar -> Televizyon Dünyası (27/3/2007 1:49:29 AM)
Yararlı olabileceğini düşünüdüğüm bir mesajı sizlere de aktarayım...

PLAZMA vs LCD

Bir çok insan ne tür bir panel televizyon (plazma veya LCD) almaları gerektiği konusunda kafa karışıklığı yaşamaktadır. Seçeceğiniz teknoloji,

1-Ekran boyutu

2- İzleme koşulları

3- Fiyat ve kişisel görüşleriniz gibi faktörler sonucunda belirir.

Ekran boyutu yönüyle, LCD paneller 10 inch gibi küçük ölçülerden başlayıp, 65 inche kadar gider. Ancak 52 inchin üzerindeki LCD paneller pahalıya malolmaktadır. LCD televizyonlar nisbeten küçük ebatlarda üretilip ve 4:3 oranlarında da olabiliyorken, bütün plazmalar geniş ekrandır (16:9). Plazmalar 37 inchten başlar ve 103 inche kadar gider.

LCD’lerin Avantajları ve Dezavantajları

LCD’ler daha küçük ebatlardadır. Bu onların 37 inch bir plazmanın sığmayacağı yerlere sığdırılmasına olanak sağlar. Aynı zamanda merkez açıdan seyredildiklerinde inanılmaz canlı görüntü verirler. Eğer alacağınız TV’yi çok aydınlık bir odada seyretmeyi planlıyorsanız, LCD’ler hem daha aydınlık görüntüleri hem de parlama yapmayan ekran yüzeyleri ile plazmalara göre bir adım öne çıkmaktadır.

[image]http://static.flickr.com/45/139710309_6b4342d41e.jpg[/image]

LCD’ler genellikle plazmalardan daha uzun tepkime sürelerine sahiptirler. Tepkime süresinin kısalığı özellikle spor ve hızlı aksiyon sahnelerinde önem arzetmektedir. LCD televizyonlar nisbeten daha dar izleme açısına sahiptirler (izleme açınızı merkezden uzaklaştırdığınızda kontrast ve parlaklık azalır). Çoğu LCD panellerin (çoğu plazmalar gibi) fabrika ayarları mağazalardaki çok aydınlık ortamlarda en iyi görüntüyü vermek amaçlı canlı ve parlak renklere ayarlanmıştır. Eve getirip kurduğunuzda ise ekran aşırı canlıdır (cantrast ve brightness aşırı yüksektir). İyi görüntü elde edebilmek için genellikle canlı modunda (vivid) olan fabrika ayarlarını televizyonunuzun özelliklerine bağlı olarak sinema (movie veya cinema) veya standart ayara, kontrastı orta ayara getirmeniz gerekir.

Eğer televizyonunuz normal aydınlıktaki bir odada olacaksa, plazmalar koyu siyahları, parlak beyazları ve mevcut teknolojiler arasındaki en geniş izleme açısı ile üstün görüntü sağlayacaktır. Diğer yandan, 37 inchten daha küçük bir ekrana ihtiyacınız varsa, LCD kesinlikle tek seçeneğinizdir. Kapalı teraslar, direk güneş alan çok aydınlık odalar/mutfaklar için mükemmel seçenek ortama uygun boyutlardaki LCD ekranlardır.

Plazmaların Avantajları ve Dezavantajları

Plazmalar geniş izleme açılarına sahiptirler. Yan açılardan da seyretseniz çok iyi resim elde edersiniz. Yüksek kontrast oranlarına, mükemmel renklere, daha iyi siyah derinliklerine, spor müsabakaları gibi hızlı görüntü içeren yayınları daha iyi izlemek için kısa tepkime sürelerine ve 42 inch üzerindeki LCD’lere göre genellikle daha düşük fiyatlara sahiptirler. Bugünün plazmaları uzun ömürlüdür. Önde gelen markaların bir çoğunun ömrü, her gün 10 saat çalıştırılsa bile 16 yılın üzerinde bir süreye denk gelen 60.000 saat olarak ölçülmektedir.

