hayvanlarımız

Kapat
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • eerol
    Banned
    • 06-11-2004
    • 8682

    hayvanlarımız

    UÇAN KURBAÐA

    Perde ayaklı küçük ağaç kurbağalar son derece ilginç bir özelliğe sahiptirler. Bu kurbağalar perde ayaklarını kanat olarak kullanırlar ve süzülerek uçabilirler. Ağaçların üstünden uçarken, bir yere inmek istediklerinde, hızlarını kesmek ve inişlerini yavaşlatmak için ayaklarının dördünü de paraşüt olarak kullanırlar. Ayak parmakları arasındaki ağları genişleterek vücut yüzeylerini iki katına çıkartan uçan kurbağalar, bir ağacın üzerine inmeden önce 12 metre kadar havada süzülebilmektedirler. Hatta, bacaklarını hareket ettirerek ve perde ayaklarının şeklini değiştirerek rotalarını ve yönlerini de değiştirebilmektedir.

    Tonny Seddon, Animal Movement, s.49

  • eerol
    Banned
    • 06-11-2004
    • 8682

    #2
    Yılanlar

    Vücut ince, uzun ve silindirik şekilli olup, pullarla kaplıdır. Pulların büyüklükleri ve dizilimi, sistematik açıdan önem taşır. üyeler körelmiştir. Ancak bazı gruplarda üye kalıntılarına rastlanır. Dış kulak açıklığı, kulak zarı, dış ve orta kulak ile östaki borusu bulunmaz. Gözkapakları yoktur, gözü örten sabit bir şeffaf plak bulunur. Çatalsı dil, ağız kapalıyken bile dışarı uzatılabilir. Dile yapışan koku partikülleri, koku almadan sorumlu olan Jacobson organına iletilir.Çene kemikleri kaynaşmamıştır. Çenenin sağ ve sol yarıları ile, alt ve üst çeneler birbirinden ayrılabilir. Bu yapı özelliği sayesinde, kendilerinden çok daha iri avları bile rahatlıkla yutabilirler. Kural olarak av önce felç edilir veya öldürülür, sonra da bütün olarak yutulur. Göğüs kemiklerinin (Sternum) bulunmaması, iri avların yutulmasına yardımcı olan diğer bir özelliktir. Kaburgaları çok sayıdadır. Sol akciğer körelmiştir, sağ akciğer ise vücut boyunca uzanır. Diğer tüm organlar da uzun yapılıdır. Boşaltım ürünleri ürik asit formundadır. İç döllenme görülür. Bazılarında güçlü zehir bezleri ve çeşitli tipte zehir dişleri bulunur. Çoğu türde ayrıca, savunma veya karşı cinsin ilgisini çekme amaçlı olarak koku bezleri vardır. Bazı yılan gruplarında ise, avın vücut sıcaklığını algılayabilen (termosensor), kızılötesi ışınlara duyarlı "çukur organları" bulunur.En önemli aileler (familyalar) şunlardır:
    1. Familya (Aile): Typhlopidae (Kör yılanlar)
    Bir uçtan bir uca aynı kalınlıkta (silindir şeklinde) olan vücudun hem üst hem de alt kısmı pullarla örtülüdür. Renk ve görünüş, solucanı andırır. Toprak içinde veya taşların altında yaşarlar. Hemen hepsi kazıcıdır. Oldukça küçük olan gözler, baş plaklarının altında konumlanmıştır. Ağız at nalı biçiminde olup, alt konumludur. Kuyruğun uç kısmında küçük bir diken bulunur.



    Typhlops spp. (kör yılan)
    2. Familya (Aile): Leptotyphlopidae
    Bir önceki aileye çok benzerler, ancak onlardan daha ince ve uzun yapılıdırlar. Kalça kemerinde üye kalıntıları (ilium, ischium, pubis ve femur kemikleri) mevcuttur.



    Leptotyphlops spp. (ipliksi yılan)
    3. Familya (Aile): Boidae (Pitonlar ve boa yılanları)
    Oldukça iri yılanlardır. Kurak ve kumlu yerlerde yaşar, avlarını sıkarak ve boğarak öldürürler.
    Vücudun alt kısmı, tek sıra halinde dar plakalarla örtülüdür. Başın üstünde küçük pul ve plaklar bulunur. Akciğerleri çifttir. Kalça kemeri ve arka üye kalıntıları mevcuttur.
    Görme duyuları zayıftır. Gözbebekleri dikeydir. Bu aile üyelerinde, kızılötesi ışınlara duyarlı çukur organları bulunur. Avlarının yerini, vücut sıcaklığı yardımıyla, karanlıkta bile tespit edebilirler. Boalar canlı doğururlar, pitonlar ise yumurtalarının üzerinde kuluçkaya yatarlar.


    Python spp.
    (piton)
    Boa spp. (boa)

    Eryx spp. (mahmuzlu yılan)

    Eunectes murinus (anakonda)

    Chondropython spp. (ağaç pitonu)

    Yorum

    • eerol
      Banned
      • 06-11-2004
      • 8682

      #3
      Küçük Hayvanlar

      CHINCHILLA



      Hiçbir ırkın kırılmasından türetilmemiştir. Hem tavşana hem de fareye benzemesi bu yanılgıya düşürür.
      Güney Amerika kökenli olan bu kemirgen, tüy hayvanı olarak kullanıldı.
      Tüy yapısı son derece yumuşaktır. Severken kucakta durmaz, el ve kollar ile kavranarak tutulmalıdır. Tuvalet alışkanlığı kediler kadar kuvvetlidir. Etrafta koşuşturup,zıplamayı çok severler. Hazır satılan karışık tahılların yanı sıra sebze ve meyve fazla olmamak kaydıyla verilebilir. Tahıl ve ağaç parçalarını kemirmeleri düzenli bir dışkılama sağlar.



      GINE PIG


      Hamster'den biraz daha büyük olan kemirgen bir canlıdır.
      Ele alındığında ilkin korkacaktır. Isırmaz, elle beslenmesi bu anlamda çok daha kolaydır. 5-8 yıl yaşarlar. 68-72 gün hamilelik sürer, 1-2 yavrudan fazla doğurmazlar. Yavrular tüylü ve gözleri açık olarak doğarlar.
      Beslenmeleri kolaydır, karışık hazır tahılların yanı sıra, karpuz, elma kabuğu, domates, taze fasulye ve özellikle C vitamini bakımından maydanoz severler.
      En önemli özellikleri korktuklarında, sevindiklerinde ve acıktıklarında farklı sesler çıkartmalarıdır. Banyo yaptırılabilir ve kendi ağırlıkları kadar yemek yiyebilirler. Aylık tırnak bakımları yapılmalı, ayrıca deri, diş ve tırnakları düzenli olarak kontrol ettirilmelidir.


      GELİNCİK


      Vücutları uzun ve ince yapılıdır. Kuyrukları uzun, kulakları yuvarlak yapılıdır. Tırnakları, parmakların içine doğru çekilemez. Bazı türlerde iki ayak üzerine kalkarak etrafı izleme davranışı görülür.

      HAMSTER


      Çok değişik şekillerde ve boyutlarda olabilirler. 8-12 haftalıktan itibaren yalnızlık tercihleri başlar ve hemcinsleriyle kavga etmeye başlarlar. 2-3 yıl yaşarlar, doğum 18 günde gerçekleşir. Çift olarak yalnızca çiftleşmek için bir araya getirilmelidirler, aksi taktirde istenmeyen sonuçlarla karşılaşılabilir.
      Beslenmesi, hazır karışık tahılların yanı sıra havuç, sebze ve meyvelerle olacaktır. Çikolata, çiğ bezelye, soğan ve şekerleme kesinlikle verilmemelidir. Yediklerini ağızlarındaki keselerde saklarlar, fazlasını kafesin uygun bir yerinde depo ederler. Geceleri çok hareketli olan bu canlılar gündüzleri hemen hemen hiç uyanmazlar. Kilo almaya çok müsaittirler ve hareket etmeleri açısından hamster bisikleti ideal bir seçimdir..



      KÖSTEBEK



      Kafatasları dar ve uzun yapılıdır. Uzun burunları, genellikle hareketlidir. Gözler oldukça küçüktür ve bazen deri altına çekilmiştir. Toprak altında rahatlıkla hareket edebilirler. Dış kulaklar çok küçüktür. Bacaklar kısadır ve her üyede 5 parmak bulunur.

      OKLU KİRPİ


      Sırtları diken şeklini almış uzun kıllarla kaplıdır. Tehlike anında yumak şeklini alır ve dikenlerini oynatarak ses çıkarır. Geceleri aktiftir. Tutsak yaşamayı sevmez, kendilerine zarar verebilirler.