[image]http://trgovina.partners.si/images/42PF9631D.jpg[/image]

İlk plazma jenerasyonlarda en genel eleştiri ekranların burn-in’den etkilenmesiydi (Burn-in, kanal logosu gibi statik resim içeren bir görüntünün uzun bir süre ekranda olması halinde, ekranda bu resmin izinin kalması hadisesidir. Esasen fosforların ekrana yapışmasından kaynaklanmaktadır). Burn-in riski yeni jenerasyonlarda büyük oranda azaltılmıştır ve basit bir önlemle minimize edilebilir. Bu önlem, televizyon kurulduğunda, LCD ekranların oda ışığına uygun hale getirilmesinde yapıldığı gibi fabrika ayarlarının sinema (movie veya cinema) veya standart ayara, kontrastın orta ayara getirilmesidir.

Doğru Büyüklüğün ve Oturma Mesafesinin Seçilmesi

High Definition TV teknolojisinde en önemli konu ekran büyüklüğüdür. Bir çok alıcı ve satıcının farkında olmadığı şey, küçük bir ekranın alınmasının veya ekrana gereğinden fazla uzak oturulmasının bir high definitionın nimetlerini görmekten sizi alıkoyacağı, dolayısıyla paranızı boşuna harcayağınızdır. HDTV eski teknoloji standart televizyonlardan daha etkileyici bir seyir deneyimi sağlar.

Şimdiye kadar izlediğiniz herhangi bir ev görüntü sistemine göre daha fazla resim detayı görürsünüz. HDTV’nin sunduğu detayları yakalayabilmek için optimum izleme mesafesinde oturmalısınız. Daha uzağa oturursanız gözleriniz resimdeki bütün detayları algılayamayacaktır. Flat TV’ler için 3 çözünürlük seviyesi mevcuttur. Birinci seviye HDTV değildir; 480 yatay çizgi içeren Geliştirilmiş Çözünürlük (Enhanced Definition) adındaki çözünürlüktür. Diğer iki seviye HDTV teknolohisini ifade eder. Biri, ekranın 720 (ya da 768) yatay çizgi çözünürlüğüne sahip olduğu 720p/768p, diğeri, en yüksek HDTV çözünürlüğü olan 1080 yatay çizgi çözünürlüğüne sahip 1080 (i veya p)’dir.

Geliştirilmiş Çözünürlük (Enhanced Definition) sistemleri ekran büyüklüğünün en fazla 3.4 katı mesafeden seyredip bütün detayları görebilirsiniz (106 ekran için 3.6 metre). 720p/768p sistemlerde ise ekran büyüklüğünün en fazla 2.3 katı mesafeden seyretmeniz gerekmektedir (106 ekran için 2.44 metre). 1080 (i veya p) sistemler içinse bu katsayı 1.55’tir (106 ekran için 1.64 metre).

Dikkat Edilmesi Gerekenler ve Şehir Efsaneleri

LCD – Büyük şehir efsanesi, sıvının LCD panelden sızacağıdır. Bu doğru değildir. Bütün LCD paneller sızdırmazdır ve hiçbir zaman sıvı takviyesi yapılmasını gerektirmezler. Paneli tutacaksanız her zaman çerçevesinden tutun, asla yüzüstü yatırmayın ve asla ekranına baskı uygulamayın. Ön cam çok incedir ( plazma tvlerin ön camından çok daha ince) ve kolaylıkla kırılabilir.

Plasma - Büyük şehir efsanesi, plazma gazının sızacağı ve takviye yapılmasının gerekeceğidir. LCD gibi, plazmalar da sızdırmazlık özelliği ile üretilirler ve bu ekranlara asla gaz takviyesi yapılmaz.

Başka bir şehir efsanesi de, plazma televizyonların LCD’den daha fazla elektrik harcadığıdır. Gerçekte, son yapılan testlerin de doğruladığı gibi, plazma televizyonlar aynı ebattaki LCD panellere göre daha az watta ihtiyaç duyarlar.

Alıntıdır: Kaynak




kalamar -> Televizyon Dünyası (27/3/2007 1:55:56 AM)
Arkadan projeksiyonlu TV'ler

1- DLP (Digital Light Processor) bu sıkça gördüğümüz bir çok firma tarafından üretilen daha basit anlatayım altı büyük kendisi büyük ama güzel projeksiyon TV'dir. Çok basitçe tek DLP panele arkadan beyaz ışık verilmesiyle görüntünün üç rengi RGB elde edilir ve görüntü oluşur.

2- CRT projeksiyon TV hem ağırlığı ve kapladığı taban alanı hemde panel maliyet sorunu yüzünden tarihe gömüldü. Artık üretilmiyor.