      SİNCAP


      Kuyrukları uzun ve kıllıdır.
      Gündüzleri aktiftirler. Esaret altında uzun süre yaşayamaz, özgür ortamlarını ararlar.


      TAVŞAN


      Çok farklı türleri bulunan Tavşanlar et ve tüy hayvanı olarak kullanıldı. Günümüzde sevecenliği ve uysallığı nedeniyle pet hayvanı olarak tercih edilen tavşanlar, tuvalet alışanlığı kazanabilirler.
      Evde baktığımız standart tavşan dediğimiz Ada Tavşanları bir kediden daha fazla büyüyebilirler. Hazır olarak satılan karışık tahıllar, kemirme tahtaları, havuç ve yeşillikle beslenirler. Ön ayaklarından tutularak kaldırılmaması, düzenli tırnak diş ve deri kontrolü yaptırılması gerekir. 8-10yıl yaşam süreleri vardır, kısırlaşma operasyonu yapılabilir. En çok görülen hastalıklar;dişler ve yanaklarda apse, meme ve uterus tümörleri dir.

      Yorum

      • eerol
        Banned
        • 06-11-2004
        • 8682

        #4
        Goriller




        Yorum

        • eerol
          Banned
          • 06-11-2004
          • 8682

          #5
          Zürafalar

          Zürafalar, kara hayvanlarının en uzunu ve en güçlüsü aynı zamanda en uysalı olarak göze çarpmaktadırlar. Yetişkin erkek zürafalarda yerden başa kadar olan yükseklikler 4,5 - 6 metre, ağırlıklar ise 1200 - 1400 kilogram arasında değişirken, dişi zürafalarda yükseklikler 4 - 5 metre, ağırlıklar ise 750 - 1200 kilogram arasında değişir. Vücudu ile deveye, postunda bulunan benekler ile leopara benzediğinden ve çok hızlı koştuğundan, eski Yunanlılar zürafanın leopar ile devenin çiftleşmesinden meydana geldiğine inanıyorlardı. Yunanca deve (camelio) ve leopar (lopard) kelimelerinin birleşmesiyle ortaya çıkmış olan camelopardalis zürafanın latince isminin temelini oluşturur. ("Giraffe camelopardalis")

          Zürafalar boynuzlu olarak doğan tek hayvan cinsidir. Hem erkek ve hem de dişilerin alınlarında kıllı deri ile örtülü kısa boynuzlar vardır.
          Zürafalar harikulade bir dolaşım sistemine sahiptir. Zürafaların yaklaşık 60 cm uzunluğa ve 11 kg'lık bir ağırlığa sahip muhteşem bir kalpleri vardır. Bir mukayese yapmak gerekirse, bir zürafanın kalbi kafasından daha büyüktür. Zürafalar, yüzükoyun vaziyetlerdeyken gösterdikleri 280/180 mmHg kan basıncı ile canlılar arasında en yüksek kan basıncına sahiplerdir. Kalpleri dakikada 170 kez atmaktadır. Bir zürafanın kalbi, dakikada tüm vücuda 75 litre kan pompalayabilmektedir. Zürafalarda bulunan kan hücresi miktarı, bir insanda bulunanın iki katıdır. Zürafalar bir şey yedikten veya içtikten sonra kafalarını yerden kaldırdıklarında, kalbin beyne yeterli kanı pompalayabilmesi için normalden iki kat daha fazla atması gerekmektedir.

          Zürafaların en büyük düşmanları aslanlar ve sırtlan sürüleridir. Aslında zürafaların tekmeleri bir aslanı öldürecek güçtedir. Fakat su içerken veya yerde otlarken bir kaç aslan boynuna saldırarak onu öldürebilir.Zürafalar yaklaşık 0.5 metre uzunluğuna sahip çok uzun bir dile sahip olup, dilleri ile kulaklarını temizleyebilirler.
          Zürafalar boyunlarının uzunluğuna rağmen, bir çok hayvan ve insanda olduğu gibi 7 adet boyun omuruna sahiptirler. Küçük bir fare ile zürafanın boyun omur sayısı aynıdır. Fakat zürafada kemikler büyüktür. Zürafaların çok az memelide bulunan bir diğer özellikleri koşarken sağ ön ve arka ayakları ile sol ön ve arka ayaklarını aynı anda öne attıklarından ötürü yalpalayarak koşmalarıdır.

          İki erkek zürafa sadece sürü lideri olmak için yaklaşık 15 dakika kapışabilir. Birbirlerine baş ve tekme ile saldırdıkları görülür. Zürafa erkekleri kimin daha güçlü olduğuna karar verdikten sonra grup içinde sakin hayatlarına devam ederler.

          Yorum

          • eerol
            Banned
            • 06-11-2004
            • 8682

            #6
            Hiç Beyaz Yılan Gördünüz mü?







            Yorum

            • eerol
              Banned
              • 06-11-2004
              • 8682

              #7
              Vaşaklar













              Yorum

              • eerol
                Banned
                • 06-11-2004
                • 8682

                #8
                Tilkiler



























                Yorum

                • eerol
                  Banned
                  • 06-11-2004
                  • 8682

                  #9
                  Asil Atlar
























                  Yorum

                  • eerol
                    Banned
                    • 06-11-2004
                    • 8682

                    #10
                    Develer







                    Yorum

                    • eerol
                      Banned
                      • 06-11-2004
                      • 8682

                      #11
                      Tırtıllar









                      Yorum

                      • eerol
                        Banned
                        • 06-11-2004
                        • 8682

                        #12
                        Karacaların Kamuflaj Özelliği

                        KARACALARIN KAMUFLAJ ÖZELLİÐİ


                        Bazı memeliler renkleri nedeniyle doğal olarak kamufle olurlar. Ancak kimi zaman yavruların annelerinin yönlendirmesine ihtiyacı olabilir. Bu hayvanlardan biri de karacalardır.
                        Anne karaca yavrusunun kamuflaj özelliğini onun adına bir avantaj olarak kullanır. Yavrusunu çalılıkların arasında bir yere gizler ve onun kalkmadan oturmasını sağlar. Yavru karacanın kahverengi derisinin üzerindeki beyaz benekler güneş ışığı ile karışır ve uzaktan bakıldığında yavru karaca kesinlikle fark edilemez. Üzerindeki beyaz benekler çalıların arasında yere vuran güneş ışınlarının yansıması gibi algılanır. Birkaç metre öteden geçen bir düşman bile yavru karacayı seçemez. Anne karaca ise yavrunun gizlendiği yerin hemen ilerisinde durarak onu gözler. Ancak kesinlikle dikkatleri yuvaya çekecek bİr davranışta bulunmaz, son derece temkinli davranır. Sadece beslemek için yavrusunun bulunduğu yere gelir. Ormana geri dönmeden önce ise, yavrusunu burnu ile iterek tekrar yere oturtur. Yavru ara sıra ayağa kalkacak olsa bile, duyduğu en küçük bir seste hemen geri oturacaktır. Yavru annesinin yanında koşabilecek duruma gelene kadar bu şekilde gizlenir.

                        Yorum

                        • eerol
                          Banned
                          • 06-11-2004
                          • 8682

                          #13
                          Anollerin Renkli Keseleri

                          ANOLLER'İN RENKLİ KESELERİ


                          Anoller başları üçgen biçiminde, uzun çeneli bir kerten kele türüdür. İnce vücutları ve kamçıya benzer kuyrukları vardır. Ayaklarında ise hem sivri tırnakları hem de eklemlerinden birinde oluklar şeklinde yapışkan yastıkçıklar vardır. Anol bunların yardımıyla dimdik duvarlara bile tırmanabilir. Erkeklerin boyunlarında ise yassı bir kese bulunur. Bu kese heyecanlandıkları zaman kaslar yardımıyla genişler. O zaman deri de gerilir ve pullarının arasındaki ilginç ve renkli şekiller ortaya çıkar.
                          Hayvanlar Ans., C.B.P.C Publishing, Sürüngenler, s. 154

                          Yorum

                          • eerol
                            Banned
                            • 06-11-2004
                            • 8682

                            #14
                            Çöl Tavukları

                            YAVRULARINA SU TAŞIYAN ÇÖL TAVUKLARI ?