3- LCD projeksiyon TV: Bu teknolojiyi bildiğim kadarıyla sadece SONY üretmekte adına da 3LCD diyor. Gayet akıllıca geliştirilmiş bir teknoliji... Üç LCD ekranın arkasından verilen beyaz ışık aynalarla oluşturulan prizma ile görüntü elde ediliyor.Yani burada LCD Tv'lerden çok farklı bir teknoloji var. Çünkü panellerin biri sadece RED diğeri GREEN diğer sonuncusu ise BLUE... Bu panellerden sırayla geçen görüntü prizmada kesişerek görüntü oluşturuluyor.

Bu bize ne sağlıyor. Bu bize dehşet bir renk cümbüşü sağlıyor. İddialar 3LCD'lerin plazmadan çok daha iyi renk oranı verdiği yönünde. LCD ile projeksiyor teknolojisini iyi birleştirmişler bu sayede maliyetleri yükseltmeden hem büyük ekran hemde 1080p (Full HDTV) üretebiliyorlar. Yani 3LCD TV bütçe konusunda duyarlı ve satın aldıkları ürünü duvara monte etmeyi düşünmeyen kullanıcılar için ideal. Zira 3,500 YTL ila 7.000 YTL arasında Full HD'ler piyasada var.

Madem bu kadar iyi neden yaygın değil derseniz net bir cevabım olmaz. Ama şunları söyleyebilirim:

1- Tüm projeksiyon TV'lerin kaderi olan AZ ÖMÜR. (Buradaki sorun şu. LCD panellerin ömrü yüksek ama şu beyaz ışık yok mu...) Ortalama 4 bin saat lamba ömrü var. Sonra 300 Euro karşılığında değiştiriyorsunuz.

2- Işık sorunu. Oda uygun aydınlatılmış olmalı. TV'nin önüne ve arkasına çok florasan ışığı düşmemeli. ve LCD panel sorunu tam karşısında oturmak gerekiyor.

3- Bu TV'ler enlemesine oldukça dar olmasına karşın ne yazık ki düz ekran değiller. Tabi bildiğimiz bombeli ekranlardan da değiller. Hafif oval diyelim.

4- Normal LCD TV'lerin de maliyetleri düşmeye başladı. Hafif ve yüksek ömürlü LCD'ler 3 LCD kadar renk cümbüşüne sahip olmasalarda daha çok tercih ediliyor.

3LCD hakkında SONY'nin hazırldığı güzel bir video var. Onun adresini vereyim.

3LCD video sayfası




XEnOPhoN -> RE: Televizyon Dünyası (31/3/2007 1:41:51 PM)
Türkiye 2012’de tamamen karasal dijital yayına (DVB-T) geçiyor

Dijital yayına geçiş sürecinde, görüntü kirliliğine neden olan televizyon vericileri, 2008 sonuna kadar kaldırılacak. Sürecin, 2012’ye kadar tamamlanacağını açıklayan Ulaştırma Bakanı Yıldırım, dijital yayınların tek merkezden kontrol edileceğini söyledi.

Türkiye genelinde yaklaşık 9 bin televizyon vericisi bulunduğunu belirten Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, dijital yayına geçiş sürecinde bu görüntü kirliliğinin ortadan kaldırılacağını açıkladı.

Yıldırım, “Bu yıl sonunda en geç 2008’in ilk yarısında İstanbul ‘da bu görüntü kirliliğini göremeyeceksiniz” dedi.

Dijital yayına geçiş sürecinin 2012 yılında tamamlanması planlanıyor. Dijital yayınla birlikte, televizyon kanalı sayısı da neredeyse 4 katı artacak.

Dijital yayıncılığın tek merkezden kontrol edilmesi amacıyla, 10 gün içinde Anten A.Ş. adlı bir firma kurulacak.

“Ulusal yayın yapan bütün TV yayıncıları bu şirketin ortağı olacak. Böylece sayısal yayıncılığa geçişte yayınlar tek merkezden yönetilecek” diyen Yıldırım, anten verici kirliliğinin, birçok olumsuzluğun, kaynak israfının, standart farklılığının da önüne geçmiş olacaklarını belirtti.

Dijital yayına geçilmesinin ardından, halen birçok evde kullanılan analog televizyonlar ise, kutu şeklindeki elektronik bir cihaz yardımıyla dijitale çevirebilecek.

Kaynak