                            Doğada, tüm canlıların sahip oldukları fiziksel özellikler, yaşadıkları ortamla son derece uyumludur. Bunun bir örneği de çöl tavuklarıdır. Çöl tavuklarının belli bir yerleşim yerleri yoktur. Yumurtlama zamanı yaklaştığında kumun sığ bir yerine çoğunlukla 3 yumurta bırakırlar. Yavrular yumurtadan çıkar çıkmaz, .yuvadan ayrılırlar ve kendileri için yiyecek olarak tohum toplamaya başlarlar. Yiyeceklerini kendi başlarına bulabilirler ancak uçamadıkları için su ihtiyaçlarını gideremezler. Dolayısıyla su onlara getirilmelidir ve bu görevi erkek üstlenir.
                            Bazı kuş türlerinde yetişkinler yavrularına suyu kursaklarında taşıyarak getirirler; fakat erkek çöl tavuğu suyu çok uzak bir mesafeden getirmek zorundadır ve bu nedenle kursağında taşıyabileceği suyun tamamına, yaptığı uzun yolculuk sırasında kendisinin ihtiyacı vardır. Aksi takdirde yaşamını sürdüremez. Ancak su taşımak için eşsiz bir fiziksel özelliğe sahiptir. Kuşun göğsündeki ve alt kısmındaki tüyler, iç yüzeyde ince bir lif katmanıyla kaplıdır.
                            Bir su birikintisine ulaşan kuş, altını kuma ve toza sürter, böylece tüylerini temizlediği sırada kalmış olabilecek suyu tutmayı engelleyici yağlardan kurtulmuş olur. Sonra suyun kenarına gider. Önce kendi susuzluğunu giderir. Sonra suyun içine girer, kanat ve kuyruğunu havaya kaldırarak vücudunu ileri geri hareket ettirir; böylece tüm tüyleri tamamen ıslanmış olur. Tüylerin üstündeki ince lif katmanı bir sünger gibi suyu çeker.
                            Tüyleriyle vücudu arasında taşıdığı sıvı yük, buharlaşmaya karşı sıkı koruma altındadır. Fakat yine de 20 milden fazla uçması gerektiği takdirde, taşıdığı suyun bir kısmı buharlaşır. Kuş nihayet kumda tohum arayan yavrularının yanına ulaştığında, yavrular ona doğru koşarlar. Baba çöl tavuğu vücudunu yukarı kaldırdığında, yavrular da sanki süt emen memeliler gibi suyu babalarının vücudundan içerler. Yavruları tüm suyu emdikten sonra kuş tekrar kumun üzerine sürtünerek kendini kurutur. Erkek kuş bu işi yavruların ilk tüy dökme dönemi tamamlanana ve kendi sularını kendileri temin edene kadar en az iki ay daha her gün sürdürür.

                            Yorum

                            • eerol
                              Banned
                              • 06-11-2004
                              • 8682

                              #15
                              Macaw Papağanları

                              MACAW PAPAÐANLARI

                              Bitkiler için zehirli tohumlarının olması etkili bir korunma yöntemidir. Tropikal Amerika'da yaşayan bir çeşit papağan türü olan Macaw'lar zehirli tohumlar ile beslenme konusunda uzmandırlar.
                              Bu kuşlar, besleyici değeri yüksek olan bu tohumları yedikten hemen sonra bellli bir bölgedeki kayalıklara doğru uçarlar. Oraya vardıklarında ise burada bulunan bazı killi kaya parçalarını kemirip yutarlar. Bu killi kaya parçaları tohumların içindeki zehiri emer. Böylece kuşlar bu besini mide ağrıları çekmeden sindirebilirler.
                              Bu hayvan tohumun zehirleyici etkisini teşhis edebilecek kadar tıp bilgisine sahip olabilir mi? Zehiri etkisiz kılacak bir maddenin olduğunu bilerek, bu maddeyi tespit edebilecek kadar
                              eczacılık ve kimya bilimine vakıf olabilir mi? Şüphesiz hayır!. İnsanların bile uzun süren bir uzmanlık eğitiminden sonra ulaştığı bilgilere, papağanın evrimcilerin ileri sürdüğü tesadüfi yöntemlerle ulaşması da imkansızdır.

                              Akıla sahip olmayan bir kuşun, uzun kimyasal tahlil ve incelemeler sonucu bunu keşfettiği elbette söylenemez. Bunu ona ancak her şeyi kusursuz olarak yaratan ve her şeyi bilen Allah öğretmiştir.

                              Yorum

                              İşlem Yapılıyor
                              X